Avanoğlu: 'Turizm sezonu iyi geçiyor'

Kastamonu'nun 2001 yılında turizme kazandırılan ilk konağı olan Eflanili Konağı, bir asra aşkın tarihiyle geçmiş ile günümüzü bir araya getirerek misafirlerine sunduğu lezzetlerle Kastamonu'nun tanıtımına katkı sağlıyor.

Yöresel yemek ve ürünlerin sunulduğu tarihi konakta, Kastamonu ilçelerinden temin edilen organik ürünler ile hem köylülere destek olunuyor hem de Kastamonu'daki yöresel ürünlerinin tanıtımına destek olunuyor. Konak, yerli ve yabancı turistleri ağırlamasıyla Kastamonu turizmine katkı sağlayan mihenk taşlarından biri olarak belirmekte.

“HEM İLİMİZİ TEMSİL EDİYORUZ HEM DE TANITIMINA KATKI SAĞLIYORUZ”

Eflanili Konağı İşletmecisi Halil Avanoğlu, Kurban Bayramı’nda yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek; “Bayramlar en yoğun çalıştığımız zamanlar. Vatandaşların daha çok tatil hakkının olduğu için köye geliyor ve ilimiz de kalabalık oluyor. Hiç başka ilden gelen olmasa bile bizim gurbetçilerimizden dolayı bayram yoğun geçiyor. Konağı işletmeye başladığım günden bu yana pandemiyi saymazsak ilk açtığımız zamandaki Ramazan Bayramı’nın birinci günü sadece kapalı kaldık. O gün de telefonlarımız susmadı. Onun haricinde de kapalı olduğumuz gün olmadı. Herkes bayram kutlamak ister ama bizim yaptığımız iş normal bir esnaf lokantası veya normal bir kafe işi değil, yaptığımız yöresel ürünlerle hem ilimizi temsil ediyoruz hem de tanıtımına katkı sağlıyoruz. Yaptığımız kahvaltı olsun, yemek olsun bizim amacımız memleketi tanıtmak” diye konuştu.

“BAYRAMIN İLK GÜNÜ OTOPARKLARIN MECBUR AÇILMASI ŞART KONULMALI”

Ramazan ve Kurban bayramlarının ilk günlerinde birçok işletmenin kapalı olması Kastamonu turizmine olumsuz yansıdığının altını çizen Avanoğlu; “Birçok kişi Kurban Bayramı’nda araçlarını çekecek açık otopark bulamadı. Lavabo ve su ihtiyacını gideremeyenler oldu. Bu tür durumlar Kastamonu’nun tanıtımı için çok kötü. Çalışanlarımız da dahil tatillerimizi hafta içlerine ayarlıyoruz. Bayramın birinci günü en azından Belediye ve Valilik bazı işletmeleri ve otoparkları mecburen açmasını şart koymalı, dışarıdan gelen kişileri mağdur etmemek lazım. Bunun büyük bir sorun olduğunu düşünüyoruz ve senelerdir de bunu dile getiriyoruz” dedi.

“HERKESİN ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMASINI TEMENNİ EDİYORUZ”

Kuyu kebabı hariç rağbet gören yöresel yemeklerin yüzde 90’ını işletmelerinde müşterileriyle buluşturduklarını ifade eden Avanoğlu; “Etli ekmek, banduma, tirit, et yaprak sarma, Ekşili Pilav, Ecevit Çorbası, yaş tarhana en çok tercih edilenler arasında. Kahvaltımızda da yine yöresel ürünleri bulunduruyoruz. Marmelat çeşitlerimiz, elma ekşimiz, pastırmalı yumurta gibi Kastamonu ile alakalı ne hizmet vermek gerekiyorsa onu vermeye çalışıyoruz. Özellikle özel günlerde herkesin de üstüne düşeni yapmasını temenni ediyoruz. Bayramda kurban kesmeye dahi gidemiyoruz, vekalet veriyoruz. Bir yere gittiğinizde her yerin kapalı olduğunu düşünün, orayla ilgili olumsuz şeyler düşünürsünüz, hatta bayramda en azından gitmeme kararı alırsınız. Bunlar önemli şeyler, hepsi bir bütün ve ilimizi etkileyen şeyler” dedi.

“YETİŞEN ELEMAN BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMİYOR”

