Danışma toplantısında, birlik beraberlik vurgusu
AK Parti, Ekim ayı Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı, dün Grand Moni Nikah ve Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. AK Parti İl Başkanı Halil Uluay, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik ve Murat Demir, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Kayıkcı, ilçe belediye başkanlarının yanı sıra AK Parti ilçe teşkilatları, AK Parti Kadın Kolları...
AK Parti, Ekim ayı Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı, dün Grand Moni Nikah ve Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. AK Parti İl Başkanı Halil Uluay, AK Parti Milletvekilleri Hakkı Köylü, Metin Çelik ve Murat Demir, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Kayıkcı, ilçe belediye başkanlarının yanı sıra AK Parti ilçe teşkilatları, AK Parti Kadın Kolları ve Gençlik Kolları ile çok sayıda partili katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından protokol konuşmaları gerçekleştirildi. Sırasıyla AK Parti İl Başkanı Halil Uluay, AK Parti Milletvekilleri Murat Demir, Metin Çelik ve Hakkı Köylü, Belediye Başkanı Tahsin Babaş konuşma gerçekleştirdi. Protokol konuşmalarının ardından Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Taşköprü’de gerçekleştirilen projeler hakkında bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. “TARİHTEN DERS ALMAMIZ LAZIM” Protokol konuşmalarında ilk konuşmayı gerçekleştiren AK Parti İl Başkanı Halil Uluay, konuşmasına katılımcıları selamlamayla başladı. Tarihten örnekler veren Uluay, birlik ve beraberliğin önemine dair değerlendirmelerde bulundu. Uluay konuşmasında; “Ülkemizin geçirmiş olduğu bu zor günlerde bir danışma meclisinde daha beraberiz. Ülkemizin zor günleri ama İslam ümmetinin de aynı şekilde zor günleri. Ülkemizin kaderi ile İslam aleminin kaderi özdeşleşmiş durumda. Dünyadaki tüm mazlumları umudu olmanın bir bedeli var. Bizler de bu bedeli ödüyoruz. Bu cüreti nereden buluyorlar, Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da ne yapmaya çalışıyorlar anlamak için tarihin derinliklerine çok kısa bir gezinti yapmak istiyorum. Tarihte Endülüs Emevi Devleti diye bir devlet vardı. Endülüs Emevi Devleti 781 yıl hüküm sürmüş. Hüküm sürmüş ama Avrupa karanlık çağları yaşarken Endülüs Devleti’nde dünyanın en medeni en aydın insanları yetişmiş. Bilimde, sanatta dünyanın öncüsü bir ülke konumuna gelmiş. Bir tane kütüphanesinde 600 bin kitaptan bahsediliyor ki Avrupa’da bir şehrin tamamında dahi 60 bin kitap yok. Yüzde 99 okuryazar var. O gün inşa ettikleri medeniyetin saray ve camileri bugün bile ayakta. Avrupa Hıristiyan devletleri bir araya gelip Endülüs Emevi Devleti’ni tamamen imha etmişler. Kaçabilen bir gemi dolusu insanı Osmanlı almış gelmiş. Dolayısıyla biz bu topraklarda artık kadimiz, bundan sonra bizi buradan kimse atmaya cüret edemez diye düşünmeyelim. Tarihe baktığımız zaman Endülüs Emevi Devleti de aynı oyuna geldi. Hep iç karışıklıklar çıkıyor, bundan sonra ülkeler yıkılıyor. Hiçbir ülke birlik ve beraberlik içerisindeyken başka devletlerin saldırısı ile yıkılmamış. Endülüs Emevi Devleti’nin 700 yıl sonra yıkılması gibi hala bize aynı cüreti gösteriyorlar. Tarihten bu dersi almamız lazım. Endülüs’te yaptıkları gibi bize karşı