MHP İl Başkanı Emre Şahin: 'Şiddetle MÜSİAD'ı Kınıyorum'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Emre Şahin tarafından Cem Sultan Bedesteni'nde gündeme dair basın toplantısı düzenlendi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Emre Şahin tarafından Cem Sultan Bedesteni'nde gündeme dair basın toplantısı düzenlendi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Emre Şahin, MÜSİAD Şube yönetiminin istifasına değinerek; 'MÜSİAD Kastamonu İl Başkanı Sayın Sadık Kışlı'nın bir fuar programında yapmış olduğu bir pastırmayla ilgili basın mensubumuzun sorusu üzerine Kastamonu pastırmasının özelliklerini ve değerini haklı olarak ifade etmesi ve akabinde bunun ulusal basında 'Kayseri pastırması mı, Kastamonu pastırması mı?' şeklinde lanse edilmiş olması ve olayın büyümesi üzerine MÜSİAD Başkanımızla görüştüğümüzde bu konuyla ilgili Kayseri'de gerçekleşen 110. genel kurulda diğer şubelerin il başkanları tarafından kendisine 'Kastamonu pastırmasını, Kayseri pastırmasını anlamamız için bize ikram edin. Biz de orada karar verelim' şeklinde bir ifade gerçekleşmiş. Sayın Başkan da Kastamonulu olması ve memleketine sevdalı birisi olması hasebiyle giderken pastırma ikramında bulunmak istemiş ve Kayseri heyetine ikram olarak bu pastırmaları götürmüşler. Kendisinden aldığımız bilgiye göre dayanarak söylüyorum yine, Kayseri heyeti bu pastırmaları öncesinde ikram noktalarında dağıtmak istediğini, akabinde bu karardan vazgeçtiklerini bir hayır kurumuna bağışladıklarını ifade etmiş ve bunun üzerine de Sayın Başkan Kastamonu'ya döndüğünde bununla ilgili bir açıklama yapmış. Bu olay büyümüş, büyümüş, büyümüş, lobi meselesine dönüşmüş maalesef. Üzüntüm şudur ki Kastamonu bu noktada birlik ve beraberliğini gösterememiş, 'Kayseri Lobisi' diye ifade edilen lobiye yenik düşmüş durumda üzülerek ifade ediyorum. Bu noktada Sadık Kışlı'nın dün itibariyle istifa ettiğini üzülerek duydum. Şu anda çok söylenecek bir şey yok ama Kayseri'de bizim memleketimiz, Kastamonu'da bizim memleketimiz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Her yörenin kendine göre bir lezzet farklılığı illaki olacaktır. Kastamonu pastırmasının farklı bir özelliği var. Kayseri pastırmasının farklı bir özelliği var. İkisi de bildiğim kadarıyla coğrafi işaretli bir ürün. Burada gelen ikramın dağıtılmaması bizim nazarımızda kabul edilemez bir durum. Sonuçta bir misafirperverlik örneğidir bu. Bu noktada Sayın Sadık Kışlı'nın istifa etmesi bizi daha da üzdü. Sebebi de şu, MÜSİAD Genel Merkezi'nin; bu biraz MÜSİAD'ın kendi iç meselesi gibi görünse de; özünde konu MÜSİAD'ın iç meselesinden çıkmış, bir memleket meselesi haline dönmüş. Bu noktada biz siyasilerin ve bütün Kastamonu'daki siyasilerin, sivil toplum kuruluşu başkanlarının ve kurumların bu noktada sesini çıkartması gerektiğini düşünüyorum. Ben de apar topar bu basın açıklamasını yapmaya hüzün gördüm. Biz Sadık Kışlı'nın duruşundan yanayız. Kendisine desteğimiz tamdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak isterdik ki, bu noktada tüm siyasilerin, tüm kurumların, tüm STK'ların bu noktada sahip çıkmasını beklerdik. Belki bizim de bir hatamız var bu noktada. Ama kendisiyle görüştüğümüzde ben kendisine istifa etmemesi gerektiğini bu noktada eğer MÜSİAD bu şekilde Kayseri baskısıyla istifaya zorlama yapıyorsa görevden almasını daha uygun olacağını ve bu noktada da bundan sonra Kastamonu'da MÜSİAD'ın tabelasını bile asmaması gerektiğini canı gönülden düşünüyorum ve bunu bekliyorum. Bildiğim kadarıyla 30'a yakın üye istifa etti. Toplam üye sayısı 40 civarında diyebiliyorum. Bu saatten sonra istifalardan sonra ve böyle bir konumun üzerine o koltuğa Kastamonu'da hiçbir hemşerimizin hiçbir memleket sevdalısının oturmaması gerektiğini düşünüyor ve buna yürekten inanıyorum. Biz bütün coğrafi işaretli ürünlerimizin, tüm yöresel lezzetlerimizin arkasındayız. Yörelere göre değişiklik gösterebilir ama her şeyden önce saygı bekliyoruz. Burada iş adamlarının baskısı, siyasetin baskısı bazı şeyleri değiştirmemeli diye düşünüyorum. Şiddetle MÜSİAD'ı kınıyorum' dedi.

'Hizmet Üretmeye Gayret Gösterdik'

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi Hikmet Erbilgin'in açıklamalarına cevap veren Şahin; 'Bir diğer konumuz malumunuz yine Milliyetçi Hareket Partisi olarak 8 belediye ile üretken belediyecilik anlayışıyla hizmet vermeye gayret gösteriyoruz. Bu noktada geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi belediyelerimize yönelik ithamlar da bulundu fütursuzca. Bunda da bize bir cevap hakkı doğdu. Şimdi Sayın Erbilgin, belediyelerimizle ilgili Cide belediyemizle ilgili maaşlarını ödeme kabiliyetini kaybettiğini Başka belediyeleri de katmış, Araç Belediyesi'ni katmış, Kastamonu Belediyesi'nin ne durumda olduğunu ifade etmek istemiş, yetmemiş. Tosya ve İnebolu belediyelerinin de mali raporlarının incelenmesi gerektiği direktifinde bulunmuş, hangi sıfatta bulunuyorsa bunu. Bununla ilgili kendisine cevap vermek istiyorum. Cide ilçemiz 2024 Mahalli İdareler seçimlerinde kıymetli hemşehrilerimizin yüzde 46.74'lük oy oranıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nden Milliyetçi Hareket Partisi kadrolarına katıldı. Şimdi Sayın Erbilgi'nin kendisi de çok iyi bilir. Devraldığımız günden bugüne 19 ay gibi bir süre geçti. Bu süre zarfında biz hiçbir basın toplantımızda bir toplantımız hariç biz şu şekilde bir belediye aldık, böyle batak bir belediye aldık, paramız yok, pulumuz yok, hizmet yapamıyoruz gibi ağlamadık, sızlamadık. Hizmet üretmeye gayret gösterdik. Ve onu da layığıyla yapmaya özen gösteriyoruz ve üretiyoruz da. Ama geldiğimiz bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesinin kendilerinden devraldığımız bir belediyenin mali durumunu kendisinin çok iyi bildiğini biliyorum. İşin içerisinde birebir olduğunu da biliyorum. Böyle bir açıklama yapması bizim nazarımızda kabul edilemez. Milliyetçi Hareket Partisi olarak devraldığımız gün 31 Mart 2024 tarihinde Cide Belediyemizin resmileşmiş borcu yani resmileşmiş borcu 188 milyon 976 bin 422 lira 29 kuruş resmileşmiş borcu. Bu belgelidir. 9'uncu ayın sonu itibariyle resmileşmiş olarak borcumuz 147 milyon 847 bin 788 lira 11 kuruş. Yani 19 ay içerisinde Cide Belediyemiz 41 milyon 128 bin 634 lira 18 kuruş borcunu azaltmış durumdadır. Bizler devir teslime gittiğimiz gün, Cide Belediyesi'nin devrini almaya gittiğimiz gün, mevcut belediyenin borcundan dolayı, ipoteklerden dolayı iki adet bünyesinde bulunan makam aracı haciz edilmişti. Biz makam araçsız bir belediye devraldık ilk etapta. Sonrasında Cide'nin nüfus oranının yaz döneminde ne kadar arttığını hepimiz biliyoruz. Sahilimiz en uzun sahilimize sahip bir ilçemiz. Burada belediyemizin bünyesinde bulunan çöp aracının olmadığını gördük. Çöp araçları burada hurdaya çıkartılmış ve kendi yandaş belediyeleri tarafından kendi dönemlerinde görevlendirmeli çöp araçları ilçeye getirilmiş ve bununla hizmet yapılmaya çalışılmış. Biz belediyeyi devraldığımızda görevlendirmeli bu araçlar ilçeden çekildi haliyle. Dolayısıyla ne çöp kamyonu ne çöp konteyneri doğru düzgün elimizde vardı ve yaza girdiğimiz bir dönemdi. Sezona girdiğimiz bir dönemdi. Burada devletimizin desteği, hayırseverlerimizin desteği, genel merkezimizin desteği ve belediye başkanımızın, ilçe başkanımızın, il genel meclis üyelerimizin, belediye meclis üyelerimizin, ocak teşkilatımızın, bilhassa tüm teşkilat yapımızın bir oluşuyla biz burada belediye bünyesine çöp kamyonları kazandırdık, çöp konteynırları kazandırdık, yetmedi. Yolların bakımları yapıldı. Parke çalışması yapıldı. Aydınlatma çalışması yapıldı. Belediye bünyesinde bulunan mali yapı düzeltilmeye çalışıldı. Yani şu ana kadar yine altını çizerek söylüyorum. Devletimizin desteğiyle 80 milyon liraya yakın bir yatırım yapıldı, Cide ilçesinde 19 ay içerisinde. Burada şunu ayrıca ifade etmek isterim. Gelir üretmeyen bir belediyeye kendi dönemlerinde 165 bunlar Sayıştay raporlarında mevcuttur. 165 yeni personel ilave ederek gider yükünü iki katına çıkartmış bir belediyeyle karşı karşıya kaldık. Emekli olan personellerin kıdem tazminatlarını bile ödeyememiş bir belediyeyle karşı karşıya kaldık. Yine raporlarda mevcut 2023 yılında Bakanlığa depremzede alıyoruz diye 54 kişilik aslında depremzede olmayan personellerin alındığı ve bunun da müfettiş raporlarına yansıdığını biliyoruz. Kendileri bununla ilgili ifade verdiklerini biliyoruz. Belediye başkanlarının bu şekilde inkar ettiklerini de biliyoruz. Ama oradaki herkes de bunu biliyor ki o dönemde alınan depremzede adı altında alınan personeller de depremzede olmadığı ve kendi yandaşları olduğu biliniyor. Daha sonrasında bir ay çalıştıktan sonra ayrılanlar da var bunların içerisinde. Yine kendi dönemlerinde 30 milyon olan SGK borcu yapılandırılmaması sebebiyle çok ciddi bir faiz yüküyle 68 milyon TL'ye ulaşmış durumda. Cide Belediyesi'nin mali durumu belliyken 30 milyon olan SGK borcu sırf yapılandırma yapmadığı için, ödeme niyetleri olmadıkları için faizlenerek 68 milyon liraya çıkmış durumdaydı. Belediyemiz bugün her ay 3.8 milyon TL icra taksiti 1.2 milyon TL maliye borcu taksiti ödemekte şu anda. Göreve geldiğimiz günden itibaren aylık 4 milyonu aşan faizli borç yükü yapılan mali düzenlemelerle 1 milyon TL'nin altına düşürülmüştür. Mart 2026 sonunda SGK icra dosyaları tamamen kapanacak ve belediyemiz bu noktada derin bir nefes alınacaktır. Bu da belediye başkanımızın tecrübesiyle gerçekleşti. Bu da yeni dönemin yani bu şu anlama geliyor, dönemin başkanı ve yöneticilerinin ödemeyelim anlayışı yüzünden Cide'nin sırtına yüklenen milyonları gösteriyor. Şimdi Sayın Erbilgin bunları söylerken aslında bunların hepsinin kendisi içerisinde ama çamur at izi kalsın şeklinde algı oyunlarıyla bugüne kadar getirdikleri gibi şimdi de yine aynı şeye devam ediyorlar. Bu dönemde 55 personelimiz kendi dönemimizde Milliyetçi Hareket Partisi döneminde 55 belediye personelimiz emekli olmuş ve bunun karşılığında 24 milyon 731 bin 969 lira 7 kuruş tazminat ödemiştir belediyemiz. O yüzden bunları konuşurken aynaya bakmalarını istiyorum ve herkesin kendi kapısının önünü süpürmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu anda belediyemiz evet maaşlar ödeniyor. Bazen 1-2 gün, 3 gün gecikmeli şeklinde ödendiği oluyor. Ama ay içerisinde bütün personellerimiz maaşlarını günü gününe alıyorlar. Bunun sebebi Milliyetçi Hareket Partisi dönemi değil, Cumhuriyet Halk Partisi dönemindeki fütursuz yapılan harcamalar, farklı farklı manalarla yapılan işlerin, farklı farklı belediyeye girdiği faturalar, bunları sayın Erbilgin işin başında olduğu için çok iyi biliyor. Açıklamam istenirse de bu faturaları da açıklarız. Hepsini de açıklarız. Zaten bildiğiniz üzere bütün belediyeler, sadece CHP, sadece MHP, sadece AK Parti değil, bütün belediyeler İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay tarafından da düzenli olarak denetleniyor. Varsa zaten bir açık ya da sıkıntı, bu zaten kamuoyuyla paylaşılacaktır' ifadelerini kullandı.

'Aile Şirketi Tıkır Tıkır Çalışıyor'

Kastamonu Belediyesi'ne de değinen Şahin; 'Yine Sayın Erbilgin açıklamasında ifadesinde şu şekilde bir ifade bulunmuş. 'Kastamonu Belediyesi borç yükünü azaltırken diğer belediyeler borç yükünü arttırıyor' bu şekilde değerlendirmeli gibi bir cümle kullanmış. Şimdi ben buradan Sayın Erbilgin'e sormak istiyorum. Biz öncelikle şunu net ifade etmek isterim. Kastamonu'ya yapılacak her yatırıma destek veririz. Biz burada siyaset gütmeyiz. Kastamonu vatandaşının, Kastamonulu hemşerilerimin hizmet alacağı her şeye biz canı gönülden destek veririz. Köstek asla olmayız. Bunu baştan söylemek istiyorum. Ama bu şekilde yapılan açıklamalar da Sayın Erbilgin'in ifade ettiği üzere bu noktada Kastamonu Belediyesi dönemimizde arazi satışları yapıldığı zaman kendisi ve ekibiyle birlikte hatırlarsınız arazi satışlarının olduğu dönemlerde kendini neredeyse merdivenlere zincirliyordu. Sizleri de oraya çağırıyorlardı. Oturma eylemi yapıyorlardı. İsyanda bulunuyorlardı. Araziler satılamaz, şöyle olur böyle olur. Şimdi herhalde kendisi unuttu bunları. Bildiğim kadarıyla 19 ay içerisinde 10'un üzerinde arazi satışı gerçekleştirildi. İril ufaklı, 10'un üzerinde arazi satışı gerçekleştirildi. Bu araziler satılırken sözde şeffaf ihaleler yapıldı. Hiçbir belediyenin, borçsuz bir belediye olma şansı yok. İlla ki belediyeler bütün ürünlerini, bütün ihtiyaçlarını stoklu çalışamayabilirler. Bunu yerel yönetimdekiler daha iyi bilirler. İhtiyaç duyduğu ürünleri işletmelerden tedarik ederler ve arızaları çözerler. Bu gayet doğaldır ki belediyenin personel sayısı, kendileri de ilk geldiklerinde şu ifadeye bulunmuşlardı. Belediyede haddinden fazla personel olduğunu, bu yüzden aşırı bir personel olduğunu ifade etmişlerdi ama ne hikmetse geldiklerinden beri ciddi sayıda da bir personel alımı yaptılar. Hem bizi eleştirdiler fazla personel olduğu iddiasıyla sözde yandaş arkadaşlarımızı aldığımızı ifade ettiler. Mülakatı eleştirdiler. Mülakatla ilgili kendileri alım yaptılar. Kendi arkadaşlarını aldılar. Şimdi belediye hep bütün açıklamalarımızda ifade ettik bunu. Aile şirketine döndüğünü ifade ettik. Ve bu aile şirketi gitgide büyüyor. Büyük bir aile şirketi haline dönmüş durumda. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi üyesi sıfatıyla bu açıklamaları yapıyor ama yanındaki yöresindeki gezenler, danışman adı altında gezenler, Kastamonu Belediyesi personeli arkadaşlar, bunun altını özellikle çizmek istiyorum, onun hanımı orada danışman, bunun eşi burada başkan yardımcısı, bunun il başkan yardımcısı şirketin müdürü. Onun bilmem nesi öbür şirketin başında. O belediye meclis üyesi belediyeye ticaret yapıyor, fatura kesiyor. Bildiğim kadarıyla Belediye Meclis üyeleri belediyeyle ticaret yapamazlar. Ama araştırılmasını buradan ısrarla söylüyorum. Kastamonu Belediyesi'ndeki Cumhuriyet Halk Partisi belediye meclis üyeleri belediye ile kendi firmaları üzerinden şirketleşmişler ve al gülüm var gülüm ticaret yapıyorlar. Şimdi komik olan şudur ki bizler belediyeyi devrettikten sonra bizi bu tarz şeylerle iftiralara maruz bıraktılar. 