Cumhuriyet Bayramı'nı Birlikte Kutladılar
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubesi, Birleşik Kamu-İş İl Temsilciliği ve Eğitim-İş Şubesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'nda çelenk sunma töreni düzenlendi.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şubesi, Birleşik Kamu-İş İl Temsilciliği ve Eğitim-İş Şubesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk sunma töreni düzenlendi.
Törende konuşan Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal, Cumhuriyetin karanlığa karşı verilen aydınlık mücadelesi olduğunu belirterek; “Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizin 102’nci yılını aydınlanma ve çağdaşlaşma ilkelerine olan inancımız, ilk ve tek Başöğretmenimiz Atatürk’e duyduğumuz derin bağlılık ve saygıyla kutluyoruz. Türkiye Cumhuriyeti; 102 yıl önce emperyalizme karşı verdiğimiz ‘tam bağımsızlık’ mücadelesiyle kurulmuş, ulusal egemenliğe dayanan, aklın ve bilimin rehberliğinde toplumsal ilerlemeyi hedeflemiş insanlık tarihinin en büyük devrimlerinden biridir. Cumhuriyetin temeli yalnızca siyasi bağımsızlık değil; üreten, sorgulayan, özgür yurttaşların yaratılmasıdır. Bugün mücadelesini verdiğimiz laik ve bilimsel eğitim, cumhuriyetin hem teminatı hem de geleceğidir. Ancak bugün, Cumhuriyetimizin kazanımları ve temel değerleri açıkça hedef alınmaktadır. Anayasanın değiştirilemez hükümlerini tartışmaya açanlar; tarikat ve cemaat yapılanmalarını eğitim sisteminin merkezine koyanlar; laik ve bilimsel eğitimi tasfiye etmeye çalışanlar; Atatürk’e ve Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarına saldırma cesareti bulmaktadır. Cumhuriyet, karanlığa karşı verilen aydınlık mücadelesidir. Tam da bu nedenle, tarih boyunca Cumhuriyetin temel ilkeleri ve aydınlarımız gerici odakların hedefinde olmuştur. 29 Ekim 1933’te Ankara’da gerçekleşen 10’uncu Yıl Kutlamaları’nda açılan bir pankart, bugün hala yolumuzu aydınlatmaktadır: “Her şeyi kendimizden bekleriz” dedi.
‘Cumhuriyet, Kurtuluşu Başkalarından Beklemeyenlerin Eseridir’
Cumhuriyetin önemine değinen, Birleşik Kamu-İş İl Temsilcisi ve Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Cumhuriyet, kurtuluşu da kuruluşu da başkalarından beklemeyenlerin eseridir. Biz eğitim emekçileri olarak biliyoruz ki; halkın ve emeğin örgütlü gücüyle kurulan Cumhuriyetimiz, yine halkın ve emeğin örgütlü gücüyle yükselecektir. Eğitim-İş olarak, bugün yürüttüğümüz laik, bilimsel, çağdaş, kamusal, parasız ve karma eğitim mücadelemizle; Büyük Önderimiz Atatürk’ün bizlere verdiği Cumhuriyetimizin aydınlık yarınlarını, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kuşaklar yetiştirme görevimizi yerine getiriyoruz. Bizler, 29 Ekim’i yalnızca bir kutlama ve anma günü değil; bağımsızlık, emek ve aydınlanma mücadelemizin ışığı olarak görüyoruz. Cumhuriyetin bize bıraktığı aydınlanma meşalesini kararlılıkla taşımaya devam ederek, Cumhuriyet karşıtı odaklara geçit vermeyeceğiz. Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını ve hayatını aydınlanma mücadelesine adayan tüm devrimcileri saygıyla anıyor, Cumhuriyetimizin 102. yılını coşkuyla kutluyoruz. Yaşasın Cumhuriyet! İlelebet Cumhuriyet” diye konuştu.
‘Cumhuriyet Sadece Bir Yönetim Biçimi Değil, Bir Karakterdir’
Cumhuriyetin en büyük eser olduğunu ifade eden, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Serkan Karayılan; “Cumhuriyet, Bir ulusun küllerinden yeniden doğuşunu simgeleyen en büyük eserdir, Bu topraklarda Cumhuriyet sadece bir yönetim biçimi değil, bir karakterdir. Egemenliğin saraylardan halka geçtiği, ‘kulların’ yurttaşa dönüştüğü büyük bir devrimdir. Ve o devrimin adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk, bir millete yalnızca bağımsızlığını değil; düşünmeyi, sorgulamayı, üretmeyi, çağdaşlaşmayı da öğretmiştir. Onun ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyet, yalnız geçmişimizin değil, geleceğimizin de teminatıdır. Kastamonu, bu büyük mücadelenin sessiz kahramanlarındandır. En çok şehit veren illerden biri olarak, bu vatanın bağımsızlığına, bu Cumhuriyetin temellerine kendi evlatlarını harç eylemiştir. Şerife Bacı’nın mermileriyle, İnebolu’nun dalgalarıyla, Ilgaz’ın rüzgârıyla bu Cumhuriyet yoğrulmuştur. Bugün bizlere düşen, bu büyük mücadelelerin ışığında, Cumhuriyetin değerlerini korumak ve yaşatmaktır. Ancak bu mirasın anlamına uygun kutlamalar yapılması da büyük önem taşır. Cumhuriyetimizin 102’nci yılında, okullarımızda yapılan kutlamalarda ne yazık ki kanun ve yönetmeliklere uygun olmayan bazı uygulamalara da tanıklık ettik. Bayrak ve Atatürk’ün temsil ettiği değerler, kişilere ya da dönemlere göre şekil alacak unsurlar değildir. Cumhuriyet, bir kişinin değil, milletin eseridir. Bizler, Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Cumhuriyetin anlamını korumanın en büyük görevimiz olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, kutlamalarımızın hiçbir siyasi simgeyle gölgelenmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Bugün bizlere düşen, o emanete layık olmaktır. Cumhuriyetimizi korumak; çağdaşlığın, bilimin, laikliğin, adaletin ve özgürlüğün tarafında dimdik durmaktır. Çünkü Atatürkçülük bir geçmiş anısı değil, bugün durmamız gereken yerin adıdır. Unutmayalım: Cumhuriyet korumamız ve yüceltmemiz gereken bir miras ve bir emanettir. Ve bizler, bu emaneti sonsuza dek yaşatmaya ant içmiş birer neferiz. Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; vatanın bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ve o günlerden bugünlere Cumhuriyetin onurunu taşıyan kahraman gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk! Ne mutlu Türküm diyene” dedi.

