İlaç Sıkıntısı Masaya Yatırıldı

Türk Eczacıları Birliği 26. Bölge Kastamonu Eczacı Odası'nı ziyarete gelen Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney ülke genelindeki ilaç sorunlarına değindi.

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney'in 26. Bölge Eczacı Odası'nın yeni Yönetimi'ne hayırlı olsun ziyaretlerinde açılış konuşmasını gerçekleştiren yeni dönem 26. Bölge Eczacı Odası Başkanı Ecz. Aytaç Korhan Özcan, 'Öncelikle, Türk Eczacıları Birliği Başkanımız Sayın Ecz. Arman Üney'e yeni Yönetim Kurulumuz'a yapmış olduğu hayırlı olsun ziyaretleri için teşekkür ediyorum.Son zamanlarda kendini her geçen gün daha da artarak gösteren ilaç azlığı ve ilaç yoklukları hem biz eczacıları hem de halkımızı ciddi şekilde mağdur etmektedir. Eczanelerimizde hastalarımıza ilaç temin etmekte zorlanıyor, birçok vatandaşımız da ilacını alamadan eczaneden ayrılmak zorunda kalıyor. Her yıl benzer dönemlerde yaşanan bu ilaç yokluğu ve azlığı sorununun artık kalıcı bir çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum.nYerli ve yabancı ilaç sanayiinin üretim maliyetlerinin artmasına neden olan iki büyük girdi bulunmaktadır. Bunlardan biri ülkemizdeki ekonomik enflasyon, diğeri ise kur artışıdır. Bu iki unsur, ilaç sanayii ve ilaç lojistiğini üstlenen ecza depoları üzerinde ciddi mali baskılar yaratmaktadır. Artan maliyetler nedeniyle ilaç arzında kısıntılar ve aksaklıklar yaşanmaktadır.Biz eczacılar olarak, eczanelerimizin yeniden adeta bir yangın yerine dönmesini istemiyoruz. Bu sorunlar sadece eczacıları değil, doğrudan halkın ilaca erişimini ve sağlık hizmetini de olumsuz yönde etkilemektedir. Eczane ekonomilerinin güçlendirilmesi, ilaç arz zincirinin sürdürülebilirliği ve vatandaşlarımızın ilaca kolay ulaşabilmesi için kalıcı adımların atılmasını talep ediyoruz' değerlendirmesinde bulundu.

'Eczanelerimizin İlaca Ulaşmasını Hem De Halkımızın Sağlığa Erişimini Engelliyor'

Son dönemde yaşanan ilaca erişim sorunlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulunan, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney ; 'Son dönemde eczanelerimizde ilaç bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bazı ilaçlar hiç bulunamıyor, bazılarıysa ancak çok sınırlı miktarda temin edilebiliyor. Bu durum hem hastalarımızın tedavisini aksatıyor hem de eczacılarımızı gerçekten zor durumda bırakıyor. Özellikle kanser, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar, çocuk ilaçları, göz damlaları ve bazı antibiyotikler gibi çeşitli ilaç gruplarında erişim sorunu yaşanıyor. Her yıl özellikle yılın son aylarında 'zam gelecek' beklentisi ile bu sorunlar tekrar tekrar baş gösteriyor. Bu, hem eczanelerimizin ilaca ulaşmasını hem de halkımızın sağlığa erişimini engelliyor' dedi.

'Tedarik Zincirinde Aksamalara Yol Açıyor'

Sorunlara yönelik konuşan, Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney ; 'Ama şunu net söyleyelim: Bu sorunun sorumlusu kesinlikle eczacılar değil! Meslektaşlarımız, hastalarına ilaç bulabilmek için gece gündüz demeden büyük bir çabayla çalışıyor, hastalarına gereken ilacı bulamamanın tedirginliğiyle nöbetlerini tutuyor. Artık her yıl tekrar eden ilaç yokluğu sorununa kalıcı bir çözüm bulmak bir zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü ilaç fiyatlarının sadece yılda bir kez, Avro kuruna bağlı olarak güncellenmesi, tedarik zincirinde aksamalara yol açıyor. Bunun yerine fiyat güncellemelerinin yıl içine yayılması ve birkaç defa yapılması, bu sorunun önemli ölçüde önüne geçecektir. Toplum sağlığı, tasarruf yapılacak bir alan değildir. Türk Eczacıları Birliği olarak, halkımızın ilaca kesintisiz ulaşabilmesi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. İlaç üretiminden tedarik zincirine kadar herkesi aynı sorumlulukla hareket etmeye ve kamu otoritesini bu sorunun bir daha yaşanmaması için tüm taraflarla bir araya gelip kalıcı çözümler üretmeye davet ediyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Halk Sağlığı İçin Bu Büyük Bir Fedakrlıktır'

Basın mensuplarının sorularına cevap veren Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Arman Üney; 'Şimdi, ilaç üretiminde yerli üretim tabii ki var. Yani yerli ilaç sanayi mevcut. Aslında işin en önemli tarafı da bu. Çünkü Türkiye Eczacıları Birliği olarak kanunumuzun bize verdiği görev, yerli ilaç sanayisini koruyup kollamaktır. Biliyorsunuz, bir pandemi süreci yaşadık. COVID döneminde aşı bekledik. Herkesin aşı olabilmesi için 'aşı gelecek' diye umut ettik. Eğer o aşıyı kendimiz üretebilseydik, o zorlukları yaşar mıydık? Temelde söylemek istediğimiz şey de bu. Yerli ve milli ilaç sanayisini güçlendirme gibi bir görevimiz var. Başka bir sıkıntı ya da problem yaşandığında, ilaç sanayi tüm sektörlerden çok daha önemlidir. Çünkü insan sağlığı çok daha önemlidir, geçiştirilebilecek bir konu değildir. Bu yüzden evet, Türkiye'de yerli ilaç sanayi var ve ilaç üretimi önemli bir seviyededir. Ancak ilaç sanayinin en büyük sıkıntısı, bir yıl öncesinde yapılan ilaç fiyat güncellemesidir. Firmalar, bu fiyatlarla masraflarını karşılayamadıklarını, ilaç üretmekte ve çalışanlarının maaşlarını ödemekte zorlandıklarını ifade ediyorlar. Ülkemizde ilaç üretiminin devam edebilmesi ve hatta üretilen ilaçların başka ülkelere gönderilebilmesi için bu firmaların daha fazla desteklenmeye ihtiyacı var. Depolar, dağıtım kanalları ve kooperatiflerimiz bu süreçte eczacılara 'ilaç yok' durumu yaşatmamak adına büyük çaba gösteriyorlar. Bizlere ilaç temin edebilmek için kooperatifler kredi kullanıyor. İnsan sağlığı ve halk sağlığı için bu büyük bir fedakrlıktır. Bu nedenle bir an önce gerekli düzenlemelerin yapılması, bu sessiz çığlığın duyulması gerekiyor. Çünkü ilaç fiyat düzenlemesi yılda bir kez yapılıyor. Herkes bu tarihi bildiği için ilaç sanayisinde bir bekleme süreci oluşuyor. Dolayısıyla kooperatiflerimiz ve depolarımız sanayiden ilaç temin edemiyor. Sanayi üretimde son aşamaya geldiği ve ekonomik olarak en zor dönemlerini yaşadığı için, düzenleme yapılmasını bekliyor. Bir ilaç yokluğu yaşandığına ve üretimle ilgili ulaşım sıkıntıları bulunduğuna göre, ilaç fiyatlama sürecinin yılda bir kez değil, yıla yayılması gerekiyor. Yani yılda bir kere değil, en az üç kez yapılmalı. Çünkü aslında enflasyon olmasa böyle bir sıkıntı olmaz. Ancak enflasyonun etkisiyle ilaç fiyatlarındaki artış gecikince bu problem ortaya çıkıyor. Ayrıca ilaç fiyatları belirlenirken esas alınan euro kuru da gerçekçi değil. Şu anda reel kur 50'nin üzerinde olmasına rağmen, ilaç fiyatlamasında esas alınan rakam 20'li seviyelerde. Dolayısıyla burada gerçekçi bir durum söz konusu değil. Bu nedenle yapılması gereken şey, yöntemin belirlenmesi için bir masa etrafında toplanmaktır. Bu toplantı mutlaka Sağlık Bakanlığımızın önderliğinde yapılmalı; ilaç sanayisinden, kooperatiflerden, Türkiye Eczacıları Birliği'nden, eczacı odalarından ve eczacılardan görüşler alınmalıdır. Bu sorun mutlaka çözülmeli. Çünkü bu sorun diğerlerine benzemez. Bir nöbetçi eczacının, gece saatlerinde reçetesini uzatan bir hastaya 'Amcacığım, teyzeciğim bu ilaç yok, kusura bakmayın.' demesi çok zor bir durumdur. Hastanın gecenin karanlığında başka bir eczane aramak zorunda kalması, bizim için en üzücü şeydir. Eczacılar, hastalarına ilaç temin edebilmek için gerçekten çok zorluk çekiyorlar. Bu durum daha da büyümeden bir an önce çözülmeli. Geçen yıl Ekim ayında ilaç fiyatlarında artış olmuştu. Bu yıl da benzer bir artışın o tarihlerde yapılması konuşuluyor. Ancak bununla ilgili resmi bir açıklama bulunmadığı için mevzuata göre bu konuda yorum yapmak doğru olmaz. Aksi halde farklı bir beklenti oluşturur, insanları yanıltmış oluruz. Bu nedenle bu konuda yorum yapmamam daha uygun olur. Rica ederim, sağ olun' şeklinde konuştu.