'Siz şöyle yapmışsınız, siz böyle yapmışsınız' dediler. Biz de dedik ki, sorumlusu kimse yine aynı şeyi altın çizerek ifade ediyor. Burada bu işin altında sorumlu olan kimse, kim yanlış yaptıysa cezasını çekecektir. Mahkemeye verilir. Sayıştay raporu tutar. Zimmetse zimmet çıkar. Belediye başkanına zimmet çıkarsa bunu öder. Yardımcısına çıkarsa öder. Müdürüne çıkarsa öder. Bu bu şekildedir. Biz bunu biz yapmadık, biz etmedik bizim değil meselesinden ziyade burada varsa bir şey çıkartın ifadesinde bulunduk ve Sayıştay raporları neticesinde de çıkanlar varsa da sorumluları bunu ödemekle mükelleftir. Bunu özellikle ifade ediyorum. Şimdi az önce de söyledim yani, meclis üyeleriyle ilgili şirketleşmiş, kendi iş dinamiklerinde herhalde şöyle düşünüyorlar, önümüzde bir dönemimiz var, bu bir dönem içerisinde ne yaparsak yaptık, kendi kolumuzu uzatabilirsek uzattık, bu mantıkta olduklarını düşünüyorum. Çünkü bir insan kendisinin eleştirdiği, iddia ettiği durumun aynısına düşmez. Belediyeyi Ahmet yönetiyor, Mehmet yönetiyor, Yüksel yönetiyor dediler bizim dönemimizde. Şu anda Kastamonu Belediyesi'ni Sayın Erbilgin mi yönetiyor? Yani bunu bütün vatandaş konuşuyor. Şimdi sonrasında dediğim gibi aile şirketi tıkır tıkır çalışıyor üzülerek söylüyorum' şeklinde konuştu.

Emre Şahin'den, Sarı Otobüs Yorumu

Sarı otobüslere de değinen Emre Şahin; 'Sarı tantanası dönüyor Kastamonu içerisinde. Yani bunu biz girmek çok uygun görmüyordum ama bununla ilgili de düşüncelerimi beyan etmek istiyorum. Bir sarı otobüstür aldı başını gitti 19 aydır. Bütün seçim döneminde sanki sadece, gerçi çok bir proje beyanında bulunmadılar. Bir sarı otobüs tantanası ile başladı. Eylül'de caddeye çıkacağı söylendi. Teknik yapıları yapılıyor dendi. Araçlar su aldı, silikon çalışması yapıldı. Vesaire vesaire bir sürü iş oldu. Bu süre zarfında mevcut Minibüsçüler Kooperatifimizle ilgili bir çatışma yaşadılar. Biz süreci takip ettik. Şimdi şunu net ifade etmek istiyorum. Biz yapılan hizmete az önce de söylediğim gibi asla karşı değiliz. Biz Kastamonu'nun hemşerilerimizin nasıl daha rahat, nasıl daha konforlu bir yaşam sürmesi için ne gerekiyorsa, bunu Cumhuriyet Halk Partisi Belediyesi de yapsa, Adalet ve Kalkınma Partisi Belediyesi de yapsa, Milliyetçi Hareket Partisi Belediyesi yapsa biz asla köstek olmayız, destek oluruz. Ama burada gördüğümüz şu, şimdi bildiğim kadarıyla minibüsçüler kooperatifinin bünyesinde 130 araçlık bir envanter var. Ve yine bildiğim kadarıyla dernek başkanımızla da görüştüm. Dakika başı araç kaldırıyorlar. Şimdi özel bir anket firması tarafından bir anket yapılıyor para karşılığında. Bu anketin sonucuna göre deniyor ki Kastamonu halkı minibüsçülerden şikayetçi. O yüzden bu dolmuş meselesi, sarı otobüs meselesi elzem. Tamam eyvallah madem böyle bir şey oldu ama burada biz şunu düşünmekle mükellef olduğumuzu düşünüyorum. Tamam Kastamonu halkının daha rahat yaşaması için ne gerekiyorsa yapılsın ama bir tarafta da 130 tane esnafımız var. Bu 130 tane esnafın da mağdur edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Şunu asla demiyorum. 130 tane mi dolmuş esnafından vatandaşımız yüzde 100 memnun demiyorum. Şikayetler olabilir, bunlar düzeltilebilir. Oturulur, aynı masada belediye ve kooperatif oturur. Buradaki hatalara bir ceza uygulaması yapılır. Hata yapan şoföre bir yaptırım uygulanır ve kendisini düzeltmesi beklenir. Şimdi dakika başı hat çıkışı yapılıyor. Ama 130 tane otobüsün yetersiz olduğu ifade ediliyor. Kastamonu'nun hemşerilerimize, basına bu şekilde yansıtılıyor. Minibüsçülerden şikayet var. Minibüsçüler yetersiz, dolmuşlar yetersiz. Hep bu algı var dikkat ederseniz. Ama hiç kimse şu çerçeveden bakmıyor. 130 otobüsün yetmediği bir şehirde 12 tane araç nasıl yeterli olacak? Trafik boyutumuz belli. Trafikle ilgili istediğiniz kadar düzenleme yapın. Sabah saatlerinde, özellikle okulların açık olduğu saatlerde, mesai çıkışlarında ve girişlerinde ciddi bir trafik yoğunluğu oluyor. Olukbaşı'ndan Kuzeykent'ten, çarşının içerisine gelenler, gidenler, araçlarıyla iş yerlerine ulaşmak isteyenler, ciddi bir trafik yoğunluğu oluşuyor. Şimdi biz diyoruz ki hep bugüne kadar hep şu söylendi, minibüsler büyük, park yasağından dolayı da hatlar karışıyor. Şimdi biz daha büyük arabaları getirdik Kastamonu'ya. Şimdi Sayın Mehmet Tiryaki'yle görüştüğümde bana şu ifadede bulundu. Dedi ki 'Başkanım bizimle eşgüdümlü çalışacaklarını ifade ediyorlar.' Biz bu süre zarfı içerisinde nasıl olacağını sorduğumuzda yoğunluğun olduğu yerlerde bu 12 aracın devreye gireceği söyleniyor. Şimdi burada aşağı tükürse sakal yukarı tükür bıyık. Şimdi yoğunluk olduğu zaman zaten trafik bir karışıklık var. Bu dolmuşçu esnafının iki boyutu var bu işin. Dolmuşçu esnafının parasını kazanacağı saatlerde siz belediye olarak bu araçları da piyasaya çıkartacaksınız. Dolayısıyla yine başkanın bana ifadesiyle söylüyorum. Burada dolmuşçu esnafının yüzde 30 civarında bir kaybı gerçekleşecek. İkinci bir sıkıntı ise şu, yine aynı meseleyle ilgili yoğunluğun olduğu saatlerde bu dolmuşların ve sarı otobüslerin aynı anda caddeye çıkması demek trafiğin pert olması anlamına gelir. Ve burada da vatandaşa ikinci bir külfet doğacak. Biz vatandaş daha rahat istediği tercihi yapsın, ister ona binsin, bildiğim kadarıyla fiyat politikası aynı olacağını söylediler bana. Sadece kart farkı olacağı söylendi. zannedersem belediye başkanımız sayın Hasan Baltacı bu dolmuşların kullandığı kart sistemine bu araçları entegre etmek istediğini söylemiş. 130 aracın kazandığı paranın içerisine 10 araç daha eklenip oradan belediye para kazanma talebinde bulunmuş. Kooperatif başkanımız da bunun doğru olmadığını ifade etmiş. Yani 'Biz bu işte yakıtımızı kendimiz alacağız, maaşımızı kendimiz ödeyeceğiz, siz bizim kazandığınız üzerinden belediyenin araçlarına para kazandırıp havuzdan kazanmak istiyorsunuz' deyip kabul etmemişler bu durumu. Mantıklı bir gerekçedir bence de yani ticaretten baktığında. Sonuçta onlar da ellerine ekmek götürme derdindeler. Paylarının bölünmesini istemiyorlar. Yetmemiş kooperatif başkanımız belediye başkanıyla görüşmesinde 2027,2de biten sözleşmeyle ilgili şu talepte bulunmuş, bana kendisinin ifadesidir bu da, 'O tarihe kadar bu işin başlatılmaması, eğer talep bu arabaların alınmasıysa bizim kooperatif tarafından bu arabaları alalım' teklifinde bulunmuş ama Sayın Belediye Başkanı, ben halkıma söz verdim, ne olursa olsun bunu yapacağım şeklinde ifade etmiş ve sizin buradaki zararınız benim umurumda değil manasıyla bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi bana kooperatif başkanımız. Ben kendisiyle görüşmedim belediye başkanıyla. Ben direkt kooperatif başkanımızla görüştüm. Ondan aldığım bilgileri ifade ediyorum. Yani dolayısıyla burada Kastamonu'nun hemşerilerimiz tamam, konforlu bir yolculuk yapmak isteyebilirler. Buna bizim de desteğimiz var bu noktada. Ama bu yapılırken bir tarafta yıkılmaması gerektiğini düşünüyorum. Ve belediyenin ve kooperatifin aynı masada oturması gerektiğini, bu işi siyasi olarak değerlendirmemesi gerektiğini, burada Kastamonu'nun yararına ne varsa birlikte bir adım atılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla az önce ifade ettiğim gibi bu şekilde güzergahlar üzerinde yarın trafikle ilgili yaşanacak çile çok daha ayrı bir sıkıntıya sebep olacaktır. Yine günün sonunda Kastamonu hemşerilerimiz Bu işten serzenişte bulunacaklardır. Şimdi yarın bu trafik bu şekilde olduğunda, aynı anda yoğun olduğu saatlerde büyük araçlar da devreye girdiğinde, ben araçlar devreye girmesin demiyorum asla. Ama burada da bir trafik problemi olduğu belli' diye konuştu.

'Vatandaşımızın Kime Nasıl Değer Verdiğini Göreceğiz'

Açıklamalarına devam eden Emre Şahin; 'Şimdi yine Sayın Erbilgin bir ifadede daha bulunmuş. Demiş ki 'iki milletvekili çıkartacağız.' Şimdi bunu buraya girmeden önce yine bu belediyelerle ilgili kendisini uyarmak istiyorum. Kendilerinin yolsuzlukla anıldığı belediyelerle Milliyetçi Hareket Partisi'nin üretken belediyecilik anlayışıyla hizmet veren belediyeleri yan yana koymasın. O gitsin kendi belediyelerinde yaşadıkları sıkıntıları diğer illerde yaşadıkları krizleri çözmeye görevlendirildiyse gitsin oradaki belediyelerde sesini çıkartsın. Oradaki belediyelerdeki sıkıntıları çözmeye özen göstersin. Milliyetçi Hareket Partisi'nin hiçbir belediyesine hiçbir üyesine ağzını açmasın kendisi. Buradan kendisini uyarıyorum ve şunu da özellikle ifade ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi il başkanı olarak ocak başkanımızla, ilçe başkanlarımızla, kadın çalışma grubu başkanlarımızla, il genel meclis üyelerimizle, belediye meclis üyelerimizle, bilhassa bu harekete, bu davaya gönül veren tüm Dava arkadaşlarımla tüm belediye başkanlarımızın arkasında olduğumuzu, yanında olduğumuzu ve dolayısıyla o ilçelerde hizmet ürettiğimiz ilçelerde memleketimizin hizmet alması için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ve yaptığımızı da ifade etmek istiyorum. Yine aynı şekilde meclis çoğunluğu bizde olup ama belediye yönetimi bizde olmayan belediyelerimiz var. Birçok ilçemizde meclis çoğunluğu, belediye meclis çoğunluğu bizde ya da eşit sayıda. Burada da tüm belediye meclis üyelerime, Milliyetçi Hareket Partili belediye meclis üyelerime ilçenin menfaatine olan her durumda her şeyde ön almalarını ve öncü olmalarını talimat veriyoruz. Siyaset olarak Kastamonu'ya bakış açımız, Kastamonu'nun değerleri, Kastamonu'ya yapılacak hizmet, her şey siyaset üstü olarak görüyoruz. Ve bu noktada tüm arkadaşlarımızı talimatlandırdık. En ufak bir şekilde de fire verilmemesi için özen gösteriyoruz. Oluyor bazı ilçelerimizde çatlaklar, bazı kişisel meseleler gerçekleşiyor. Biz de bunu lisan-ı üslupla oturarak, konuşarak, bu konuyu tartışarak mevkidaşlarımızla gerektiğinde görüşerek kriz ortamının doğmaması adına yapıcı bir siyaset yapmaya