Mevsimsel Kış Rehavetine Dikkat

Özel Anadolu Hastanesi Psikoloğu Elif Bülbül, sonbahar ve kış aylarında artan ruhsal çöküntü, isteksizlik ve sosyal geri çekilmenin 'kış rehaveti' olarak görülmemesi gerektiğine dikkati çekti.

Sonbahar ve kış aylarında artan ruhsal çöküntü, isteksizlik ve sosyal geri çekilmenin “kış rehaveti” olarak görülmemesi gerektiğini belirten Özel Anadolu Hastanesi Psikoloğu Elif Bülbül, mevsimsel duygu durum bozukluğunun majör depresyonla benzer belirtiler gösterdiğini ancak döngüsel yapısıyla ayırt edildiğini söyledi.

Mevsimsel duygu durum bozukluğu hakkında konuşan, Özel Anadolu Hastanesi Psikoloğu Elif Bülbül; “Mevsimsel duygu durum bozukluğu, yılın belirli dönemlerinde en sık sonbahar ve kış aylarında ortaya çıkan, ilkbahar-yaz aylarında ise belirgin biçimde hafifleyen ya da kaybolan depresif belirtilerle seyreden bir duygu durum bozukluğudur. Klinik olarak majör depresyonla benzer belirtiler öğrenilse de, zamanla ilişkili döngüsel yapısı ayırt edici özelliğidir. Psikolojik açıdan bakıldığında kış ayları; sosyal etkileşimin azalması, dış mekân aktivitelerinin sınırlanması, günlük rutinin bozulması ve yalnızlık hissinin artması gibi faktörlerle birlikte gelir. Bu çevresel ve davranışsal değişimler, duygu durum üzerinde baskı oluşturabilir ve duyarlı bireylerde belirtilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar” dedi.

‘Aşırı Uyuma İsteği Ve İçe Kapanma’

Belirtiler üzerine konuşan, Psikolog Elif Bülbül; “Temel fark, belirtilerin mevsimsel bir düzen içinde tekrarlamasıdır. Kişi yılın belirli dönemlerinde belirgin şekilde çökkün hissederken, diğer dönemlerde işlevselliğini büyük ölçüde geri kazanabilir. Bu döngüsel yapı, klinik değerlendirmede önemli bir ayırt edici ölçüttür. Enerji düşüklüğü ve isteksizlik. Sosyal geri çekilme. Günlük işlere karşı motivasyon kaybı. Duygusal donukluk veya çökkünlük. Kendini yetersiz, suçlu ya da değersiz hissetme. Aşırı uyuma isteği ve içe kapanma. Bu belirtiler kişinin akademik, mesleki ve sosyal işlevselliğini belirgin şekilde etkileyebilir. Burada temel ölçüt, belirtilerin en az iki yıl üst üste aynı mevsimde ortaya çıkması ve mevsim değiştiğinde belirgin biçimde hafiflemesidir. Ancak kesin değerlendirme, kişinin yaşam öyküsü, stres faktörleri ve psikiyatrik geçmişi dikkate alınarak bir ruh sağlığı uzmanı tarafından yapılmalıdır. Çocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde belirtileri ise, çocuklarda: İçedönüklük, okul isteksizliği, somatik yakınmalar. Ergenlerde: İrritabilite, içe kapanma, akademik düşüş. Yetişkinlerde: Enerji kaybı, işlevsellikte azalma, sosyal izolasyon. Gelişim dönemine göre belirtilerin ifade biçimi değişebilir. Kimler mevsimsel depresyona daha yatkındır diye baktığımızda, daha önce depresyon öyküsü olanlar. Yalnız yaşayan veya sosyal desteği sınırlı bireyler. Yoğun stres altında olanlar. Günlük rutini düzensiz kişiler Bu yatkınlık, tek başına bir neden değil; risk artırıcı faktörler olarak değerlendirilmelidir. Psikolojik açıdan bakıldığında; düzenli uyku, gün ışığında yapılan yürüyüşler, sosyal temasın sürdürülmesi ve yapılandırılmış bir gün planı, belirtilerin hafiflemesine anlamlı katkı sağlayabilir. Ancak bu düzenlemeler tedavinin yerine değil, destekleyici unsurlar olarak görülmelidir” ifadelerine yer verdi.

‘Günlük Rutini Mümkün Olduğunca Korumak’

Açıklamalarını sürdüren Psikolog Elif Bülbül; “Kişi kendi kendine günlük rutini mümkün olduğunca korumalı. Sosyal izolasyonu azaltmalı. Duygularını bastırmak yerine ifade etmeli. ‘Geçecek’ diyerek belirtileri yok saymamalı. Aşırı içe kapanmamalı. Alkol veya benzeri maddelerle duygudurum düzenlemeye çalışmamalı. Klinik gözlemler ve saha deneyimleri, kış aylarında duygudurumla ilişkili başvuruların arttığını göstermektedir. Özellikle daha önce benzer belirtiler yaşamış bireyler bu dönemde destek arayışına daha sık girmektedir. Mevsimsel depresyon iş ve sosyal yaşamı nasıl etkilerinde ise, motivasyon kaybı, dikkat dağınıklığı ve sosyal geri çekilme; iş performansında düşüşe ve kişilerarası ilişkilerde mesafelenmeye yol açabilir. Bu durum uzun vadede özgüven ve benlik algısını da olumsuz etkileyebilir. Aile ve yakın çevre destek olabilir. Yargılamadan dinlemek. ‘Abartıyorsun’ gibi küçümseyici ifadelerden kaçınmak. Gerekirse profesyonel destek alma konusunda cesaretlendirmek. Destek, çözüm dayatmak değil eşlik etmektir. Toplumda mevsimsel depresyon sıklıkla ‘kış rehaveti’ ya da ‘tembellik’ olarak etiketlenmektedir. En sık yapılan hata, psikolojik belirtilerin geçici bir ruh hali olarak küçümsenmesi ve profesyonel destek arayışının geciktirilmesidir” şeklinde konuştu.

 

Özel Haber

Bakmadan Geçme