CHP Milletvekili Baltacı 'Kastamonu'yu düze çıkartacağız'

Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkanlığı tarafından, 28 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri öncesi Kastamonu Belediyesi Nikah ve Konferans Salonu'nda Danışma Kurulu toplantısı yapıldı.

CHP Milletvekili Baltacı 'Kastamonu'yu düze çıkartacağız'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Merkez İlçe Başkanı İlke Karabacak, 14 Mayıs’ta merkez mahallerinde yüzde 64, merkez ilçede ise yüzde 50 oy arttırarak Hasan Baltacı’yı Meclis’e gönderdiklerini belirterek; “Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin 13’üncü Cumhurbaşkanı yapmak için 28 Mayıs’a kadar kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz.  28 Mayıs’ta Türkiye’nin kaderini belirleyecek çok önemli bir seçim için tekrar sandık başına gideceğiz. Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Türkiye Cumhuriyeti’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı yapmak, Çankaya Köşkü’ne çıkarmak için sandığa gideceğiz ve hep birlikte bunu da başaracağız. Şatafat içindeki iktidarlarını bir gün daha sürdürmek için seçim süreci boyunca her türlü yalana başvuran, her türlü iftirayı atan ve aşağılık bir karalama kampanyası yürüten, bu kampanyayı tüm devlet olanaklarını kullanarak gerçekleştiren Cumhur İttifakına karşı bunu başaracağız ve hesaplaşacağız. Bu şehrin kadınlarına, bu şehrin gençlerine, evlatlarımıza söz veriyoruz; Başaracağız, başaracağız, başaracağız… Buradan önce bir kadın, sonra bir anne olarak tüm Kastamonululara sesleniyorum; Siz 28 Mayıs'ta vereceğiniz oyla; ya bu ülkenin kadınlarını domuz bağıyla katleden, bekâr kadınları sahiplendireceklerini söyleyen, Türk Bayrağından rahatsız olduklarını açıkça dile getiren Hizbullahçıları iktidar yapacaksınız, ya da ‘Türkiye'nin aydınlık yarınlarını inşa edeceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu başa getireceksiniz.  Siz 28 Mayıs’ta vereceğiniz oyla; ya “-‘sığınmacıları hiçbir yere göndermeyeceğiz’ diyenleri iktidarda tutmaya devam edeceksiniz, ya da ‘1 yıl içinde tüm sığınmacıları insanlık onurunu zedelemeden ülkelerine geri göndereceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacaksınız. 28 Mayıs’ta vereceğiniz oyla; ya bir eli yağda bir eli balda olanları, bu ülkenin kaynaklarını yağmalayanları tekrar seçeceksiniz, ya da ‘Artık yolsuzluk bitsin, aile sigortası gelsin, işsizlik bitsin, asgari ücret temel ücret olmasın, fiyatlar ve enflasyon düşsün’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutacaksınız. Kastamonulular 28 Mayıs’ta verecekleri oyla ya Sinan Ateş’i torbacılara öldürtenleri seçecek, ya da Sinan Ateş’in katillerini yargı önüne çıkaracağım diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu… Kastamonuluların verecekleri oy, ya sarayın altın varaklı musluklarının önünde yemek tarifi anlatan, halka ‘porsiyonları küçültün’ diyen Emine Erdoğan’ın yüzünü güldürecek, ya da ‘Her 10 çocuktan 6'sı her gün makarna ve ekmek yiyerek karnını doyuruyor. İçim çok yaralı’ diyen Selvi Kılıçdaroğlu’nun üzüntüsünü dindirecek. Ya lüks ciplerinde pudra şekeri çeken Kürşat’lar şatafat içinde yaşamaya devam edecek, ya da bu memleketin evlatları işe girmek için Akif Güzellerin, Doğan Ünlülerin, Serap Ekmekçilerin kapısında beklemekten kurtulacak. Biz inanıyoruz ki Kastamonu, Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin 13’üncü Cumhurbaşkanı yapacak ve ülkemize, Kastamonu’muza bahar gelecek. Bahar, 28 Mayıs'ı bekliyor. Dünkünden daha çok inanın. Kara bulutlar dağılacak, 28 Mayıs'ta yine baharlar gelecek. Son söz olarak hepinizi pazar günü sandıklarda müşahit olarak görev almaya davet ediyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum” dedi.

“VATANINI SEVEN SANDIĞA DA SAHİP ÇIKSIN”

Zafer Partisi İl Başkanı Dilek Osmanoğlu, cumhuriyet değerlerini ön plana çıkaran muhteşem bir mutabakat metni imzalandığını vurgulayarak; “Bu mutabakat metni, anayasanın İlk dört maddesinin değişmez bütünlüğünü koruyacak şekilde yapıldı. Ayrıca Türklük tanımın değiştirilemeyeceği bahseden 66’ncı madde mutabakata bağlanmış oldu. Sığınma ve kaçakçılık konusundaki tavrımızı hepiniz biliyorsunuz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gereken önemi ve ehemmiyeti gösteriyor. Şimdi bütün ülkeye gösterme zamanı diyorum. Şimdi döneminde aynı yolu yürüdüğümüz CHP ile arkadaşlığımızı anlamakta güçlük çekmişlerdi. Şöyle bir sorun yaşadık ‘Oyları bölüyorsunuz’ denmişti ama seçimi ikinci tura taşımak üzere yola çıkmıştık. Gereken ya da gerekmek zorunda kalan ayrılıklar yaşasak da biz Atatürk’ün çizgisinde Türk milliyetçiliğine bağlıyız. Seçim günü seçim kurulundaydım, oylar sayılırken de oradaydım. Gördük ki çuvallar teslim ediliyor. Orada bırakılıp geri dönülüyor. Aslında dikkat etmemiz gereken o oyları sayılırken bilgisayara geçirilirken yapılan manuel hataları düzeltmeye çalışmak. Orada çuvallar verilirken bir gözetmen, bir Türk Cumhuriyeti bekçisi olması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki arkadaşlara vatanını seven sandığa gelsin diyorum. Vatanını seven sandığa da sahip çıksın, hep birlikte çıkalım istiyorum” diye konuştu.

