Halime Özdemir

'Kadınlara Mehirlerini Gönül Hoşnutluğu İle Verin'

Halime Özdemir

Bugün kitaba imandan bahsedeceğim. Geçtiğimiz yazılarda Müslümanların ana sorunlarının en önemlilerinden birinin Kitaba iman olduğunu ifade etmiştim. Önce şunu sorarak başlayalım yazıya? Sahi, siz Kitab’a gerçekten iman ediyor musunuz?

Müslüman, kelime anlamı itibari ile teslim olan demektir. Allah’a ve kitabına ve peygamberlerine ve teslim olunması gereken her şeye “emrin başım üstüne” diyebilendir. Eğer Müslüman sıfatına sahip ise yani “mış” gibi görünmüyorsa… Ve mümin, iman eden ve güvenilen demektir. Allah’a ve kitabına ve peygamberine ve iman edeceği her şeye şeksiz şüphesiz “amenna” diyebilendir. Eğer mümin sıfatına sahip ise yani “mış” gibi görünmüyorsa…

Nedir Allah’ın kitabına iman etmek? Kutsal olanı bilmek ile kutsalı yaşamak arasında ince ama çok önemli bir çizgi vardır. İman, kutsalı yaşamakla başlar. Kitapsız mı yaşamak yoksa kitapta var olan her emir ve yasağa göre mi yaşamak? Yoksa kitabı kendimize uydurarak yaşamak mı? Bu çağın iman ettiğini düşünen insanı, kitapta var olan şeyleri kendisine göre yani menfaatine göre değerlendirip işini özellikle maddi olarak zora koymayan mevzularda Allah’tan korktuğunu söylüyor. Ne güzel bir dünya! Bir mümin veya mümin görünmeye çalışan kişi yani “mış” gibi yaşayanlar, gerçekten Allah’tan korksa acaba Kitabın hangi sayfasını inkar edebilir?

Aziz okuyucu!

Hadi gelin bir örnekle açıklayalım Kitab’a iman mevzusunu. Malumunuz, şu an yaz mevsimindeyiz ve gençlerimiz birer birer dünya evine giriyor. Kitap, evlilik müessesi konusunda erkeğe şu görevi veriyor: “Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Apaçık bir edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmek için -evlenme ve boşanma konusunda- engel çıkarmayın. Onlarla iyi geçinin…” (Nisâ 4/19) 2025 yılı ülkemiz için aile yılı ilan edildi. Aileyi kurmak için bir araya gelen iki kişiden birine Rabbimiz Kitap’ta açık açık emretti: “Kadınlarla iyi geçinin” Bu emre itaat eden veya bu emri yerine getiren yani kitaba iman eden kaç Müslüman var?

Yaz sezonunda düğün-dernek derken sorumluluklar ve yükümlülükler de adına heyecan mı diyelim yoksa umursamazlık mı diyelim –ki ikincisi daha doğru- görmezden geliniyor. Kitap’ta “Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin…” (Nisâ 4/4) diye emredilmiş. Nedir bu mehir? Öncelikle Müslüman erkeklerin adına evlilik denilen müesseseyi kurmak istediklerinde üzerlerine farz olan bir görevdir. İnkarı nereye mi götürür? Her şeyi benim yazmam da doğru değil sizler bu bilgiye vakıfsınız sanırım. Ben bilmiyor… Kitap öyle diyordu. Ama özellikle bizim ülkemizde erkeklerin kadınlara haklarını vermemek için bin takla attıkları bir mevzudur mehir. Peki ama nedir bu mehir?

Mehir anlamına gelen kelime, “sadukât” yani sadakat ile aynı kökten türemiş olup erkeğin evleneceği kişiye sevgisini, muhabbetini ve sadakatini bir miktar mal vermek suretiyle göstermesi ve bu suretle evlilik isteğinde samimi olduğunu beyan etmesidir. Mehir; Allah tarafından kadına verilen maddi bir güvence ve erkeğin değil Allah’ın verdiği bir haktır. Nikahla birlikte erkeğin, malından bir kısmını Allah’ın emri gereği kadına hediye etmesidir. Fakat şu da bir gerçektir ki pek çok kadın maalesef mehirden mahrum kalmakta veya mehir olarak verilen hediyeler geri alınmaktadır. Mehirden kaçan veya vermeyen veya verdiğini geri alan erkek, kendisinin evlilikte ne kadar da sadakatsiz ve samimiyetsiz olduğunu davranışla ifade etmektedir.

Oysa ne diyordu Kitap?

“Mehirlerini de dinin ve örfün gereklerini dikkate alarak güzelce verin…” (Nisâ 4/25)

“… üzerinizde bir borç olarak belirlenmiş olan mehirlerini ödeyin…” (Nisâ 4/24) Borç ve mehir… belki de şu an pek çok değil on binlerce erkek borçla toprağın altında diğerleri de hala toprağın üstünde geziyor.

Sahi ne diyordu Kitap?

“Hem onu nasıl geri alabilirsiniz ki? Zira sizler evlenip birbirinizle içli dışlı beraber oldunuz, üstelik onlar da sizden kesin bir söz aldılar.” (Nisâ 4/21)

Ve yine ne diyordu kitap? “Yapmayacağınız şeyleri söylemek Allah katında büyük bir günahtır.” (Saff 61/3) Sahi Kitaba iman eden veya etmeyen için Allah’ın katında olacakların sorulacakların ehemmiyeti var mıdır?

Ve yazıyı evlenecek kızlara ve özellikle kız çocuğu anne babalarına seslenerek bitirmek istiyorum. Dini nikah esnasında kızlarınızın mehirleri belirlendiğinde her iki tarafın da imzalı beyanı olmadıkça kızlarınızın nikahlarını kıydırmayın. Aksi halde birçok erkeğin Kitabın dışına çıkmasına yani Allah korusun (!) onların günah işlemesine veya başka bir ifade ile hakkınız olanı almanıza mani olursunuz. İnsan bu ya… Hani çiğ süt falan emebilir… Ve nikah kıyan bütün din adamları da evlenecek çiftlerin nikahlarını kıyarken mehirlerin miktarının yazılı olduğu imzalı beyanı almadıkça ve o nüshayı kızlarımıza yazılı senet olarak ellerine vermedikçe asla nikah kıymamaya dikkat etmelidirler.

Sahi, siz gerçekten Kitab’a iman ediyor musunuz?

Vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları