'Burunlarından fitil fitil getireceğiz'
Anadolu'nun ZİRVESİ'nden, Dünya'ya mesaj var BAŞBAKAN YARDIMCISI NUMAN KURTULMUŞ AK Parti Yerel Yönetimler 3'üncü Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı ilimizde gerçekleştirildi. Ilgaz Dağı Milli Parkı'nda bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya'nı yanı sıra Vali Mesut Yıldırım, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, AK Parti Mersin Milletvekili...
Anadolu’nun ZİRVESİ’nden, Dünya’ya mesaj var BAŞBAKAN YARDIMCISI NUMAN KURTULMUŞ; AK Parti Yerel Yönetimler 3’üncü Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı ilimizde gerçekleştirildi. Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda bir otelde gerçekleştirilen toplantıya Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya’nı yanı sıra Vali Mesut Yıldırım, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, AK Parti Mersin Milletvekili Hacı Özkan, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Metin Çelik, Murat Demir, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Ankara, Amasya, Bartın, Çankırı, Karabük, Kırıkkale, Çorum, Kırşehir, Samsun, Sinop, Kastamonu, Tokat, Zonguldak’ın il ve ilçe belediye başkanları toplantıya katıldı. “YURT DIŞINDAN GELEN SİYASETÇİLERE KARŞI UYANIK OLUNMALIDIR” Toplantının ev sahibi olarak katılanları selamlayan AK Parti İl Başkanı Halil Uluay; “Kastamonu Kurutuluş Savaşı’nda İnebolu Limanı’na gelen cephanelerin Ankara üzerinden cepheye taşıma görevini yerine getirerek kutlu bir görev ifa etmiştir. Çanakkale başta olmak üzere tüm cephelerde evlatları savaşmıştır, işgal görmediği halde en çok şehit veren iller arasındadır. Hatta hiç erkek kalmayan köyleri bulunmaktadır. Çanakkale’nin bir benzeri hatta daha vahimi olan 15 Temmuz girişiminde de Ilgaz önemli bir görev ifa etmiş Sayın Başbakanı’mızı eline uçak geçirmiş teröristlerin şerrinden korumuştur. 15 Temmuz gecesi yaşananlar yerel yönetimlerin önemini açıkça ortaya koymuştur. Bizler bu memlekete bu insanlara kendimizi tanıtma fırsatını yerel yönetimler sayesinde bulduk. Bu gün yine bu memleketi yerel yönetimlerin eliyle koruduk. 1994’te halkımızın yerel idareleri teslim ettiği başta kurucu liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ve diğer belediye başkanlarımızın özverili çalışmaları olmasaydı bu memlekete kendimizi tanıtmamız bu kadar kolay olmayabilirdi. Evet siyaset bu memleketin evlatlarınca bizzat yapılmalı, kendisi olmasa da beyni yurt dışından gelen siyasetçilere karşı uyanık olunmalıdır ” diye konuştu. “KASTAMONU’NUN MAKUS TARİHİ YENİLMİŞTİR” Ilgaz Milli Parkı’nda gerçekleşen toplantının organizasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştiren Belediye Başkanı Tahsin Babaş, katılımcıları selamlayarak; “Kastamonu tarihi çok eskiye dayanan bir il ilimiz 1900’lu yıllarda ve öncesinde bir ticaret merkezi. Yöresel olarak Osmanlı’nın da büyük bir yer olarak kullandığı şehirlerden birisi Kastamonu. 