“KÖTÜLÜKLERİ YOK ETMENİN TEK BİR YOLU BU DA İYİLERİ BİR ARADA OLABİLMESİDİR”

Saadet Partisi İl Başkanı Kadir Yalçın, Millet İttifak’ı olarak vatandaşlara bir söz verdiklerini belirterek; “Dedik ki adil bir devlet kurup, adilce paylaşıp, insanca yaşayacağız. Biz yine sözümüzdeyiz, bu zalim düzene dört günlük tahammülümüz kaldı. Dört gün sonra Allah’ın izniyle bunlardan kurtuluyoruz. 14 Mayıs’ta bu ucube rejime yumruğu indirdik ve kötülüğe ‘dur’ dedik. 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın bu harabe düzenini sandığa gömüp 28 Mayıs’ta Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü cumhurbaşkanımız olarak seçeceğiz. 28 Mayıs’taki seçim artık seçim olmaktan çıkmış bir referanduma dönüşmüştür. Bu referandumda neyi seçeceğiz peki? Tek adam rejimi ile devam mı edeceğiz yoksa demokrasi mi diyeceğiz? Mültecilerle yaşamaya devam mı edeceğiz yoksa onları gönderip hep birlikte mutlu bir şekilde mi yaşayacağız? Hırsızlığı, arsızlığa, yolsuzluğa devam mı diyeceğiz yoksa bunları durdurup mutlu mu olacağız? 40 yıldır devam eden terör belasına ‘Devam mı’ diyeceğiz yoksa iktidar olup terörü de teröristleri de bu ülkeden yok mu edeceğiz? Kötülükleri yok etmenin tek bir yolu var bu da iyileri bir arada olabilmesidir. Biz Millet İttifakı olarak iyiler bir aradayız ve 28 Mayıs’ta da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapıp, yaşanabilir bir Türkiye’yi Allah’ın izni ile inşa edeceğiz. Bu ülkede hep birlikte huzur, mutluluk içinde yaşayacağız. Sloganımız neydi; ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ nasıl birleşiyoruz biliyor musunuz? Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye yaptığı tek bir tane iyilik var. Bütün hırsızları, arsızları, namussuzları hepsini yanında topladı. Geride hem bu salonda hem de Millet İttifakı’nda iyiler kaldı. Bu yüzden sizler emin olun bizler kazanan taraftayız. 28 Mayıs’ta kazanacağız ve bu ülkeye mutluluğu, huzuru, adaleti ve hoşgörüyü getireceğiz” dedi.

“KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU CUMHURBAŞKANI YAPACAĞIZ”

İYİ Parti İl Başkanı Osman Faruk Ataşalar, 14 Mayıs seçimlerini anımsatarak; “Seçimin milletvekili ayağını tamamladık, seçimin cumhurbaşkanı ayağında da Tayyip Erdoğan kazanamadı. Kemal Kılıçdaroğlu da kaybetmedi. Bunun ikinci ayağı var. Bu ikinci ayağında bizlere çok büyük görevler düşüyor. Bu görevler bu salonda birbirimize propaganda yapmak değil. Sahaya ineceğiz. Sandığa gitmeyen 10 milyon seçmen var. Sinan Oğan Bey’e verilen 2 milyon 800 bin oy var. Onun büyük bir kısmını Zafer Partisi getirecek. Bir de Tayyip Erdoğan’a verilen oylar var. Şimdi ne yapmamız gerekiyor? AK Partili’lere, MHP’lilere ve sandığa gitmeyenlere şunu söyleyeceğiz. 2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yüzüncü yılını kutluyoruz. Bu seçim ikinci yüzyıla gireceğimiz bir seçim. İkinci yüzyıla Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’yle mi devam edeceğiz yoksa şu an sayıları 13 milyon olan 2050 yılında sayıları 50 milyon olacak olan Suriyelilerle, Araplaşmış bir Türkiye mi olacağız. Bunu anlatmamız lazım. Kapı kapı gezmemiz lazım. Özellikle sandığa gitmeyen seçmeni sandığa getirmemiz lazım. Hanımlarımıza çok iş düşüyor. Hanımlarımızın Atatürk’ün daha Avrupa’da bile kadınların oy vermezken kadınlara verdiği oy hakkı var. Avrupalı kadınlar kullanamazken Türk kadınları oy kullanıyordu. Şimdi AK Parti’nin içinde bulunduğu ittifakta ‘Hanımları sahiplendireceğiz’ diyen bir zihniyet var. Arkadaşlar bunu anlatın. Bunu bayanlara anlatın. 2050 yılına bizi hazırlıyorlar. Mesela bu bayrağımız Türk bayrağı. Buna ‘tek bayrak’ diyorlar. Türk vatanına, ‘tek vatan’ diyorlar, Türk milletine ‘tek millet’ diyorlar. Bu Türk bayrağı burada kalacaksa Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye, Cumhuriyeti devam edecekse hepimizin pazar gününe kadar uyumaması lazım. Hepimizin koşması lazım arkadaşlar. Hepinizden bunu rica ediyorum. Bir de sözde kendileri milliyetçi sananlar var. Seçim kampanyası boyunca ne ekonomi konuştular ne emekliyi konuştular, ne işçiyi konuştular. Sadece bize terörist dediler. Andımızı kaldıranlar bunlar, TC’yi indirenler bunlar. Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret eden bunlar. Bizi terörle bağdaştıranlar Apo’ya sayın, şehide kelle dediler. Oslo’da PKK’yla masaya oturdular. Çözüm süreci altında Habur sınırına savcı ve hakim getirip PKK’lıları davul, zurnayla karşılayıp, beraat ettirdiler. Valilerin gözü önünde hendekler kazıldı. Bu hendekleri kapatmak için yüzlerce şehit verdik Barzani’yle megri megri diye halay çektiler. Son İstanbul seçimlerinde Apo’nun kardeşini TRT’ye çıkardılar. Bunlar terörist değil, biz teröristiz öyle mi? Bunu anlatalım arkadaşlar. Kastamonu’nun seçmeni buna inandı. Bunu seçim sonuçlarında gördük. Kurtuluş için mücadele gerekir. Mücadele etmezsek kurtuluşu sağlayamayız. Boyun eğerek değil, boyun eğmeyerek direnerek kazanacağız. 28 Mayıs akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacağız ama çalışarak yapacağız, direnerek yapacağız. Mutlaka oy kullanmaya teşvik edelim. Herkes bir kişiyi ikna etsin, herkes sandığa gitmeyenleri getirsin” ifadelerini kullandı.

“ARTIK BU PEŞKEŞE, BU TALANA BİR SON VERECEĞİZ”

CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer ise Mersin’de büyük bir oy aldıklarını dile getirerek; “Milletimiz, yüzde 58 ile Millet İttifakı’mız öne çıkarttı. Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu şu an Mersin’de birinci yaptık. Ama yeterli mi, değil. Biz tekrar bir hedef koyduk kendimize. Dedik ki evet hayır referandumunda yüzde 64 yapmıştık. Allah’ın izniyle yüzde 64 de Mersin’de yakalayacağız. Bu duyguları, bu düşünceleri de sizlere iletmek üzere de Mersin’den buraya geldim, görevlendirildim. Kastamonu’muzda da iyi bir sonuç oldu. İnşallah daha iyi sonuçları da hep beraber sizlerle beraber yakalayacağız. Hiç umutsuzluğa kapılmayın. Bu iş olacak Allah’ın izniyle. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bize emanet ettiği Cumhuriyet ve sistemi eninde sonunda dönülecek. Buna dönmek için de bakın Millet İttifakı çok güzel bir oluşum yaptı. Belki normal bir düzen olsa bunun ikisi bir araya gelip bir birliktelik kurmazdı ama konu memleket olunca vatan olunca akan sular durur. Bakın bütün il başkanlarımız burada. Hepsi bir araya geldi. Yukarıda genel başkanlarımız bir araya geldi. Dediler ki ‘Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanet ettiği bir sisteme döneceğiz’ ve onun için de ne yaptılar? Millet İttifakı 13’üncü cumhurbaşkanı adayı olarak da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ortak aday gösterdi. Bize düşen nedir? Bütün gücümüzü kullanarak Çankaya’ya göndermek. Bizim saraylarda işimiz yok. Genel başkanımız açık açık ilan etti. Bütün bileşenleriyle beraber oturdular. Biz inşallah 28 Mayıs’tan sonra Cumhurbaşkanı adayımızı Çankaya’ya hep beraber taşıyacağız. Bu seçim çok ciddi. Bu ülkenin geleceğiyle ilgili, çocuklarımızla ilgili, torunlarımızla ilgili bir tercihtir. Yani bir referandumdur. Bunu hep beraber başaracağız. Birçok entrika yaptılar evet hayırda. Bunu sizler de biliyorsunuz, bizler de biliyoruz ama Türk milletinin önünde kimse duramaz. Allah’ın izniyle bu ters giden çarkı biz normal yoluna hep beraber sizlerle beraber sokacağız. Ben buraya gelmeden dediler ki Kastamonu şöyle böyle, Kastamonu’da değişik değişik düşünceler var vesaire. Ben 30 yıl Esnaf Odalar Birliği Başkanlığı yaptım. Esnafımla iç içe yaşadım. Yıllardır bu sıkıntıları da hep beraber yaşadık ama geldim ki Kastamonu öyle değil. Hiç dışarıdan anlatıldığı gibi değil. Kastamonu yürekli, 2 gündür esnafımızı geziyoruz, çok güzel, doğru bir aday belirlenmiş. Adayımızı Kastamonulular getirdi. Ayrıca örgütümüz de çok güzel çalışıyor burada. İlimiz, ilçemiz hakikaten kadın kollarımız, gençlik kollarımız arı gibi sokaklarda çalışıyor. İşte bu çalışmanın sonucudur bu süreç. İnşallah 28 Mayıs’ta da Millet İttifakı olarak bu sandığa gelmeyen insanları, Kastamonu’da da sandığa gelmeyen vatandaşlarımızı hepsini bu sandıklara getirmek için var gücümüzü kullanacağız. Bunu yapmak zorundayız. 1 milyon küsur oy iptal edildi. Sizler de biliyorsunuz ki iptal edilen oyların büyük bir bölümü bizden. Bunların da tedbirlerini alacağız. Bu işi başarırken yine en büyük özveri kadınlarımıza ve gençlerimize düşüyor. Bugün Kastamonu sokaklarını gezdik. Pazarı, esnafı gezdim. Emin olun hepsinde bir beklenti, bir ışıltı var. Bütün Türkiye’nin sizlerden, bizlerden bir beklentisi var. Artık hak, hukuk, adalet istiyor insanlar. Özgürce yaşamak istiyor insanlar. Bunu yapmanın da bir tek yolu var. Ülke raydan çıktı şu an. Bu sistem de raydan çıktı. Bunun geri dönüşü de ancak bizim mücadelemiz, çabamız ve 28 Mayıs’taki başarımıza bağlı. Biz bunu Mersin’de yaptık, başardık. Kastamonu’da da bunu başarırız. Esnafımızın bütün beklentisi bu sistemin düzelmesi, işlerinin normal bir rayına girmesini istiyorlar. Gençlerimiz yarınlarında umutlu olmak istiyor. Üreticimiz artık ürettiği ürünlerin para etmesini istiyor. Emeklimiz mahvolmuş. Bu ülkeyi normal rayına sokmamız için size, bize düşen şu önümüzdeki birkaç gün içerisinde, her işi bir kenara bırakalım. Bu ülkenin geleceği için 28 Mayıs’ta gelin hep beraber büyük bir çalışmayla cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kılıçdaroğlu’nu Çankaya’ya yollayalım. Bu ülkenin başka kurtuluşu yok. Artık, 5-10 bin lira avans çekemez duruma geldik. Ülkede para kalmadı. Artık bu peşkeşe, bu talana bir son vereceğiz. Onu da inşallah hep beraber yapacağız. Ben belki buradan döneceğim ama gözüm, kulağım Kastamonu’da olacak” diye konuştu.

“KASTAMONULULARI MAHCUP ETMEYECEĞİMİZİ HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ” 

CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin, 6’lı masanın il başkanlarını ve Zafer Partisi il başkanını selamlayarak; “Önümüzde çok az bir süre kaldı. Bütün ilçelerimizde hızlandırılmış toplantılar yaptık. O toplantılardan da memnunuz. Göreceksiniz ki seçim sonuçlarında Kastamonu bu başarısının üzerine yeni başarılar ekleyecek. 28 Mayıs’tan önce 14 Mayıs’a dair bir değerlendirmeyi doğru buluyorum. Burayı bir tarif etmek gerekiyor. Öncelikle merkez ilçemizde, merkezimizde oylarımız yüzde 64 arttı arkadaşlar. Burada bizlere inanan, güvenen bütün Kastamonuluları mahcup etmeyeceğimizi hep birlikte göreceğiz. Kastamonu genelinde oylarımız yüzde 40 arttı. Bu çok kıymetli bir şey. Yurttaşlarımızın bu teveccühünü hizmete dönüştüreceğimizi, Kastamonu’yu güneşlendirmek için elimizden geleni, milletvekilimizle birlikte göstereceğimizi Kastamonulular görecek. 2019 yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin 80 bin olan il genel meclisi oyu 40 binlerin altına geriledi. 2018 seçimlerinde 180 bini aşmış olan Cumhur İttifakı’nın oyları yüz elli binin biraz üzerinde. Ülkede tek adam rejiminin kabul edildiği evet hayır referandumunda 80 bin olan hayır oyunun üzerine çıkmayı başarmış bir Millet İttifakı, elbette ki 28 Mayıs’ı da el birliğiyle becerecektir” dedi.

“BİZLERİN GEÇMİŞİNDE DE BUGÜNÜNDE DE UTANILACAK HİÇBİR ŞEY BULAMAZLAR”

