Kastamonu'yu Yüzyıllardır Şekillendiriyor: Karaçomak Deresi'nin Tarihi Yolculuğu

Kastamonu şehir merkezinden geçerek kenti ikiye ayıran Karaçomak Deresi, yalnızca bir doğal kaynak değil, aynı zamanda kentin tarihini ve gelişimini etkileyen önemli bir yaşam damarı. Binlerce yıl öncesine uzanan tarihiyle Karaçomak Deresi'nin geçmişini derledik.

Kastamonu'nun simgelerinden biri olan Karaçomak Deresi, yüzyıllar boyunca kente yön veren bir unsur olarak öne çıktı. Antik dönemlerden bu yana yerleşimlere ev sahipliği yapan Karaçomak Vadisi, verimli toprakları ve su kaynakları sayesinde kentin şekillenmesinde belirleyici rol oynadı.

Osmanlı döneminde derenin iki yakasında deri işleme atölyeleri, yani tabakhaneler kurulmuş; bu da Debbağlar ve Saraçlar gibi mahallelerin oluşmasına zemin hazırlamıştı. Aynı zamanda dere çevresinde uzanan bahçeler, şehir halkının meyve ve sebze ihtiyacını karşılayan önemli tarım alanlarıydı.

Derenin üzerine 1501 yılında inşa edilen Nasrullah Köprüsü, Karaçomak'ın şehir içi ulaşımda da kritik rol oynadığını gösteriyor. Bu tarihi taş köprü, o dönemde kentin doğu ve batı yakalarını birbirine bağlayarak sosyal ve ticari etkileşimi artırdı.

Ancak zamanla artan taşkın riski, Karaçomak çevresinin yapılaşmasını ve kullanımını sınırladı. 20. yüzyılda yaşanan büyük sel felaketleri sonrası alınan önlemlerle 1970'li yıllarda Karaçomak Barajı inşa edildi. Baraj sayesinde taşkın kontrol altına alınırken, şehirde yeni yerleşim alanlarının önü açıldı.

2000'li yıllarda derenin şehir içi bölümlerinde yapılan ıslah çalışmaları ile Karaçomak modern bir görünüme kavuştu. Yürüyüş yolları, taş setler ve peyzaj düzenlemeleriyle birlikte artık kent yaşamının görsel bir parçası hline geldi.

Geçmişte Kastamonu'nun üretim, tarım, ulaşım ve yaşam merkezi olan Karaçomak Deresi; bugün ise şehrin hafızasında derin izler taşıyan tarihî bir miras olarak önemini koruyor.