20’nci yy. başından itibaren gelişmesi durdu. Şu son 10 yıla kadar baya geri kalmışlığının izleri vardı. AK Parti iktidarına kadar. Son 10 yılda Kastamonu’nun makus tarihi yenilmiştir. Bizim en büyük sorunumuz Ilgaz Dağı’nı aşamamaktı. Bizim için bir hayaldi Ilgaz Tüneli. Bizim için çok büyük bir olaydı şimdi gördük ki Ilgaz Tüneli bitirildi. Aralık’ın 15’inde itibaren de Cumhurbaşkanı’mızın ve Başbakanı’mızın programına göre hazır. Bunun devamı olan yaklaşık 19 bin 700 metre yolda programa alındı. Şöyle baktığımda zaman Kastamonu tarihi eserlerle dolu bir şehir. Tarihi ve kültürel dokuyu koruyup halka bu hizmeti kazandırmak lazım. Kastamonu’nun geleceği de bence burada yatıyor. Kültürel dokuda bölgesinde sanayi şehri olamaz ama çok güzel bir turizm şehri olur. 12 ay turizm yaşanabilecek bir yer Kastamonu. Kışın Ilgaz’ımız var yazın sahilimiz ve yaylamız var. Mükemmel bir doku harikası bir şehir” diyerek ilimizi tanıttı. “KASTAMONU’DA 14 YILDA ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATTIK” 15 Temmuz şehitlerini anarak sözlerine başlayan AK Parti Milletvekili Metin Çelik; “Şehirlerimizin, beldelerimizin imarına ve halkımızın mutluluğu için belediyelerimiz çalışıyor. 14 yılda büyük işler başardık. Ancak hedeflerimizin bitmesi asla mümkün değil. Kastamonu’da 14 yılda çok ciddi adımlar attık. Milletimizin uzun yıllardır beklediği hayalleri bir bir gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Önümüzde ki dönemde önemli gördüğüm yerel yönetimler açısından birkaç husus var. Özellikle Kastamonu gibi illerimizde köy yolları ağları uzun olan illerimizde yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı sorunların bir an önce istediğimiz seviyeye gelmesi gerekiyor. Sayın Başbakanımız KÖYDES ödeneklerini 2017 yılında iki katına çıkardığını söylemişti. Bu durum oldukça olumlu bir adım. Köylerimizde yaşanan vatandaşlarımızın yaşam standartlarını en üst seviyeye çıkartırız. Kastamonu kırsal nüfusta Türkiye ortalamasının çok üstünde. Kırsalda yaşayan vatandaşlarımızın yerlerinde tutmak, tarım ve hayvancılığı ülkemizde Milli Tarım politikamızın eş güdümü içerisinde köylerimizde tutmak ve göçe engel olmak için bu adımları hızlı atacağımıza hiç şüphem yok” şeklinde konuştu. “KASTAMONU’MUZDA ÇOK FAZLA BİR SORUNUMUZ KALMADI” Toplantıda kısa bir selamlama konuşması yapan AK Parti Milletvekili Murat Demir’de; “Kastamonu’muzda çok fazla bir sorunumuz kalmadı. Bizim sadece en önemli sorunumuz burada köylerimizde bulunan yol ağlarımız ve bununla birlikte alt yapı sorunlarımız. Umuyoruz ki bu sorunlarımızı da hızlı bir şekilde yapacağız ve bundan sonra ki süreçte hükümetimiz ve vekil arkadaşlarımızla gerekli gayretti göstereceğiz” dedi. “GÜÇLÜ BİR İKTİDARA, GÜÇLÜ BİR HÜKÜMETE İHTİYACIMIZ VAR” Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda bir otelde gerçekleştirilen toplantıda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, Türkiye’deki en önemli gündem maddesinin yeni anayasa olduğunu kaydetti. Güçlü iktidarın getirdiği nimetlerden faydalanmak için yeni anayasa çalışmalarını mutlaka yapacaklarını ifade eden Erol Kaya; “15 Temmuz döneminde koalisyon hükümetleri olsaydı süreç çok farklı olabilirdi. Dolayısıyla bizim güçlü bir iktidara, güçlü bir hükümete ihtiyacımız var. Bu nedenle yeni anayasanın bu ülke için ne kadar önemli olduğunun bir kez daha bilinmesini istiyorum. Türkiye'de özellikle koalisyonlar zamanında büyük sorunlar ve hem ekonomik hem de siyasi krizler yaşandı. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında özellikle geçmişte yaşanan sıkıntılar Türkiye'ye ekonomik alanda ciddi kayıplar yaşattı. Türkiye'de 93 yılda 65 hükümet değişirken Amerika'da 227 yıllık süreçte 45 başkan değişti. Dünyanın en güçlü ülkelerine baktığımızda yönetimin güçlü iktidarlardan geçtiğini görüyoruz” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR” Türkiye’de kimin kamu görevinin dışına çıkarsa hukuk önünde hesap vereceğine ifade eden Kaya; “Türkiye bir hukuk devletidir. Bizi eleştiren Avrupa ülkeleri bir düşünsünler. Paris ya da Berlin'de belediye araçları sokaklara hendek açsa, belediye çalışanları askerlerin üzerine ateş açsa, mayın döşeseler, belediye araçları kamyonlarıyla bomba taşısa merkezi hükümetleri ne yapar acaba? Bu belediyeler terör örgütlerini açık olarak desteklemiştir. Belediye başkanı da belediye çalışanları da kamu personelidir ve kamu personelleri ancak halka hizmet eder. Belediyelere atanan kayyumlar halka iyi anlatılmalıdır. Belediyelerin kaynakları da kamu kaynaklarıdır. Hiçbir belediye başkanı bütçesini istediği gibi kullanamaz. İş makinelerini teröre hizmet edecek şekilde kullanamaz ancak halka hizmete kullanırlar. AK Parti olarak bin 397 belediye başkanımız var ve hepsi kamu görevlisi. Türkiye'de kim kamu görevinin dışına çıkarsa hukuk önünde hesap verir” diye konuştu. “AK PARTİ BİR YEREL YÖNETİM HAREKETİDİR” Türkiye'nin son 14 yılda büyük değişim yaşadığına dikkat çeken Kaya, şunları söyledi: “Siyaset yerelde başlar. Aslında bizim belediyelerimiz, merkez siyasetin okulunu oluşturmaktadır. Buradan yetişen yöneticilerin iktidarda, merkezde daha başarılı olduğunu görmekteyiz. Dünyada da bunun örnekleri aynıdır. Siyasetin yerelde başladığını, merkezi iktidarların kalıcı olmasında yerelin öneminin çok büyük olduğunu görmekteyiz. Türk siyasetinde bundan önce iktidarı kaybeden partilere baktığımızda, hepsinin ortak özelliği önce yereli kaybetmesidir. Bin 397 belediyemiz var, 2015 yılı mali tablosunda 100 milyar liralık kaynak kullandığını görüyoruz. 2015'te devletin harcadığının yüzde 25'i kadardır. AK Parti hükümetleri merkezden yerele ciddi kaynak aktarmaktadır. 2006 yılında merkezden yerele aktarılan 7 milyar dolardı. 2015 yılında ise 17 milyar dolara çıktığını görüyoruz. Eski belediye başkanları bilir geçmiş hükümetler döneminde ne sorunları yaşadığımızı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Çin ziyaretine dönemin valisi izin vermediği için gidemedi. Başkanların iş ziyaretlerine bile gitmesine izin verilmiyordu. AK Parti bir yerel yönetim hareketidir. Belediye başkanları sadece belediyenin başkanı değil, tüm şehrin başkanıdır.” “KASTAMONU, ANADOLU KÜLTÜRÜNÜN EN İYİ ŞEKİLDE YAŞATILDIĞI YERDİR” Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda bir otelde düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler Kastamonu 3’üncü Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, hizmet anlayışının bu toplantıda yeniden gözden geçirileceğini belirtti. Kurtulmuş; Türkiye’yi, içinde bulunduğu şartlardan daha ileriye götürmek için yerel yönetimlerin bundan sonraki dönemde hassasiyetle üzerinde durması gereken konuların tartışılacağını kaydetti. Amentü Şerhi’nin müellifi, dedesi Numan Kurtulmuş’un, Kastamonulu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Kastamonu, Anadolu kültürünün en iyi şekilde yaşatıldığı, güzel şehirlerinden biridir” dedi. “TÜRK MİLLETİ KÖKLERİNDEN UZAKLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR” FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine dikkat çeken Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan itibaren başka bir Türkiye’nin varlık gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Devlet çatık kaşlıdır. Köy yerlerinde devlet dediğiniz dipçiğinden korkulan jandarma, öyle olunca devlet ve millet uzun yıllar Osmanlının son dönemleri dahil olmak üzere birbirinden ayrıştı. İşte yeni Türkiye’nin en temel devlet politikası devlet ve milleti birleştirmektir. Türkiye’de milletin köklerine dönmesi medeniyetiyle buluşması ve yeniden bunun üzerinde kendisine bir gelecek inşa etmeye başlamasıdır. Milletin inançlarıyla, değerleriyle şarkılarıyla, türküleriyle kıyafetleriyle uzun yıllar boyunca uğraşılmıştır. Bir zamanlar özendirilerek baskıyla zorlayarak bu konuları değişim elde edilmeye, Türk Milleti köklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Bu memlekette başörtü meselesi imam hatip liselerinin kapatılması sadece dini hayata ve düşünceye olan bir karşılığın göstergesinden ibaret değildir. Milleti köklerinden tarihinden kültüründen kopartılması için milletin bu tür alanlara da gönüllü olması için inançlarımızı geleneklerimizi uygulaması olarak başörtüsünü kamusal alanın dışına çıkarılması milletin inançlarıyla bütünleşmesini sembolize eden İmam Hatip Liselerinin bir kenara bırakılması aslında siyasi bir projenin bir parçasıdır. Bu siyasi projede Türkiye’nin kökleriyle değerleriyle medeniyetiyle uzaklaştırılması arasının koparılması ciddi bir şekilde Türkiye’yi mevzuu bir hale getirilmesi ciddi bir siyasi projedir.” “BÜYÜK BİR OYUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ” Türkiye’nin sadece 780 bin metrekarelik bugünkü resmi sınırlarından ibaret bir ülke olmadığına değinen Kurtulmuş; “Osmanlı'nın çözülmeden önceki 3 milyon kilometrekaredir. 3 kıtada 7 denizde söz sahibi olmuş olan ve halen dünyanın birçok bölgesine ayak izleri bulunan bir medeniyetin sahibiyiz. Yeni Türkiye etrafındaki bütün gönül coğrafyasındaki dünyanın dört bir tarafındaki ne kadar soydaşımız, dindaşımız, mazlum milletler varsa hepsi ile ilgili olan bir Türkiye’dir. Bunu derken bazıları endişe ediyor. Aman aman sizin milletin topraklarında gözümüz mü var diyor. Hayır, bizim milletin toprakların da gözümüz yok. Biz mevzuu bir milletimiz derken Selçukluyu da, Osmanlı’yı da söyleyerek bunu ifade ediyoruz. Biz onları ayırt etmiyoruz. 5 Hint seferimiz var. Bu 5 Hint seferinden Osmanlı’nın en zor dönemlerinde bile oraya giden dedelerimiz atalarımız 1 kilo altını çalıp Türkiye topraklarına getirmemiştir. Biz emperyalist bir devletten gelen millet değiliz. Biz dün Hindistan’a giderken Cezayir'e giderken masum insanların canına onları oradaki zulümlerden kurtarmak için gitmişiz ve onlara orada sanat öğretmişiz. Bir asır evvel sınıflara bölünerek bir binden ayrılan bu coğrafyada bugün yine büyük bir oyunla karşı karşıyayız” diye konuştu. “DÜN BAŞKA ŞEKİLDE GELDİLER BUGÜN DE BAŞKA ŞEKİLDELER” Musul’da, Cerablus’ta, Halep’te, Rakka’da yaşanan olayların tesadüf olmadığına işaret eden Kurtulmuş; “Türkiye’nin şehirlerinde çukurlar kazılarak içine bombaların yerleştirilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. Ayrıca bir takım canlı bombalarla kına gecesinde bile insanlarımızın katledilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. 