birleştiler. Bundan sonra tek yapmaları gereken iç karışıklık. İç karışıklık çıkardıkları anda Allah korusun bizim de Endülüs’ün akıbetine uğramamız içten bile değil” ifadelerini kullandı. “TÜRKİYE’DE İÇ KARIŞIKLIK ÇIKARTMAYA ÇALIŞIYORLAR” İç karışıklık için kullanılan argümanlara konuşmasında değinen Uluay; “Bugün iç karışıklık çıkartmak için kullandıkları argümanlardan birisi, Cumhurbaşkanımıza diktatör kavramı etrafında topladıkları bir kitle ile Türkiye’de iç karışıklık çıkartmaya çalışıyorlar. Bu kitle de devletin her kademsine sızmış insanlardan oluşuyor. 15 Temmuz akşamı sokağa çıkalım diyebilecek bir liderimiz olmasıydı halimiz ne olurdu. Ya da sokağa çıkın sözünü insanların kaale almadığı bir lider olsaydı bugün halimiz ne olurdu? Allah’a şükür ki insanların sözünü dinlediği ve insanları doğruya sevk eden bir liderimiz var. Hacca gidenler anlatıyor. Türk Bayrağını gördüklerinde dili dini ne olursa olsun insanlar ‘Tayyip’ diye bağırıyor. Bu anıları dinlediğimizde insanların duygulanmaması elde değil” dedi. “2’NCİ BİR KURTULUŞ SAVAŞI ZAFERİNİ HEPİMİZ YAŞADIK” AK Parti İl Başkanı Halil Uluay’ın konuşmasının ardından, AK Parti Milletvekili Murat Demir konuşma gerçekleştirdi. Demir konuşmasına 15 Temmuz’da AK Parti Teşkilatlarının duruşundan dolayı teşekkürlerini iletti. Demir konuyla ilgili olarak; “15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinden sonra teşkilatlarımızdan, ilçelerimizden verdikleri desteklerden dolayı, sabahlara kadar ilçe meydanları boş bırakmamalarından dolayı; Belediye başkanlarımıza verdikleri desteklerden dolayı, tüm teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum. 15 Temmuz’da neler yaşandığını tek tek anlatmaya gerek yok, hepimiz gördük, yaşadık. 16 Temmuz sabahında 2’nci bir Kurtuluş Savaşı zaferini hepimiz yaşadık. Ama 15 Temmuz gününü yaşayıp, 15 Temmuz’dan ders almadığımızı da şu günlerde ben görmeye başlıyorum. Bunu bir öz eleştiri anlamında da söyleyebilirim” cümlelerini sarf etti. “TEHLİKENİN DEVAM ETTİĞİNİ HEPİMİZ BİLİYORUZ” Birlik, beraberlik, kaynaşma vurgusu yapan Demir; “Özellikle bizim kendi teşkilatlarımızın artık birlik, beraberlik ve kaynaşmayı, birbirine sımsıkı tutunmayı en birinci öncelik olarak yapmaları gerektiğine inanıyorum. Çünkü özellikle AK Parti teşkilatları, eğer ki 15 Temmuz’da o hainler emellerine ulaşsaydı, bugün hiçbirimiz burada olmayacaktık. Bizlerin sadece bir amacı olduğunu biliyorum, o da bu memlekete hizmet etmek. Teşkilatlarımız 15 Temmuz öncesi ne kadar çalışıyorsa, 15 Temmuz sonrası bunun 10 katı daha fazla çalışmalıdır. Tehlikenin devam ettiğini hepimiz biliyoruz. Onun için bizim teşkilatlarımızın sürekli uyanık olması, dayanışma içerisinde olması gerektiğini tekrar vurguluyorum” dedi. “SORUNLARIMIZ VAR MI, TABİ Kİ VAR” Yatırımlar ve çalışmalar hakkında da bilgiler veren Demir; “AK Parti iktidara geldiği günden bu güne kadar, Kastamonu’da çok güzel işler yapıldı. 