Belediye Meclisi Oturumları Tamamlandı
Belediyesi Meclisi Ekim ayı ikinci oturumu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş Başkanlığında gerçekleştirildi.
Belediyesi Meclisi Ekim ayı ikinci oturumu Belediye Başkan Vekili Hasan Fehmi Taş Başkanlığında gerçekleştirildi.
Toplantıda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Serkan Mütevelli söz alarak AK Parti Milletvekili Halil Uluay’ın geçtiğimiz gün kendisinin açıklamasına binaen yaptığı açıklamaya cevap verdi.
CHP Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Serkan Mütevelli’nin yaptığı konuşmada; “Bugün burada, bir önceki oturumda yapmış olduğum açıklamalara binaen AK Parti Milletvekili Sayın Halil Uluay’ın verdiği cevaplara istinaden bir değerlendirme yapmak için söz almış bulunmaktayım. Arıtma ve atık su yönetimiyle alakalı gerekli tüm açıklamaları defaatle yaptık, artık bu konuda daha fazla Kastamonu gündemini meşgul etmek istemiyorum. Çağrımızı yineliyoruz, dilediğiniz zaman tesise gidip kontrol edebilirsiniz. Aynı zamanda, söz konusu tesis Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 7/24 sürekli atıksu izleme sistemine tabi. İlgili raporları bakanlıktan da talep edebilirler. Daha önceki konuşmamda da ifade ettiğim üzere söylenti ve ‘içeriden aldığı bilgiler’ yerine, verilerle ve hakikatle konuşmak gerektiği kanısındayım. Bizler elimizdeki tüm verileri şeffaflıkla paylaşıyoruz, öyle yapmaya da devam edeceğiz. sayın vekile verdiği sözlerden bazılarını hatırlatmak isterim Bizler, Cumhuriyet Halk Partili halkçı sosyal hamiyetli ve erdemli belediyecilik anlayışı gereği, verdiğimiz tüm sözleri tutma gayreti içindeyiz. Tutamayacağımız hiçbir sözü de halkımıza vermedik. Ancak sayın vekile verdiği sözlerden bazılarını sadece siyasetçi olarak değil, Kastamonu’da yaşayan bir vatandaş olarak da sormak ve hatırlatmak isterim. Sayın vekilim, 2019 yerel seçimlerinde dönemin bakanı tarafından verilen stadyum sözü ne oldu? 2019’da bakandan söz alırken, sonrası 2024 ocak ayında stadyumun yapımına bu yıl başlanacak deyip ne oldu da 2025 yılı ocak ayında ‘Zaten taraftar sayısı yeterli değil stat istiyoruz demenin çok karşılığının olmadığını’ ifade ettiniz? Ne olduğunu ben size söyleyeyim, seçimi kaybettiniz” dedi.
‘Sayın Vekilin Dediği Gibi Şantiyeler Var’
Açıklamalarına devam eden Mütevelli; “Kırık Barajı 2015 yılında 103 milyon bedelle yatırım programına alındı. Dönemin belediye başkanı Türkiye’nin en hızlı tamamlanacak barajı olacak dedi, aradan 10 yıl geçti.2025 yılına geldiğimizde ne oldu peki? Projenin maliyeti tam 46 kat arttı. Sayın vekilim mutlaka haberiniz vardır, ama tekrar hatırlatmakta fayda var, 2025 yılı yatırım programında bu projeye ayrılan ödenek sadece 100 milyon lirada kaldı. 2017 yılında yatırım programına alınan Kırık Barajı varyant yolu yapımı 610 milyon lirayla ihale edildi. Aradan tam 8 yıl geçmesine rağmen Baraj Varyant yolunun sadece yüzde 30’u tamamlanabildi. Üstüne 2025 yılı mayıs ayında tekrar ihale edilerek, pazarlık usulüyle yine aynı şirkete yaklaşık 12 milyar Türk lirasına verildi. İnebolu yolu, 2017 yılında yatırım programına dahil edildi. O gün 1 milyar 307 milyon lira değerinde olan projenin bugünkü tahmini maliyeti 16 kattan fazla artarak 21 milyar 502 milyon 883 bin liraya yükseldi. Geçen 8 yılda 2 milyar 334 bin 514 lira harcama yapıldı! Sayın Vekil buranın ihalesi yapıldığında 2020 yılında bitirilme hedefi konmuştu! Olmadı! 2020 yılında dönemin Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı 2023 yılında projeyi tamamlamayı hedeflediklerini açıkladı. 2025 yılındayız… Kastamonu-Karabük yolu mu derseniz, Maslak Yeni Küçük Sanayi Sitesi mi derseniz, Doğanyurt Maden Yolu mu dersiniz… Ülkenin her noktasında olduğu gibi Kastamonu’da da yıllardır bekletilen projeler var. Ya da Sayın Vekilin dediği gibi şantiyeler var” ifadelerine yer verdi.
