'Otomobil fabrikası hayal ürünüdür'
YOL-İŞ SENDİKASI 2 NOLU ŞUBE BAŞKANI SADIK DÜZGÜN Türk Tarım Orman-Sen Şubesi'nin Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi'nde düzenlenen 6'ncı Olağan Genel Kurulu'nda söz alan Yol-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Sadık Düzgün, ilin gündeminde yer alan otomobil fabrikasına değinerek, hayal ürünü olarak yorumladı. Bütünşehir Kanunu'na değinerek sözlerine başlayan Yol-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Sadık Düzgün...
YOL-İŞ SENDİKASI 2 NOLU ŞUBE BAŞKANI SADIK DÜZGÜN; Türk Tarım Orman-Sen Şubesi’nin Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi’nde düzenlenen 6’ncı Olağan Genel Kurulu’nda söz alan Yol-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Sadık Düzgün, ilin gündeminde yer alan otomobil fabrikasına değinerek, hayal ürünü olarak yorumladı. Bütünşehir Kanunu’na değinerek sözlerine başlayan Yol-İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Sadık Düzgün; “Sendikal hareketlerin memurlar üzerinde hareket etmesi bizleri çok memnun ediyor. Siyasi iktidarlar sendikaları yok etmenin mücadelesini veriyor. Şu anda üye sendika üye sayılarına baktığımızda çok zayıfladığımızı söyleyebilirim. Sendika ne olursa olsun, işçinin memurun, çalışanın hakkını etkin bir biçimde savunucu faaliyetler yürütmeli. Mazlumun hakkını koruyacak çalışmalar olmalıdır. Ülkemiz değişik şekilde kabuk değiştiriyor. Dün Köy hizmetleri, bugün özel idare olan kurumlarımızın yarın ne olacağı belli değil. Ülkemizde başkanlık, eyalet sistemine doğru gidecek diye bir şeyler vurgulanıyor. Bunun alt yapısı olarak 30 vilayet büyükşehir oldu. Şu anda 6330 sayılı kanun ile nüfusu 400 binin altında olan illerimiz bütünşehir haline getirilmek isteniyor. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum, büyükşehir olan illerde kırsal bölgelere hizmet kesinlikle gitmiyor. Taşımalı sistem doğru düzgün çalışmıyor. Kırsala hizmet gitmediği için köylerde yaşayan vatandaşlarımızı yerinde koruyamıyoruz. Herkes şehirlere akın ediyor. Şehirlere geldiği zaman asgari ücretle çalışıp mağdur olan kardeşlerimiz var. Bunlar için sendikalarımızın ne kadar mücadele verdiği ortada. Toplum Yararına Çalışma Programı diye bir şey icat edildi. Benim köydeki kardeşim şehre geliyor, 8 ay iş buldum diye seviniyor. Evini de şehre getiriyor. Köydeki düzenini de bozuyor. 8 ay sonra işten çıkarıldığı zaman köye geri de gidemiyor. Sistem buna göre uyarlanmış. Bu kadar mağduriyetleri görmemek mümkün değil. Köydeki kardeşim oğlunu evlendiremiyor, şehirde iş bulma telaşına giriyor. Bunu herkes yaşıyor” ifadelerini kullandı. “BU DURUM HAYAL ÜRÜNÜNDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY DEĞİLDİR” Yerli otomobil fabrikasına değinen Düzgün; “Biz Kastamonu olarak tarım toplumu muyuz yoksa sanayi toplumu muyuz? Biz ne yapmak istiyoruz? Sanayi toplumu isek eğer son dönemlerde sıklıkla dile getiriliyor. Yerli otomobil fabrikası Kastamonu’ya isteniyor. Gelebilir mi? Bu durum hayal ürününden başka hiçbir şey değildir. Birimiz demiryolu istediğimizi söylüyoruz. Başka birisi çıkıyor bu hayal diyor. Başkası bir şey istiyor, daha başkaları ortaya çıkıp onu karalamaya çalışıyor. Kastamonu ve Kastamonu gibi illerde ne yapılacaksa bunun yönü belli olmalı. Köylerde köylüyü tutacaksak bunun alt yapısı tarımın güçlendirilmesi, hizmetin iyi gitmesidir. İyi gidebilmesi için de sistemin iyi olması gerekiyor. Eğer bütün şehir olduğumuzda durum daha farklı olacak. Belediye başkanı şehri mi öncelik alacak yoksa kırsalı mı? Belediye başkanları kırsala kolay kolay hizmet götürmez. Şu anda köylülerimiz uyanmadı. Uyanmak da istemiyor. Yarın bu sistem hayata geçtiğinde köylerde yaşayan vatandaşlarımız su parası, çöp parası, vergi, imar gibi konularda para vermeye başladıklarında uyanacaklar” şeklinde konuştu.