15 Temmuz’da FETÖ ile ilgili eşkıya çetesinin ortaya koyduğu darbe teşebbüsü bir çetenin aldığı karardan ibaret değildir. Rakka’da Musul’da operasyon PKK, PYD, Haşbi Şabi gibi bütün bu terör örgütleri her bir oyunun bir parçasıdır. Büyük resmi görmezsek Musul’da ne olduğunu göremeyiz. Büyük resmi görmezsek Diyarbakır’da tutuklanan belediye başkanın niye tutuklandığını göremeyiz. Büyük resmi görmezsek FETÖ denilen bu eşkıya çetesini niye Türkiye iade edilmediğini anlamak zorunda kalmayız. Büyük resim bu coğrafyanın bütün sınırlarının bir kez daha bölünmesidir. Dün sınırlarını böldükleri insanların bugün gönüllerini ve zihinlerini bölmektedirler. Şii, Sünni diyerek Türk, Kürt, Türkmen diyerek Arap diyerek bu bölge insanlarını tek tek birbirinden ayırmaktır. Bir asır evvel kimle karşılaştıysak bugün aynı şekilde onlarla karşı karşıyayız. Dün başka şekilde geldiler bugün de başka şekildeler. Hoca kılıklı geliyor eşkıya kılıklı geliyor senelerce adam gibi görünüyor. Senelerce bir terör örgütü görünüyor hepsinin hedefi aynı güçlü Türkiye’yi kesmek, güçlü Türkiye’nin yolunu kapatmak Türkiye’nin coğrafyasının kalbi olan gözbebeği olan bir ülke olmasının önüne geçmektir. Bu oyunu bozacak olan tek ülke Türkiye’dir” şeklinde konuştu. “DARBENİN UÇURUMUNDAN DÖNDÜK” Türkiye’ye darbe yapmak isteyenlerin yeni Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde yürümesini istemeyenler olduğunu ifade eden Kurtulmuş; “Ah o darbe olsaydı şimdi Türkiye’de darbeden sonra niye bu FETÖ’nün eşkıyalarını gözaltına aldınız diyenler inanın sahneye çıkacak Türkiye’deki o aşağılık darbeyi alkışlayacaklardı. Onun için bunların FETÖ’ye karşı niye bunları yapıyorsunuz niye şunları yapıyorsunuz söylemlerinin bizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Biz, bu darbeye, bu eşkıyalara destek verenlerden hesap soracak bu darbeye katılanların yaptıklarını burunlarından fitil fitil getireceğiz. Fransa’da OHAL ilan edilirken niye hiç kimseden bir cümle söz duyulmadı? Niye kimse itiraz etmedi? Evet, Fransa’da olan aşağılık bir terör eylemidir tabii ki Fransa devletini ve milletini korumak için olağan üstü hal ilan etmekte serbesttir. Kendi hukukuna ve Avrupa hukukuna dayanarak OHAL ilan etti. Kimseden bir kelime çıkmadı ama kusura bakmayın Fransa’da parlamentoyu ya da Eyfel Kulesi’ni bombalayan uçaklar yoktu, darbe teşebbüsü yoktu. 15 Temmuz’da biz nerdeyse darbenin uçurumundan döndük. Bu darbenin içine girmiş insanları ayıklamak için bir OHAL ilan edince birileri ayağa kalktı. Kusura bakmayın hiç kimsenin bu sözlerini ciddiye alacak değiliz. Biz OHAL’i ülkemizi darbecilerden korumak milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gerek kalmadığı zaman bu kararın bağımsız egemen Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti olarak alır ve uygulamaya koyarız” sözleri ile konuşmasına devam etti. “BİZ GAVURA GAVUR DEYİP KARŞISINA DİKİLİRİZ” Kendi inançlarını savunmaktan aciz olanların Müslümanların camilerinden ‘Allahu Ekber’ seslerinin yayılmasına mani olmaya çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi: “Hiç uğraşmasınlar Kudüs’te Allahu Ekber seslerini dindirtme