Halime Özdemir

İyi ki Hayatımdasın

Halime Özdemir

Bugün “iyi ki” sözcüğünün üzerinde durmak istiyorum. Çünkü insanı hayata bağlayan da insanı insandan da hayattan soyutlayan da bu iyi ki dediklerimizdir. İyi ki aslında ilk önce insanın kendisine söylediği cümlelerden olması gerekir. İyi ki bunu yapmışım, iyi ki bunu söylemişim, iyi ki onu ziyaret etmişim, iyi ki vaktinde emek vermişim, iyi ki çalışmışım vb. İnsan, kendisi için emek verdiyse kendisinin yaptığı onca şey için söyleyebilir bu cümleyi. Çünkü bu cümlede emek vardır, çaba vardır, azim vardır. Bundan dolayı iyi ki insanın şükredeceği şeyleri/kişileri barındırır bünyesinde.

Öncelikle bir sözlük taraması yapalım. Nedir bu iyi ve iyi ki? İyi TDK’da; İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı”, “Bol, çok, aşırı”, “Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren”, Esen, sağlıklı”, “Yerinde, uygun”, “Doğru olan”, “Yeterli, yetecek miktarda olan”, “İstenilen, beğenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde” anlamlarında kullanılmaktadır. Görüldüğü gibi hep olumlu anlamlar içermektedir. İyi ki ise “güzel bir rastlantı olarak, ne mutlu” anlamında kullanılmıştır. Sonuç olarak iyi ve iyi ki, güzellikler yaşanan bir durum, şey, kişi için kullanılan bir kavramdır. Bir kimse kötü ve yanlış olan bir olay, kişi, söz ve durum için iyi ki diyemez anlamdan da anlaşıldığı üzere.

İnsan neden iyi ki der? Öncelikli olarak kendi yaptıklarından dolayı eğer nefsi ona iyiyi tavsiye ettiyse ve iyi şeyler yaptıysa kendi yaptıklarına iyi ki der, eğer nefsi ona kötülüğü tavsiye ettiyse ve o da nefsine uyduysa kötü olarak yaptıklarına da iyi ki der. Bu takdirde insanın nefsiyle olan mücadelesi onun iyikilerini oluşturur. Diğer taraftan ikinci kişiler de o kimseden gördüğü iyi şeylerden dolayı iyi ki der. Mesela iyi ki benim annemsin, iyi ki benim babamsın, iyi ki benim eşimsin, iyi ki benim arkadaşımsın, iyi ki benim çocuğumsun, iyi ki benim dostumsun, iyi ki benim komşumsun vb. devam eden kelimeler silsilesi... O zaman iyi ki dedirtecek işlere imza atmak ve iyi ki denilen şeylerde rol almak gerekir. İnsanı iyi veya kötü diye nitelendiren şey, onun yaptıkları veya yapmadıkları, söyledikleri veya söylemedikleridir. Bu sebeple bir insana iyi ki dememizin altında onun bize karşı uyguladığı işleri ve sözleri vardır. Aslında bu da iyi bir insan ve imanî açıdan da iyi bir Müslüman olmasıyla alakalıdır. Başka bir şekilde ifade edecek olursak şu hadise bakmamız yeterli olacaktır: Dikkat edin, size mümini tanıtıyorum; o, insanların can ve mal hususunda güvendiği kişidir. Müslüman; elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyendir. Mücahid, Allah’a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden; muhacir ise hata ve günahları terk eden kişidir.” (İbn Hanbel, VI, 22)

İyi bir insan olmak ve imanî açıdan din olarak İslam’ı seçenlerin iyi bir insan olmasına ilaveten iyi bir Mümin ve Müslüman olması da gerekir. Bir kişiye iyi ki dedirten de bunlardan ötesi değildir. Kimsenin canına ve malına zarar vermemek... Bu kriter, oldukça ehemmiyet arz etmektedir. Çünkü bir insan diğer insanın canına veya malına zarar verdiğinde kimse iyi ki varsın demez. Aksine neden oldun ki diye sorgular?

