Büro-Sen, kadın üyelerini bir araya getirdi

Türk Büro-Sen Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üyeleriyle yemekte bir araya geldi. Şerife Bacı Öğretmenevi'nde gerçekleşen organizasyona Türk Büro-Sen Şube Başkanı Ali İhsan Bayram, Çankırı Türk Büro-Sen Şube Başkanı Metin Memiş ve Çankırı Türk Büro-Sen Kadın Kolları Başkanı Betül Şen Ayhan, Kastamonu Türk Büro-Sen ve Çankırı Türk Büro-Sen'e bağlı kadın üyeler katıldı....

Türk Büro-Sen Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üyeleriyle yemekte bir araya geldi. Şerife Bacı Öğretmenevi’nde gerçekleşen organizasyona Türk Büro-Sen Şube Başkanı Ali İhsan Bayram, Çankırı Türk Büro-Sen Şube Başkanı Metin Memiş ve Çankırı Türk Büro-Sen Kadın Kolları Başkanı Betül Şen Ayhan, Kastamonu Türk Büro-Sen ve Çankırı Türk Büro-Sen’e bağlı kadın üyeler katıldı. “İSLAMİYET, KADINLAR LEHİNE ÇOK BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER GETİRMİŞTİR” Türk Büro-Sen Kastamonu Şube Başkanı Ali İhsan Bayram yemek organizasyonunda yaptığı konuşmasında; “İslamiyet’ten önce, Arap toplumu, istenmeyen bir kız çocuğunun diri diri gömülebildiği, erkeğin dilediği sayıda evlenebildiği, kadının bir eşya parçası gibi alınıp satılabildiği bir toplumdu. Böyle bir toplumda, İslamiyet daha önceki duruma göre kadınlar lehine çok büyük değişiklikler getirmiştir. İslamiyet, Arap toplumunda adeta bir eşya statüsünde olan kadını bu durumdan kurtarıp, belli hakları olan bir insan statüsüne kavuşturmuştur. Kadınlar, Peygamber Efendimizin ‘Cennet annelerin ayağı altındadır’ övgüsüne muhatap olmuştur” dedi. “DOĞAN ÇOCUĞUN KIZ OLMASI MATEM SEBEBİ SAYILMAZDI” İslamiyet’ten önceki Türk toplumlarında Arap toplumunun kadınlara karşı tutumunun aksine bir tutum sergilendiğini aktaran Bayram; “İslamiyet’ten önceki eski Türk toplumlarında, kadın, erkekten farklı, ama ona eşit bir varlık olarak saygı görürdü. Aile tek evliliğe dayanırdı. Doğan çocuğun kız olması matem sebebi sayılmazdı. İstenmeyen kız çocuklarının öldürülmesi adeti hiçbir Türk toplumunda görülmemişti. Çocuklar üzerinde baba kadar ananın da hakları olduğu kabul gidilirdi. Mülkiyet bakımından da kadın eşit haklara sahipti. ‘Hakan’ın emirlerinde, eşinin, ‘Hatun’un adına da yer verilirdi. Türk toplumu, kadınlar için, kapalı bir toplum değildi” ifadelerini kullandı. “İSLAMİYET KADINA VERİLEN DEĞERİ DAHA DA ARTTIRMIŞTIR” Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte kadınlara verilen değerin arttığını kaydeden Bayram; “Türk dünyasında sayısız hayır ve bilim kurumunun Hatunlar tarafından veya onlar adına kurulmuş olması, Anadolu'daki birçok Türk aşiretinde çok evliliğe rastlanmaması gösteriyor ki, Türklerin eski gelenekleri, İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra da kadına verilen değeri daha da arttırmıştır. Cumhuriyetin kurulması ile de Müslüman Türk toplumunun kadına vermiş olduğu değer artarak devam etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, ‘Büyük başarılar, kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin evlatlar sayesinde olmuştur’ veciz sözüyle kadının toplumdaki önemini dile getirmiştir” şeklinde konuştu. “TOPLUMUN ŞEKİLLENMESİNDE KADININ ROLÜ BÜYÜKTÜR” Türk Büro-Sen Şube Başkanı Ali İhsan Bayram sözlerini; “Ailede ve toplumda kadının yeri gerçekten çok önemlidir. Bir çocuğun yetişmesinde, dolayısı ile toplumun şekillenmesinde kadının-annenin rolü çok büyüktür. Her geçen gün birçok gencin vatan ve millet olgusundan yoksun olarak yetiştiğine üzülerek şahit olmaktayız. Mustafa Kemal Atatürk sanki o günlerden bugünü görürcesine bu konuya şöyle değinmiştir. Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirmenin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha bilgin olmaya mecburdur” ifadeleriyle sonlandırdı.

Bakmadan Geçme