Şeyh Şaban-ı Veli Ve Evliyalar Anıldı

Uluslararası Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası etkinlikleri Huzura Davet Yürüyüşü ile birlikte başladı.

Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli “Huzur, Birlik ve Aydınlanma Yolu” temalı 3 gün sürecek olan 30. Uluslararası Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası etkinlik programı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediyesi ve Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfınca düzenlenen ve bu yıl 9-10-11 Mayıs 2025 üç gün sürecek olan, 30’ncusu gerçekleştirilen ve Uluslararası Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası programı Cuma namazından önce Kastamonu Kalesi altı mevkiinden Şeyh Şaban-ı Veli Caddesi üzerinden Hz. Pir Külliyesine kadar Kastamonu Atabey Gazi Mehteran Takımı eşliğinde katılımcı protokol ile Huzura Davet Yürüyüşü ile birlikte başladı. 

Cuma namazından sonra da Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi önündeki bahçede devam eden program Hafız Yunus Balcıoğlu tarafından okunan Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Ardından ilahiler okundu. Protokol konuşmaları yapıldı. 

Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı Başkanı Mehmet Çiftçi; “‘Salihler anıldığı zaman oraya rahmet iner’ düsturundan hareketle, Evtâd-ı Erbaa bilinen zatlardan Ankara’da Hacı Bayram Veli, Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli, Konya’da Mevlana Celaleddin Rumi ve Kastamonu’da Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Efendimiz, güzel Anadolu’muzun dört temel direğinden biri olarak kabul edilir” diyerek Şeyh Şaban-ı Veli hakkında bilgi verdi.

‘Adalet Olmadan Birlik Kurulmaz’

Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi’nde gerçekleşen programda Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Bugün dayanışmanın, hoşgörünün, sevgiyle, inançla ve özenle kök salıp hayat bulduğu bir yerdeyiz. Bugün, Anadolu’nun vicdanı olmuş, barış içinde yaşamayı, hakkı savunmayı, adaletli olmayı öğütleyen bu toprakların alimlerinden Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’yi anıyoruz. Değerli hemşehrilerim, hak olmadan huzur olmaz, adalet olmadan birlik kurulmaz. Mevlana Celaleddin-i Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli ile birlikte Anadolu’nun dört manevi değerinden biri olan Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli hayatı boyunca hakkı ve adaleti savunmuştur. Kendi tabiriyle ‘gönül kalaylamış’, kalplere sevgi, hoşgörü ve iyilik aşılama gayretinde olmuştur. Bugün adaletin, hakkaniyetin ve aklın izinden ayrılmayan, bu yolda şartlar ne olursa olsun kararlılıkla yürüyenler, dayanışmayı ve sevgiyi büyütenler Anadolu vicdanın en derinden hissedenlerdir; bu ülkenin kadim geleceğine sahip çıkanlardır. Bizler, Kastamonu’yu yönetirken adaletti ve hakkı gözetme sorumluluğunu her zaman yüreğimizde taşıyoruz. Bu anlayışla; Yuvamız Kastamonu’da her bir hemşerimizin huzuru, refahı ve mutluluğu için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Farklılıklarımızla birbirimizi kucaklayarak, ortak bir geleceği sevgiyle ve adaletle inşa edeceğimiz inanıyoruz. Ülkemiz için barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bu yolculuğun sonunda her işin güle güle yapılacağı günler için mücadele ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Anadolu’nun kökleri derinlerde saklı, kadim bir bilgelik coğrafyasının en güçlü isimlerinden, Anadolu ereni, Anadolu bilgesi Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’yi vuslatının 456’ncı yılında rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum” dedi. 

‘Kastamonu Kimliğine Sahip Çıkmakla Mükellefiz’