14 yılda, şu ana kadar Kastamonu’ya 7 milyar lira AK Parti iktidarıyla geldi. Azımsanacak bir rakam değil. İhtiyaçlarımız var mı, elbette çok var. Sorunlarımız var mı, tabi ki var. Ama elimizde sihirli değnek yok, dokunalım hepsini bir anda halledelim. Elimizde sihirli değnek tabi ki yok ama biz sorunları çözmek için, Ankara’daki 3 vekil, teşkilatlarımız, belediyelerimiz, herkes elinden gelen tüm gayreti gösteriyor” ifadelerine yer verdi. DEMİR’DEN İL BAŞKANINA İSTEK Demir konuşmasında AK Parti İl Başkanı’ndan istekler de bulundu. Demir konuyla ilgili olarak; “Teşkilat ve milletvekilleri arasında nifak sokmak isteyenler, sayın il başkanımıza söylüyorum; biz milletvekilleri olarak çıkıp, siyasi partilerin il başkanlarına cevap vermek zorunda kalmayalım. Birisi bir cevap veriyorsa il başkanımızın daha sert bir şekilde karşılık vermesini istiyorum. Vekillerini o kişilerle muhatap etmeme konusunda kendisinden özellikle rica ediyorum” dedi. Murat Demir, konuşmasının devamında sağlık sorunlarına değindi. Hacettepe Üniversitesi’nde hukuki sürecin işlediğini devlet hastanesinin de faaliyete girmesiyle birlikte sağlık sorunun da yol kat edileceğini belirtti. Demir Ilgaz Tüneli ve Karadeniz Sahil Yolu hakkında da değerlendirmelerde bulundu. “KASTAMONU İÇİN ÖL DESELER ÖLÜRÜZ” Demir son olarak; “Biz Kastamonu Milletvekiliyiz, bize Kastamonu için öl deseler ölürüz bu kadar açık konuşuyoruz. Siyasi görüşü ne olursa olsun, benim kapımı çalan herkese benim kapım açık. Biz Kastamonu’da artık o bizden, bu bizden değil, o şundan diye ayrımcılığı bir kenara bırakalım. Artık Kastamonu’da, nereden bizim kapımıza gelip de iş isteyen, talepte bulunan bu tür arkadaşlarımız varsa, başka görüşlü arkadaşlarımız varsa, emin olun onlara da sıcak ve şefkat yüzünüzü gösterin. Onlara kucağımızı açalım. Bunu samimi söylüyorum” diyerek sözlerine son verdi. “AK PARTİ’NİN HİZMETLERİNİ GÖLGELEMEK İSTEYENLER VAR” AK Parti Milletvekili Murat Demir’in ardından, bir diğer AK Parti Milletvekili Metin Çelik konuşma gerçekleştirdi. Metin Çelik 15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmelerin akabinde Türk Hava Yolları’nın sefer sayıları, karayollarının mevcut durumu, AK Parti öncesi ve sonrası değerlendirmelerini yaptı. Çelik konuşmasında; “AK Parti’nin hizmetlerini gölgelemek isteyenler var. Ufak tefek şeyleri öne sürerek AK Parti’nin Türkiye’yi 14 yılda getirdiği yeri maalesef gözlerden ırak tutmak isteyenler var. İnternetten vatandaş yazıyor ‘Kastamonu’ya ne yaptınız?’ diyor. Ben de diyorum Ki Kastamonu’ya ne yapmadık ki? İşte 7 milyarlık yatırım. Bakın ulaşımdan sağlığa, KÖYDES eliyle köylerimize yapılan hizmetler, tarımda KUZKA ve TKDK kurumlar eliyle verdiğimiz hibe yardımlar ile çiftçimizin elinin güçlendirilmesi. Bunların hepsi milletimize direk olarak yapılan hizmetler. Benden önceki vekil ve il başkanlarımızın Kastamonu’daki büyük girişimleri ile Cumhurbaşkanımızın koyduğu hedef ile açılan Kastamonu Üniversitesi var. AK Parti geldiğinde Kastamonu’da üniversite yoktu. Gazi ve Ankara Üniversitesi’ne bağlı Eğitim Fakültesi ve meslek yüksekokulu vardı. Burada da sadece 6 bin öğrenci eğitim-öğretime devam ediyordu. Şu anda Kastamonu’daki öğrenci sayısı 25 bini aştı. Birçok fakülte hayata geçti. İlçelerimizde sadece sanıyorum ki altısında meslek yüksekokulu yok. Diğer 13 ilçemizde meslek yüksekokulu hayata geçti. Bunu tek başımıza değil milletimizle yaptık. Oradaki halkımız ve iş adamımız bu işe destek oldu” cümlelerini sarf etti. “DOĞALGAZ YOKTU” AK Parti iktidarının akabinde Türkiye’de ve Kastamonu’daki gelişimi rakamsal olarak paylaşan Çelik; “AK Parti geldiğinde hem Türkiye’de hem Kastamonu’da doğalgaz diye bir şey yoktu. 