Köklerimize Doğru Yolculuğa Çıkardılar
Halk Eğitim Merkezi'nde, 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi'nin 106'ncı yılı kutlamaları kapsamında 'Geleneksel Kadın Giysileri ile Köklerimize Yolculuk' defilesi düzenlendi.
Halk Eğitim Merkezi’nde, 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi’nin 106’ncı yılı kutlamaları kapsamında “Geleneksel Kadın Giysileri ile Köklerimize Yolculuk” defilesi düzenlendi.
Defilede açılış konuşmasını gerçekleştiren Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Ayten Canaslan, “Vatanına bağlılığını her daim gösteren, topraklarında savaş olmamasına rağmen en çok şehit veren, yürekleri kahramanlıkla dolu bir şehirdir Kastamonu. İstiklal Yolu ruhuyla tarih sahnesinde vatanına olan bağlılığını ve fedakarlığını anlatan bir şehirdir Kastamonu. Yüreği çelik kadar sağlam olan Türk kadınının destan yazdığı bir şehirdir Kastamonu. Anadolu'da açılmış lisesi olan 3 dönem mezun veremeyen, öyle ki dönemin küçük defterlerinde son sınıf tabibesi taht-ı silahta bulunduğundan şehadetname alan alamamıştır notunu taşıyan Abdurrahmanpaşa Lisesi'ne ev sahipliği yapan bir şehirdir Kastamonu. Maneviyatın göğe yükseldiği, evliyaların nefesiyle aydınlanmış mübarek bir şehirdir Kastamonu. Tarihi binlerce yıl öncesine uzanan Hititlilerden Friglere, Lidyalılardan Romalılara, Bizans'tan Beyliklere, Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine kadar tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehirdir Kastamonu. Ve işte bugün burada bu köklü tarihin, bu kadim kültürün, bu derin mirasın sandıklara sinmiş izlerini gün yüzüne çıkarıyoruz. Kastamonu'nun yöre yöre, köy köy, ocak ocak, sandıklarda saklanan 100 ila 300 yıllık geçmişe sahip bir devrin renklerini, bir yörenin ruhunu, bir annenin duasını taşıyan kıyafetler. Kimi bir gelinin çeyizinden çıkmış, kimi bir annenin kızına emanet ettiği sandıklarda saklanmış, kimi ise günlük yaşamın sade dokusunu, kimi de özel merasimlerin ihtişamını taşımaktadır. Anadolu kadının giyim kültürü yalnızca bir giyinme alışkanlığı değil, kimliğin, inancın, emeğin ve estetik anlayışın dışavurumudur. Bu nedenle Kastamonu kıyafetleri, halk sanatlarının en rafine biçimlerini barındırır. Bindallı, kadife ya da atlas üzerine işlenen zengin nakışlarıyla zarafeti, asaleti ve özel günlerin ihtişamını temsil eder. Üzerindeki ziva dişi, maraş işi, kordon tutturma, simsarma gibi ince il işçilikleri Kastamonu kadınlarının sabrını ve sanat anlayışını yansıtır. Üç eteklerimiz ve sevayelerimiz hem gündelik giyimin sadeliğini hem de tören kıyafetlerinin düzenini bir araya getirir. Kesim tekniği hareket özgürlüğü sağlarken üzerine uygulanan yöresel dokunma kuşaklar, ipek oyaları, evde yapılan tığ ve iğne teknikleri bu kıyafetleri benzersiz kılar. Ve tüm bu kıyafetler yalnızca Kastamonu'nun değil, Anadolu'dan Saray'a, Saray'dan yeniden Anadolu'ya dönen kültürel alışverişin sessiz tanıklarıdır. El sanatlarının, dokumanın, nakışın, oyacılığın ve geleneksel terziliğin bir arada bulunabildiği ender örneklerdir. Bindanlı ve üç eteklerin yanı sıra her ilçenin kendine özgü bir giyim anlayışı hakimdir. Bölgenin doğasına, insanına ve yaşam kültürüne uygun şekillenmiş renkleriyle, kesimiyle ve dokumasıyla Kastamonu'nun kuzey rüzgarlarının, sarıçam ormanlarının ve dağ köylerinin izini taşır. Dokuma önlükleri, kuşakları, entarisi ve başındaki takkesiyle her bir detayında ayrı bir ustalık vardır. Bugün burada göreceğiniz her parça bir yörenin hafızasını, bir annenin emeğini, bir gelinin hayalini, bir toplumun kültürel sürekliliğini taşımaktadır. Kısacası bu kıyafetler, Kastamonu'nun ruhunu, tarihini ve Anadolu kadınının asırlık zarafetini yeniden görünüp kılan yaşayan miraslardır. Sadece bir kıyafetteyiz değildir gördüklerimiz. Emanettir, hafızadır, geçmişten geleceği uzanan bir kültür yolculuğudur” dedi.
Açılış konuşmasının ardından Geleneksel Kadın Giysileri ile Köklerimize Yolculuk defilesi ilgiyle izlendi.