AK Parti Milletvekili Serap Ekmekci, katılımcıları selamlayarak; “Hikmetlerini daim anlayabilmek ve hayatımıza rehber edebilme irfanına sahip olmayı Cenab-ı Allah cümlemize nasip eylesin. Ne mutlu ki bize Şeyh Şaban'ı Veli ve evliyalarımızın nefes aldıkları aynı iklimi soluyoruz. Huzur Yürüyüşü'müz esnasında hep aklımdan geçirdim; o muhterem zatların karıncayı dahi incitmemek için nasıl yüce bir hassasiyet ile adımladıkları yolda yürüdüğümüzü. Aynı yolda yürümenin tüm ilahi zenginliği ve toplumsal sorumluluğu ile kişiliklerimize zırh giydirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Kıymetli Kastamonulular ve diğer illerden misafirlerimiz Şeyh Şaban-ı Veli'nin ve her biri ayrı kıymet evliyalarımızın Kastamonu'sunda doğmuş olmak bahtiyarlıktır. Kadim vatanımızda Türk ve İslam yurdu mayasının tutmasında inanç önderlerimizin emeği büyük. Gerek doğdukları gerekse göç ettikleri coğrafyaları Türk'ün ve İslam'ın kalesi haline getirdiler. Evvel zamandan gelen kültürü yok saymadan, birbirine saygılı ve sevgide kusur etmeyen anlayış ile toplumsal barışı sağlayarak örnek bir medeniyete imza attılar. Ankara'da Hacı Bayram-ı Veli, Nevşehir' de Hacı Bektaş-ı Veli, Konya' da Mevlana Celaleddin Rumi ve Kastamonu' da Şeyh Şaban-ı Veli. Anadolu irfanının dört kutup yıldızı. Geçmişte olduğu gibi bugün de ve yarın da manevi istikametimizi bize güven içinde bulduracak pusulamız onlar. Yaşamlarıyla, eserleriyle, sözleriyle kimlik kodlarımız, rol modellerimiz, örnek şahsiyetlerimiz. Mustafa Tatcı'nın kitabından bir paragraf Şeyh Şaban'ı Veli'yi okuyalım; ‘Hz. Pir ömrü boyunca aza kanaat eden, eline geçeni paylaşan, israftan kaçınan, makam, mevki, kıyafet, mülk, rızk ve şöhret endişesi duymayan mizacıyla mürit ve saliklerine örnek olmuş ve kendisine mensup kişilerin daima toplum içinde halvete önem vermelerini, halka hizmeti Hakk'a ibadet bilmelerini 'dışı halk içi Hak ile doldurmalarını öğütlemiştir.’ Hz. Pir'imiz inancıyla, ibadetiyle, toplumsal hayattaki hal ve davranışları ile örnek bir insandı. Nesillerimize, çocuklarımıza Hz. Pir'imizi ve aynı örnek kişiliği ömürlerince sürdüren evliyalarımızı dini özellikleri yanı sıra toplumsal kimlikleri ile de tanıtalım. Hayatın her alanında onların birer iz olduklarını anlatalım ki, farklı hezeyanların ağına düşerek ömürleri is içinde kalmasın. Şeyh Şaban'ı Veli'mizin ‘üryan geldik, üryan gideriz’ sözü ne kadar anlamlı değil mi. Yahut; Fazıl Çiftçi'nin kitabından okuduğumuz üzre ‘Zahit ise bir fakir gelip de bütün malını mülkünü istese, yanında onu vermekle bir tozu alıp bir tarafa bırakmak arasında fark ve ehemmiyet görmeyen kimsedir’ tanımı Şey Şaban-ı Veli'mizin ne kadar öze ve söze dokunan bir ifade değil mi? Dünya malına ve hırsına karşı ancak bu kadar dokunaklı bir karşı duruş olabilir. Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyalarını, cümle erenlerimizi, pirlerimizi toplumun her kesimine dosdoğru, anlaşılır ve sürekli ulaştırmamız gerekli ki, yukarıda örnek verdiğimiz kişilik güzellikleri her ferdimiz de yeşerebilsin. Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası’nın 30’uncusu imza atıyoruz. Şeyh Şaban-ı Veli Kültür Vakfı’mızın kıymetli yöneticileri emekleri için kalbini şükranlarını sunuyorum. Kastamonu kültür kimliğinin sarsılmaz kolonlarından biri olan vakfımız, kültür mirasımızın da daim görev başındaki bekçilerindendir. Asırlar boyunca her ilmiğe bin bir emekle örülen, her köşe taşı ortak omuzlarda yerine konulan Kastamonu kimliğine sahip çıkmakla mükellefiz. Hiçbir şart ve koşula her kim olursa olsunlar hiçbir gücün Kastamonu kimliğini yıpratmasına ve içini boşaltmamasına izin vermemeliyiz. Devirler gelir geçer, asıl olan şehrin ruhudur. O ruh kaldıkça, şehir her devir baki kalır. Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyaları Anma Haftası’nı ulusal düzeye çıkarmanın gayretini göstereceğiz” ifadelerini kullandı. 

‘Bu Mübareklerin İnayetine, Yol Göstericiliğine İhtiyacımız Var’

Eski Bakan Murat Başesgioğlu ise; “Şeyh Şaban-ı Veli’nin çok güzel bir sözü var; ‘Yoklukta ermek, marifet değildir. Asıl keramet, varlığı hazmedebilmektir.’ Bu muhteremler Allah dostu. Bu dünyanın geldiği noktada, inancımıza, kültürümüze, insanlığımıza yakışmayan birçok şeyi görmekteyiz. Bu noktada Allah dostlarının kıymetini daha da iyi anlıyoruz. Yaşlı bilmeyen, çocuk bilmeyen, bütün kutsallarımızı bir anda heba eden insan kılığında varlıklar var. İnsanın kendi nefsiyle olan büyük cihatta bu mübareklerin inayetine, yol göstericiliğine ihtiyacımız var. Onları dinlemek, onların bu muazzam yolcuklarındaki tecrübelerinden istifade etmek lazım. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri; ‘Burada garip kalmazsınız’ diyor. Kastamonu tarih sahnesi boyunca herkese gönlünü, kucağını açmış bir toprak. Bize büyük bir miras, büyük bir birikim bırakmış topraklar. Bizim bu mirasa sahip çıkmamız gerekiyor. Gökağaç’tan İstanbul’a kadar uzanan bir kültür rotamız var. Bunu iyi örmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Program sonunda Hattat Ahmet Kutluhan tarafından hazırlanan Hüsn-i Hat Sergisi açılışı katılımcı protokol tarafından gerçekleştirildi. İlk gün etkinlikleri yapılan dua ve ikramdan sonra sona erdi.