2006-2007 yıllarında da ilk doğalgaz gelen illerden birisi de Kastamonu’dur. Kastamonu karayolları hizmetlerinde yeterli hizmeti alamıyor diyorlardı. Ben buna katılmıyorum. Veriler ile konuşmak lazım. Türkiye’de 2002 yılında 6 bin kilometre bölünmüş yol var. Bunun sadece 45 kilometresi Kastamonu’da. Yani yaklaşık 134’de biri Kastamonu’da. Bugün Türkiye’de bölünmüş yol uzunluğu 6 bin kilometreden 24 bin kilometreye ulaştı. Yani dört katına ulaştı. Kastamonu’da bölünmüş yol ağımız 45 kilometreden 300 kilometreye ulaştı. Yani 6,5 katına ulaştı. Türkiye’de 4 katına ulaşırken Kastamonu’da 6,5 katına ulaştı. Bizim bir farkımız var. Kastamonu coğrafyası Karadeniz’in en zor bölgelerinden bir tanesi. Yol ağlarımız, ilçe sayılarımız, ilçeler arasındaki bağlantılarımız ile zor bir bölgede yaşıyoruz. Ama emin olun zor olduğu kadar da herkesin imrendiği bir ilde yaşıyoruz. Herkesin gıpta ile baktığı güzelliğine hayran olduğu eşsiz bir ilde yaşıyoruz. Hizmetlerimiz devam edecek ama Kastamonu’nun tarihinde aldığı en büyük yatırımı bugün gidip birlikte inceleyeceğiz. Ilgaz Tüneli’ne yapılan yatırım 700 milyon liradır. Tek seferde aldığımız en büyük yatırım. Yılbaşında açmayı bekliyoruz. Açıldığında Türkiye’nin hizmet veren en büyük tüneli olacak devam eden tüneller hariç. Devam edenler bittiğinde de Türkiye’nin en büyük üçüncü tüneli ilimize kazandırılacak” dedi. “HAVALİMANININ OLDUĞU YERDE HAYVANLAR OTLUYORDU” Havalimanı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çelik; “1959 ve 1991 yıllarında yapılan iki deneme var. 1991 yılından sonra havalimanının olduğu yerde hayvanlar otluyordu. 4 Mayıs 2011 tarihinde Nasrullah Meydanı’nda Recep Tayyip Erdoğan’nın sözü gereği havalimanımız iki yıl içerisinde bitti ve havalimanımızı açtık. Kış ve yaz tarifesi sorununu 4 yıldır yaşıyoruz. Tabi biz de elimizden geleni yapıyoruz. Önceki yıllarda haftada 4 sefere indirmişlerdi. Bu sefer haftada 5 sefer yapılıyor. Onun da haftada her güne çıkarılması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Eleştirileri de kendimize sorun yapmayacağız. Her eleştiriden mutlaka alacağımız bir şey vardır. Ama bu eleştiriler bizim moralimiz bozmayacak” diyerek sözlerini tamamladı. “15 TEMMUZ’A GELMEDEN ÖNCE TÜRKİYE’DE 2 TANE DAHA DARBE GİRİŞİMİ OLDU” AK Parti Milletvekili Hakkı Köylü de değerlendirmesinde 15 Temmuz sürecine değindi. Köylü, 15 Temmuz’dan önce 2 darbe girişiminin daha olduğunu söyledi. Yaptığı konuşmasında; “15 Temmuz sonrası yaptığımız ilk toplantı olması hasebiyle biraz o günlerden bahsedeceğim. 15 Temmuz’a gelmeden önce Türkiye’de 2 tane daha darbe girişimi oldu. Birincisi Gezi olayları ile başladı, masum bir hareket olarak değerlendirildi. Neredeyse bunu herkes masum bir hareket olarak gördü. Devleti yönetenler bunu masum bir hareket değildir, bunun arkasında başka şeyler vardı dediler. Orada başarılı olamadılar. İkincisi 17-25 Aralık meselesi. 17-25 Aralık meselesi, aslında çok ciddi bir darbe idi, daha doğrusu darbe teşebbüsüydü. Bunu kimseye anlatamadık. Cumhurbaşkanı’na kadar uzanacak ve Cumhurbaşkanı’nı tutuklayacak bir zihniyet vardı ortada. Gayeleri buydu. Bu şekilde darbeyi yapmış olacaklardı. Burada bize de bir sorumluluk düştü. Bakanların soruşturmasına verdiğimiz karardan dolayı bizi çok eleştirenler oldu, hakaret edenler oldu, tehdit edenler oldu” dedi. KÖYLÜ, 17-25 ARALIK İLE İLGİLİ OLARAK DETAY PAYLAŞTI 17-25 Aralık olayı hakkında detaya giren Köylü; “Karşımıza getirilen deliller baktığınız zaman fena da değil, yani bunlarla bir dava da açılabilir gibi görülüyor. Ama delilleri değerlendirdiğiniz zaman bizim mevzuatımıza göre neredeyse tamamı hukuka aykırı toplanmış delil. Zaten bunlarla dava açılamaz doğru bile olsa ama hukuka aykırı bir delille zaten dava açılamaz. Bir tanesinin örneğini vereyim, bir bakanın çocuğunun iş yerinde 7 tane kasa bulundu, sağdan soldan para topluyor diyorlar. Ben de 7 kasayla ne alakası var diye merak ettim. Araştırdık, bir tane kasa var. Kasanın sağından bir fotoğraf çekmişler, solundan çekmişler, önünden, arkasından… 7 tane fotoğraf çekmişler. Fotoğrafları yan yana diziyorlar, 7 tane kasa bulduk diyorlar. Karı koca arasında, eş ve çocuklar arasındaki telefon konuşmaları dinlenemez, kayda alınamaz. Bu bizim mevzuatımızda vardır. Ama karı koca arasındaki konuşmaları dinlemişler, kayda almışlar. Buyur delil getirdik, bu geçersiz. Bir bakana çikolata kutusu içinde 500 bin dolar gitti diyorlar, çikolata kutusu küçücük bir şey. Bunun içine konuldu diyorlar, hesap ediyoruz 500 bin doların buraya sığması mümkün değil. Bu şike davasında da böyleydi. Çikolata kutusu gitti ya biz tahmin ediyoruz para gitti diyorlar. Bunlar usulsüz dedik, bunu toplayanlar usulsüzlük yapmıştır, suç işlemişlerdir dedik; verdik kararı. Bu adamlar, polisler, savcılar, hakimlerin hepsi meslekten atıldı, yurt dışına kaçabilenler kaçtı kaçamayanlar şu anda cezaevinde. Daha 15 Temmuz meselesi yok ortada. O gün için yapılan soruşturmalarda bu adamlar meslekten atıldı. Bize diyorlar ki, iyi de bu kararı veren yeni kurul sizin hakimleriniz. Hiç bizim hakimlerimiz falan değil. Bu yeni kurulun içinde 2 tane ülkücü, 2 tane sosyal demokrat, 2 tane paralelci var. 1 tanesinin de AK Parti’ye yakın olduğunu sayın hadi. Bütün kararlar 5’e 2 çıktı. Demek ki bizim aldığımız hakimle ilgisi yok. Bizim aldığımız hakimin en kıdemlisi 10 senelikti, bunların en kıdemsizi 18-20 senedir bizimle yine ilgisi yok. Zaten bizim aldıklarımızın çoğu da paralelci çıktı, bunu inkar etmeye bir şey yok” dedi. “BU CEMAATLERE KATILANLARIN HİÇBİRİSİNİN DİNLE İMANLA ALAKASI YOKTUR” 17-25 Aralık’ta yaşananları atlattıklarını söyleyen Köylü; “Bu darbeyi atlattık, geldik 15 Temmuz’a, artık onu anlatmaya gerek yok. 15 Temmuz’u hepiniz biliyorsunuz. 15 Temmuz darbesini yapmak isteyenler, başı çekenler, ele başıları, Türkiye’de ve yurt dışında. Yani dini savunuyoruz, dine hizmet ediyoruz, öğrenci okutuyoruz, hayır kurumlarına yardım ediyoruz diye; insanların dini duygularını sömürerek zamanla para toplayanlar, kamu kurumları içerisinde yerleşenler, yuvalananlar tam 40-50 yıllık bir hesabın inşaları. Sonuç Türkiye’yi bölmek ve parçalamak. Bunu yapabilmek için de Türkiye’nin içerisinden birilerini bulmak, bunu da bulmuşlar işte. Bizim insanlarımız da saf saf bunlara kanmışlar. Çok da saf demiyorum açık konuşuyorum burada. Bu cemaatlere katılanların hiçbirisinin dinle imanla alakası yoktur. Bunun bütün cemaatler için söylüyorum. Bugünkü cemaatler, ekonomik ve siyasi güç