AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: 'Kastamonu'nun Beklentilerini Dinledik'
Bölgesel İnsan Hakları Başkanları Toplantısı kapsamında saha ve ziyaretlerde bulunmak üzere Kastamonu'ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, AK Parti İl Başkanlığı'nda basın açıklaması düzenledi.
Bölgesel İnsan Hakları Başkanları Toplantısı kapsamında saha ve ziyaretlerde bulunmak üzere Kastamonu'ya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, AK Parti İl Başkanlığı'nda basın açıklaması düzenledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın Kastamonu'daki programları kapsamında muhtar derneklerini ve esnaflarını ziyaret etti. Muhtarlarla ve esnaflarla bir süre sohbet eden Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, AK Parti İl Başkanlığı'na geçerek basın toplantısı düzenledi.
Kastamonu'da düzenlenen Bölgesel İnsan Hakları Başkanları Toplantısı kapsamında konuşan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın; 'Kastamonu'da il başkanlığımızda bir toplantı gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıda bölgedeki birçok şehrimizden İnsan Hakları Başkanlarımız Kastamonu'da toplandılar. Biz de bu toplantıda son dönemde Türkiye'de yaşanan gelişmeleri, özellikle insan hakları perspektifinden kendi aramızda bir değerlendirmeye tabi tutacağız. Bir bölgesel toplantı gerçekleştireceğiz. Bu anlamda Kastamonu'ya bize ev sahipliği yaptıkları için, başta il başkanlığımız ve milletvekillerimiz olmak üzere tüm Kastamonu'ya çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten harika bir ev sahipliği yaptılar. Sabah geldiğimiz andan itibaren Kastamonu'da belli noktaları ziyaret ettik. Bugün bu toplantımızı burada yaptıktan sonra yine Kastamonu programlarımıza devam edeceğiz. Valilik ziyaretimizden muhtarlar ziyaretimize kadar, ardından çarşıda esnaf ziyaretimizden, meydanda vatandaşımızla sohbete kadar birçok programı gerçekleştirdik anlamda Kastamonu teşkilatımıza çok teşekkür ediyoruz. Yine geldiğimizden bu yana tabii ki Kastamonu'nun kendi gündemine dair çeşitli konuları ele alma şansına sahip olduk. Kastamonu'da partimize ve Cumhurbaşkanımıza yönelik beklentileri dinleme fırsatı bulduk. Benzer konuların zaman zaman gündeme geldiğini görüyoruz. Dün itibarıyla Türkiye'de Muhtarlar Günü'ydü. Bugün muhtarlarımızı ziyaret ettiğimizde aslında Kastamonu'nun bir anlamda fotoğrafını çekme şansına da sahip olduk. Muhtarlarımızın Kastamonu'da çeşitli beklentileri dile getirmesine de şahitlik ettik. Bugün bu basın açıklamasında da tekrar kendilerini Muhtarlar Günü vesilesiyle tebrik ediyorum' dedi.
'Muhtarlar Toplumun Önemli Bir Kısmını Temsil Ediyor'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, muhtarların halkı temsil ettiğini belirterek; 'Cumhurbaşkanımız tüm Türkiye ile her türlü samimi iletişimi kurmayı becerebilmiş bir siyasi liderdir. Tüm Türkiye'nin en kılcal damarlarına kadar ilişki kurmayı becerebilmiş bir liderdir. O yüzden muhtarlarımızın da kendisine yönelik ciddi bir teveccühü var. Türkiye'de kimsenin aklına gelmezken, Cumhurbaşkanımız samimi bir şekilde muhtarlarla toplantılar yaparak Türkiye'nin dertlerini dinleme iradesini göstermiştir. Ama ilginç bir şey; bugün geldiğimden bu yana muhtarların çeşitli söylemleri arasında Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı'nın gerçekten muhtarlara yakışmayacak şekilde hitap ettiğini, onları kendi toplantılarına katılmaya zorladığını duydum. Böylesi bir günde bunları çok dile getirmek istemem ama bugün muhtarları ziyaret ettiğimde bile AK Parti'nin topluma yaklaşımıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin topluma yaklaşımı arasında devasa bir farkı tekrar görme şansına sahip oldum. Muhtarlarımıza yönelik kendi toplantılarına katılmaya yönelik baskı kurup sonrasında da o baskıya sonuç alamayınca o insanlara hakaretler etmelerini, küfürler etmelerini ciddiyetle kınıyorum. Kastamonu'nun özellikle ciddi bir kırsal nüfusu, köy nüfusu olması nedeniyle muhtarlar oldukça toplumun önemli bir kısmını temsil ediyor. Bu anlamda onlara yönelik Cumhuriyet Halk Partisi tavrının hoş olmadığını tekrar tekrar dile getirmek isterim. Bugün Kastamonu'daki programlarımız aslında üniversite ziyareti ve gençlerle bir arada olmak şeklinde de devam edecek. Ben daha önce Kastamonu'ya birkaç defa geldim, her seferinde çok memnun ayrıldım. O yüzden biraz önce buraya yürüyerek gelirken meydandaki abilerimizin, ablalarımızın, kardeşlerimizin yine partimize ve Cumhurbaşkanımıza yönelik teveccühünü görmek, o samimi yaklaşımı görmek beni ayrıca mutlu etti. Tüm Kastamonululara hepinizin huzurunda tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Önümüzdeki dönemlerde Kastamonu özelinde programlarımız ve çalışmalarımız devam edecektir' ifadelerine yer verdi.
'Dünya Şu An Gerçekten Oldukça Kırılgan Bir Dönemden Geçiyor'
Türkiye'nin bölgesel ve küresel gelişmeler karşısında istikrarını koruyan bir ülke olduğunu vurgulayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın; 'Bu sıralar Türkiye'de biz birçok meseleyi konuşurken aslında dünya siyasetini de konuşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Çünkü dünya şu an gerçekten oldukça kırılgan bir dönemden geçiyor. O kırılgan dönemin izlerini de aslında biz hemen çevremizde, çevre şartlarımızda görüyoruz. Neredeyse çevremizde savaşa bulaşmamış, iç savaşa tutuşmamış ülke kalmadı gibi. Bunların arasında Türkiye aslında bir istikrar adası gibi duruyor. O istikrar adası gibi durabilmek için de her zaman daha güçlü, daha birlik ve beraberlik içerisinde olmaya, daha istikrarlı bir siyasi gündemi takip etmeye ihtiyacımız var. Biz AK Parti olarak aslında baştan itibaren ülkenin istikrarı ve geleceği için bu mimar üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Ama özellikle birkaç şeyin altını çizmek isterim. Gazze'de iki yıldır devam eden bir soykırım vardı. O soykırım esnasında biz Türkiye olarak elimizden gelen bütün çabaları Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde sergiledik. Maalesef siyasileştirilmemesi gereken konulardan biri olmasına rağmen Gazze, muhalif partiler tarafından siyasallaştırılmıştır. O iki yıllık süre zarfında başta Gazellilerin durumuna sahip çıkmak yerine meseleyi idare edici açıklamalar yapanlar, süreç esnasında toplumumuzun Gazze hassasiyetini gördükçe sanki kendilerinin de Gazze'ye dair bir hassasiyeti varmış gibi davranmaktan geri durmadılar. Mesela 'Hamas bir terör örgütüdür' diyen Özgür Özel, iki yılın sonunda İsrail'i açıktan suçlayabilme cesaretini gösterdi. Ama bunlar da yetmiyormuş gibi Cumhurbaşkanımıza, iktidarımıza, AK Parti'ye yönelik Gazze hassasiyetini sorgulayıcı ifadeler kullanmaya devam ettiler. Biz onlara, bunun doğru bir siyaset yapma biçimi olmadığını uzun süredir anlatmaya çalıştık. Ama görüldüğü gibi cevabı aslında uluslararası arenadan geldi. Gazze üzerine bugün bir ateşkes anlaşması imzalandı. 'Türkiye ne yapıyor, Türkiye ne yaptı?' diyenler; Türkiye'nin iki yıl boyunca yaptıklarını görmeyenler veya görmezden gelenler, iki yılın sonunda ateşkes anlaşmasını imzalayan taraflardan birinin Türkiye olduğunu gördüklerinde umarım utanacak kadar hassasiyet sahibi insanlardır. Cumhurbaşkanımız Türkiye'yi temsilen uluslararası arenada, Gazze'yi baştan itibaren en samimiyetle ve en güçlü seda ile savunan liderlerin başında gelmiştir. O nedenle Gazze'de bir anlaşma yapılırken Türkiye'yi dışlayan bir anlaşma yapılamazdı. O nedenle Cumhurbaşkanımız Gazze anlaşmasını imzalayan dört devlet başkanından birisidir. Gördüğünüz gibi o toplantıya Avrupa'dan veya dünyanın geri kalanından birçok devlet başkanı davet edildi. Ama Gazze üzerine bir söz söylenecekse, o sözü söyleyen ülkelerin başında Türkiye gelir. Bunu bilen dünya da aslında o anlaşmada Türkiye'nin yeri olması gerektiğini görmüştür. Bunu Türkiye'deki muhalefete de öğretici olmasını ümit ediyorum' diye konuştu.