O zaman nefis ve iyi ki arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Dini açıdan baktığımızda da bu gerçeği görmekteyiz. Nitekim şu ayet bize bunu gözler önüne sermektedir: “Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene and olsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.” (Şems 91/7-9) O zaman insan iradesi iyi ve kötüyü bizzat kendisi seçerek iyi veya kötü olabiliyor. Ama şu da bir gerçek ki insan nefsini bilip de kirlerden arındırmayı da becerecek güce de sahiptir. Bundan dolayı da insanın kendisi için çaba göstermesi gerekir. İnsanın özüne dönüp yaptıklarını süzgeçten geçirmesi, ancak onu iyi ki sıfatına ulaştırır.

Bir başka nokta ise iyi ki olmadan kendimiz için iyi ki denilmesini ve iyi olan şeyleri istemek konusudur. Çünkü bu da oldukça komik bir durumdur. Biz kendimize istediğimiz iyi şeyler için gerek insanlardan ve gerek Allah’tan iyi olanları isteriz. Ama iyi olduk mu, iyilik yaptık mı sormayız da sorgulamayız da. Oysa insanın nasıl olması gerekir sorusunun cevabı şu hadis-i şerifin içerisinde bulunmaktadır: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Zavallı (ahmak) kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine uyan (ve buna rağmen hala) Allah’tan (iyilik) temenni edendir.” (Tirmizi, Sıfatü’l Kıyâme, 25) Görülmektedir ki, nefis ve iyi olmak ölüm sonrası ile de bağlantılıdır. Çünkü sorasında hesap, mizan, terazi, iyiler, kötüler, cennet-cehennem devreye girmektedir. Akıllı kişi ile zavallı kişi arasındaki fark da burada gündeme gelmektedir. Yani nefsine yani duygularına ve düşüncelerine uyup akabinde de Allah’tan ve dahi insanlardan iyilik görmeyi arzu etmek da insanın maalesef ki bir zayıf noktasıdır.

Dillere pelesenk olmuş bir şarkıda “iyi ki hayatımdasın” diye geçiyordu. Ne anlamlı bir kelime dizisiydi bu. O zaman iyi ki hayatımda sen varsın dedirttirecek kadar iyi olmak için çabalamak zorunda insanoğlu. Fakat bir de iyi ki olunmasını isteyen ama kendisi asla iyi ki olmayanların da var olduğunu unutmamak gerekir. Aksi olduğunda iyi ki yoksun da diyebilecek güçte olan yine insanın bizatihi kendisidir. O zaman iyi ki olmak için kalpler ve ameller devreye girer. Çünkü kalplerde olan dışa vurulur ve kalplerdeki eyleme dönüşür. İnsan kalbinde olanları sakladığını zannettiği halde saklayamaz. Çünkü sözleri ve davranışları onun kalbinin yansımasıdır. İnsan kalbinde olanları sözlerine döker. Zaten kalp insanın en büyük hazinesi değil midir? Ve Cenab-ı Allah’ın da itibar ettiği yer değil midir? Ne buyruluyordu hadis-i şerifte: “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34). İşte insanı da diğer insanlar yanında kıymetli yapan kaşı gözü değil sözü ve kalbinden gelip dilinde var olanlar kıymetli yapmaktadır ki işte o zaman iyi ki hayatımdasın diyen cümleler kurulur. O zaman hayatımızda iyi ki olan ve bize hayatlarında yer verenlerin yaşarken kıymetini bilip iyi ki benim... diyebilmek için geç kalmamak gerekir. Çünkü belki de onun senin hayatında olduğunu fark etmediğin her gün, onu arayacağın bir güne dönüşebilir ve sen onun kıymetini yaşarken göstermediğin ve şükretmediğin için bir daha asla onu hayatında yer edemeyeceğinin acısıyla yaşar gidersin.

Not: İyi ki benim... şeklindeki boş bıraktığım bu üç nokta sizin hayatınızda iyi ki var olan herkese göre değişeceğinden o boşluğu doldurmak size ait. Kaç kişi iyi ki sizin hayatınızda?

Yazarın Diğer Yazıları