İnebolu'nun Tarihi Ve Kendine Has Evleri

Kastamonu'nun sahil ilçesi İnebolu, hem tarihi ismi hem de mimari özellikleriyle dikkat çekiyor. Tarihi kaynaklara göre, İnebolu adı 'her yere hkim bir kale' anlamına geliyor. M.S. 2'nci yüzyılda Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde kentin adı 'Ionopolis' (İyonya Kenti) olarak değiştirilmiş, Selçuklular döneminde ise bugünkü adı olan 'İnebolu' kullanılmaya başlanmıştır.

İnebolu, yalnızca tarihiyle değil, mimari yapısıyla da öne çıkıyor. İlçeye özgü evlerin en belirgin özelliklerinden biri çatıların arduaz (marla) taşıyla kaplanması. Dış cepheler ise aşı boyasıyla renklendirilerek kırmızı başta olmak üzere mavi ve beyaz gibi renklerle estetik bir görünüm kazanıyor.

Genellikle dik yamaçlara inşa edilen evlerde seki farklılığından dolayı ön cepheler iki katlı görünürken, arka cephelerde dört kata kadar çıkan yapı yüksekliği göze çarpıyor. Konaklarda haremlik-selamlık uygulaması dikkat çekerken, çift merdivenlerle üst katlara çıkılabiliyor. Ayrıca katlar birbirinden bağımsız şekilde düzenlenmiş apart tarzı yapısıyla da özgün bir örnek oluşturuyor.

Bahçeli olarak inşa edilen İnebolu evlerinde erik, fındık, dut, elma ve ceviz gibi meyve ağaçları bulunuyor. Hemen her bahçede bir su kuyusu yer alırken, yaz sohbetleri için çardak veya avlu içi oturma alanları da evlerin vazgeçilmez unsurları arasında yer alıyor. Bu özellikleriyle İnebolu evleri, yalnızca ilçede değil Abana, İlişi, Bozkurt ve Çatalzeytin gibi çevre yerleşimlerde de görülebilen, Karadeniz mimarisinin en dikkat çekici örnekleri arasında gösteriliyor. Özellikle dışarıdan gelen turistler için oldukça etkileyici.