Sen Ne Güzel Şeysin
Halime Özdemir
Dünyada olan her şey, en güzel haliyle yaratılmıştır ve dünya bu anlamda bir düzensizliğe şahit tutulmamıştır ta ki insan eliyle tahrip edilinceye kadar. Dünyada gözün alabildiği her şeyde ve her yerde bir düzen ve denge vardır. Hiçbir şey bir başka şeyi ne rahatsız eder ne de zarar verir insandan başka. Rabbimiz Teala, “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık.” (Kamer 54/49) buyurmak suretiyle bu gerçeği bize bildirmiştir ama insan anlamamıştır ve bu sebeple her şeyi bozmaya ve yıkmaya meyillidir. Çünkü taaa yaratılmadan önce meleklerin söylediği gibi insanın yeryüzünde “bozgunculuk) çıkarma” gibi bir gayesi vardır. Nasıl düzen bozulur, nasıl denge dağıtılır, nasıl huzursuzluk oluşturulur bunun derdinde olurcasına ömür tüketmektedir. Oysa güzeli daha güzel hale getirmek gibi bir amaca hizmet etse Yaradan’ının da rızasını elde edecektir ama öyle bir amacı var mı onu da tartışmak gerekir.
Yaratmak, yoktan var etmektir ve Allah’ın sıfatlarından biridir. “O Allah ki, yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yarattı...” (Secde 32/7) ayetinden anlıyoruz ki, her yaratılan biz beğensek de beğenmesek de, sevsek de sevmesek de eleştirsek de eleştirmesek de en güzeliyle var olmuştur dünyada. En güzelin ötesi yoktur. Her şeyin en güzel halini Allah ona vermiştir ama insan özellikle son yüzyılda daha güzelin peşine düştüğü için pek çok şeyde hasar ve zarar vermeye başlamıştır bilerek ve bilmeyerek. Dağları, bayırları, ovaları kırları, nehirleri, yolları ve en sonunda kendisini beğenmeyerek “daha güzel” olma gayesiyle kendisini baştan yaratmaya -haşa- çabalamanın derdine düşmüş veya düşürülmüştür. Toplumun McDonaldlaştırılması gayesi etrafında dönen bir dünyada birbirinin aynı olarak yaşamak için de ömürler harcanmaktadır. Parmak izlerinin dahi farklı olarak yaratıldığı insan, her şeyi ile birbirinin kopyası olarak dünyada benzerlikler yığını haline gelirken bir türlü o daha güzeli elde edemeyerek kendisine eziyet ve zulüm yaptığını fark edememektedir. Gerçekten kendisini güzel bulmayan insan cidden Allah’ın yarattığı haliyle güzel değil midir?
İnsan, bu dünyaya gönderilmiş en güzel şeydir. Çünkü onun Rabbi ona ruhundan üfleyerek değer ve özellik ile yaratmıştır. Şu ayeti bilmeden yaşayamayız. “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır.” (Tîn 95/4) İnsan, Allah’ın yaptığını neden beğenmiyor ki? İnsanın insanı daha güzel hale getireceğini zannetmesinin gerekçesi nedir? İman eksikliği mi bu veya Allah’ın yarattığını beğenmeyerek şirk mi koşuyor yoksa? Veya Yaradan’ın yaptığını kendi müdahalesi ile yaratılana beğendirme arzusu mu? Yoksa bir hastalık mı? Bunu gerçekten bilmiyorum. İnsan boşlukta hissettiği için mi kalbe değil de her halükarda yaşlanmaya meyilli olan dış güzelliğe önem verdiği için mi bu işler en çok meşgul olduğu alan haline geldi? 3 yaşındaki çocuktan piri faniye kadar herkes ama özellikle kadınlar daha güzel olma derdinde bir hayat tüketiyor. Daha güzel gözler, daha güzel eller, daha güzel yüz, daha güzel vücut adı altında daha güzelin sonu olmayan dünyada çeşitli iğneler, ilaçlarla ve pek çok tıbbi operasyona gönüllü olarak razı olurken Allah’ın kendisini en güzel şekilde yarattığını neden düşünemez hale geliyor? Kalbini çirkinleştiren insan kendini bu şekilde güzelleştirmeye mi çabalıyor yoksa? Bilinmez…
İnsan… Yine en güzel halini davranışları, sözleri, kısaca hayat anlayışı ile kendisini en aşağıya da indirebilme yeteneğine de sahiptir. İnsanın yaptığı her bir kötülük, önce kalbini sonra siretini sonra da suretini değiştirip karartırken farkına dahi varmaz kendisine yaptığı kötülüğün ve en sonunda şu ayet tecelli eder: “Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.” (Tîn 94/5) Ne yapıyoruz da en aşağıya iniyoruz böyle? Neden bu dünyaya iyi ve güzel şeyler bırakmıyoruz? Neden imanımıza sahip çıkmıyoruz? Neden dünyanın sahibinin yarattığı şeylere zarar veriyoruz? Neden kendimize bu kadar kötüyüz? Ve neden yaşadığımız dünyayı hem kendimize hem başkalarına zindan ederek zarar veriyoruz? İnsan gerçekten bu kadar kötü olduğunda mutlu veya huzurlu oluyor mu? Ah insan! Kalbini güzelleştirmediğin dünyada dışının güzelleşmesinin -ki senin anlayışına göre daha güzel- kalbine etki etmeyeceğini anlaman için ne lazım? Bir anlayabilsen… İnsan kendisine şunu demek zorunda. “Evet, ben en güzel halimle yaratıldım ve en güzel halini koruyarak ve donatarak da dünyaya bırakacağım.” Kaç kişinin hayat düsturu bu ve kaç kişi bu yönde hayatını devam ettiriyor?
İnsan görünüşteki güzelliğin peşinde neden kendisini kurban ediyor diye düşünmedim değil. O zaman Kerim kitapta insanla ilgili şu ayet çıktı karşıma. “İnsan ruhunda doymazlığa, bencil tutkulara karşı bir eğilim vardır.” (Nisâ 4/128) İnsanın hiçbir şeye doymaması ve başlı başına onu değiştiren bencil duyguları. Bunu fark edip kendisini törpülemeden bu özelliğini besledikçe gelecek yüzyıllar bir türlü daha güzelin bulunmadığı ev elde edilmediği ama büyük emeklerin, paraların ve acıların verildiği zaman dilimleri insanı beklemektedir.
İnsan, sen gerçekten çok güzel bir şeysin. Davranışların ve sözlerin seni daha güzel yapacak ve kalbini güzelleştirdikçe de daha güzel olacaksın. Unutma! Allah’ın yarattığı güzel üzerine hiçbir mahluk daha güzelini yapamaz. O halde ey insan! Lütfen kendini kandırma…