Erbilgin, AK Parti İl Başkanı Doğan Ünlü’nün Tosya’da yaptığı toplantıyı işaret ederek; “Tosya’da bize yönelik şöyle ifadeler kullanmış ‘Biz üç sıfır yapacaktık ama Dalton kardeşler engel oldu’ anlamında sayın merkez ilçe başkanımızı, beni ve sayın milletvekilimizi kasteden bir ifade kullanmış. Evet, biz kardeşiz. Evet, biz bu ülkenin geleceğine inanmış el birliği yapmış, sadece İlke Karabacak’la sadece Hasan Baltacı’yla değil, bu sürece emek veren herkesle kan kardeşiyiz, can kardeşiyiz. Bunu Doğan Ünlü böyle bilsin. Diğer taraftan Sayın Doğan Ünlü orada seçim sürecinde nereden hangi hayaline sığdırıyorsa ki bunların iftiracı ve yalancı olduğunu biliyoruz. Bir müteahhit desteğinden bahsetmiş. Sayın vekilime bir müteahhittin desteği olduğunu bahsetmiş. Biz beşli çetelerin bu ülkedeki iktidarına son vermek için yola çıkmış insanlarız. Bizim öyle şeylerle dün de işimiz olmaz, bugün de işimiz olmaz, yarın da işimiz olmayacak. Diğer taraftan utanmazlığı mesleğe dönüştürmüş olan AKP Merkez İlçe Başkanı’nın peşine düşmüş Sayın Doğan Ünlü, milletvekilliği danışmanlığı noktasında eşim üzerinden söylemler geliştirmeye gayret ediyorlar. Bu Doğan Ünlü seçimlerden önce programda bunlarla ilgili hazırlıklarımız var dediğini biliyoruz. Çok uzun zamandır bizler için bir arayış içindeler. Hikmet Erbilgin için, Hasan Baltacı için, İlke Karabacak için ve bu davaya inanmış bizler için çok uzun zamandır ‘Acaba ne buluruz’ diye bir arayış içerisindeler. Bizlerin geçmişinde de bugününde de yarında da utanılacak hiçbir şey bulamazlar. Bunun böyle bilinmesini isterim. Azdavay Belediye Başkanı’na çıtını çıkaramayan Özoğlu’yla ilgili tasarrufunda, Taşköprü Belediye Başkanı’na çıtını çıkaramayan öz kızıyla ilgili tasarrufunda, kendi gençlik kolları başkanlarını, bankamatik çalışanı olarak belediyelerde orada kendi yolsuzluğuna örtü olsun diye Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne alan Doğanlar’ın bize verebileceği herhangi bir ders olamaz. Bunu net bir biçimde söyleyelim ancak esas önemli olan şey seçim döneminde biz ne yaşadık? Bunu bütün ilçelerde anlattım. Burada da anlatmamız gerekiyor. Geçmişte Recep Tayyip Erdoğan ‘Bunların Türkiye’nin meseleleriyle ilgili herhangi bir çözümü yok. Sadece eleştiriyorlar’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’a Millet İttifakı’nın değerli genel başkanları bir araya gelerek bu ülkenin tarımıyla ilgili, bu ülkenin sanayisi, eğitimi, sağlığıyla ilgili aklımıza gelen her sorunla ilgili hemşehrilerimiz, öğretmenlerimiz, doktorlarımız, esnaflarımızla ilgili bir Türkiye öyküsünü anlattılar. Bu ülkenin buradan nasıl çıkarılacağını, esnafın nasıl ayağa kaldırılacağını, işsizliğin nasıl son vurulacağına canla başla anlattılar. Peki iktidar ne yaptı? Ülkenin yaralarına merhem olmak yerine işsizliğe dair söyleyebilecekleri söz yok. Ülkenin ağır meselelerine dair söyleyebilecekleri, kendilerinin mesul olduğu için bir sözü yok. Hepimizin üzerine bir terör hikayesi boca etmeye çalıştılar. Hepimizi terörle ilişkili, dolayısıyla teröristlere destek olan bir noktada tariflemeye gayret kaydettiler. Bu söz sadece yukarıda Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle sınırlı kalmadı. Bu söz sadece yukarıda Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle sınırlı kalmadı, bunu millete kim taşıdı arkadaşlar? Nasrullah Meydanı’nda aynı tabuta omuz verdiğimiz Doğan Ünlüler, Emin Çınarlar, Akif Güzeller, Galip Vidinlioğulları, Halil Uluaylar… Yani AKP ve MHP’nin yöneticileri taşıdı. Belki geçmişte asker arkadaşlığınız olabilir ama sizlere, Kastamonu’ya, Millet İttifakı’na oy vermiş 80 binden fazla insana terörist yaftasını yapıştırdılar. Neden bunu yaptılar? Çünkü Doğan Ünlüler, Serap Ekmekci milletvekili olsun diye kendi milletvekili aday adaylarından gizli, bilgisayardan çıktı almak yerine el yazısıyla Serap Hanım’ı milletvekili yapmak için genel merkeze koşanlar bu yaftayı üzerimize yapıştırmaya çalıştılar. FETÖ nedeniyle üzerine ifade atılı olan Halil Uluaylar, Metin Çelikler bizleri terörle ilişkili olmakla itham etti. Bu ülkede ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyenler, vatansever oldu. Bizler vatan haini olduk. Bu ülkenin kozmik odalarını namertlere açanlar, vatansever oldu. Bizler vatan haini olduk. Bu ülkede Apo’ya ‘Sayın’ deyip şehitlere ‘kelle’ diyenler vatansever oldu. Bizler vatan haini olduk. Bu ülkede İsrail cesaret madalyasına göğsünde taşıyanlar vatansever oldu. Bizler vatan haini olduk. İşte bu nedenle bu şehirde özellikle belirtiyorum. Doğan Ünlülerin karşısında, Emin Çınarların karşısında, Halil Ulayların karşısında Galip Vidinlioğullarının karşısında bir adım geri atan namerttir. Kesinlikle geri adım atmayacağız artık. Neden böyle söylüyorum? Düğünümüzü cenazemizi beraber yaptığımız, siyaseti huzur ve barış içerisinde yapmak, millete gitmek gibi bir görevi olanlar sizlere gözümüzün içine baka baka kendi rantları sürsün diye bizleri vatan hainliğiyle itham ettiler. Bunu unutmayacağız. Bu partileri yönetenlere karşı dimdik duracağız. Ancak bu partilerin propagandasından etkilenip oy veren yurttaşlarımıza karşı ise huzur, sevgi ve barış içerisinde olacağız. Oy veren seçmenlerin gönlüne dokunacağız. Onlarla bir nefret ilişkisi değil sevgi ilişkisi kurmamız gerekiyor. Onlarla bu ülkeye olan inancımızı yarına taşıyacak kararlılığımızı paylaşmamız gerekiyor. Seçmeni kucaklamamız gerekiyor. Bu seçim döneminde devlet gücünü elinde bulunduranlar yalana itibar kazandırdılar. Devlet gücünü elinde bulunduranlar, yalana itibar kazandırdıkları anda sadece 28 Mayıs’ta sonuçlanacak bir süreç yaşamayız. Artık devlet katında yalanın itibar gördüğü, herkese iftiraların atıldığı, o iftiralar üzerinden devletin dizayn edilmeye çalıştığı ve ağır ağır devletin kolonlarının bir bir çökertildiği süreç yaşamayalım. Yalana karşı gerçeğin yanında yer alacağız arkadaşlar. Nefrete karşı sevginin, kötülüğe karşı iyiliğin yanında dimdik durmaya devam edeceğiz. Nefrete karşı sevgi, kötülüğe karşı iyilik, yalana karşı gerçek Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında durmakla vücut bulur, bunu unutmayalım. Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacağız” dedi.

