Burhan Karagöz

Diş Kapmak Ve Yalama Olmak

Burhan Karagöz

Yıllardır görmediğim bir arkadaştı telefondaki, “Geliyorum hocam!” Dedi. Evin konumunu attım.

Ufak yollu bir dinlenme ve gezintinin ardından Miyazonun Gavesi’ne geçtik.

Yatılı okuldan sonraki eğitim-öğretim hayatı, meslek ve aile hayatı, ekonomik dalgalanmalara karşı direnci, Türk ve dünya gündemine dair çizdiği dar, orta ve geniş çerçeveli psikolojik ve sosyolojik zikzaklar, şahit olduğu atanmış ve seçilmişlerin başını çektiği yerel yerleşim yerlerindeki yükselme ve çöküntüler vb. konular başta olmak üzere bayağı bir sohbet ettik. 

Yetmedi; atladık arabamıza, şehri kuşbakışı kolaçan eden cam terasa çıktık. Akşam yemeğinin ardından da ver elini ev.

İyi bir arkadaştı kendisi. Gökçeada’da üç yıl yatılı kaldık, üç yıl aynı karavanadan yedik, aynı hocalardan ders aldık, aynı disiplin ortamında yaşadık. ÖSS, ÖYS, KPSS gibi mesleki tercihlerimiz doğrultusunda da yön çizdik. O zamanlar 15-18 yaş grubunda, bireysel ve toplumsal hasma paratonersiz inen bir yıldırımken, yaş kemale erip, eşe, çoluk çocuğa, toruna torbaya katıldıktan sonraki ‘Suyunu üfleyerek içen’ haline baktıkça tebessüm ediyor, anlık hayretlerini anca ‘kadim dost’ dediklerine açabiliyordu.

Bayağı bir açıldı: 

“Hocam; doğalgazın hem bize, hem de komşuya yeni bağlandığı günlerdi. Tesisatçı “İş tamam.” Dedi, kombi de takıldı. Top, kombinin açılmasında. Tarih verildi, gereken iş ve işlemler, kontroller yapıldı, imzalar atıldı, “Mesele tamam!”  dendi. 

Resmi açılış yapıldıktan bir gün sonra, öğleye doğru vakfı açan arkadaş, yoğun bir gaz kokusuyla karşılaşıyor. Ben de dahil oldum ortama. Bizim oradaki Kargaz şubesinde, iri puntolarla, kaçak vb. olması durumlarında bunun yakinen anlaşılması için, doğalgaza  ‘çürük sarımsak kokusu’ yükledikleri yazılıydı. Aklımda kalmıştı. Hakikaten, mide bulandırıcı bir şekilde belliydi. 

Hiç gecikmeden 187 Doğalgaz Arıza arandı. Hemen ekip yönlendirdiklerini, asla yanıcı bir madde kullanılmaması, elektriklerin asla açılmaması, tüm kapı ve pencerelerinse açılması istenmişti ayrıca, telefonun öbür ucundaki sekreter tarafından. Hakikaten de 10 dakika sonra ilgili arkadaş geldi. 

Gereken kontrolleri yaptı, binanın tüm odalarında, değil sadece bağlantı noktalarında, boşlukta dahi ilgili cihaz yüksek rakamlar gösteriyordu. Son nokta; kombinin bağlantı yerlerinden birindeydi. Sıkılan köpük, diş kapmışçasına kabarcıklar sunuyordu. Geçici olarak kombi kapatıldı, ilgililer çağrıldı, olay, Allah’tan ki büyümeden çözüldü. 

Yıllar önceydi. Mutfaktaki musluk damlatıyor. “Bunu ben hallederim!” dedim hatuna. Vanayı kapattım, tornavida, boru ve sair diğer anahtarları, contaları, teflon bandı, belki gerekir diye yeni musluğu da hazırladım, başladım tamirata. Böyle ufak tefek şeylere para verirsek nasıl geçinecektik, di mi???

Kısa sürede hallettim. Verdim suyu. Haydaaaa!!! Su fışkırtıyor. Anladım ki diş kaptırmışım sıkarken. Yeniden sök, teflon bandın yoğunluğunu tazele, ver suyu; durum çok az da olsa devam etmekte. Böyle olmaz, değil mi dostlar? Yaptığın işi tam yapacaksın. Tekrar vana, tekrar sökmeler, tekrar tekrar uğraşlar… Ver suyu, tam kuru değil, hafif de olsa sızma var… Zaten bu sızmalar değil mi ki genelde koca koca imparatorlukları, devletleri, milletleri birbirine düşüren, tarih sahnesinden silen; özelde ise koca Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkıp, yetmeyip yerine kurulan koca Türkiye Cumhuriyeti’ni de 15 Temmuz’da ve dahi her zaman için zıvanadan çıkaran, rayından çıkaran her kuruma sızan niyeti bozuk sızıntılar!!!

Tekrar vanaya git; musluğu sök, bu sefer contayı tazele… Haydaaaaa!!! Al sapından koy çuvala! Bir öncekinden de fazla akıtıyor. 

Git vana, dön musluk; git vana, dön musluk… Yaptığım işten, bir türlü istediğim sonucu alamadım. İradeliyimdir, sabırlıyımdır. Bir buçuk saat falan uğraştım, terledim; sonuç: Koca bir fiyasko!!!

Zamanım vardı, acele işim yoktu önümde, hatunun mutfakta da işi yoktu o an için. Yeniden denedim. Hay Allah!!! Denemez olaydım. Musluğun girdiği, duvarın içinde kalan boruyu kırmayayım mı??? Mecburen usta çağırdım.  Devamlı tak-sök, tak-sök; yalama da olmuştur muhtemelen! Zamanıma mı acıyayım, yorgunluğuma mı,  ustaya ve ekstradan malzemeye verdiğim paraya mı??? 

Bu diş kapmalar ve yalamalar gerçeği, başıma daha neler getirecek? Şu an kestiremiyorum. 

İnsan, kapan vidanın tamirini kolayca tamir edebilir aslında. Yalama olanların tamiriyse neredeyse imkansız. Yüzü astarını geçiyor. Yenisini alacaksın. Ama; gerek diş kapma gerçeğini, gerekse yalamalığı karakteri haline getirenler kolay kolay tamir de olmuyor, değiştirilmiyorlar da. At, sahibine göre kişner atasözü mucibince çalışıyorlar.”

Sözünü bölmedim. 

Tek hamlede anlattığı bu hatırası, aslında, kişi, kurum, kuruluş ve malzemeler değişse de, yurt ve dünya gündeminin özetini teşkil ediyordu.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları