'Evet diyene de hayır diyene de saygı göstermek gerekir'
TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI ERGÜN ATALAY Türkiye Yol İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu’nun bir hafta önce vefat eden annesi Hacı Pembe Yolasığmazoğlu için dün ilimize gelen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türk-İş’in Mali Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar Yolasığmazoğlu ailesinin evine taziye ziyaretinde bulundu. Ardından da Yol-İş Sendika Binasında düzenlenen basın...
TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI ERGÜN ATALAY; Türkiye Yol İş Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Mehmet Yolasığmazoğlu'nun bir hafta önce vefat eden annesi Hacı Pembe Yolasığmazoğlu için dün ilimize gelen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türk-İş'in Mali Sekreteri ve Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar Yolasığmazoğlu ailesinin evine taziye ziyaretinde bulundu. Ardından da Yol-İş Sendika Binasında düzenlenen basın toplantısında Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay açıklamada bulundu. Atalay; “Kastamonu'da Türk-İş'in Mali Sekreteri, Yol-İş'in Genel Başkanı Ramazan Ağar ile birlikte Yol-İş'in Başkanvekili Mehmet Yolasığmazoğlu ve Kastamonu'da bulunan bizim sendikalarımızın başkanları, genel ve mali sekreterleri temsilcileri ile beraber bu akşam beraberiz. Bugün bir taziye ziyareti için buraya geldik. Bu vesile ile ülke gündemi ver sendikamız ile ilgili gelişmeleri de anlatalım istedik. Bugün ülkemizin güzel köşelerinden huzur bölgesi ve huzur vilayeti olan Kastamonu'dayız. Ben Kastamonu'ya ilk kez geliyorum. Burada olmaktan hem şahsım adına hem teşkilatım adına mutlu olduğumu da ifade ediyorum” dedi. “BU MAHLUKLAR TABİRİ CAİZSE EVLERİMİZE GİRDİ” 15 Temmuz sürecine de değinen Atalay; “Başımızdan kısa bir zaman evvel 15 Temmuz gibi bir musibet, bir bela geçti. Hala geçtiği de bittiği falan da yok, hala devam ediyor. Kamuoyunda bunun adına darbe diye nitelendiriyorlar. Ben başından beri bir işgal girişimi olduğunu her oturduğum, kalktığım yerde söylemeye de gayret gösteriyorum. Bunu incelediğimizde bir darbe değil işgal girişimi idi. Hala artçı sarsıntılarını zaman zaman yaşıyoruz ve yaşamaya da devam ediyoruz. Bunlar bazılarının kurbanını aldı, bazılarının zekatını, fitresini, bazılarının da duasını aldı. Yani bu mahluklar tabiri caizse evlerimize girdi. Bunlar maske ile dolaştılar. Şu 15 Temmuz'da yaptıklarını dünya bir daha kurulsa böyle bir kötü, böyle bir iğrenç tablo ile karşılaşacağımızı da düşünmüyorum. Bunların ülkeye verdiği zarar şu anda hala devam ediyor. En büyük zararı da 248 şehidimiz var, 2 bin 140'a yakın yaralımız var. Bunların içinde Türk-İş'in üyesi 6 kardeşimiz şehit oldu, 20'ye yakında yaralımız var. Bu yaralıların büyük bir bölümünün ayağı, eli, gözü yok. Bu insanlar niye öldü? Niye yaralandı? İşte bu insanlar bu ülkede ‘zengin olacağım, patron olacağım, başbakan olacağım, sendikacı olacağım’ diye ölmedi ve yaralanmadı. Bu ülke için, bu ülkenin devamı için, bu ülkede bizler huzur içinde yaşayalım, onun için de insanlar can verdiler. Ben özellikle meclisin, kitle örgütlerinin, kanaat önderlerinin bu insanlara, bu millete hepimizin can borcumuz var. Bu millet 15 Temmuz'da aynı tabloyu Kastamonu meydanında da gösterdi, bunu İstanbul'da ve diğer illerimizde bu birlikteliği ve dayanışmayı gösterdi. Bu birliktelik ve dayanışma olmasaydı şu anda ülkede iç savaş devam ediyordu. Şu anda onun düşünürken bile zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı. “DARBE NİYE OLMADI DİYE ÜZÜLEN ÜLKELER VAR” 15 Temmuz süreci ile ilgili konuşmasına devam eden Atalay; “Zaman zaman ifade ediyoruz. Avrupalı dünyadaki devasa ülkeler hala buna inanmıyorlar. Darbe niye olmadı diye üzülen ülkeler var. Bu tabloda Türk-İş ilk saatlerde Adapazarı Gar Meydanı'nda 50 bin kişiye bir konuşma yaptım. Bunun bir işgal girişimi olduğunu anlattık. Türk-İş bir milyon üyesi ailesiyle beraber dört milyon insan topluluğuz. Biz bunun sonuna kadar karşısındayız. Bu yapılanların bedelini ülke ödüyor. Canları ile ödediler. Bunun bedelini biz işçiler, çiftçi, dar gelirli ve işsizler ödüyor. 15 Temmuz’dan önce biz taşeronu konuşuyorduk, geçici işçileri, vergi adaletsizliğini konuşuyorduk. Şimdi ise bunları 6 aydır kamuoyunun önüne getirmekte ise zorlanıyoruz. Kamuoyunun önüne başka şeyler geliyor. Son 1,5 aya kadar 200'e yakın şehidimiz var. Her gün yeni şehitlerimiz geliyor. Bu 15 Temmuz'un başımıza getirdiği musibetler bunlar” şeklinde konuştu. “BİZE DE YÜZDE 5 UYGULANSINLAR” Vergi indirimi hakkında konuşmasını sürdüren Atalay; “İki gün önce Maliye Bakanı’mız özellikle araçtan, beyaz eşyada evde vergi indirimine gittiler. Ayrıca ‘düzenli vergisini ödeyen işverenlerden de yüzde 5 vergi indirimi yapacağız’ denildi. Bu ülkede vergisini en düzenli ödeyen kesim biziz. Düzgün vergisini ödeyen yüzde 5'i bize de uygulasınlar. Bizde bundan yararlanalım. Onun için ülkeyi idare edenler, işverenlerden vergisini düzenli ödeyenlerden yüzde 5 indiriyorsa, bize de yüzde 5 uygulansınlar. Bir asgari ücretli 12 ay çalışıyor, 1 ayını devlete vergi olarak ödüyor. Biz bu ülkenin yüzde 75’i biziz ama her türlü bedeli bir ödüyoruz. Ayrıca, geçici işlerimiz ve taşeronlarımız var. Her platformda biz bunların sözcülüğünü yaptık. Herkesin kadroya geçmesi ile alakalı olarak, Maliye Bakanı Yol-İş’i ziyaret edecek. Burada daha netlik kazanacak. Geçici işçilerle ilgili olarak da hükümetten verdiği sözü tutmasını bekliyoruz. Vergi ile ilgili adaletsizliği bir an önce gidersinler. Herkes milli olmak üzere. Bu ülkenin çıkarı her şeyden daha önemli. Herkesin ağzından çıkanı kulağı duyacak. Ülkenin birliğini, beraberliğini sıkıntıya sokan insanlara beraber tavır sergilemek zorundayız” ifadelerini kullandı. “SAĞIR SULTANDA BİLİYOR” Referandum sürecine değinen Atalay; “2007 ve 2011 seçimlerinde 4 partinin bize bir sözü vardı. Anayasayı değiştireceklerini söylediler. Bir Anayasa komisyonu kuruldu. 11 vilayeti dolaştık. 11 bin sayfa evrak vardı. Bir sürü kesim vardı. Meclis bize bu dönem söz verdi ama 10 yıla yakındır sözler tutulmadı. Şimdi önümüze bir tablo geldi. Meclisteki görüntüler hiç hoş değildi. 550 vekilin 340 tanesi ‘bu işe biz evet diyoruz’ dedi, diğerleri ‘hayır’ dedi. Şimdi evet diyene de hayır diyene de saygı göstermek gerekir. 340 tane insanı vatan haini gibi ilan etmek hiç doğru değil. Bunlar seçtiğimiz insanlar ve bu ülkenin vekilleridir. Gönül isterdi ki dört partiyi anlaşsın ve ortaya güzel bir şey çıksın ama bunu yapamadılar. Bizim ne düşündüğümüze gelirse önümüzdeki günlerde arkadaşlarımızla toplanırız ve kamuoyuna açıklarız. Bunun dışında ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu bende biliyorum sağır sultanda biliyor” dedi.