• Haberler
  • Genel
  • Onlarla İlgilenmek Kötü Alışkanlıklardan Uzak Tutuyor

Onlarla İlgilenmek Kötü Alışkanlıklardan Uzak Tutuyor

Kastamonu'da 12 yıldır at yetiştiriciliği ve binicilikle uğraşan Davut Pehlivanoğlu, mesleğinin hem zahmetli hem de son derece zevkli olduğunu söyleyerek atlar hakkında açıklamalarda bulundu.

12 yıldır at yetiştiriciliği ve binicilikle uğraşan Davut Pehlivanoğlu, mesleğinin hem zahmetli hem de son derece zevkli olduğunu söyleyerek atlar hakkında açıklamalarda bulundu. 

Atlara olan sevgisini büyükbabası sayesinde kazandığını söyleyen Pehlivanoğlu; “12 yıldır at yetiştiriciliği ve binicilikle uğraşıyorum. Bu işin içine girmem tamamen büyükbabamın atlara olan ilgisi ve beni çocuk yaşta yarışlara götürmesiyle başladı. O zamanlar çok küçüktüm ama atlara karşı büyük bir merakım vardı. Büyükbabamın yarışlara götürmesi, bana atlarla vakit geçirmenin ne kadar keyifli olabileceğini gösterdi. Zamanla bu iş bir hobi olmaktan çıktı, hayatımın önemli bir parçası hâline geldi. At yetiştiriciliği kolay bir iş değil. Hem çok masraflı hem de oldukça zahmetli. Ama aynı zamanda çok eğlenceli ve tatmin edici. İşin zor yanları gerçekten insanın sabrını, gücünü ve düzenini sınar. Mesela sabahları çok erken kalkmanız gerekiyor. Bazen saat 05.00’te çiftlikte oluyorum ve hemen işe başlıyorum. Yemleri hazırlamak, ahırları temizlemek, atları tımarlamak, masaj yapmak ve onları gezdirmek günlük rutinimin bir parçası. Özellikle tımar ve masaj işleri çok dikkat ve güç gerektiriyor. Atların kaslarını ve eklemlerini doğru şekilde çalıştırmak için hem hızlı hem de dikkatli olmak zorundasınız” dedi. 

Onlarla İlgilenmek Kötü Alışkanlıklardan Uzak Tutuyor

‘Atlar Çabuk Hasta Olabilen Canlılar’

Mevsimlerin atlar üzerinde etkisi olduğunu söyleyen, At Yetiştiricisi Davut Pehlivanoğlu; “Mevsimler de işleri etkiliyor. Kışın işler daha zor oluyor çünkü atlar dışarıya çıkamadıkları için stresli olabiliyorlar. Onları içeride tutarken aynı zamanda psikolojilerini de düşünmek gerekiyor. Yazın ise dışarı çıktıkları zaman daha rahatlar ama sıcaklarda su ve gölge ihtiyaçlarını sürekli kontrol etmemiz gerekiyor. Atlar çabuk hasta olabilen canlılar. Küçük bir ihmal ciddi sorunlara yol açabiliyor. Hastalandıklarında hastalığı doğru şekilde tespit etmek, ilaç veya serum vermek gerekiyor. Ağır kırıklarda ise işler çok daha zor hâle geliyor. Hatta bazen, ne kadar uğraşsak da iyileşmeleri imkânsız olabiliyor. Benim başıma da böyle durumlar geldi; mesela 7-8 yıl önce Kastamonu yarışında atımın ayağı kırılmıştı. O kırık neredeyse imkânsız bir kırıktı ve onu kaybetmek beni çok üzmüştü. Ama tüm bu zorlukların yanında işin keyifli yanları var ki, onları anlatmak gerçekten güç. Atlarla vakit geçirmek çok özel bir his. Bu iş, beni diğer boş işlerden ve kötü alışkanlıklardan uzak tutuyor. Atlarla ilgilenirken hem fiziksel olarak aktif oluyorum hem de zihinsel olarak rahatlıyorum. En keyifli anlarımdan biri ata binmek, onlara dokunmak ve koşarken ya da yem yerken onları izlemek. Atlarla iyi bir bağ kurmaya çalışıyorum; güvenlerini kazandığınız zaman, onlar size her zaman itaat eder. Bu güven bağı hem atı hem de sizi koruyor, aranızda inanılmaz bir iletişim oluşuyor. Günlerim oldukça yoğun geçiyor. Sabah 05.00 ile 06.00 arası antrenman yapıyoruz. Atın soğuması, tımar ve masaj işlemleri ise 06.00–07.00 arası oluyor. 08.00’da yemlerini veriyorum, öğlen 12.00’da ise otlarını. Sonrasında biraz rahatlatıcı vakit geçiyor; atlarla ilgileniyor, ahırları kontrol ediyor ve bazen kendi dinlenmem için kısa süreli evime dönüyorum. Akşam ise saat 18.00’da tekrar su ve yemlerini veriyorum. Tabii her atın antrenmanı yok; benim 12 atım var, bunlardan bazıları tay, bazıları ise anneler. Onların ihtiyaçları biraz daha hafif, yalnızca yem, su ve gezinti yeterli oluyor” ifadelerine yer verdi.

Onlarla İlgilenmek Kötü Alışkanlıklardan Uzak Tutuyor

‘Bu İş, Sevgi, Sabır Ve Fiziksel Güç Gerektiriyor’

Atçılığın kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu söyleyen At Yetiştiricisi Davut Pehlivanoğlu; “Atçılık bana göre sadece bir spor veya iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Bu iş, sevgi, sabır ve fiziksel güç gerektiriyor. Atları sevmek, onlara saygı göstermek ve onların ihtiyaçlarını anlamak çok önemli. Ayrıca son yıllarda atçılık daha elit ve gelişen bir spor hâline geldi. Gençleri ve insanları kötü alışkanlıklardan uzak tutan bir yönü de var; bu spor sayesinde hem bedensel hem de zihinsel olarak sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün. Benim tavsiyem, herkesin bol bol ata binmesi. Bu hem vücut anatomisinin doğru gelişmesini sağlıyor hem de stres ve kaygıyı azaltıyor. Atlarla vakit geçirmek, onları beslemek, gezdirmek, onların dünyasını anlamak gerçekten paha biçilemez bir deneyim. Bu iş zor ama bir o kadar da keyifli. Her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz ve atlarla kurduğunuz bağ, diğer hiçbir şeye benzemez” şeklinde konuştu.
 

Bakmadan Geçme