Uzmanından Kene Uyarısı
Kastamonu Özel Anadolu Hastanesi doktorlarından Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığının yaygın olarak görülebileceği bir döneme girildiğini ifade ederek, uyarılarda bulundu.
Kastamonu Özel Anadolu Hastanesi doktorlarından Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığının yaygın olarak görülebileceği bir döneme girildiğini ifade ederek, uyarılarda bulundu.
Özel Anadolu Hastanesi doktorlarından Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Osman Kocabıyık açıklamasında; 'Bu hastalık ülkemizde İç Anadolu Bölgesi'nin kuzey kesiminde, Orta Karadeniz Bölgesinde ve Doğu Anadolu'nun kuzey kesiminde Kelkit vadisinde görülüyor. Kastamonu'da, hastalığın görüldüğü endemik bir bölge olup nisan-mayıs aylarıyla beraber görülmeye başlıyor, yaz boyunca devam ediyor ve sonbaharda havaların soğumasıyla kesiliyor. Korunma ve erken tanı çok önemli. Hastalık ilk günlerde halsizlik, yüksek ateş, kırgınlık, grip benzeri genel enfeksiyon belirtileriyle başlayıp ileri dönemlerde tüm vücutta ve iç organ kanamalarıyla seyreden ciddi bir hastalığa dönüşüyor. Hayvancılık, kene teması, kene tutunma öyküsü olanlar grip zannedilerek geçiştirmemeli, bu kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık merkezine başvurulmalıdırlar. Ülkemizde 20 yılı aşkındır bilinen bu hastalığın kesin tedavisi olmamakla birlikte endemik görüldüğü yerlerde hekimlerimizce hızlı tanı konularak erken dönemde destekleyici tedaviler verilmektedir. Bu nedenle bu hastalığın görüldüğü diğer ülkelere göre ölüm oranı ülkemizde nispeten daha düşük olup yüzde 5 civarındadır' dedi.
'Kene Kan Emerken Acı Vermez, Fark Edilmez'
Kenelere karşı uyarıda bulunan Kocabıyık; 'Yakın zamanda Kurban Bayramı'ndan dolayı gerek küçükbaş gerekse büyükbaş hayvan sirkülasyonunda ciddi bir artış olacak. Bundan dolayı da hayvanlarını satan ve kurbanlık alan kişiler bu hayvanları kontrol etmeli, bunların kenelere karşı ilaçlamasını, kontrolünü yapmalı ki hastalık etkeni olabilecek keneler kendi evlerine, kendi yaşam alanlarına taşınmasın. Keneden korunmak için bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için vücudunuzun ve elbisenizin her yerine dikkatlice bakılmalı, kendiniz veya bir başkası tarafınca kontrol edilmelidir. Çünkü kene kan emerken acı vermez, fark edilmez. Kene çıkarmak ise profesyonellik gerektirmez. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, cımbız, eldiven gibi) çıkarılmalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi yağlı maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hastalığa yakalanan bazı kişilerde kene tutma öyküsü olmamakla birlikte hayvanların üzerindeki keneye, hayvanların kan ve idrarına çıplak elle dokunma öyküsü mevcut. Bu nedenle hayvancılık ile uğraşanların hayvanların üzerindeki keneleri çıplak elle patlatma, ezme tarzında temizlik yapmaması önemlidir' ifadelerini kullandı.