“FEDA EDECEĞİMİZ BİR GÜN TÜRKİYE’NİN BÜTÜN GELECEĞİNİ KAZANMAKTIR”

Seçim sandıklarına ilişkin de konuşan Erbilgin; “Taşımalı sandıklar dışında Kastamonu genelinde 1623 sandığın tamamına el birliğiyle görevli atadık. Doğanyurt’un en ücra köyünden, Tosya’nın en ücra köyüne, Taşköprü’nün dağ köyünden Şenpazar’ın köylerine kadar tamamında sandık görevlimiz vardı. Sandık görevlilerimizin bütün ıslak imzalı sonuçları bazen telefondan o anda fotoğraf yoluyla, bazen görevli arkadaşlarımızın gece yarısı dolaşmasıyla hepsini edindik. Hepsini seçim sonuçları olarak sisteme girdik. Buralarda herhangi bir sorunumuz yok. Peki nerelerde sorunumuz var arkadaşlar? Örneğin Doğan Ünlü’nün ilçesinde Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 33 oy kaybetti. Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 43 oyununu artırdı. Fotoğraf böyle olunca Doğan Ünlü ne yaptı biliyor musunuz arkadaşlar? Küre’nin muhtarlarını çağırdı. Onları tehdit etti. Sadece ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyları niye arttı?’ diye sormadı. ‘Niye oy çıktı?’ diye muhtarları sıkıştırmaya çalıştı. Doğan Ünlü yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nin etrafında toplananlar köylerimizdeki muhtarlar aracılığıyla bizlere oy vermiş seçmenlerimizi baskı altına almaya çalışıyorlar. Muhtarlarımızın bu konuda önce dik durmasını bekliyoruz. Milletin iradesini sakatlayacak her müdahalenin karşısında olacağımızı da buradan yüksek sesle ifade ediyorum. Diğer taraftan Halil Uluay provokasyon yapmak amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin önüne yönlendirmeye çalıştığı depremzedeler oldu. ‘Al şu battaniyeyi, şunu da yap’ dediği tavırları oldu. Çünkü biz biliyoruz ki sarayın temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan neyse Halil Uluay odur. Sarayda ne kadar iftira varsa, utanç verici işler yapılıyorsa Kastamonu’da da aynısı yapılıyor. Bizim görevimiz bunlara karşı dik durmak. Hazmedemedikleri mesele şu. Kendisine ait gördükleri ‘biz ne dersek olur’ dedikleri Kastamonu’da bizim Hasan’a millet bağrına bastı. Kararlıyız dedi. ‘Biz sizlerin yanındayız’ dedi. Bir önceki seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın oylarını geriye çekti ‘dur’ dedi. ‘Biz sizinle ilgili henüz karar vermedik. Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili de 28 Mayıs’a sözleşiyoruz’ dedi. Şimdi biz milletin yaptığı bu sözleşmeyi, bu sözü büyütmekle mükellefiz. Bu sözü Zafer Partisi’yle büyüteceğiz. Bu sözü DEVA, Gelecek, Saadet Partisi, Demokrat Parti’yle büyüteceğiz. Biz bu sözü Meral Akşener’in partisi İYİ Parti’yle büyüteceğiz. Hepimiz kenetleneceğiz. Bizlere düşen görev seçim günü oyu verip geriye dönmek değil. Görevimiz sabahleyin erkenden kalkıp sandığa gidip oyumuzu kullanıp okulumuzdan ayrılmamak. Her birimiz sandıklarda akşama kadar kararlı bir biçimde kapıdan giren bir komşumuzun koluna girip sandığa götürmek. O namussuzlar kadar kararlı olacak, namuslu insanlara ihtiyaç var. Zafer Partisi İl Başkanı’mızın çağrısına uyarak çuvalların gerekirse sabaha kadar üzerinde yatacağız. Feda edeceğimiz bir gün Türkiye’nin bütün geleceğini kazanmaktır. O gününü herkes feda edecek arkadaşlar. O gün herkes canla başla kararlı bir biçimde çalışacak. Biz il başkanlarımızla beraber müşahit ve sandık bina görevlileri noktasında ortaklaştık. Yarından itibaren Zafer Partisi’ndeki değerli İl Başkanım, müşahit kaynağını kendisinden talep edeceğiz. Önümüzde çok az bir süre kaldı. Neyi tercih ettiğimizi bilmemiz gerekiyor. Biz tam bağımsız Türkiye’yi tercih ediyoruz. Bizler kaç yaşında olursak olalım, çocuklarımızın huzur içerisinde yaşayacağı Türkiye’yi tercih etmemiz gerekiyor. Bunda kararlıyız” dedi.    

“BU İKTİDARIN TÜRKİYE’YE SÖYLEYECEK BÜTÜN HİKAYESİ BİTTİ”

