1 Mayıs İşçi Bayramı Coşkuyla Kutlandı

Ülkemizde, Kastamonu'da ve tüm dünyada işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanan 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlama programı Cumhuriyet Meydanı'nda Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı önünde düzenlenen törenle gerçekleştirildi.

Düzenlenen programa Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı ve eşi Güneş Demirkıran Baltacı, Gençlik ve Spor İl Müdürü Reşat Asrak, CHP Parti Meclisi Üyesi Hikmet Erbilgin, CHP İl Başkanı İlke Karabacak,  Ticaret Borsası Başkanı Serdar İzbeli, Türkiye Yol-İş Sendikası Kastamonu 1 Nolu Şube Başkanı ve Türk-İş İl Temsilcisi Mehmet Çelik, Kastamonu’da hizmet veren sendika başkan, yönetici, üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.1 Mayıs İşçi Bayramı Coşkuyla Kutlandı

Programda sendikalar adına ortak açıklamayı Türkiye Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı ve Türk-İş İl Temsilcisi Mehmet Çelik yaptı. Ardından da Belediye Başkanı Hasan Baltacı, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Nedim Afacan, Şeker-İş Sendikası İl Temsilcisi Ali Çufadaroğlu, Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal ve Taşeron İşçiler adına da Emin Salman konuşma yaptı.1 Mayıs İşçi Bayramı Coşkuyla Kutlandı

Programda sendikalar adına ortak açıklamayı yapan Türkiye Yol-İş Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı ve Türk-İş İl Temsilcisi Mehmet Çelik; “Bugün 1 Mayıs. 1 Mayıs emeğin,  alın terinin, barışın, demokrasinin ve güvenli bir gelecek için dayanışmanın,  yardımlaşmanın günüdür. Bu gün o gündür. Bugün biz emekçilerin; günün şartlarına uygun seviyede eşit ve adil ücret uygulanmasını; vergide adaletin sağlanmasını; özgürce örgütlenmemize imkan verilmesini; tüm haklarımızın korunup geliştirilmesini; gelişen üretim teknolojilerine uyum sağlayacak işçi eğitimlerinin yapılmasını; iş sağlığı ve güvenliğinin gerektirdiği şartlara uygun çalışma ortamlarının sağlanmasını, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi meydanlarda haykıracağımız gündür.  17 Kasım 2019 tarihinde Çin’de başlayıp tüm ülkeleri etkisi altına alan Kovid-19 pandemisinin; 2022 yılında askeri operasyon ile başlayıp devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı’nın; İsrail’in Filistin topraklarına girip Filistin halkını hunharca yok etmek için başlattığı zulmün; acımasızca yaratılan terör eylemlerinin; ülkemizi ve tüm dünya ülkelerinin ekonomisini olumsuz etkilemesi, tüm bu olayların yanında 6 Şubat tarihinde 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinin ülkemizde can ve mal kaybına da neden olması, ülkemizin olumsuz etkilenmesini daha da ağırlaştırmıştır.  Ülkemizin ekonomide yaşadığı sıkıntıya bağlı olarak yüksek oranda devam eden enflasyonla mücadele ile sağlanan ücret artışlarına rağmen, ücretlerin reel değerini düşürmesi işçimizi, emeklimizi dayanılması güç geçim sıkıntısına sokmuştur” dedi.

‘2023 Yılında Bin 929 İşçi İş Kazaları Sonucu Hayatını Kaybetmiştir’

Vergi sistemine değinen Çelik; “Adil olmayan vergi sistemimize bağlı olarak ücretlerden yüksek oranda vergi kesilmesi ile işçi Ocak ayında aldığı ücreti yılın yarısından itibaren alamamaktadır. Ücretlere uygulanan düşük vergi dilimlerinin yarattığı bu uygulama, işçinin örgütlü olmadığı işyerlerinde ücretlerin düşük gösterilmesine; işçinin sosyal sigorta hakkını kaybetmesini dahi göze alarak kayıt dışı çalışmaya teşvik etmesine; ülkenin bu nedene bağlı olarak önemli miktarda vergi kaybına yol açmıştır. Yapılan mücadelemize rağmen halan sürmekte olan örgütlenmenin önündeki engeller, kaçak işçi çalıştırılmasını kolaylaştırmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliği şartlarına uygun olmayan ortamlarda çok düşük ücretlerle, çağdaş köle şartlarında işçi çalıştırılmasına devam edilmesi ülkemizin önemli sorunlarından biri olarak devam etmektedir. Sendikaya üye olmak isteyen işçinin işten çıkartılması neredeyse normal bir uygulama haline gelmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarında çoğu haklarından mahrum olarak taşeron işçilerin çalıştırılmaya devam edilmesi önemli bir sorun olarak gündemdedir. Halen ülkemizde kayıt dışı çalıştırılan işçi oranı yüzde 30 seviyelerinde devam etmektedir. Geçmiş yıllardan beri devam eden işsizlik yapısal sorun haline gelmiştir. TÜİK’in 2024 Şubat ayı verilerine göre işsizlik oranı yüzde 8,7’dir. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,3 iken, kadınlarda yüzde 11,3 seviyesindedir. Genç nüfusun işsizlik oranı ise yüzde 15,6’dır. Genç nüfusun işsizlik oranının yüksek oluşu, geleceğimizin güvencesi olan Sosyal Güvenlik Kurumunun aktif pasif dengesi bakımından büyük önem arz etmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun verilerine göre, ülkemizde her gün 5 işçi iş kazası sonucu hayatını kaybetmektedir. İş Sağlığı, İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre 2023 yılında bin 929 işçi iş kazaları sonucu hayatını kaybetmiştir. Ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa ülkeleri içinde birinci sırada, İLO’nun 12 Temmuz 2023 tarihinde güncellenen verilerine göre, dünya ülkeleri sıralamasında ise ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından 11’inci, ölümlü iş kazası sayısı bakımından 15’inci sırada yer almaktadır. Ülkemizde hemen hemen her gün en az bir kadın hunharca öldürülmektedir. Diğer bir kanayan yaramız ise çocukların her türlü şiddete karşı korunamaması ve çocuk işçiliğidir ve tüm bu konular gündemde yeteri kadar yer almamaktadır” şeklinde konuştu.

‘Sorunlarımıza Kısa Sürede Çözüm Getirilmesini Talep Ediyoruz’

Sorunlarına çözüm istediklerini söyleyen Çelik; “Bugün Emek ve Dayanışma Günümüzde tüm sorunlarımızı bir kez daha haykırıyor, kamuoyu ile iktidar ve muhalefet partileriyle paylaşıyor, sorunlarımıza kısa sürede çözüm getirilmesini talep ediyoruz. Gece-gündüz, kış- yaz, soğuk-sıcak, yağmur-kar demeden çalışarak üreten biz işçiler, emeğimizin karşılığı olan ve geçim sıkıntısı çekmeden, aile bireylerimizle birlikte çağdaş düzeyde yaşayacak ücret istiyoruz. Asgari ücretin yoksulluk sınırının üstünde belirlenmesini istiyoruz. Emekli aylığı alt sınırının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini istiyoruz. Gelir vergisinde adaletin sağlanmasını, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Yapılacak yasal düzenlemelerle örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Ülkemiz şartlarına uygun projelerin uygulanarak, etkin denetimin yapılarak kayıt dışı istihdamın önlenmesini istiyoruz. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan taşeron işçilerinin, ilgili kurumların kadrolarına geçirilmelerini ve kamu kurum ve kuruluşlarında taşeron işçi çalıştırılmasına son verilmesini istiyoruz. İşyerlerinin düzenli ve etkin denetimlerinin yapılarak mevzuatın ve teknolojinin gerektirdiği önlemlerin alınmasını ve ölümlü iş kazanlarının sonlanmasını istiyoruz. Başta sanayi olmak üzere istihdam imkanı sağlayacak yatırımların teşvik edilerek beyin göçünün önlenmesini ve işsizlik oranının kabul edilir bir düzeye çekilmesini istiyoruz. Çocukların her türlü şiddetten korunmasını ve ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerinin önlenmesini, faillerine caydırıcı ağır cezaların verilmesini ve bu tür eylemlerin son bulmasını istiyoruz. Çocukların çalıştırılmasındaki en büyük nedenlerden biri yoksulluk ve eğitimsizliktir. Erken yaşta çalışmaya başlayan çocukların, kendi yaşıtları ile oynayıp, eğlenip, güven içinde öğrenimlerini sürdürmelerini istiyoruz. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında kutladığımız Emek ve Dayanışma Günümüzde, haykırdığımız sorunlarımızın çözüme kavuşturulmasını bekliyor, tüm emekçilerimizin dayanışma gününü kutluyoruz” dedi.

‘Emeğin Değerini Hep Birlikte Yükselteceğiz’

1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Gece gündüz demeden yuvamız Kastamonu’ya, bu güzelim şehrin sokaklarına, caddelerine, kaldırımlarına, parkına, temizliğine, altyapısına, üst yapısına, kadınlarına ve gençlerine hizmet veren Kastamonu Belediyemizin değerli çalışma arkadaşlarımın da 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum. Cumhuriyetin 2’nci yüzyılı aynı zamanda emeğin ve alın terinin yüzyılı olacak. Bu açıdan önümüzdeki dönem Kastamonu Belediyesi emeğin değerinin yüceldiği, çalışma barışının sağlandığı, çalışma hayatı içerisinde adaletin, liyakatın, hakkaniyetin sağlandığı, adam kayırmacılığın bittiği örnek bir dönem olacaktır. Bunun sözünü vermeyi bir borç olarak biliyorum. Bizde sendikalaşma konusunda, çalışma hayatı konusunda sizlerle dayanışma içerisinde olacağız ve inşallah bu ülkede emeğin değerini hep birlikte yükselteceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu. 

‘Kimsenin Emeğinin Heba Olmasına Göz Yumamayız’

Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı Nedim Afacan ise, kamu görevlilerinin hak ve menfaatlerini korunmayı amaç edindiklerini vurgulayarak; “İlkemiz ‘önce ülkemiz’ parolasıyla, devletimizin birliği ve bütünlüğü; milletimizin kardeşlik, huzur ve mutluluğunu daim kılmak için ‘Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız’ diyerek kamu görevlilerimizin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi amacındayız. Başta memurlarımız olmak üzere bu ülkenin işçileri, işsizleri, emeklileri, yoksulları, kadınları ve gençleri için mücadele vermekteyiz. Bizler, emeğin en yüce değer, ekmek kavgasının kutsal olduğuna inanır, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını alması için mücadele yürütürüz. Bu doğrultuda sesimizin daha gür çıkması, sorunlarımızın gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1 Mayıs’ın bizler için taşıdığı anlam ve değer son derece büyüktür. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz. Kimsenin emeğinin heba olmasına göz yumamayız. Sendikalar bu noktada ortak çıkarlarımızı korumak için bir araya gelerek, güç birliği yaparız. Türkiye Kamu Sen olarak biz; sendikacılığı maaş pazarlığından çok, kamu çalışanlarının bütün haklarının korunup geliştirilmesi için daha geniş yelpazede mücadele etmenin bir aracı olarak görüyoruz. 1 Mayıs’ın emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve ev hanımlarının seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

‘Güvenceli Bir Çalışma Hayatı İstiyoruz’

1 Mayıs’ın sorunların çözüldüğü bir gün olması gerektiğine işaret eden Afacan, “1 Mayıs, bir hesaplaşma günü değil, çalışanların sorunlarının gündeme taşındığı ve çözümlerin arandığı gün olmalıdır. Memur, işçi ve emeklilerimizin maaşları, hayat pahalılığı karşısında sürekli erimekte, alım gücü düşmektedir. Uzun zamandan beri memur ve emeklilerimize hedeflenen enflasyon rakamlarına göre zam yapılmakta ama hedefler tutmadığı için yıl içinde memur maaşları enflasyon karşısında erimektedir. Dönem sonlarında ödenen enflasyon farklarıyla geriye dönük olarak telafi sağlanmakta bu da maaşların enflasyon karşısında sürekli erimesi sonucunu doğurmaktadır. İnsan onuruna yaraşır iş herkesin hakkıdır. İstihdamın korunması, geliştirilmesi ve işsizliğin önlenmesi, güvenli bir gelecek, huzurlu bir toplum oluşturulmasının olmazsa olmazıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde insan onuruna yaraşır bir yaşam, adil bir gelir dağılımı, güvenceli bir çalışma hayatı istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Milli Gelir Adilce Paylaşılmalıdır’

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebetiyle taleplerini dile getiren Afacan; “Özellikle emeklilerimize ve memurlarımıza ek zam ve refah payı verilerek alım güçlerinin yükseltilmesi, enflasyon farkının, ortaya çıktığı ay itibarı ile ödenmesi, 1’inci dereceye gelmiş bütün kamu personelinin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltilmesi, memurlarımıza da dini bayramlarda ikramiye verilmesi, tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılması ve emeklilikteki ayrımın kalkması, günün şartlarına uygun olarak sosyal yardımlar, ek ders, nöbet ücreti, fazla mesai gibi ödemelerin artırılması, kira, giyim, yemek yardımı gibi yeni sosyal yardım kalemlerinin oluşturulması, yardımcı hizmetler sınıfı personelinin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, kamuda mülakat uygulamasının bir an önce kaldırılarak liyakat ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi, kamu çalışanlarına şiddetin son bulması için gerekli tedbirlerin alınması, işçisiyle, memuruyla, işsizi ve emeklisiyle hep birlikte büyümesine katkıda bulunduğumuz milli gelirin adilce paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi ancak hak mücadelesine omuz veren bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün olacaktır” şeklinde açıklamada bulundu.

‘Nimette de Külfette de Adalet İstiyoruz’

Açıklamalarına devam eden Afacan; “Türkiye Kamu-Sen olarak biz; huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. Esnek ve güvencesiz istihdam modellerinin kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu, aile birliğinin teminat altına alındığı güvenceli bir istihdam sisteminde tek çatı altına toplanmasını istiyor, Devletin memuruna sıfat olarak harfler ve rakamlar değil, sadece devletin kadrolu memuru sıfatı yakışır diyoruz. Enflasyon kadar zam çıkmazından kurtulmak istiyoruz. Nimette de külfette de adalet istiyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz. Kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz. Şeffaf ve adil bir yönetim istiyoruz. Çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz. Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh, muasır medeniyet seviyesinin de üzerine çıkmış bir toplum istiyoruz. Biliyoruz ki, birliğimizi ve beraberliğimizi yenecek hiçbir güç yoktur. Bizler birlik oldukça, hiçbir güç, bizleri yok sayamayacak, haklarımızı geriletemeyecektir. Hak aramak kutsal bir mücadeledir. Bizler bu mücadeleyi yalnızca bir alanda değil; her alanda, her platformda veriyoruz. Türkiye Kamu-Sen çatısı altında oluşan bu birlikteliğin verdiği güç ve mücadele azmimiz sürdükçe bizleri zayıflatmaya, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışanlar asla bu emellerine ulaşamayacaktır. Türkiye Kamu-Sen’in mücadele ruhu çalışanlarımızı mutlu, Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini, bir ve bütün olarak ilelebet payidar kılacaktır. Çalışanlarımız emeğinin, alın terinin ve yüreğinin gücünün farkına vardığında yarınlar daha güzel olacaktır. Bu duygular içinde ‘Bir arada kardeşçe, daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, haklarımızı elde edebilmek için daha güçlü bir mücadele vereceğiz. Bu birliktelik, bizleri 21’inci yüzyılı Türk Asrı yapmak noktasındaki hedefimize ulaştıracaktır’ diyor; tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyoruz” ifadelerini kullandı.

Şeker-İş Sendikası İl Temsilcisi Ali Çufadaroğlu ise; “Emeğin gücünü meydanlarda gösteriyoruz. Bu da başlangıç. Hepinizin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı canı gönülden kutluyorum” dedi.

‘Emek Mücadelesine Ter Dökmüş Emek Kahramanlarını Selamlıyorum’

Ahmet Tevfik Bal, alandaki birliktelikten dolayı memnuniyetini dile getirerek; “Bugün bu alanda sizlerle birlikte olmaktan Birleşik Kamu-iş Konfederasyonu ve Eğitim-iş olarak çok mutluyuz. Hepinizi Birleşik Kamu iş Konfederasyonu ve Eğitim-iş adına sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Bugün burada bu buluşmayı sağlayan değerli başkanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Öncelikle son olarak İliç'te ihmaller, insan yaşamını, çevreyi, doğayı hiçe sayan anlayışın neden olduğu katliamda yaşamını yitiren işçi kardeşlerimiz olmak üzere, iş kazası denilen iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi kardeşlerimizi saygıyla, rahmetle anıyorum. 1 Mayıs 1977'deki katliamda yaşamını yitiren emekçi kardeşlerimizi saygıyla anıyorum. Sendikal hak ve özgürlükler ve emek mücadelesine ter dökmüş bedel ödemiş emek kahramanlarını selamlıyorum” dedi. 

‘Ülkemiz Uzun Bir Süredir Devam Eden Ekonomik Krizin Pençesinde’

Ahmet Tevfik Bal konuşmasının devamında; “Bugün ülkemizde ve bütün dünyada emekçiler örgütleriyle birlikte alanlarda sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe karşı barış, eşitlik, adalet ve insanca bir yaşam için taleplerini dile getiriyorlar. Bütün emekçilere Kastamonu Cumhuriyet Meydanı'ndan selamlarımızı ve dayanışma dileğimizi gönderiyoruz. Bugün ülkemiz uzun bir süredir devam eden ekonomik krizin pençesinde. Krizin bütün yükünü emekçiler, emekliler, işsizler, dar gelirli yurttaşlarımız çekiyor. Emeklilerimizin büyük kısmı açlık sınırının altında, çalışanlarımızın da büyük kısmı yoksulluk sınırının çok çok altında, açlık sınırı civarında ücretlerle geçinmeye çalışıyorlar. Beslenme, barınma gibi temel insani ihtiyaçların karşılanamaması durumuyla yüz yüzeyiz. Peki, değerli kardeşlerim; bu durumun sorumluları kimler? Bu krizi siz mi yarattınız? Krizin sorumlularını biliyoruz, biliyorsunuz. Kendi hatalarının, siyasi ve ekonomik tercihlerinin yarattığı krizin sorumluluğu onlarda değilmiş gibi davranıyorlar. Krizin çözümü için vergileri artırma, her türlü mal ve hizmete fahiş zamlar yapılması, ücret ve maaşların baskılanması düşünülen başlıca önlemler arasında. Kamuda tasarruf yapacaklarmış. Bunun anlamı şu: kamuda istihdamı azaltma, ücretleri baskılama, kamu hizmetlerinin kalitesinin kötüleşmesi, eğitim ve sağlık hizmetlerine daha az kaynak, kamusal hizmetlere erişimin zorlaşması... Tasarruf dedikleri bunlar, itibardan, şatafattan, birkaç yerden birden alınan maaştan, debdebeden tasarruf yok” şeklinde açıklamada bulundu.

‘Krizin Sorumlusu Biz Değiliz’

Ahmet Tevfik Bal son olarak; “Buradan ilan ediyoruz. Krizin sorumlusu biz değiliz. Yükünü, sıkıntısını çeken biziz. Faturayı bize ödetemezsiniz! Biz kamu emekçileri olarak çalışanıyla, emeklisiyle bütün yurttaşlarımızın insanca yaşamaya yeterli bir ücret almasını istiyoruz. İşsizliğe çare bulunmalı, istihdam artırıcı önlemler alınmalı, ihtiyaç kadar öğretmen ataması yapılmalıdır. Apaçık torpil olan mülakat uygulaması kaldırılmalıdır. Kamu emekçilerinin göstermelik değil, gerçek anlamda grevli toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşmasını istiyoruz. Yaşamın her alanında kör bir şiddet sarmalı aldı yürüdü. Özellikle kamu hizmeti yapan sağlık personelimiz ve öğretmenlerimiz görevlerini yerine getirirken şiddete maruz kalıyorlar. Bunun önlenmesi için acil yasal düzenlemeler yapılmasını istiyoruz. Devlet anayasamızda yazılı olan sosyal hukuk devleti olmanın gereğini yerine getirmelidir. Emek ve alın terine saygı duyulduğu, emekçinin hakkını aldığı, eşitliğin, adaletin, özgürlüğün, barış ve kardeşliğin hakim olduğu aydınlık Türkiye umuduyla 1 Mayıs Emek, Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günümüzü kutluyorum” dedi.

Son olarak Taşeron İşçiler adına konuşan Emin Salman, tüm kamuda taşeron kalan işçilerin kadroya geçirilmesini talep ederek, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutladı.

Program sonunda Eğitim-İş Şube Başkanlığınca müzikli alay çekme programı düzenlendi. Davul zurna ekibi gösteri yaptı. Her iki etkinlik de program renk kattı.
 

Özel Haber

Bakmadan Geçme