özen gösteriyoruz. Ama bu tarz şeyler geldiğinde de cevap verme hakkı doğuyor. Yoksa biz Kastamonu kamuoyunu bu tarz şeylerle meşgul etmek istemiyoruz. Çünkü ülkenin çok ciddi problemleri var. Ülkenin çok ciddi gündemleri var. Bunlar varken sen onu yaptın, sen bunu yaptın, sen onu yedin, sen onu içtin tantanalarıyla uğraşmak bana zül geliyor. Yine Tosya ve İnebolu Belediye'mizle ilgili mali olarak incelenmeli diye bir ifadede bulunmuş. Hangi sıfatla bulunduysa artık onu da bilemiyorum. Şu anda buradan sizlere ve kamuoyuna da bunu söylemek istiyorum. Az önce de ifade ettim. Sayıştay ve İçişleri tarafından belediyelerimiz düzenli olarak inceleniyor. Varsa bir bilgi, belge buyurun. Elinizde bir şey varsa öyle çamur at izi kalsın yok. Biz hepsinin de arkasındayız. Varsa bir şey cezasını çekerler. Burada şunu da net ifade etmek istiyorum. Yönetmekte olduğumuz 8 belediyemizi, ister tek tek ister topyekun düşünün, Tosya'sını, İnebolu'sunu, Cide'sini, şunu altını çizerek özellikle ifade ediyorum, bu belediyelerimizin yaptığı hizmetin 10'da 1'ini Kastamonu Belediyesi yapmadı ve yapamaz. Çünkü yapma niyeti yok. Mevcut parklar dönemimizde yapılan parklar yeşillendirildi. Süt dağıtımı yapıldı. Abartıla abartıla sütler dağıtılıyor dendi. Belediye personelleri sayısı arttırıldı. Bazı personellerimiz gönlü bizimle olduğu için siyaseten mobbinge maruz kaldı ve hala da mobbinge maruz kalıyor. Sözde eşitlikten yana Cümleler kuruyorlar, herkese mavi boncuk dağıtıyorlar ama iç yüzünü belediyede yaşayan, belediyede çalışan değerli arkadaşlarımız partili partisiz orada emek veren, mücadele eden personellerimiz bunu en iyi cevabı bu yıl sonraki seçimde kendilerine vereceğini düşünüyorum. Çünkü hiçbir şey görüldüğü gibi değil. Madalyonun iç yüzü çok farklı. Bizler bunu takip ettiğimiz için biliyoruz. Vatandaşlarımız da zaten bunun farkına varmış durumda. Öyle gülücükler dağıtarak, resimler çekilerek bu işlerin böyle olmadığını gördük ve son olarak kendisi '2 milletvekilliği çıkartacağız' şeklinde bir iddiada bulunmuş. Şimdi ben şeyleri çok severim, bu deyimdir, atasözüdür, bu tarz şeyleri çok severim. Aç tavuk kendini buğday ambarında sanarmış. Sabredeceğiz, göreceğiz. Mevla'm neylerse güzel eyler diyorum. O gün geldiğinde vatandaşımızın tavrını, vatandaşımızın kime nasıl değer verdiğini göreceğiz' dedi.

Bağımlılıkla Mücadele Kapsamında Konferans Düzenlenecek

Toplantı sonunda bilgilendirmede bulunan Ülkü Ocakları Başkanı Yusuf Ekşioğlu ise; 'Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanımıza bu güzel toplantı organizasyonu için teşekkür ediyorum. Çağımızın en büyük problemlerinden bir tanesi hepinizin de malumudur ki bağımlılık. Biz nasipse bağımlılıkla mücadele kapsamında 21 Ekim saat 17.30'da Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu'nda bir konferans düzenleyeceğiz. Bu konferans Yeşilay'la müşterek yaptığımız bir konferans. Konferansında hemen ardından genç arkadaşlarımıza, genç kardeşlerimize biraz moral motivasyon olması adına bir konser etkinliğimiz olacak. Yine konserimizde hepinizin yakından tanıdığı Alperen Kekilli eşlik edecek bizlere inşallah. Etkinliğimiz tamamen ücretsiz ve herkesin katılabileceği bir etkinlik' diye konuştu.

Özel Haber

Bakmadan Geçme