'İstikrarlı Bir Türkiye Olmasını İstiyoruz'
İstikrarlı ve güçlü bir türkiye hedeflediklerini söyleyen Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın; 'Dünyanın nereye gittiğine dair uzmanlar bile çok kolay tespitler yapamıyor, öngörülerde bulunamıyorlar. O nedenle, biz Türkiye'nin dünya siyaseti nereye evrilirse evrilsin çok daha güçlü ve çok daha istikrarlı bir Türkiye olmasını istiyoruz. Bu nedenle Türkiye'nin en temel sorunları nelerse onları bunca yıldır çözme gayreti göstermiş AK Parti'nin önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak problemleri çözmeye eğileceğini biliyoruz. Bunların başında da terörsüz Türkiye geliyor. Uzun süredir Cumhur İttifakının öncülüğünde Türkiye'de terör meselesini artık vatandaşın gündeminden kaldırmak için uğraşıyoruz. Bir inisiyatif başlatıldı. Bu inisiyatif teröre çağrıda bulunuyor, bakın terörle Türkiye'yi kimsenin diz çöktürmesi mümkün değildir' Bunu uzun yıllar verdiğimiz mücadele göstermiştir. En zayıf dönemlerimizde bile teröre karşı diz çökmeyen Türkiye artık ulaştığı kapasiteyle terörü kendi gündeminden çıkarabilecek hale gelmiştir. Terör örgütüne tek bir şey söylüyoruz. Ortada bir müzakere pazarlık gibi bir süreç söz konusu değildir. 'Ey terör örgütü terörle varabileceğin hiç bir yer yoktur, onun için bir an önce silahlarını bırakman senin için de Türkiye için de daha iyi olacaktır' Terörsüz Türkiye temelinde merkezinde bu var. Biz de AK Parti teşkilatlarımıza her ziyaretimizde vatandaşımıza bu konuyu anlatmaları için, bunun altını özellikle çizmelerini talep ediyoruz. Teşkilatlarımız da sağ olsun sahaya çıktıklarında Türkiye'deki terörsüz Türkiye meselesinin ne olduğunu ve ne olması gerektiğini, Cumhur İttifakı'nın ve AK Parti'nin yaklaşımını vatandaşlarımıza iletme görevinde bulunuyorlar. Bu zamana kadar bu konuyla ilgili aldığımız değerlendirmeler oldukça pozitif. Umuyoruz ki terör örgütü de terörle hiçbir yere varamayacağını en nihayetinde kavramıştır, umuyoruz ki Türkiye'nin ayağında 40-50 yıldır pranga gibi duran terör meselesi artık Türkiye'nin gündeminden kalkacaktır' dedi.
'Kıbrıs Türkiye'nin En Milli Davalarından Bir Tanesidir'
Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın son olarak; 'Son olarak dün Kıbrıs'ta bir seçim gerçekleştirildi. O seçime dair de bir iki söz söylemek isterim. Kıbrıs Türkiye'nin en milli davalarından bir tanesidir. Kıbrıs Türk halkının en hassas olduğu konular arasındadır. Uzun yıllar boyunca bir mezalimin ardından Kıbrıs Türkü 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından güvenliğini kazanmış ve herhangi bir şekilde tekrar böyle bir zulme uğrama ihtimalinden uzaklaştırılmıştır. Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tüm dünya çapında artık tanınırlığa ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Kıbrıs meselesi Türk toplumunun en birleştirici meselelerinden birisidir. Kıbrıs Türkü'nün asla başka bir güç tarafından mezalime uğramasına müsaade edilmeyecektir. Bu zamana kadar Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde birçok şey konuşuldu, söylendi. Ama Türkiye'nin konumu da bu konuda net. Biz artık Kıbrıs'ta 2 devletli çözümün tüm dünya tarafından tanınması gerektiği kanaatine varmış durumdayız. AK Parti iktidarı olarak bu pozisyonumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Seçimlerin tüm Kıbrıs halkına Kıbrıs Türklerine hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz. İnşallah yeni seçilen yönetimle Türkiye'nin bu zamana kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde olduğu gibi Türkiye ile oldukça başarılı bir ilişki yürütür. Bu ilişkilerin yürütüleceğine biz canı gönülden inanıyoruz. Özellikle seçilen adayın ilk konuşmasında verdiği mesajlar çerçevesinde hem Dışişleri Bakanımıza hem Cumhurbaşkanı Yardımcımıza hem de Cumhurbaşkanımıza selamlarını ve teşekkürlerini iletmiş olmasını önemli ve kayda değer buluyoruz. İyi bir açıklama iyi bir başlangıç olarak değerlendiriyoruz. Biz Türkiye olarak Kıbrıs'ı her türlü zor şartta desteklemeye devam etmiş bir devletiz. Bundan sonra da böyle olacaktır. Ama Kıbrıs'ın da Türkiye ile ilişkilerini her türlü diğer ilişkilerinden aziz tutacağına hepimiz inanıyoruz. İnşallah yeni yönetimin de yaklaşımı bu olur diye tahmin ediyoruz. Hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyoruz' şeklinde konuştu.