Renk Ve Işığa Olan İlgisi, Cama Hayat Veriyor
Kastamonu'da görev yapan Görsel Sanatlar Öğretmeni Merve Karakoca, çocukluk yıllarında başlayan renk ve ışığa olan ilgisini evinde kurduğu atölyede cam boyama sanatına dönüştürdü.
Kastamonu'da görev yapan Görsel Sanatlar Öğretmeni Merve Karakoca, çocukluk yıllarında başlayan renk ve ışığa olan ilgisini evinde kurduğu atölyede cam boyama sanatına dönüştürdü.
Görsel Sanatlar Öğretmeni Merve Karakoca, çocuklukta başlayan renk ve ışığa olan ilgisinin zamanla cam boyama sanatına dönüştüğünü belirterek; 'Cam Boyama sanatına olan ilgimin temel kaynağı renklerin doğadaki ışık yansımalarıdır. Çocukluğumda başlayan bu ilgi zamanla kendini cam boyama ile buluşturdu. 8 yaşında başladığım atölye deneyimi bana sadece bir meslek değil aynı zamanda sanatın farklı dallarını keşfetme imknı sundu. Bu süreçte, çeşitli teknikleri deneyimlemek ve öğrenmek bana büyük keyif verdi. İçinde bulunduğum bu yolculukta, cam boyama sanatı benim için en özel ve anlamlı alan haline geldi. Cam üzerine isim yazma fikri benim için işlevsel bir nesnenin kişisel kimlikle buluştuğu noktada anlam kazandı. Camın saydam ve kırılgan yapısı beni etkiledi. Üzerine bir isim yazdığımda ise o cam artık sadece bir obje olmaktan çıkıyor; birine ait, bir hikyeye sahip, özel bir anlam taşıyan bir parçaya dönüşüyor. Bu benim için estetikle aidiyetin buluştuğu bir ifade biçimi. Cam boyama süreci cam yüzeyin matlaştırılmasıyla başlar ve kontür boyasıyla tasarım aktarılır. Ardından cam boyalarıyla renklendirme yapılır. Su bazlı boyalarda gerekirse ikinci kat uygulanabilir. Profesyonel çalışmalarımda dayanıklılığı nedeniyle selülozik bazlı boyaları, öğrenci etkinliklerinde ise sağlık açısından su bazlı boyaları tercih ediyorum. Cam boyama sanatını icra ederken kullandığım teknik, 25 yıllık atölye deneyimimin birikimiyle şekillenmiş tamamen bana özgü bir üsluba dönüşmüştür. Bu süreçte klasik yöntemlerle çağdaş yaklaşımları bir araya getirerek, zaman içinde kendine has bir teknik dil oluşturdum' dedi.
'Dini Ve Günlük Yaşamda Önemli Bir Yer Tutmuştur'
Cam boyama sanatının tarihsel kökenlerine dikkat sanatının tarihsel Karakoca; 'Cam boyama sanatında yüzey hazırlığı uygulamanın kalıcılığı açısından büyük önem taşır. Cam boyasının yüzeye tutunabilmesi için camın mutlaka mat bir dokuya sahip olması gerekir. Bu nedenle en uygun malzeme yüzeyi pürüzlendirilmiş ve boya tutma kapasitesi yüksek olan kumlama cam, yani satina camdır. Bu yüzey hem kontür çizimlerinin hem de renk katmanlarının daha sağlıklı bir şekilde uygulanmasına imkn tanır, böylece estetik ve teknik açıdan daha başarılı sonuçlar elde edilir. Evet, cam boyama sanatının kökleri Osmanlı dönemi başta olmak üzere İslam ve Avrupa vitray geleneğine dayanmaktadır. Bu teknikler hem estetik hem de kültürel anlamda uzun bir geçmişe sahiptir ve tarih boyunca mimari, dini ve günlük yaşamda önemli bir yer tutmuştur. Cam boyama uygulamasının kökenleri, Osmanlı cam süsleme geleneği ile Avrupa vitray sanatında yazının işlevsel ve estetik kullanımlarına dayanır. Osmanlı sanatında, özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda cam levhalar üzerine işlenen hat eserleri, mimari dekorasyonun önemli bir parçası olmuştur. İstanbul'daki bazı tarihi camilerde, medreselerde ve saray yapılarında bulunan cam levhalarda, Allah'ın isimleri, kutsal ayetler ve dualar altın yaldız veya toz boya ile yazılmıştır. Örneğin, Topkapı Sarayı'nın bazı bölümlerinde yer alan cam panolar üzerinde Arap harfleriyle işlenen kutsal metinler, hem manevi bir atmosfer yaratmak hem de yapının estetik bütünlüğünü güçlendirmek amacıyla kullanılmıştır. Modern dönemde, cam üzerine isim yazma uygulaması, geleneksel bu kullanım biçimlerinden ayrılarak kişiselleştirme ve bireysel ifade aracı haline gelmiştir. Günümüzde birçok sanatçı, cam boyama tekniklerini kullanarak, kişiye özel objeler yaratmaktadır; düğünlerde, özel günlerde isimler cam üzerinde estetik bir unsur olarak işlenmekte, böylece sanat nesnesi aynı zamanda bireyin kimliğini ve aidiyetini yansıtan bir araç olmaktadır' ifadelerine yer verdi.