CHP Milletvekili Hasan Baltacı ise mazbatasını aldığını hatırlatarak; “Önümüzdeki dönem bu mazbataya sizin adınıza sahip çıkacağım. Bundan önce nasıl sahip çıktıysak bundan sonra da sizin bize vermiş olduğunuz göreve sahip çıkacağım. Emeklerinize, gayretlerinize, yüreğinize, cesaretinize, umudunuza tekrar teşekkür ediyorum. Çok önemli bir şeyi başardınız. Kastamonu’da ‘olmaz’ denileni başardınız. Kastamonu’da ‘değişmez’ denileni hep birlikte değiştirdiniz. Değerli ilçe başkanım, değerli il başkanım anlattı. Kastamonu’da oylarımızı yüzde 40 artırdınız arkadaşlar. Merkez ilçede oylarımızı yüzde 64 arttırdınız. Bunu sadece seçim kampanyası döneminde, bunu sadece seçim günü yapmadınız. Gittiğimiz her yerden sonuç aldık arkadaşlar. Dokunduğumuz her gönülden sonuç aldık. Sesimizi ulaştırdığımız her haneden oy aldık. Gittiğimiz her köyden oy aldık. Sahip çıktık bu memlekete. Bu memleketle ilgili çözümler ürettik. Dik durduk. Kayıtsız kalmadık. Hiçbir zorbalığa, hiçbir baskıya, hiçbir yolsuzluğa karşı kayıtsız kalmadık. Kastamonu’yu seyrettik, milleti sevdik, memleketi sevdik. Gençleri ezdirmedik. Bu şehrin kadınlarını ezdirmedik. Bu şehre sahip çıktık ve sonuç aldık. Bir daha yapacağız ve 28 Mayıs’ta tekrar sonuç alacağız. Bunu kim yapacak biliyor musunuz? Bunu siz yapacaksınız. İnşallah 28 Mayıs’ta yine ‘olmaz’ denileni başaracağız. Yine ‘değişmez’ denileni değiştireceğiz. Bu ülkeyi iyilikle, güzellikle, adaletle, hakla, hukukla Kemal Kılıçdaroğlu’yla buluşturacağız. 14 Mayıs’ı geride bıraktık. 14 Mayıs’ta Kastamonu’da güzel bir sonuç aldık, seçim de ikinci tura kaldı. 14 Mayıs’ın kaybedeni biz değiliz. Belki kazanamadık ama kaybedeni Erdoğan’dır. 21 yıllık bir iktidar düşünün, devletin bütün organlarını ele geçirmiş; hakimini, savcısını, parti yöneticilerinden seçmiş. Kolluk güçlerini, emniyetini, jandarmasını ele geçirmiş. Bankalarını ele geçirmiş, medyasını ele geçirmiş, ilçe seçim kurullarına, il seçim kurullarını Yüksek Seçim Kurulu’nu, Anayasa Mahkemesi’ni Yargıtay’ını, orasını, burasını her yerini ele geçirmiş. Türkiye’nin bütün fabrikalarını satmış, kolunu kanadını kırmış bir iktidar var. Bu iktidarın Türkiye’ye söyleyecek bütün hikayesi bitmiş. ‘Türkiye yüz yılı’ dedi, bahsedemedi, sürdüremedi. ‘İstikrar’ dedi olmadı, kaldı bir yerde. ‘Almanya bizi kıskanıyor’ dedi, olmadı. ‘Faizle mücadele edeceğiz’ şöyle olacak, böyle olacak dediler, olmadı. Adında adalet var, adalet arar hale geldik. Adında kalkınma var. Gençlerimiz gözü yurt dışında. Söylediği hiçbir şeyi başaramamış bir iktidar var. Türkiye’de söyleyebilecek hiçbir şey kalmayan iktidar ne yaptı biliyor musunuz? Abdullah Öcalan’ın fotoğraflarıyla seçim kampanyası yürütmek zorunda kaldı. Bu ülkede hiçbir kurum, hiçbir hakim, hiçbir savcı, hiçbir kolluk gücü, hiçbir ilçe, il seçim kurulu buna müdahale etmedi. Böylesi eşitsiz, böylesi adil olmayan bir ortamda bir seçim yaşadık. Güçlü liderim diye dünyaya caka satan adam 13 genel başkanımızla ilgili her türlü yalan ve iftira kampanyasını sürdürüyor olmasına rağmen 13 yıl sonra ilk defa karşısında aday oldu ve kaybetti. İlk defa Tayyip Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıktı ve seçimi kazanamadı. Bize diyecekler ki işte şununla iş birliği yapıyorsun, bununla iş birliği yapıyorsun. Şöyle oluyor, böyle oluyor diyecekler. Kasetler çıkacak, montaj olacak, montaj kasetleri kabul edecekler başka türlü bir sürü şey söyleyecekler. Ama biz Kastamonu’ya ne söylersek arkasında duracağız. Biz Türkiye’ye ne söylesek arkasında duracağız. Biz bu ülkenin gençlerine ne söylesek arkasında duracağız. Biz bu ülkenin kadınlarına ne söylesek arkasında duracağız. Asgari ücreti yoksulluk sınırının üstüne çekeceğiz. Bunu başaracağız. Biz ‘kadın cinayetlerini durduracağız’ dedik. Kadın cinayetlerini duymadığımız bir Türkiye’de yaşayacağız arkadaşlar. Bunu illa ki başaracağız. Biz çocuk istismarının bu ülkede gündemden çıkartmak istiyoruz. Bu şehre, bu ülkeye sözümüz olsun. Andımız olsun, aklımız olsun. Biz böyle bir ülkede yaşayacağız. Biz bu ülkenin yolları, köprüleri, limanları, havaalanları bizim olsun, tam bağımsız bir Türkiye olsun dedik. Sözümüzün arkasında duracağız. Bu şehrin insanları, bu şehrin insanları doktor bulamadığı için il il gezmesin istedik. Yine aynısını söyleyeceğiz. ‘Bu şehrin insanları bir tane ilaç yazdırmak için buradan Karabük’e gitmek zorunda kalmasın’ dedik. Yine arkasında duracağız. Arkadaşlar diplomamız kağıt parçası olmasın. ‘Bizim çocuklarımız mülakatta AKP’lilerin o eşi, dostu, arkadaşı, AKP’nin yöneticisi olanların altında mülakatta ezilmesin’ dedik. Çocuklarımızı savunmaya devam edeceğiz. 14 Mayıs’a kadar ne söylediysek onu yapmaya devam edeceğiz.  İktidarın dilini kullanmayacağız. Çünkü iktidarın dili bölücüdür, iktidarın dili yıkıcıdır, iktidarın dili zehirlidir. Biz kendi dilimizi kullanacağız. Biz onurlu bir yaşamın dilini kullanacağız. Biz cumhuriyetin dilini kullanacağız. Biz iyiliğin, güzelliğin ve adaletin dilini kullanacağız. Onlara karşı tavır alacağız arkadaşlar. Bu memlekete, bu millete birlikte yaşadığımızı, birlikte yaşamaya devam edeceğimizi hatırlatacağız arkadaşlar. Komşumuza kendimizi hatırlatacağız arkadaş. Tatile gittiğimizde anahtarımızı bıraktığımız komşumuz var ya diyeceksin ki ‘kardeşim biz birbirimize evimizin anahtarını bırakıyoruz. Biz hain PKK’lı terörist olamayız’ diyeceğiz arkadaşlar. Biz birlikte yaşamak istiyoruz, bizi bölmek isteyenlere inat bir millet olmak istiyoruz, bir toplum olmak istiyoruz. Yeniden biz olmak istiyoruz diye bu ülkeye, bu millete kendimizi anlatacağız arkadaşlar. Hiçbir iftira, hiçbir yalan kampanyası sonsuza kadar sürdürülemez arkadaşlar. Çünkü arkadan ağır aksak da olsa emin adımlarla ilerleyen bir gerçek var. 28 Mayıs’ta gerçeğin iktidarını kuracağız. Bu ülkeyi uyuşturucu çeteleriyle, fotoğraf albümü yapan Süleyman Soylu’ya bırakamayız arkadaşlar. Biz gerçeğin iktidarını kurmak zorundayız. Bu ülkeyi altı yaşındaki kız çocuklarıyla evlilik adı altında yıllarca tecavüz eden, taciz edenlere bırakamayız arkadaşlar. Biz bu ülkeyi Biden’den, Trump’tan, Putin’den emir alanlara, onların kapısında bekleyenlere, onlar bir telefon etsin diye aylarca bekleyenlere bu ülkeyi bırakamayız” diye konuştu.

