Bir tarih canlanıyor

Beyazıd döneminde 1506 yılında Nasrullah Kadı tarafından köprü ve şadırvan içindeki su havuzları ile birlikte yaptırılan camii, Kastamonu'nun en büyük tarihsel camisidir. 1746 yılında genişletilmesine kadar 6 kubbeli bir yapıya sahip olan camii bu çalışmayla 9 kubbeli bir hale gelmiştir. Camii içindeki hatlar ve süslemeler ise yine Kastamonulu ünlü hattat Ahmet Şevki Efendi tarafından vücuda...

Beyazıd döneminde 1506 yılında Nasrullah Kadı tarafından köprü ve şadırvan içindeki su havuzları ile birlikte yaptırılan camii, Kastamonu’nun en büyük tarihsel camisidir. 1746 yılında genişletilmesine kadar 6 kubbeli bir yapıya sahip olan camii bu çalışmayla 9 kubbeli bir hale gelmiştir. Camii içindeki hatlar ve süslemeler ise yine Kastamonulu ünlü hattat Ahmet Şevki Efendi tarafından vücuda getirilmiştir. Milli Mücadele yıllarında, Anadolu’yu dolaşarak Kurtuluş Savaşı’na destek toplayan Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Nasrullah Camii’nde de vaazlar vermiş ve aynı zamanda Milli Marşı’mız olan İstiklal Marşı TBMM’de kabulünden önce ilk defa burada okunmuştur. NASRULLAH CAMİİ’NİN MİMARİSİ Nasrullah Camii; Ulu Cami tipinde, altı kagir ayakla taşınan dokuz kubbeli bir yapıdır. Harim, batı yönünde ikisi aynalı tonozlu, biri kubbeli üç bölüm ile genişletilmiştir. Kuzeydeki giriş kapısı önünde yedi bölmeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin giriş kapısı-mihrap aksına gelen bölüm kubbe, diğer bölümler ise aynalı tonoz ile örtülüdür. Özgün minare yeri yapının kuzeybatı köşesinde görülmekte, ancak bugünkü minaresi camiden birkaç metre uzakta yer almaktadır. Yapı tuğla taş almaşık duvarlı, kurşun üst örtülüdür. İlk yapılışı altı kubbeli olan yapı 1746 yılında Kastamonulu Reisülküttap Hacı Mustafa Efendi tarafından onarılmış ve mihrap yönündeki üç kubbe, batı tarafındaki aynalı tonozlu bölümler ve son cemaat yeri bu evrede ilave edilmiştir. Yapının bir sonraki onarımı 1875 yılında Kastamonu Valisi Naşid Paşa tarafından toplanan yardımlarla gerçekleşmiştir. Bu tarihten önceki minaresi hakkında yeri dışında bilgi sahibi olmadığımız camiye, 1915 yılında, binadan kopuk olarak bir minare yapılması kararlaştırılmış, minarenin hafriyatı aynı yıl tamamlanarak, şehir ulemasından Hafız Osman Efendi’nin dua okumasıyla törenle temeli atılmıştır. Bilinmeyen bir tarihte duvarlarla örülmüş olan yedi bölümlü son cemaat yerinin kemer araları 1940 yılındaki onarımda açılmış, 1945 yılında kubbe kurşunları, daha sonraki onarımda alçı pencereleri ile değiştirilmiştir. SIVALARIN ALTINDAN ÇIKAN GÖRSELLİKLER BÜYÜLEYİCİ Bu yıl restorasyonuna başlanan Nasrullah Camii duvarlarındaki sıvalarının altından, caminin tarihi dokusunu yansıtan süslemeler ortaya çıkmaya başladı. Özellikle tonozların üzerinde gün yüzüne çıkarılan farklı renkteki süslemelerde camiye kattığı görsellikle büyülüyor. Tamamen detaylı bir çalışma ile adım adım restore edilen Nasrullah Camii, yeni görünüme kavuştuğunda, ziyaretçilerini büyüleyeceğini şimdiden gösteriyor.

Bakmadan Geçme