'Kültürel Kimliğin Güncel Bir Yansımasıdır'
Merve Karakoca, geleneksel motiflerle harmanlanan bu el işçiliğinin kültürel mirasın yaşatılmasında önemli bir rol üstlendiğini vurgulayarak; 'Bu, sanatın bireysel yaşantıya dokunan ve anlam alanını genişleten bir dönüşümüdür. Türkiye'de geleneksel motiflerle harmanlanan cam üzerine isim yazma, kültürel kimliğin güncel bir yansımasıdır. Böylece cam hem tarihsel bir mirasın devamı hem de bireysel anlatının taşıyıcısı olarak işlev görür. Cam boyama sanatının genç nesillere aktarımı, hem teknik eğitim hem de kültürel bilinçlendirme ile mümkün olur. Atölye çalışmaları ve dijital platformlarda interaktif içeriklerle gençler bu sanatı öğrenebilir. Ayrıca çağdaş yorumları teşvik eden projeler ve sergiler, gençlerin ilgisini çekerek kültürel mirasın devamını sağlar. Cam boyama sanatını geçim kaynağı olarak kullanmak mümkündür; fakat bunun için hem nitelikli üretim hem de sanatın değerini bilen bir alıcı kitlesi gereklidir. Sanatçılar bu dengeyi kurduklarında, hem kültürel mirası yaşatmak hem de ekonomik bağımsızlıklarını sağlamak adına başarılı olabilirler. Cam boyama sanatına olan talep genellikle kültürel mirasa ilgi duyan bireyler, sanat koleksiyonerleri ve dekorasyona önem veren kişilerden gelmektedir. Genel olarak öğrenci grupları eğitim amaçlı atölye çalışmaları için başvururken yetişkin gruplardan da özel ders ve workshop talepleri almaktayım. Ayrıca ev ve ofis dekorasyonuna yönelik cam ve ayna boyama siparişleri de önemli bir talep kaynağıdır. Cam boyama sanatı, turistik bölgelerde ve yurt dışı pazarlarında ilgi görmektedir. Özellikle el yapımı ve kişiselleştirilmiş ürünler, ziyaretçilere Türkiye'nin kültürel mirasını yansıtan değerli hediyelikler olarak tercih edilmektedir. Bu ilgi, sanatın uluslararası platformlarda tanınmasına katkı sağlar. Sanat benim en temel motivasyon kaynağımdır. Üretmek sadece dışa vurduğum bir şey değil; ruhumun derinliklerinde gerçekleşen bir beslenme ve kendimi yenileme sürecidir. Tarih boyunca sanat, insanın kendini anlamlandırma çabası olmuştur ve ben de yaratıcı işlerimle hem kendi kimliğimi hem de içinde yaşadığım toplumu daha iyi ifade etmeye çalışıyorum. Kastamonu'da yer alan ve UNESCO tarafından koruma altına alınmış Mahmut Bey Cami serisi benim için kültürel açıdan büyük bir öneme sahiptir. İnsanlar yaptığım işleri özgün ve farklı buluyor. Cam boyama sanatına genellikle olumlu tepkiler alıyorum çünkü ışık ve renk oyunları izleyicilerde güçlü bir etki yaratıyor. Önümüzdeki dönemde, cam boyama sanatını daha geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve projeler gerçekleştirmeyi planlıyorum. Bir sanatı öğrenmek için en önemli faktörler tutku ve heyecan. Bunlar o sanatı öğrenmek isteyen kişinin içinde var ise istikrarlı çalışmalar sonuç verecektir' şeklinde konuştu.