“KÖTÜLÜĞÜN İKTİDARINI BİTİRECEĞİZ”

Sandığa gitmeyen 12 milyon seçmen bulunduğunu ifade eden Baltacı; “Bir tane bildiğiniz arkadaşınız, eşiniz, dostunuz, kardeşiniz, komşunuz varsa sandığa gitmeyen, onu sandığa götüreceğiz. Bu ülke için, çocuklarımız için oy kullanmasını sağlayacağız. Bir milyonun üzerinde geçersiz oy varmış. Anlatacağız arkadaşlarımıza geçerli oyun nasıl kullanacağını. Sandık başkanlarımız, müşahitlerimiz gözünü dört açacak arkadaşlar. Milletin her bir oyuna sahip çıkacak. Sonra ne yapacağız biliyor musunuz? Sinan Oğan’a verilmiş 2 milyon 800 bin oy var. Bu şu demektir. Tayyip Erdoğan’a verilmemiş oy demek, bunu böyle bileceğiz ve Sinan Oğan’a verilen bir oyun peşine düşüp diyeceğiz ki ‘Arkadaşım bu ülkeyi düze çıkartmak istiyorsak, mülteci meselesini çözmek mi istiyorsun? Mülteci meselesini çözmek için gel Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapalım’ diyeceğiz. Şimdi görev bizde. Oyunu kullanan arkadaş okulunda akşama kadar bekleyecek. Bir komşusu gelirse koluna girecek. ‘Bu ülkeyle ilgili böyle özlemlerimiz var’ diyecek. Biz bu ülkeyle ilgili özlem ve hayallerimizi asla ve asla terk edemeyiz. 28 Mayıs’ta inşallah başaracağız. Şimdi, fellik fellik bizim hakkımızda bazı şeyler arıyorlar. Bizi bölmeye çalışıyorlar. Birleşe birleşe büyüyen bir ekibi, birleşe birleşe büyüyen bir ittifakı, birleşe birleşe umudu arttıranları bölmeye çalışıyorlar. Senem Erbilgin burada. Kendisi il başkanımızın eşidir. Benim mücadele arkadaşım, yoldaşım, kardeşimdir. Arif Balcı burada. Benim mücadele arkadaşım, yoldaşım, kardeşimdir. Barış Karabacak benim mücadele arkadaşım, yoldaşımdır. Hiç kimseye yedirecek bir tane yoldaşımız yok bizim. Bu salonda olsun, olmasın. Bu ülkede, bu şehirde bizimle birlikte adalet için, eşitlik için mücadele eden hiçbir yoldaşımızı hiç kimseye yedirmeyiz. Onlar taşsa biz çeliğiz. Bizden rahatsız oluyorlar, kötülüğün iktidarını bitireceğiz. Kötülüğe kapıları kapatacağız. Eğer biz kayıtsız kalırsak, eğer biz görevlerimizi yapmazsak kötülüğün sonu yok. Dibine doğru gidiyorlar. Yalanın sonu yok. İftiranın sonu yok. Dibine doğru gidiyorlar. Biz kötülüğün, iktidarını bitireceğiz, iyiliğin iktidarını kuracağız. Sanmasınlar ki biz öyle ihalelerden, yolsuzluklardan mülakatlardan besleniyoruz. Biz birbirimizden besleniyoruz. Birleşerek Türkiye’yi, Kastamonu’yu düze çıkartacağız” dedi.

Bakmadan Geçme