Önyargıları Teker Teker Kırıyor
Ailesiyle birlikte 10 yıl önce İstanbul'dan Kastamonu'ya yerleşen ve asıl mesleği moda tasarımcılığı olan Ebru Apaydın (33), Belediye Caddesi'ndeki işyerinde kuyumcu tamirciliği yapıyor.
Ailesiyle birlikte 10 yıl önce İstanbul'dan Kastamonu'ya yerleşen ve asıl mesleği moda tasarımcılığı olan Ebru Apaydın (33), Belediye Caddesi'ndeki işyerinde kuyumcu tamirciliği yapıyor.
Apaydın, 10 yıl önce ailesiyle birlikte İstanbul'dan Kastamonu'ya göç etti. Aslen Kastamonulu olan ve baba mesleğini yaşatan Ebru Apaydın, ağabeyi Selçuk Apaydın ve babası Ahmet Apaydın ile birlikte kuyumcu tamirciliği ile geçimini sağlıyor.
Çocukluğundan itibaren kuyumcu tamirciliğine aşina olan Apaydın, sanatını geliştirmeye devam ederken, cesareti ve azmiyle kadınların her şeyi başarabileceğini kanıtlayarak kadınlar üzerindeki önyargıları kırmaya devam ediyor.
Mesleğinin dezavantajlarından bahseden Apaydın, bu mesleği 'kadın' olarak yapmanın ekstra zor olduğunu belirtti.
Ailesinin 10 yıldır Kastamonu'da esnaflık yaptığını belirten Apaydın, çocukluğundan itibaren mesleğe aşina olarak yetişti.
Tamirciliğin zorlu ve aynı zamanda çok zevkli bir meslek olduğuna değinen Ebru Apaydın, bu işin sağlık yönünden riskleri olduğuna dikkati çekti. Dükkanlarında tamirciliğe ilişkin baştan sona bütün işlemleri yapan Apaydın, mesleğinin en ufak bir hatayı kabul etmediğini, bir ürün bozulduğunda geri dönüşünün olmadığını söyledi.
Tamircilikte kullanılan kimyasalların sağlık açısından risk barındırdığını ifade eden Apaydın, mesleğinin dikkat gerektirdiğine vurgu yaptı.
'Dışarıda Elimi Görenler Beni Kuaför Zannediyorlar'
Tamircilik işinin kadın olarak ekstra zor olduğunu kaydeden Apaydın: 'Vatandaşlar kuyumcudan bir yüzüğü hazır haliyle satın alıyor. Alınan ürünün büyütülmesi küçültülmesi, parça eklenmesi ya da kırılan bir ürünün, toparlanması, düzenlenmesi, baştan sona parlatılması dahil, bütün her şeyi yapıyoruz. Moda tasarımcılığı yapıyordum. Abime ve babama boş zamanlarımda yardım ediyordum. Sonrasında zaman ilerledikçe meslekte usta oldum. Her işte olduğu gibi bizim işimizinde zorlukları var. İnsanlarla ekstra ilgilenmenin yanında ürünün tamir edilmesi sürecinde de bazen fazla efor sarf ediyoruz. Tamircilik işinde bayan olarak ekstra fazla zorlukları oluyor. İnsanlar geliyor, sen mi yapacaksın, usta nerede yapabilecek misin diye soruyorlar. Ben yapıyorum dediğimde, ürünü bitirip önüne koyduğumda eline sağlık biz beklemiyorduk, yapabiliyor muydun gibi geri dönüşler alıyoruz. İlk başta yadırgayıcı bakıyorlar.Dışarıda elimi görenler beni kuaför zannediyorlar. Tamirciyim dediğimde sanayide mi diyorlar. Oysa ki kuyumcu tamircisiyim İşini layığıyla çıkardığında herkesin bir maşallahını alıyorsun. Çünkü kadın azmederse her şeyi yapabiliyor. Abimle ve babamla devam ediyorum, daha sonrasında kuyumcu tamircisi ebru neden olmasın' şeklinde konuştu.
'Elimizden Gelen Hassasiyeti Gösteriyoruz'
Ebru Apaydın'ın ağabeyi kuyumcusu tamircisi Selçuk Apaydın, mesleklerinin dışarıdan göründüğü kadar kolay bir meslek olmadığına değinerek sözlerine şöyle devam etti: 'Bu meslek öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay bir meslek değil. Sanat ve zanaat dediğimiz zor iş. Dışarıdan oldu bitti gibi görünebilir. Yalnızca bir yüzüğü ufaltıp büyütüyorsun gibi düşünülüyor. Dikkat gerektiren bir meslek. Dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. Her işte olduğu gibi bizim tamirciliğin de zorlu yanları var. Ayrıca, tadilat, tamirat işinin yanında özel siparişler aldığımız için en ufak bir hata bizim o ürünü bozmamız, müşteriye mahcup olmamız gibi algılanır. O yüzden elimizden gelen hassasiyeti gösteriyoruz.'