Garson sıkıntısı çekiklerinden bahseden Avanoğlu; “Çalışacak eleman bulmakta güçlük çekiyoruz, çalışmak isteyen yok maalesef. Bulduğunuz kişi kalifiye eleman da olmayabiliyor, yetiştirene kadar da kişi ayrılıyor. Sektörde part-time çalışmalara şahit oluyoruz, bu çalışma stili işletmeye mantıklı gelebiliyor ama günün sonunda işletmeye aslında zarar verebiliyor çünkü bir garson işletme için çok önemli, biz normal bir kafe veya bir iş yeri olmadığımız için buraya gelen misafire yemeği anlatabilecek, işi bilen insanlar gerekiyor. Part-time ile de buna ulaşma şansınız yok. Biz o yüzden sabit eleman tercih ediyoruz. ‘Garson’ denilince insanın gözüne önemsiz bir meslek gibi gelebilir ama işletmenin reklamını yapan kişidir. Hizmet çok önemli, misafir mutlu ayrılıyorsa hem işletme kazanıyor hem de Kastamonu kazanıyor. Bu şehre bir daha gelip burada yemek isteyebiliyor vatandaşlar, haliyle bu da hepimizin çıkarına oluyor. Acentelerde de örneğin araç kaptanları çok önemli. Araç kaptanın iyi olmaması bütün yolcuları etkiler ve şehir gezisi bir sıfır geriden başlar. Her şey bir zincir içinde. Mutfakta örneğin yöresel yemekler yapıyoruz, etli ekmeğimiz meşhur ama hamur açmayı bilen kadın günden güne azalıyor. Köylerde bile artık vatandaş ekmek yapmıyor. Garsonu bir şekilde çözeriz ama mutfak daha da büyük sorun. Etli ekmek ustası, fırın ustası bulmak sektörde çok zorlaştı. Yetişen eleman bir elin parmaklarını geçmiyor. Çoğu işletme dışarıdan getiriyor çalışanı. Başka ilden gelen kişi sizin etli ekmeğinizi yapıyor, o da ne kadar lezzetli ve doğru olur bilmiyorum. Kastamonu’da birçok camda garson ve komi alınacaktır yazısı mevcut. İleride daha büyük sorunlar oluşacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

“SEZONUN İYİ GEÇTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

Avanoğlu, daha çok tur acenteleriyle çalıştıklarını ve haftada 15-20 otobüs turist ağırladıklarını dile getirerek; “Şu anki ekonomik şartlara rağmen sezonun iyi geçtiğini düşünüyorum. Konağımızda farklı yöresel lezzetleri tadan misafirler mutlu ayrılıyor. Kastamonu Karadeniz bölgesinde gastronomi ve doğa turizmi ve doğal ürünler açısından çok zengin. Örneğin pancar pekmezini diğer illerden gelen misafirlerin çoğu bilmiyor. Onlara farklı lezzetler de tattırmış oluyoruz. İlçelerimizdeki bu ürünleri de sergileyip satmaktan büyük zevk duyuyoruz. Bu zenginliğe rağmen tanıtımda eksikliğimiz olduğundan Kastamonu’nun bilinirliği az. Şu anda tanıtım konusunda çalışmalar var. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün QR Kod ile yaptığı çalışma çok güzel. Bütün işletmelerde şu anda var diye biliyorum. Kodu okutan vatandaş Kastamonu’da gezilecek ve yemek yenilecek yerleri vb. görebiliyor. Her geçen gün bir şeyler yapılıyor ama biraz tanıtımda geç kalındığını bunu geri döndürmek için de yoğun çaba harcanması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

“HER ŞEY ASLINA UYGUN YAPILMALI”

Kastamonu'daki konakların, turizme katkısı kadar eksisi de olabileceğini vurgulayan Avanoğlu; “Bizler, turizm açısından memleketin tanıtımını yapıyoruz. Haliyle banduma hindiden yapılıyorsa hindiden yapılmalı, tavuktan değil. Tirit ilik suyu ile ıslanması gerekiyorsa böyle yapılmalı, yani her şey aslına uygun yapılmalı. Bazı işletmeler bunu farklı yapabiliyor diğer türlüsü daha lezzetli bile olsa orijinal şekliyle yapılmalı. ‘Yerinde yeme’ kavramı ancak bu şekilde kazandırılabilir. Ayrıca İstanbul, Ankara’da olan Kastamonu Günleri etkinliklerinde bize talep oluyor ‘Siz de katılın’ diye ama orada aynı hizmeti verebileceğimizi düşünmediğimizden oraya gitmiyoruz. Gıda konusunda Kastamonu Günleri etkinliklerinde bunun önüne geçilmeli. Orada etli ekmek yiyen vatandaş, bizim burada kafasından etli ekmeği kafasından siliyor. Çünkü buradaki hizmet ve kalite orada verilmiyor. Tezgah, hijyen konusunda büyük eksiklikler yaşanıyor orada ve bu bizlere eksi yazıyor. Hazır gıda olarak pastırma, sarımsak vb. ürünler gidebilir ama orada Kastamonu’daki hizmeti verebilme şansınız yok ve veremediklerini de müşterilerimizden işitiyoruz. Kastamonu Günleri’nde etli etmek, banduma yiyenler buraya geldiklerinde ‘Bizim orada yediğimiz neydi?’ diyorlar, bazen biz ısrar ediyoruz bizim lezzetimiz daha farklıdır diye ancak o zaman ikna edebiliyoruz müşteriyi. Oradaki eksikler tamamlanmadan bu ürünlerin yapılmaması en azından eksi kazandırmaz, o yüzden bu konuda da bir düzenleme yapılırsa çok iyi olur” ifadelerini kullandı.

Özel Haber

Bakmadan Geçme