‘Lütfen Gereken Mesuliyeti Alın Ve Hata Yaptığınızı Kabul Edin’
Milletvekili Uluay’a seslenemeye devam eden Mütevelli; “Sayın Vekil bizlere şantiyeleri biliyor musunuz derken, bilemediği tek şeyin bizim bu şantiyeleri kendisinden daha iyi takip ettiğimizdir. Keşke sadece pencereden izlemeseydiniz! Sayın vekil, AK Parti Belediyesi döneminde belediyeyi ofisinin penceresinden izlediğini belirtmiş. Sayın vekilim, keşke o dönemde sadece pencerenizden izlemek yerine, sahayı ve süreçleri de yakından izleseydiniz. O zaman belki bu belediyede konakçılar türemiş, pudracılar üremiş olmazdı. Döneminizde kaç stadyum büyüklüğünde arsa satıldığını, yapılan yanlışları, restorasyonlarda yapılan usulsüzlükleri ya görmemiş ya da görmezden gelmek istemişsiniz. Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusunu birlikte takip edelim! Sayın vekilim, size buradan bir çağrım var, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Sayın İlke Karabacak tarafından bundan tam 133 gün önce, 26 Mayıs 2025 tarihinde Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun akıbetini birlikte takip edelim. Tahmin ediyorum ki siz de bir hukukçu olarak bizim kadar usulsüzlüklerin ve yapılan yanlış işlerin bir an önce yargılanmasını ve sonuca bağlanmasını istersiniz. Sayın vekilim, plazanızın ofisindeki pencerenizden baktığınızda Doğanyurt’ta yolu olmayan köyler, Tosya’daki çeltik tarlaları, Devrekani’deki pancar tarlaları, doktoru olmayan hastaneler de görünüyor mu? 23 yıllık iktidarınız sonunda tüm esnaf kan ağlıyor. Sayın vekilin bizi minibüsçü esnafını bitirmekle itham etmesi de abesle iştigal ediyor. 23 yıllık iktidarınızın sonunda, sadece minibüs esnafını değil, tüm esnaf kan ağlıyor. Uygulanan yanlış ekonomi programlarının neticesi olarak 6 lira olan mazot son 5 yılda 56 lirayı buldu. Lastik, malzeme ve yedek parça giderleri son beş yılda tam 10 kat arttı. Vatandaşları tasarruf tedbirlerine mahkum ederken, yandaşlara verilen ihaleler hiç hız kesmeden devam etti. Bir de bizi minibüsçü esnafını bitirmekle itham ediyorsunuz. Eğer gerçekten minibüsçü esnafının derdiyle dertleniyorsanız, buyurun, bakanlığa başvuru yapın. Ücretsiz yolcu başına verdiğimiz destek bizim ilimize yetmiyor sayın bakanım deyin. Ya da, lütfen gereken mesuliyeti alın ve hata yaptığınızı kabul edin. Gerçekleri̇ vatandaşlardan dinleyin! Daha geçenlerde bakanınız çıktı ve çok şükür emeklilerin maaşını zor koşulda olsak da ödüyoruz dedi. Bizler her zaman esnafımızın, yatırımcılarımızın ve emekçilerimizin yanındayız. Siz de ofisteki pencerenizden bakmak yerine lütfen biraz esnafın, vatandaşın yanına inin de gerçekleri bir de vatandaşlarımızdan dinleyin. Kastamonu'nun hakkini savunmaya yurttaşımızın yanında olmaya devam edeceğiz Son olarak bizler, bu ülkenin umudu olan Cumhuriyet Halk Parti’sinin temsilcileri olarak. Kastamonu halkının belediye meclisinde görev verdiği temsilcileri olarak; Umudumuzu asla kaybetmeyecek ve mücadelemizden bir adım dahi geri atmayacağız. Kastamonu’nun hakkını savunmaya, yurttaşımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Her zaman daha iyisi mümkün diyerek Hasan Başkanımızın öncülüğünde hamiyetli ve erdemli kadrolarıyla Yuvamız Kastamonu’ya hizmet edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘Bakanlıktan 19 Adet Talebimiz Olmuştur’
