Bilinmeyen Güzellik Sırrı
Modern teknolojiye ihtiyaç duymadan, doğal yollarla pürüzsüz bir cilt hayal ediyorsanız, yüzyıllar öncesine dönmenin tam zamanı!
Modern teknolojiye ihtiyaç duymadan, doğal yollarla pürüzsüz bir cilt hayal ediyorsanız, yüzyıllar öncesine dönmenin tam zamanı! Osmanlı döneminde saray kadınlarının uyguladığı bu özel karışım, tüyleri kökünden alıyor, cildi tahriş etmeden yumuşacık bırakıyor.
Ne acı veren epilasyon cihazları ne de kimyasal dolu ağda bantları... Tamamen doğal malzemelerle hazırlanan bu yöntem, bebeksi bir cilt isteyenler için adeta zamanın unuttuğu bir güzellik iksiri.
İstenmeyen tüylerden kurtulmak, kadın-erkek fark etmeksizin pek çok kişinin hem estetik hem de hijyen açısından önem verdiği bir konudur. Günümüzde lazer ve epilasyon gibi kalıcı yöntemler yaygınlaşsa da, cilt hassasiyeti, maliyet ya da doğal yaşam tercihleri nedeniyle daha doğal yöntemlere yönelenlerin sayısı da az değil. Bu noktada öne çıkan maddelerden biri de şap taşıdır. Yüzyıllardır kullanılan bu mineral, yalnızca antiseptik özelliğiyle değil, tüy azaltıcı etkisiyle de dikkat çeker. Şap taşı, doğal bir mineral olan potasyum alumdan oluşur. Genellikle renksiz, kokusuz, kristal yapılı bir taştır. Özellikleri ise oldukça fazladır. Antibakteriyel olması. Terlemeyi ve kötü kokuyu azaltması. Ciltteki küçük kesiklerde kanamayı durdurması, Cildi yatıştırması. Ve tüy köklerini zayıflatarak tüyleri azaltmasıdır. Ağda, epilatör veya tıraş sonrası, şap taşını hafif nemlendirerek tüy alınan bölgeye dairesel hareketlerle sürün. Bu, hem ciltteki tahrişi azaltır hem de kıl köklerini zayıflatır. Şap tozu ve gül suyu karışımı, toz hâline getirilmiş şap, bir miktar gül suyu ile karıştırılıp cilde uygulanabilir. Bu karışım cildi yatıştırırken uzun vadede tüyleri azaltmaya yardımcı olabilir.