meselesi Kudüs’ün geçmişine hakarettir ve asla uygulama alanı bulmayacaktır ve asla buna müsaade etmeyeceğiz. Yeni Türkiye tarihiyle kültürüyle barışın sembolü gözüküyor. Orada emperyalizm yok, sömürü yok bizim tarihimize kültürümüze baktığımızda başka milletlere karşın emperyalizm hareketi yoktur. Ayrıca emperyalist ülkelerin boyunduruğu altına da girmedik. Onların gölgesinde dahi bulunmadık. Biz gavura gavur deyip karşısına dikiliriz. Çanakkale’de topu tüfeği değil kazması olmayan bir millettik. Bu topraklarda siyasi ve iktisadi bağımsızlığımız için mücadele ettik. Biz Allah’ı bir bilir ve sadece Allah’ın önünde eğiliriz kimsenin karşısında diz çökmeyiz. Türkiye’de bizim siyasi hareketimizin en önemli özelliklerinden biriside ekonomik bağımsızlığı tam anlamıyla kurabilme mücadelesidir. Rahmetli Menderes’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Özal’ın vermiş olduğu ülkeyi ekonomik olarak bağımsızlaştırma mücadelesi de Yeni Türkiye mücadelesinin içerisinde görülmelidir. Türkiye’nin teknoloji tarihi ekonomik gelimle tarihi aynı zamanda Türkiye’nin ihanet tarihi ile eş zamanlıdır.” “KARANLIK ODAKLAR MÜSAADE ETMEDİ” Türkiye’de önceki dönemler yerli üretimin engellendiğini hatırlatan Kurtulmuş; “Türkiye, Anadol arabasını yapmadan önce Avrupa’nın önemli bir otomobil firması ile anlaşma noktasına gelmiş. Türkiye’de o arabanın yapılması için düğmeye basılmıştır. Ama karanlık odaklar buna müsaade etmedi eski Türkiye’nin arabası da olmadı yıl 2016 yerli araba yapmaktan bahsediyoruz. Sene 1978 savaş uçağı yapılacak bir İtalyan firması ile anlaşma yapılmış, bu İtalyan firması hakkında olumlu raporlar hazırlanmış ancak anlaşmanın imzalanması sırasında Türk tarafı masada yer almamıştır. Dönemin TUSAŞ müdürü, dönemin başkanı ve genelkurmay başkanına ulaşmaya çalışır lakin ulaşamaz. Karanlık odaklar tarafından verilen talimat ile anlaşma iptal edilir. Türkiye 1978 yılında kendi uçağını yapmış olsaydı dünyanın en önemli savaş uçağı ihracatçıları arasında yer alacaktı” diye konuştu. “BİZ BİR İLE İŞTE BİR ELİ OYNAŞTA OLACAK KİŞİLER DEĞİLİZ” ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendislerinin genç yaşta şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybettiklerine dikkat çeken Kurtulmuş; “İnşallah gerçek ortaya çıkar. ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendisleri her biri de genç yaşta da şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu dosyaların yeninden açılması gerekiyor. Dosyalar yeniden açılarak gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Savaş ve savunma sanayinde güçlü bir Türkiye, ekonomik bağımsızlığını kazanmış güçlü bir Türkiye, dünyadaki zırh teknolojisinde ikinci ülke konumunda olan Türkiye dünya enerji hatları üzerinde bulunan ama sadece enerji geçiş hattı değil aynı zaman da enerji vanalarının da bulunduğu bir Türkiye birilerinin uykusunu kaçırıyor. İşte bu sebepler yüzünden saldırılarını artırarak devam ettiriyorlar yeni Türkiye’yi bu dört temel üzerine kurmaya devam edeceğiz. Zor bir iş olduğunun farkındayız ama bu bizim için şeref meselesidir. Biz bir ile işte bir eli oynaşta olacak kişiler değiliz. Biz laf olsun diye makamlar dolduran insanlar olamayız, bizim bir davamız var bu davamız yeniden güçlü Türkiye’yi kurma davasıdır” dedi.