CHP Belediye Meclis Üyesi Tezcan Biçicioğlu da Bakanlıktan istenilen 19 talebi açıklayarak; “Sizlere Kastamonu için ilginç bir gerçeği paylaşmak için söz almış bulunuyorum. Bugün itibariyle 31 Mart 2024 seçimlerinin üzerinden tam 555 gün geçti. Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı ve ekibi, göreve geldiği günden itibaren büyük bir özveri ve gayretle, çalışmalarını sürdürmektedir. Bugüne kadar yaptığımız 31 meclis toplantısı sonucunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 19 adet talebimiz olmuştur. Bu talepler Meclisimiz tarafından oylanmış, AK Partili ve Cumhuriyet Halk Partili meclis üyeleri tarafından oy birliği ile onaylanmıştır. Ne yazık ki, Kastamonu halkının yararına olan bu taleplerin hiç biri karşılık bulmamıştır. Sizlere bu 19 maddenin dökümünü sunuyorum. Bu tablo bize gösteriyor ki, AK Parti iktidarının yerel temsilcileri olan İl Başkanının, milletvekillerinin, belediye ve il genel meclisi üyelerinin derdi, Kastamonu’ya hizmet etmek değil, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin halka hizmet etmesini engellemektir. Lafa gelince Kastamonu halkına hizmet etmeyi şiar ettiklerini söyleyenler, icraata gelince, kendi meclis üyelerinin onayladıkları taleplerle ilgilenmekten neden imtina etmektedirler? Üstelik bu tavır yalnızca bir bürokratik gecikme değil, doğrudan Kastamonu halkının emeğine, vergisine, umuduna ket vurmaktır. Halka hizmetin önüne siyaset koyan anlayış, artık iflas etmiş bir zihniyetin yansımasıdır. Belli ki bazıları için ‘kimin söylediği’ hâlâ ‘ne söylendiğinden’ daha önemlidir. Bütün bu engellemelere rağmen Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı ve onun hamiyetli erdemli kadroları bir gün bile belediyecilik faaliyetlerini aksatmadan yerine getirmektedir. Bugün Kastamonu’da yapılan her hizmet, atılan her adım; imkânsızlıklara rağmen üreten, yılmadan çalışan bir kadronun eseridir. İktidar mensuplarını, bakanlıkları ve milletvekillerimizi; artık bu şehrin meselelerine sırtını dönmekten değil, elini taşın altına koymaktan yana tavır almaya davet ediyorum. Bizler biliyoruz ki Yuvamız Kastamonu’ya hizmet, makamdan değil vicdandan yapılır” dedi.
‘Kastamonu Son 10 Yılda En Fazla Zenginleşen İl Oldu’
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Namlı ise; “Öncelikle ‘Son 10 senede, 5 senede en fazla fakirleşen il Kastamonu’ diye bir açıklama yapıldı. BDDK rakamlarına göre, Türkiye’deki toplam banka mevduatı son 10 yılda yüzde 1.862 artarak 22,9 trilyon TL’ye ulaştı. Oransal büyümede Kastamonu yüzde bin 338 ile zirveye yerleşirken, başkent Ankara’nın mevduat artışında Türkiye ortalamasının gerisinde kaldığı tespit edildi. Buna göre, Kastamonu son 10 yılda en fazla zenginleşen il oldu. Yani bu parayı bizim Kastamonulu hemşehrilerimiz mi biriktirdi bilmiyorum ama bence burada en fazla ‘fakir edebiyatı’ yapanların parası bankadadır, daha fazla bir şey söylemeyeyim. Bir de 2024 yılı genel bütçesinde 923 milyar TL vergi geliri var. Bunun binde 10,2’sine kadar olan 12 milyon TL’sinin amatör spor kulüplerine aktarılması yönünde bir hakkınız var. Yani bu parayı aktarabilme yetkiniz mevcut. Bildiğim kadarıyla Amatör Spor Kulüpleri Haftası. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Kastamonu’da bir dilekçe vermiş. Yaklaşık 1 ay kadar önce olmuş galiba. Yardım ve destek talepleriyle ilgili hiçbir cevap verilmediği gibi, bu ekip bana da sordular, ‘Gündemde yok’ denmiş. Bir dahaki toplantıda gündeme alacak mısınız, ne yapacaksınız, bu konuda sizden bir bilgi istiyorum” dedi.
