Zafer Partisi'nden Kastamonu Barosu'na Tepki
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen, Türkiye Barolar Birliği öncülüğünde 30 baronun imzasıyla yayımlanan metne değinerek, açıklamada bulundu.
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen, Türkiye Barolar Birliği öncülüğünde 30 baronun imzasıyla yayımlanan metne değinerek, açıklamada bulundu.
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen açıklamasında; 'Türkiye Barolar Birliği öncülüğünde, 30 baronun imzasıyla yayımlanan ve Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını talep eden açıklama, Türk milletinin vicdanını yaralamıştır. Ne yazık ki, bu imzacılar arasında Kastamonu Barosu da yer almıştır. Öncelikle şunu belirtmek isteriz; kukuk, duyguyla veya siyasi tercihlerle çarpıtılamaz. Açıklamada, Demirtaş hakkında getirilen suçlamalar, soruşturmalar ve tutuklamaların sebeplerine dair tek kelime dahi yer almamıştır. Bu eksik ve yanıltıcı tutum, kamuoyunu yanlış yönlendirme amacı taşımaktadır. Hukukun üstünlüğü iddiasında bulunan meslek kuruluşlarının tarafsızlık ve nesnellik ilkelerine uygun davranmaları esastır; bu ilkelere aykırı hareket edilmesi kabul edilemez' dedi.
'Baroların Görevi, Siyasetin Değil Hukukun Yanında Durmaktır'
Açıklamalarına devam eden Büyükşen; 'Bugün açıkça görülmektedir ki, Türkiye'de 2. Açılım Süreci ele başını meşrulaştırma aşamasına geçmiştir. Devlet Bahçeli'nin 'Abdullah Öcalan Meclis'e gelsin, gerekirse umut hakkından yararlansın' sözlerinden sonra kurulan Meclis Komisyonu, terör örgütü elebaşıyla yeniden temas kurulmasının önünü açmıştır. Bu komisyon çalışmalarıyla birlikte, PKK ve elebaşına siyasi meşruiyet kazandırma çabası artık gizlenmemektedir. Selahattin Demirtaş bu sürecin bir parçasıdır. PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket eden Demirtaş, 6-8 Ekim Kobani olaylarında yaptığı çağrılarla halkı sokağa dökmüş, kamu düzenini hedef almış, Türk milletine ait iş yerlerini yağmalatan bir azmettirici konumunda olmuştur. Bu olaylar sonucunda onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık 9 yıl süren yargılama sonunda karar verilmiş, ancak 2 yıldır gerekçeli karar açıklanmamıştır. Bu durum, yargı sürecindeki gecikmeyi gösterir; ancak Demirtaş'ın suçsuz olduğu anlamı taşımaz. Bugün 30 baronun yaptığı bu ortak açıklama, 'hukukun üstünlüğü' çağrısı değildir. Bu açıklama, terör örgütü üyelerini serbest bırakma, Demirtaş'ı siyasete geri döndürme ve 2. Açılım Süreci'ni toplum nezdinde meşrulaştırma ve elebaşının serbest kalması için toplumu hazırlama girişimidir. Kısacası, TBB çatısı altında verilen imzalar terör örgütü ve elebaşının siyasal zemin kazanmasına verilen dolaylı bir destektir. Kurtuluş Savaşı'nın istiklal şehri Kastamonu'nu Barosu'nun bu imzaya ortak olması, Kastamonu halkını derinden üzmüştür. Baroların görevi, siyasetin değil hukukun yanında durmaktır' dedi.
'Cumhuriyetimizi Her Koşulda Savunacağız'
Büyükşen son olarak; 'Zafer Partisi olarak diyoruz ki; Selahattin Demirtaş bir siyasetçi değil, terör örgütü propagandacısıdır. Onun özgürleştirilmesi çağrısı, terör örgütü ve elebaşına siyasal zemin kazandırma talebi anlamına gelir. Türk milletine 'demokrasi' kılıfı altında dayatılan bu 2. Açılım süreci, Cumhuriyetimizin temellerine yönelmiş açık bir tehdittir! Türk milleti, bu oyunu bir kez daha bozacaktır. Zafer Partisi olarak, kim ne söylerse söylesin, terör örgütleriyle, siyasetteki uzantılarıyla ve onların Anayasal talepleriyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Milli, laik, üniter Cumhuriyetimizi her koşulda savunacağız' ifadelerini kullandı.