Şeyh Şaban-ı Veli Vakfı'ndan Açıklama
30'ncu Uluslararası Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası programı öncesinde çıkan tartışmalara Vakıf cephesinden yanıt geldi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi ve Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfınca düzenlenen ve bu yıl 9-10-11 Mayıs 2025 üç gün sürecek olan, 30'ncusu gerçekleştirilen ve Uluslararası Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası ile ilgili ve bir İnternet haber Sitesince yayınlanan haber ile ilgili vakıf Başkan ve Yönetimince açıklamalarda bulunuldu.
Düzenlenen basın toplantısına Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çiftçi, Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Süleyman Yücel, önceki dönem Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Avcı, Vakıf Avukatı Seda Aydın ve Vakıf Müdürü Abdurrahman Emiroğlu katıldı.
Basın açıklamasını gerçekleştiren Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çiftçi; '30'ncu Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası Programı'nın tanıtımı ve 3 günlük icraatın duyurulması dolayısıyla hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Değerli misafirler, kıymetli basın mensupları ve dostlarımız; Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası Programı, inşallah 9-10-11 Mayıs tarihlerinde, 3 gün boyunca icra edilecektir. Programın ilk günü, dilim döndüğünce ben programı sizlere açıklayacağım. Ardından Sayın Mütevelli Başkanımız, vakfımızla ilgili bazı konuları sizlere aktaracak. Sonrasında vakfımızın avukatı Seda Hanım da bir konuşma yapacak. Önceki dönem vakıf başkanımız ve kıymetli hocamız da program kapsamında sizlere hitap edecek. Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası programı, Cuma günü Cuma namazından yaklaşık bir saat önce başlayacaktır. Aşağıdaki şelaleden hareketle 'Huzura Davet Yürüyüşü' düzenlenecek, Mehter takımı öncülüğünde yürüyüş külliyeye kadar devam edecektir. Külliyede Cuma namazının ardından Kur'an-ı Kerim tilaveti, protokol konuşmaları, dua ve ikram gerçekleştirilecek. Ardından Bayraklı Konak'ta hat sergisi açılacaktır. Böylece cuma günkü program tamamlanmış olacaktır. Cumartesi günü saat 09.00'da Cumhuriyet Meydanı'ndan Hanönü'ne hareket edilecek. Hanönü'ndeki özel programın ardından Taşköprü'ye, oradan da Abdal Hasan'a geçilecek. Son olarak Kastamonu'ya dönülecektir' dedi.
'Yaklaşık 4 Bin Kişilik Etli Pilav İkramı Yapılacaktır'
Program akışı hakkında bilgi veren Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çiftçi; 'Kastamonu'ya dönüşün ardından akşam 'Kur'an Gecesi' düzenlenecek. İstanbul Çamlıca Camii imamı ve müezzini Kur'an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirecektir. Ardından medyada da tanınan Serdar Tuncer Hocamız bir konferans verecektir. Konferansın ardından cumartesi günü programı sona erecektir. Pazar günü saat 09.00'da Gazipaşa Okulu'nun önünden Harecoğlu Türbesi'ne hareket edilecek. Türbedeki özel programdan sonra Şeyhköy'ündeki Adil Bey Türbesi ziyaret edilecektir. Öğle namazının ardından vaaz verilecek, mevlit okunacak ve yaklaşık 4 bin kişilik etli pilav ikramı yapılacaktır. Böylece 3 günlük programımız tamamlanacaktır. Katkı ve teşriflerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Allah'a emanet olun' ifadelerini kullandı.
'İlk Defa Bu Yıl Bakanlıktan Ödenek Sağlanarak Yapılmaktadır'
Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli'nin Kastamonu için Kastamonu için önemine değinen Çiftçi; 'Bu yılki program, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da himayesinde gerçekleştirilmektedir. İlk defa bu yıl bakanlıktan ödenek sağlanarak yapılmaktadır. 'Evladı Erbaa' diye bir ifade vardır; kitaplarda geçen bu tabir, güzel Anadolu'muzun 4 temel direğinden biri olan Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri için kullanılır. Bu dört temel direk şunlardır: Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli, Nevşehir'de Hacı Bektaş-ı Veli, Konya'da Mevlna Celaleddin Rûmî ve Kastamonu'da Şeyh Şaban-ı Veli. Bunlar, İslami ilimlerin ve maneviyatın kutup yıldızlarıdır. Eğer bu büyük velileri, hiç değilse senede bir defa anmaz, anlatmaz ve yollarını halkımıza öğretmezsek, bu bizim için bir eksiklik olur. İşte bu nedenle, bu büyük zatları özellikle de Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'ni anlatmak ve tanıtmak için bu programları düzenliyoruz. İnşallah bu yıl 30'ncusunu gerçekleştireceğiz. Bu programlar sayesinde, onların peygamberane hayatlarından bir iki kelime de olsa halka aktarabilir, gençliğe örnek teşkil edebilirsek ne mutlu bize. Çünkü bu zatlar, 'nümune-i imtisal'dir; yani örnek alınacak şahsiyetlerdir. Onları anlamak, anlatmak hem dünya hem ahiret kazancımızdır. Bakınız, Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'nin velayeti ve tasarrufu bugün hl devam etmektedir. Hacı Bayram-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli gibi büyüklerin velayeti vardır; ancak Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'nin hem velayeti hem de tasarrufu aktif şekilde devam etmektedir. Bu büyükleri önce anlamamız, sonra da yaşam tarzlarını anlatmamız gerekiyor. Onların peygamberi yaşayışını örnek almalı ve gençliğe de aktarmalıyız. Bu bizim temel görevimizdir. Doğmadan önce babasını, doğduktan kısa süre sonra da annesini kaybetmiştir. Bu yönüyle, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın hayatına benzemektedir. Peygamberimiz de doğmadan önce babasını, 6 yaşında da annesini kaybetmiştir. Bir diğer benzerlik ise Şeyh Şa'bani Veli Hazretleri'nin 'mürşid-i sakaleyn'olmasıdır. Yani hem insanlara hem de cinlere mürşidlik yapmıştır. 360 halife yetiştirmiştir. Bunların 60'ı cinlerden, 300'ü insanlardan oluşmaktadır. Peygamber Efendimiz de 'mürselin-i sakaleyn'dir; yani insanlara ve cinlere gönderilen bir peygamberdir. Bu bilgi Kur'an-ı Kerim'de de geçmektedir. Bu sebeple, böyle büyük zatları senede bir defa da olsa anmak, anlatmak ve onların izinden gitmek amacıyla bu programları düzenliyoruz' diye konuştu.
'Kurucu Olmak, Bir Çocuğun Babası Gibi Olmaktır'
Söz alarak açıklama yapan Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Süleyman Yücel ; 'Vakfımızın mütevellisi Süleyman Yücel olarak, konuyla ilgili açıklamalarım temellidir. Bu açıklamaları, bize verilen yetkiye dayanarak yapıyorum. Kurucu olmak, bir çocuğun babası gibi olmaktır. Nasıl ki bir baba çocuğuyla ilgili herhangi bir olumsuzluk yaşandığında üzülür ve yardım etmeye çalışırsa, biz de vakfımızın mütevellileri olarak aynı duygularla hareket ediyoruz. Vakfımız hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.Hz. Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı, 1954 yılında dernek olarak kurulmuş ve 1996 yılında vakfa dönüştürülmüştür. O tarihten bu yana hizmet vermeye devam etmektedir.Vakfımızın kuruluşunda iki temel amaç vardır.Hz. Fikret Külliyesi içerisindeki fiziki eksiklikleri (tamirat, tadilat vb.) hızlı ve bürokrasiye takılmadan gidermek,Hz. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'nin fikirlerini ve genel olarak İslam düşüncesini başta gençler olmak üzere halkımıza aktarmak. Vakfımızın çalışmaları gönüllülük esasına dayanır. Yönetimde bulunan, geçmişte görev almış ve şu anda görevde olan yüzlerce insan bu anlayışla hizmet vermektedir. Vakıf bünyesinde sadece iki ücretli çalışan vardır. Diğer herkes gönüllülük esasına göre çalışmaktadır. Vakıf hizmetleri örneklerle açıklanabilir. Sayın Başkanımız, vakıf için Kastamonu'daki tek dairesini bağışlamıştır. Avukat Seda Hanım ise hiçbir ücret almadan tüm hukuki işleri takip etmektedir. Ankara'ya afiş ve davetiye dağıtmak için gidip gece saat 1'de dönen gönüllülerimiz, kendi araçlarıyla, kendi imkanlarıyla çalışmaktadır. Vakıf yönetimi ve tüm gönüllülerimiz, türbede adeta türbedar gibi hizmet etmektedir. Kim olursa olsun ,kadın, erkek, genç, yaşlı, herkese eşit hizmet sunulmaktadır. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri'ne duyduğumuz saygı ve bağlılıkla hareket ediyoruz' dedi.
