CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak: 'Bizim Önceliğimiz Çiftçimizin Emeğidir'

CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak, Tosya'daki kuruyan çeltik tarlaları ve Seydiler'de susuz kalan tarım arazileriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak: 'Bizim Önceliğimiz Çiftçimizin Emeğidir'

CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak, Tosya'daki kuruyan çeltik tarlaları ve Seydiler'de susuz kalan tarım arazileriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Karabacak, çiftçilerin yaşadığı sorunlara iktidarın kayıtsız kaldığını belirterek, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'yı göreve çağırdı.

Tosya'da kurumuş bir çeltik tarlasında açıklama yapan Karabacak, yalnızca pirinç üreticilerinin değil, Kastamonu genelindeki çiftçilerin de susuzluktan etkilendiğini söyledi.

CHP İl Başkanı Dilek İlke Karabacak açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bugün Tosya'nın bereketli topraklarındayız ama ne yazık ki arkamızda bereket değil, kurumuş bir çeltik tarlası var. Susuz kalan ne yazık ki sadece Tosya'daki pirinç üreticimiz değil. Geçtiğimiz hafta Devlet Su İşleri'nin önünde toplanan muhtarlarımız Seydiler'de 6 bin dönüm tarım arazisinin susuz kaldığını, pancarın, yulafın, mısırın tarlada kuruduğunu söyleyerek feryat etti. Ne Seydilerli muhtarlarımızın ne de Tosya'daki pirinç üreticimizin sesini duyan var. Kastamonu'nun sorunlarını çözsünler diye Ankara'ya gönderdiklerimiz eken biçen üreten çiftçiye sağır, tarlada çürüyen kuruyan mahsule körler. Onların gözü de kulağı da varsa yoksa sarayda. Çiftçimiz, üreticimiz, eli nasırlı kadınların alın teri umurlarında değil. Olmaz çünkü; AKP'li Cumhurbaşkanının tarlaya galoş giyip girdiği yerde milletvekillerinden fazlasını beklemek mucize olur. Aslen Kastamonulu olan Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı'yı da anmadan geçmemek lazım. Acaba sayın bakan ne iş yapıyor? 'Bu toprakların, bu memleketin evladıyım' diyor ama Kastamonu'ya geldiğinde kafasını klimalı salonlardan çıkarıp tarlaya, tapana bakmıyor. Çiftçinin, emekçinin halini hatırını sormuyor. Sayın bakan. Eğer bu memleketin evladıysan. Tosya'daki çeltiği de Seydiler'deki pancarı da Taşköprü'deki sarımsağı da duyacaksın, duymak zorundasın. Çiftçinin, üreticinin derdiyle dertlenmek, onu çözmek zorundasın. Bakın sulama kanalları susuz. Çiftçi feryat ediyor. Bu sorunu çözmek sizin boynunuzun borcudur. Bugün çiftçiyi susuz bırakanlar, bu milletin sofrasına ateş düşürüyor. Çünkü; toprak sürülmeden, çiftçinin yüzü gülmeden, memleketin yüzü de gülmez. Çeltik, pancar, mısır, yulaf tarlada kuruyor, kavruluyor. Bu susuzluk bir doğa olayı değil; aslında bir yönetim sorunudur. Ne yazık ki çiftçiye, üreticiye değer vermeyen AKP iktidarı, ülkemizi ithalatçı konumuna getirdi. Her konuşmalarında 'yerli ve millilik' vurgusu yapanlar, yerli malını bitirdi. Türkiye'yi ithal ürüne mahkum etti. Bu yönetim anlayışı yüzünden her geçen gün çiftçi üretimden kaçıyor, üretmez oluyor. 2000 yılında köy nüfusumuz 201 bin 456 kişiyken bugün 137 bin 565 düştü. Çocuklarımız, gençlerimiz işsiz. Sizin yüzünüzden çiftçilikten bezmiş, tarımdan kopmuş. Şehirlerde asgari ücretli iş kovalar hle gelmiş. Sizden önce Türkiye, tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyken. Bugün buğdayı, arpayı Ukrayna ve Rusya'dan, nohudu Meksika'dan, mercimeği Kanada'dan, çerezlik ayçiçeğini Çin'den, büyükbaş hayvanı ise Arjantin, Brezilya ve Avustralya'dan ithal eden bir ülke hline geldik. Çiftçimiz üretmesin, yabancı çiftçiler kazansın diye kurulmuş bir düzene dönüşen bu anlayışla mücadelemiz sürecek. CHP olarak bizim önceliğimiz bu topraklarda üretimdir, alın teridir, çiftçimizin emeğidir. Çünkü biz, tarım ve hayvancılığı milli olması gereken stratejik bir alan olarak görüyoruz. Binlerce yıldır buğday yetişen, pancar yetişen, sarımsak yetişen, çeltik yetişen bu bereketli topraklara sahip ülkemize ithal ürün girmesini kabul etmiyoruz. 'Köylü milletin efendisidir' diyen Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden yürümeye devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki; üretim durursa, toprak susuz kalırsa çiftçi değil, Türkiye kaybeder. Çünkü biliyoruz ki; tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz.'

Bakmadan Geçme