‘Ne Yazık Ki Bu Zenginlik Tabana Yayılmıyor’
CHP Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Serkan Mütevelli ise; “Ben de Ahmet Bey’e vermiş olduğu haberden dolayı teşekkür ederim. Bugün o haber benim de dikkatimi çekti. Ahmet Bey gibi ben de aynı durumdan mustaribim. Neden acaba mevduat sahipleri bu kadar artarken gelir adaletsizliği de bu kadar derinleşiyor? Zaten bizim de vurgulamak istediğimiz nokta tam olarak bu; zenginliğin belli bir kesimde toplanması ve geri kalanının bundan yeterince faydalanamaması. Enteresan bir şekilde Kastamonu mevduat oranında birinci sırada, hatta rekor seviyede. Ancak ne yazık ki bu zenginlik tabana yayılmıyor. Bizim bugüne kadar hep savunduğumuz şey de bu: gelir farkları arasındaki uçurum her geçen gün artıyor. Bir tarafta 22 bin lirayı denkleştirmeye çalışan emekçi kardeşlerimiz var, diğer tarafta ise harcadığı paranın hesabını bile tutmayan bir kesim bulunuyor. Ayrıca amatör spor konusu da gündeme geldi. Bununla ilgilenen arkadaşımız şu anda burada değil, ancak bu konuda sizleri mutlaka bilgilendireceğiz” ifadelerine yer verdi.
‘Onu Yok Saymak, O Milyonları Yok Saymaktır’
Serkan Mütevelli’nin cevabı üzerine açıklamalarına devam eden AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Namlı; “Cumhurbaşkanımızın 2025-2026 TBMM açılışındaki konuşması sırasında CHP’nin sergilediği tavır, sadece bir protesto değil, aynı zamanda bir başkaldırıdır. Milletin oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanını Meclis’te karşılamamak, demokrasiyi değil; kibir ve nefret siyasetini temsil eder. Bu tutum ne muhalefet refleksiyle ne de politik bir duruşla açıklanabilir. Bu, milletin iradesine karşı gelmektir. CHP artık siyasetin değil, kutuplaşmanın fitilini ateşleyen bir ajansın rolünü üstlenmiştir. Cumhurbaşkanımız bu ülkenin yarısından fazlasının, yüzde 52’sinin oyuyla seçilmiştir. Onu yok saymak, o milyonları yok saymaktır. ‘Biz sizin seçtiğiniz lidere saygı duymayız’ demek, milli iradeye meydan okumaktır. CHP bu tavrıyla Meclis çatısı altında değil, milletin üstünde durmaya kalkışmıştır. Ancak hiç kimse bu milletin üstünde değildir. CHP’nin bu tutumu muhalefet değil, öfke organizasyonudur. Eleştiri üretmek yerine saygısızlık üretmeyi tercih ediyorlar. Cumhurbaşkanına tahammül edemeyen bir parti, ülke yönetimine zaten talip olamaz. Bu tavır siyasi zeka değil, siyasi iflasın göstergesidir. Cumhuriyetin kurucu partisi olduğunu iddia eden CHP’nin, devletin en üst makamına karşı takındığı bu tavır, kendi tarihine bile ihanettir. Atatürk, Meclis’in ve Cumhurbaşkanlığı makamının birbirine saygı temelinde var olmasını isterdi. Bugünkü CHP ise o geleneği çirkin bir ideolojik ilkeye kurban etmiştir. Bu yapılan şey boykot değil, çocukça bir küskünlüktür. Milletin gözü önünde sergilenen bu saygısızlık, CHP’nin siyaset yapma yeteneğini tamamen yitirdiğini göstermektedir. Artık bu parti çözüm değil, kriz çıkarma makinesi haline gelmiştir. Bu ülke saygısızlıkla değil, saygı ile yönetilir. CHP siyaseti değil, kini seçmiştir. Ancak bu millet kinin değil, iradenin yanında olacaktır” dedi.
‘Sizin Amerikan Aldığınız Meşrutiyetiniz Tartışılır Hale Gelir’
Ahmet Namlı’ya cevap veren Mütevelli; “Halkın iradesi her zaman her şeyin üzerindedir. Bugün halkın iradesi her şeyin üzerindedir dediği için gazetecileri içeri atarsanız, siyasilere yasak koymaya kalkarsanız Sayın Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’nu içerde tutup haksız bir yere daha hala iddianame bile hazırlatmazsanız tutukluğu bir ceza sistemine dönüştürürseniz kusura bakmayın o zaman sizin Amerikan aldığınız meşrutiyetiniz tartışılır hale gelir. Şu an iktidarda sizin partiniz mevcuttur. Ancak şu an kalın bir sesle bunu söylemem gerekiyor ki Türkiye’nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi’dir” şeklinde konuştu.
‘Milletin Alın Terini Yok Sayan Bu İktidardan Bıktık’
Ülkedeki gelir eşitsizliğinden ve çok sayıda sorundan söz eden CHP Belediye Meclis Üyesi Nurullah Şahin; “Ahmet Bey’in konuşmasını üzülerek dinledik. Bu ülkeyi 23 yıldır yöneten bir kişi var. Tek adam olarak ülkenin başına geçti ve ülkenin ne hale geldiğini hep birlikte gördük. Artık sabrımızın sonuna geldik, gerçekten bıktık. ‘Gazi Meclis’ diye konuştu; ancak şu anki Cumhurbaşkanı orada Atatürk’ün adını bir kez bile ağzına almadı. O Meclis savaşla kuruldu, Kurtuluş Savaşı ile kurtuldu. Ama Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini bir kez bile anmadı. Bıktık başkanım… Torpil düzeninden, yolsuzluktan, adaletsizlikten bıktık. Milletin alın terini yok sayan bu iktidardan bıktık. Devletin en stratejik kurumlarını tek tek sattılar. Milletin biriktirdiği milli varlıkları elden çıkardılar. Tank fabrikalarını, Telekom’un içinin nasıl boşaltıldığını, milyarların nasıl buharlaştığını bu ülkede gördük. Tekel fabrikasını, savaşta kurulmuş pek çok kurumu sattılar. Biz bunları seyrede seyrede bıktık. Adalet, bir ülkenin en temel kavramıdır; adaletsizlikten bıktık. Gazetecileri susturdular, muhalif siyasetçileri susturdular, mahkeme kararıyla görevlerinden uzaklaştırdılar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin il başkanını sudan bahanelerle görevden aldılar. Cumhurbaşkanı adayımızı hiçbir gerekçe göstermeden Silivri Cezaevi’ne koymalarından bıktık. Hâkim ve savcı tayinlerini liyakat esasına göre değil, siyasi sadakate göre yaptıklarını gördük ve bundan da bıktık. Adaletin terazisini bozdular, bu yüzden bıktık. Ülkeyi kutuplaştırmalarından, yolsuzluklarından bıktık. Belediyelerdeki ihalesiz iş dağıtımlarını gördük, belediyenin kasasının nasıl aile şirketlerine peşkeş çekildiğine tanık olduk. Konak arsalarının, kent reklamlarının, makamların nasıl eşe dosta dağıtıldığını gördük. Belli bir kesimin zenginleşmesinden bıktık. Defalarca söyledik: bu zenginlik tabana yayılmalı. Bu ülke kolay kurulmadı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, vatandaşlarımızın kanları ve canları pahasına bu ülkeyi kurdu. Ancak onların emanet ettiği Cumhuriyet’in bütün kurumlarını, satılık mal gibi yandaşlarına satmalarından bıktık. Bu milletin sabrı tükendi. Bu millet her şeyin hesabını sandıkta soracak. Bıkmakla kalmadık; artık hesap sorma vakti geldi” dedi.