'Biz Vakıf Olarak Şeffafız'
Afiş sorununu yargıya taşıyacaklarını belirten Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Süleyman Yücel ; 'Ancak bazı sorunlar yaşanmıştır. Halvet-i Şaban-ı yolu mensubu olduklarını söyleyen bazı gruplar, kendilerini öne çıkarmak için çeşitli çabalara girmiştir. Biz vakıf olarak kimseye ayrıcalık tanımıyoruz. Her gelen misafirimiz bizim için kıymetlidir. Ancak bazı gruplar, bu eşit yaklaşımı kabul etmeyip kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmeye çalışmışlardır. Örneğin; türbede afiş asılması ve yardım sandığı konulması gibi konular üzerinden vakfımıza saldırılar yapılmıştır. Oysa ki bu afişlerde Kur'an gecesi gibi dini programlar duyurulmakta, sandık ise cami ve tuvalet gibi yerlerin masraflarının karşılanması amacıyla kullanılmaktadır. Üstelik bu uygulamalar Aziz Mahmut Hüdayi Vakfı ve Eyüp Sultan gibi birçok yerde de yapılmaktadır. PUSU adlı internet sitesi üzerinden yapılan haberlerle vakfımıza yönelik olumsuz bir algı oluşturulmak istenmiştir. Bu haberleri yapanlar hakkında yasal yollara başvurulmuş, delillerle birlikte mahkemeye başvurulmuştur. Ancak bazı siyasi etkiler nedeniyle istenilen sonuçlar alınamamıştır. Bu süreçte, İslam'a ve dini yapılara zarar vermemek adına sessiz kalmayı tercih ettik. Ancak olayların çirkinleşmesi nedeniyle kamuoyunu bilgilendirme gereği duyduk. 26 Nisan 2025 Cumartesi günü Hz. Türk Külliyesi'ne gelen ve kendisini halveti olarak tanıtan bir kişinin davranışları kabul edilemezdir. Bu kişinin internet üzerinden yaydığı ifadeler asılsızdır ve halkın zihnini bulandırma amacı taşımaktadır. Bu kişilerle ilgili yasal süreci başlattık. Ayrıca ulusal basın aracılığıyla bu konuları gündeme taşıyacağımızı da bildirmek isteriz. Son olarak şunu belirtmek isterim. Vakfımız, 70 yıldır hizmet vermektedir. Bu hizmetin arkasında özveriyle çalışan insanlar vardır. Bu yapıya zarar veren her kim olursa olsun, bu yanlışlarla mücadele edeceğiz. Herkes eteğindeki taşı döksün. Biz vakıf olarak şeffafız ve hizmetimize aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Sizleri tenzih ediyorum. Hepinize, basın mensupları olarak saygı duyuyorum. Ancak bir hususa değinmek istiyorum. Yıllardır şu soruyu sorarız: Kastamonu'da neden bir sivil toplum örgütü yok? Bu insanlar neden bir araya gelmiyor? Neden sivil toplum örgütlerinin sesi çıkmıyor' ifadelerine yer verdi.
'Ayrıca İstiklal Yolu'nda Türk Kadını Kastamonu'da Sembolleşmiştir'
Gönül rızasıyla hizmet ettiklerini söyleyen Önceki dönem Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Avcı; 'Öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Kıymetli hocamın da belirttiği gibi, Şeyh Şaban Veli Hazretleri Anadolu'nun dört büyük manevi değerinden biridir. Kastamonu'nun medarı iftiharı olan bu büyük değeri, bugüne dek kimse maddi bir beklentiyle sahiplenmemiştir. 1954 yılından bu yana, Süleyman Başkanımızın da belirttiği gibi, buraya gönül rızasıyla hizmet edilmektedir. Biz de bu gönüllülerden biriyiz. 2014 ile 2019 yılları arasında, elimizden geldiğince ve dilimiz döndüğünce hizmet etmeye çalıştık. O dönemde çok enteresan bir olayla karşılaştım. Buraya geldiğimde, Şeyh Şaban Veli Hazretleri'nin vefatının 450.'nci yılına yakın bir zamandı. Yani 2019 yılına denk geliyordu. Biz de bu büyük zatı dünyaya tanıtmak için büyük bir çaba gösterdik. Arkadaşlarımızla birlikte ilmik ve sofra programları düzenledik. Üniversitelerden arkadaşlarımız geldi, konuşmalar yaptı ve hizmet etti. Hiçbirinin bu işten bir kuruş beklentisi olmadı. Bir gün, hocamızın da hazır bulunduğu bir yönetim kurulu toplantısında, İstanbul'a ulaşmamız gerektiğini söyledik. O sırada telefonum çaldı. Arayan kişi Hanönü Derneği'nden Şükrü Mutlu idi. Sonradan öğrendim ki kendisi öğretmenmiş ve aynı zamanda benim Eğitim Fakültesi'nden öğrencimmiş. Bana, 'Hocam, biz İstanbul'da Şeyh Şaban Veli Hazretleri'ni anlamak ve anlatmak istiyoruz. Bize nasıl yardımcı olabilirsiniz?' dedi. Ben de 'Tam da şu an bunu konuşuyorduk. Üzerimize ne düşüyorsa yaparız,' dedim. 