devşirmenin ötesinde başka bir şey düşünmüyor. Allah’ın kitabından ve peygamberinden dolayı yazılmış olan eserlerin dışında başka bir adamın peşine nasıl takılır gider bu gençlik?” dedi. “GERÇEKTEN KİM HAK EDİYORSA SİZ ONUN PEŞİNDE OLUN” Köylü son olarak; “Her şerde bir hayır vardır. Bu büyük bir şerdi ama hayırlı tarafı da devlet içerisinde yuvalanmış bu şer odaklarının temizlenmesine yardımcı oldu. Büyük ölçüde de temizlendi. İsteyen istediği cemaate nerede girerse girsin ama devlet içinde hiçbir cemaatin yerinin olmaması lazım. Özellikle de yetkili bir makama hangi cemaatten olursa olsun birini sokmamak lazım. Aksi takdirde o etrafını dolduruyor. Buna şiddetle karşıyım, siz de karşı olun arkadaşlar. Daha önce de söyledim, özellikle sizlere çok görev düşüyor. Eğer bir adam alınacaksa lütfen o işe layık olabileceğini düşündüğünüz ama o işe en çok ihtiyacı olan kişiyi tavsiye edin. Zaten işe girmeye gelince herkes bize oy vermiş görünüyor, işe girdikten sonra da oy verenler ortadan kayboluyor. Buna da aldanmayalım, o zaman da haksızlık etmiş oluyoruz. Gerçekten kim hak ediyorsa siz onun peşinde olun” ifadelerini kullandı. “ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE HİZMET ANLAMINDA CİDDİ ÇALIŞMALARIMIZ OLACAK” Belediye Başkanı Tahsin Babaş kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Babaş konuşmasında; “6 Aralık’ta Kastamonu’da Mahalli İdareler toplantısı yapılacak. Bütün teşkilatımız burayı uygun gördü. Çok önemli bir toplantı Türkiye’nin her yerinden mahalli idareler yetkilileri gelecek. Tahmin ediyorum ki başbakanımız da icabet edecekler. Bizden yaptığımız çalışmaları döküm halinde istediler. Biz de başbakanlığa sunduk. Buna hazırlıklı olmamız lazım. Ilgaz’da yapılacak, rezervasyonlar yapıldı. Hem Kastamonu’yu tanıtmak ve güzelliklerinin Türkiye’ye göstermiş olacağız. Buraya gelmek isteyen bir sürü bakanımız var özellikle de Numan Kurtulmuş buraya gelebileceğini söyledi. Tüm bakanlarımız bunları söylüyor. Bizi burada ziyaret etmek istiyor. Kastamonu’nun sorunlarını, dertlerini, yapılabilecekleri, buradan söylemek istiyorlar. Bu yüzden önümüzdeki günlerde hizmet anlamında ciddi çalışmalarımız olacak. Ekibimiz ile merkezde elimizden geldiği kadar iyi bir belediyecilik hizmeti vermeye çalışıyoruz. Hem sosyal belediyecilik hem fiziki belediyecilik hem de şehrin ileriye yönelik gelişmesi açısından her türlü projeleri hazırladık ve sahada da projeleri uygulamaya başladık” cümlelerini kullandı. Protokol konuşmalarının ardından Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Taşköprü ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Taşköprü’de gerçekleştirilen çalışmalar ve planlanan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Arslan, Taşköprü’deki fabrikaların kapanmasının ardından farklı arayışlar içerisine girildiğini ve bu çerçevede çalışmalar yapıldığını kaydetti. Taşköprü Sarımsağı’nın marja tescilinin dönemlerinde yapıldığını aktaran Arslan, yanı sıra uluslararası tescil için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Arslan, bunun dışında ilçede yapılan hayvan barınağı, kamyon garajı, asfaltlama çalışmaları, Kent Parkı, Cumhuriyet Parkı, eğitim ve spor alanındaki çalışmalar hakkında da geniş bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi.