'Demokrasi insan fıtratına en uygun rejimdir'

BARO BAŞKANI AVUKAT MEHMET ÇİFTCİ: Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftci ve Avukatlar 5 Nisan Avukatlar Günü'nde Adliye Sarayı önünde çelenk bıraktı. 5 Nisan 1958 tarihinde İzmir'de yapılan toplantıda alınan karardan bu tarafa, Avukatlar Günü'nü aynı heyecan ile kutladıklarını ifade eden Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftçi 'Bu gün ülkemiz çok ağır bir süreçten geçmektedir. Ülkemizin etrafındaki...

BARO BAŞKANI AVUKAT MEHMET ÇİFTCİ: Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftci ve Avukatlar 5 Nisan Avukatlar Günü'nde Adliye Sarayı önünde çelenk bıraktı. 5 Nisan 1958 tarihinde İzmir'de yapılan toplantıda alınan karardan bu tarafa, Avukatlar Günü'nü aynı heyecan ile kutladıklarını ifade eden Baro Başkanı Avukat Mehmet Çiftçi; 'Bu gün ülkemiz çok ağır bir süreçten geçmektedir. Ülkemizin etrafındaki emperyalist güçlerin kuşatması her geçen gün daha da daraltılmaktadır. Tüm komşularımızda ciddi ekonomik ve sosyal çalkantılar meydana gelmiş, bu durumdan da ülkemiz son derece olumsuz etkilenmiştir. Buna bağlı olarak, ülkemizde daha da sıkıntılı günler yaşanabileceği izlenimi ve beklentisi her geçen gün artmaktadır' dedi Açıklamasında ülkemizde yaşanan terör olaylarına değinen Çiftci, şunları kaydetti: 'Gün geçmiyor ki, şehit haberi gelmesin. Gün geçmiyor ki ülkemizin değişik şehirlerinde büyük patlamalar olmasın, çocuk kadın yaşlı genç vatandaşlarımız katledilmesin. Ancak şu herkes tarafından çok iyi bilinmeli ki, temelleri taaa binyıllar öncesine dayanan Yüce Türk Milletinin kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Bu sebeple ve vesile ile kahraman ordumuzdan, gözbebeğimiz emniyet teşkilatımızdan ve vatandaşlarımızdan şehit olanları rahmetle, gazi ve yaralılarımızı ise minnetle anıyorum. Komşularımızı ve ülkemizi kan gölüne çevirenleri şiddetle kınıyorum. Meclis kürsüsünde oturup konuşan veya değişik makam ve mevkileri işgal edip te, terörü ve teröristi kınamayanları, hatta destek verenleri de kınıyorum. Yine ve özellikle geçen dönem içerisinde, avukat meslektaşlarımızdan, hakim ve savcılarımızdan ahirete intikal etmişleri de rahmetle anıyorum.' 'PARLAMENTER REJİMDEN VAZGEÇİLMESİNİN ÜLKEYE CİDDİ ZARARLAR VERECEĞİ AŞİKARDIR' Avukatlar Günü etkinliklerinin eğlence bölümlerini iptal ettiklerini söyleyen Çiftci; 'Kastamonu Barosuna mensup tüm avukat arkadaşlarımın da aynı düşünce içerisinde olduğu inancıyla, her gün birkaç baba ocağına, ana yüreğine ateş düştüğü, yüreklerin dağlandığı bir dönemde, her  yıl düzenlemiş olduğumuz 5 Nisan Avukatlar günü etkinliklerinin eğlence bölümlerini, bu hassasiyetimiz nedeniyle Kastamonu Barosu Yönetim Kurulu olarak iptal ettik. Bu hususu taktirlerinize arz ediyorum. Çok değerli meslektaşlarım, ülkemizde geçmiş dönemde hız kazanan ancak bir ara duraklamakla birlikte şu anda yeniden gündeme gelen yeni anayasa çalışmalarının da, bu aşamada gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Birçok anayasa profesörünün de ortak görüşü şudur ki, TC Anayasası Avrupa'nın temel ve hak ve özgürlükler yönünden en modern ve özgürlükçü anayasalarından bir tanesidir. Bu nedenle, Anayasanın kökten değiştirilmesinin olumlu hiçbir anlamı yoktur. Anayasamız 1982 yılından bu tarafa birçok kez değişikliğe uğramıştır. Eğer ihtiyaç duyulan hususlar varsa (ki vardır) yeniden o konuya hasreten değişiklik yapılması mümkün iken, yani mevcut anayasada değişiklik mümkün iken, yeni anayasa yapımı çalışmalarına farklı anlamlar yüklemek gerekir kanaatindeyiz. Bu bağlamda, Anayasanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel niteliklerini belirleyen maddelerinde değişikliğe gidilmesinin, Devletimizin üniter yapısının değiştirilmesinin, parlamenter rejimden vazgeçilmesinin ülkeye ciddi zararlar vereceği aşikardır.  Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 'demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir' Anayasada da tanımını bulan bu nitelendirme, diğer rejim ve yönetimlere göre bir farkındalıktır, ayrıcalıktır. Demokrasi insan fıtratına en uygun rejimdir. Devlet laik olmakla, tüm vatandaşlarına eşit mesafededir. Bu aynı zamanda din ve vicdan hürriyetinin bir teminatıdır. Tüm hak ve özgürlüklerin en önemli temeli ise, Hukuk Devleti olmakta yatmaktadır. Hukuk devleti, evrensel insan haklarını kabul eden ve saygı duyan, bu hakları iç hukuk kuralları ile teminat altına alan, otoritesini bu kurallarla sınırlayan, yöneticilerinin bu kurallara saygı duymasını sağlayan, özellikle yargı erkinin bağımsızlığına inanan, bu yönde gerekli yasal düzenlemeleri yapan, yargı kararlarının tüm kurumları bağlayıcılığına inanan, hakim teminatının tartışmasız tam olduğu, savunmanın da bağımsızlığına inanan ve savunmaya hak ettiği saygıyı ve önemi gösteren devlettir' değerlendirmesinde bulundu. 'SAVUNMASIZ YARGILAMA HİÇBİR ŞART ALTINDA ADİL DEĞİLDİR' Yargının, adaletin kurucu unsuru olan meslektaşlarına hitaben konuşmasını sürdüren Çiftci, şunları kaydetti: 'Savunma mesleği adaletin olmazsa olmazıdır. Savunmasız yargılama, hiçbir şart altında adil değildir. Bir kararın adil kabul edilebilmesi için, öncelikle tarafların yargılama aşamasında kendilerini yeterince ifade ettikleri inancını kabul etmeleri gerekir. Savunma aynı zamanda, tüm erklere güçlere karşı, vatandaşın temel hak ve hürriyetlerinin teminatıdır. Bu nedenledir ki, savunma yani avukat ve barolar, gerçek hukuk devletinin teminatıdır, olmazsa olmazıdır. Diğer bir anlatımla, insan hak ve özgürlüklerinin temelidir. Unutulmamalıdır ki, yetki-güç elindeyken fütursuzca temel hak ve özgürlükleri ihlal edenler, savunmayı hiçe sayanlar veya faaliyetlerini engelleyenler, bir süre sonra, bu hak ve özgürlüklere, bu hak ve özgürlüklerin teminatı olan savunmaya ve avukatlara muhtaç olmuşlardır. Özgürlüklerin teminatı çok değerli meslektaşlarım; hem ülkemizin sosyal problemleri ve hem de adalet teşkilatının ve savunma mesleğinin problemleri, bizleri hiçbir zaman yıldırmamalı, adalete olan inancımızı bir an bile kaybetmeden mesleğimizi icra etmeye devam etmeliyiz.  Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere; Avukat sayısının 90.000'e dayandığı ülkemizde, sayısı bile belli olmayacak kadar hukuk fakültesi açılması ve buna bağlı olarak ölçüsüz öğrenci alımı, avukatlık mesleğine geçişte sınav ve kota konulamaması,  meslek alanlarını genişletecek çalışmaların yapılmaması, mesleğin üzerinden hala vesayetin kalkmaması, mesleğe yeni başlayan arkadaşların ekonomik durumlarının gözardı edilmesi, özelikle kamu avukatlarının hem ekonomik ve hem de statü problemlerinin çözülmemesi, özellikle son dönemde Yüksek Mahkeme Kararlarında da belirtildiği üzere kamu görevlisi kabul edilen avukatların diğer kamu görevlilerine tanınan haklardan mahrum edilmesi gibi onlarca ciddi sorunumuz vardır.' 'AVUKATLARA KARŞI VUKUU BULAN SALDIRILARI ŞİDDETLE KINIYORUM' Son zamanlarda birkaç kere ilimizde de yaşanılan avukatlara karşı vukuu bulan saldırıları da şiddetle kınayan Mehmet Çiftci; 'Bu tür olaylara karışan tüm faillerin en şedit şekilde cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyor ve bu konuda gerekenin yapıldığına ve yapılacağına inanıyoruz. Saldırıya uğrayan meslektaşlarıma geçmiş olsun diyor, tüm avukatların ve Türkiye Barolar Birliğinin ve Türkiye Baroları ile Kastamonu Barosunun da yanlarında olacağını bilmelerini istiyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, yeniden tüm meslektaşlarımın avukatlar gününü kutluyor, mutlu, huzurlu ve hukukun tam anlamda hakim olduğu yarınlarda buluşmak dileği ile saygılar sunuyorum' diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bakmadan Geçme