2015 yılında İstanbul'da Şeyh Şaban Veli Hazretleri'ni anlatmaya başladık. İlk olarak Üsküdar'da başladık, sonra Fatih, Bağcılar, Beykoz, Sultanbeyli derken her yıl farklı ilçelere gittik. Şimdi yine bir davet aldım. Allah nasip ederse, ayın 16'sında Sultan Gazi'deki toplantıya katılarak, Şeyh Şaban Veli Hazretleri ile ilgili düşüncelerimi ve görüşlerimi paylaşacağım. Sultanbeyli'deki bir toplantıda ağzımdan bir söz çıktı.'İstanbul'un 39 ilçesine de gidip Şeyh Şaban Veli Hazretleri'ni anlatacağız.' Hemen ardından büyük bir söz daha söyledim: 'Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u.' Bu sözden sonra Sultan Gazi'den davet geldi, şimdi oraya gidiyoruz. Biz bu işi şan, şöhret ya da para için yapmıyoruz. Amacımız; Kastamonu'nun, memleketimizin bu büyük manevi değerini tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmaktır. Bu toprakların iki temel değeri vardır: Biri Şeyh Şaban Veli Hazretleri ve diğer evliyalarımız, diğeri ise İstiklal Yolu'dur. Bu yol Anadolu'nun aort damarıdır. Ayrıca İstiklal Yolu'nda Türk kadını Kastamonu'da sembolleşmiştir. Bu kimliği, metropolde yaşayan insanlara anlatmak, onların da kimlikli bir dünyada kimlikli bireyler olarak kalabilmesi için mücadele etmeleri gerektiğini göstermek istiyoruz. Yaşadığımız bazı gelişmeler beni üzdü. Hepimiz sadece hizmet peşindeyiz, başka bir derdimiz yok. Geldiğiniz ve dinlediğiniz için Allah hepinizden razı olsun. Gönlümüzü size açtık, samimiyetle anlattık. Başkanımız, Süleyman Başkan, kıymetli vakıf başkanımız ve bizler elimizden geldiğince aktarmaya çalıştık. Teşekkür ederiz. Sabır ve destekleriniz için sağ olun' dedi.
'Şeyh Şaban-I Veli Kültür Vakfı Olarak Hukuki Süreci Elimizden Geldiğince Yürütmeye Çalışıyoruz'
Son olarak açıklama yapan Vakıf Avukatı Seda Aydın ise; 'Öncelikle, Sayın Süleyman Başkan'ın söylediklerine fazla değinmeden, sizleri de yormadan çok kısa konuşmak istiyorum. Süleyman Başkanımızın bahsettiği bu çirkin olayla ilgili olarak, biz Kastamonu Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı olarak hukuki süreci elimizden geldiğince yürütmeye çalışıyoruz. 'Elimizden geldiğince' diyorum çünkü Başkanımızın da belirttiği gibi, zaman zaman bazı problemler ortaya çıkabiliyor. Bu konuları, anma haftamızı tamamladıktan sonra hep birlikte daha detaylı bir şekilde konuşuruz inşallah. Sürecin karşı taraf açısından da bir dönüm noktası olmasını ve Başkanımızın işaret ettiği kişilerin artık doğruyu yanlıştan ayırarak, doğrunun yanında yer almalarını temenni ediyorum. Ayrıca onları da vakfımıza davet ediyorum. Zannediyorum ki Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi'ni hiç görmemişlerdir. Buyursunlar gelsinler, külliyemizi gezdirelim. Görmek, incelemek istedikleri ne varsa kendilerine memnuniyetle sunarız. Basın mensubu arkadaşlarımız aracılığıyla kamuoyuna duyurumuzu da ilettik. Bundan sonraki süreçte, umuyorum ki hukuki olarak karşı karşıya gelmek zorunda kalmayız. Asıl açıklamamızı ve değerlendirmemizi, birincil önceliğimiz olan anma haftamızın ardından yapacağız. Şimdiden herkese teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Ve Kastamonu Halkına bizlere verdiği destek için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun' şeklinde konuştu.