
Kıyamet Nedir?
Halime Özdemir
Kıyamet Nedir?
- Güneş, dürüldüğü zaman,
- Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman,
- Dağlar, yürütüldüğü zaman,
- Gebe develer salıverildiği zaman.
- Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman,
- Denizler kaynatıldığı zaman,
- Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman.
- Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman,
- Amel defterleri açıldığı zaman,
- Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman,
- Cehennem alevlendirildiği zaman,
- Cennet yaklaştırıldığı zaman,
- Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir.
- Gök yarıldığı zaman,
- Yıldızlar saçıldığı zaman,
- Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman,
- Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman,
- Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.
- Evet, hesap ve ceza gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
- O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, yalnız Allah’ındır.
- Göz dehşetle açıldığı, ay tutulduğu, güneşle ay birleştirildiği zaman;
- O gün insana yaptığı ve yapmadığı her şey hakkında bilgi verilecektir.
Kur’an-ı Kerim’de kıyametle ilgili yer alan ayetlerden birkaç tanesini yazdım buraya. Vuku bulacak olaylar ayan beyan ortada. Öncelikle şunu da söylemekte fayda görüyorum. İnsan, iki türlü kıyamet yaşayacaktır. İnsanın doğumla başlayıp hayat diye devam ettiği ve ölüm adı verilen dünya hayatını bitirip gerçeğin başladığı zaman olan küçük kıyameti ve dünyanın sona erip atık yaşayan hiçbir canlının kalmayacağı, hesap kitabın ortaya döküleceği ve herkesin herkesten alacağının verişeceğini ortaya döküleceği asıl kıyamet. Ama öncelikle kişinin dünyası ölümle bittiğine göre onun kıyameti ölümle başlayacağı için ilk önce onun için hazırlanması elzemdir.
Konuyu araştırırken benim dikkatimi çeken bir mevzu oldu: Herkesin yapmadığı, bazen keyfiyetten bazen bilerek isteyerek bazen de farkında olmadan yapmak istemediği ve ertelediğinin de sorulacağı/görüleceği meselesi. Halk arasında yaygın olan, herkesin yaptığını göreceği düşüncesi hakim kanaattir. Ama bir de yapmak zorunda olup da yapmadığı, söylemek zorunda olup da söylemediği gibi yapmakla emrolunduğu halde yapmayıp ihmal edilen şeylerin de hesabı görüleceği meselesi dikkat çekmektedir. Yani şöyle diyelim, kıyamet koptuğu anda insana yapmadıklarının da hesabı sorulacaktır. Yani “sen iyi bir insan olman gerekirken neden iyi bir insan olmadın? Sen doğru-dürüst olman gerekirken neden olmadın? Sen emaneti koruman gerekirken neden korumadın? Sen ibadetlerini yapman gerekirken neden yapmadın? Sen saygılı olman gerekirken neden olmadın? Sen nazik-kibar olmak zorunda olduğun halde neden olmadın? Sen mütevazı olman gerektiği halde neden kibirli davrandın? Sen çalışman çabalaman gerektiği halde neden hiç emek vermedin? Sen komşuna hakkını vermen gerekirken neden selam dahi vermedin?” gibi pek çok yapılması ve söylenilmesi gerektiği halde görmezden gelinen, susulan, kişinin gündemine almadığı her şeyin gün yüzüne çıkarak onların hesabı sorulacağı meselesine dikkat çekilmektedir. O zaman kaçmak, yapmamak, söylememek de insanın en büyük düşmanı olacaktır.
Başka bir ifade ile kıyamet, insanın ertelediği veya önemsemediği her şeyin görünür olmasını sağlayacaktır. Bazen isteyerek saklanılan ve gizlenen şeyler de dahil olmak üzere. O zaman aslında insanın sorumluluk bilinciyle yetişmiş olması meselesi gün yüzüne çıkıyor. Çünkü sorumluluklarından kaçan insan, yapmamak-söylememek için çaba sarf eder. Hayat, insana sorumluluklarının farkında olarak yaşamayı zorunlu kılan bir süreçtir. Her bir sorumsuzluk, kıyamette insan için sıkıntı, bir hesap, bir sorgu konusu olarak karşısına çıkacaktır. O zaman insan yaptıklarını mı düşünsün yapmadıklarını mı?
“Yapmadım” diyerek sevinilen her bir emir ve yasak, kıyamette insana hatırlatılacak iken insanın kendisini sahte bir avuntu ile avutması, kendisini kandırması ne acı… O halde tekrardan soralım kıyamet nedir diye? Kıyamet, yaptıklarımız ve yapmadıklarımız, söylediklerimiz ve söylemediklerimiz, gördüklerimiz ve görmezden geldiklerimiz, duyduklarımız ve sağır kesildiklerimizin ortaya dökülüp hesabının sorulacağı bir zamandır. Şimdi durup düşünelim biz neyi yapmamız gerektiği halde yapmadık? Biz Allah’ın hangi emrini ve yasağını çiğnedik diye? Biz hangi sorumluluğumuzu başkalarına yükledik veya görmezden geldik diye? O zaman şöyle bitirelim mi? Kıyamet, insanın yapıp ettikleri kadar yapmayıp kaçındıklarının da herkesçe bilineceği bir zor zamandır.