Af Hüdanın, Zaaf Gedanındır
Kadriye Doğan
İnsanın hem en güçlü hem de en kırılgan yeri: kalptir.
Kırar, kırılır, sonra da o kırıklığın içinde affetmenin ne kadar zor bir sınav olduğunu fark eder.
“Af Hüdanın, zaaf gedanındır” der eskiler.
Yani affetmek Allah’a mahsustur, affedememekse kula yakışan bir zayıflıktır.
Bu söz, hem insanın acizliğini hem de Allah’ın yüceliğini hatırlatır. Çünkü affetmek, ilahi bir kudretin tezahürüdür.
Kulun kalbi çoğu zaman öfkeyle dolar; adalet isteğiyle, kırgınlıkla, incinmişlikle…
Ama Allah’ın affı sınırsızdır.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
> “Onlar bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.”
(Âl-i İmrân, 134)
Bu ayet, affetmenin bir zayıflık değil, takvâ göstergesi olduğunu anlatır.
Yani, öfkesine hâkim olan insan aslında kendini değil, nefsini yenmiştir.
Hz. Muhammed (S.A.V.), kendisine en çok zulmedenleri bile bağışlayan bir merhamet sahibiydi.
Uhud’da yüzü yara aldığında, ellerini kaldırıp şöyle dua etmişti:
> “Allah’ım, kavmime hidayet ver, çünkü onlar bilmiyorlar.”
(Buhârî, Enbiyâ, 54)
Ve yine Kur’an’da Allah Resûlü’ne şöyle buyrulur:
> “Onları affet, bağışlanmaları için dua et ve iş konusunda onlarla istişare et.”
(Âl-i İmrân, 159)
Affetmek, sadece karşıdakine lütuf değil, kalbin kendine ettiği bir iyiliktir.
Çünkü kin, sadece düşmanı değil, sahibini de yakar.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) buyurmuştur:
> “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. Affeden, affedilir.”
(Tirmizî, Birr, 85)
Affetmek, adaleti terk etmek değil; adaleti Allah’a havale etmektir.
Kulun elinden gelmeyen yerde, Allah’ın rahmeti devreye girer.
Zümer Suresi’nde Rabbimiz şöyle seslenir:
> “Ey nefislerine zulmeden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.
Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.”
(Zümer, 53)
İşte bu ayet, affetmenin sadece bir erdem değil, Allah’ın kullarına açtığı bir rahmet kapısı olduğunu gösterir.
Kul affettiğinde, Allah’ın affına yaklaşır.
Affetmek bazen sessiz bir dua, bazen bir yürek teslimiyetidir.
Affetmek, her zaman kolay değildir.
Ama her affediş, kalpteki yükün biraz daha hafiflemesidir.
Çünkü affetmeyen kişi geçmişte yaşar, affeden ise Allah’a yaklaşır.
Öfkenin sustuğu, merhametin konuştuğu yerde kalp huzur bulur.
Bu yüzden, “Af Hüdanın, zaaf gedanındır” sözü bir öğüt gibidir:
Affet, çünkü affeden Allah’ın sıfatını yaşatır.
Affedemediğinde, kalbinin insani zaafını hatırla ve onu Rabbine emanet et.
Rabbim,
Kalplerimizi kin ve öfkeden arındır,
Bize affetmeyi, senin affına yaklaşmanın bir yolu olarak nasip et, bize acıdan merhamet doğuracak kadar sabır ver.
Kırdıklarımızdan helallik dileyecek kadar alçakgönüllü,
Kıranları affedecek kadar güçlü olalım.
Ve her affedişimizde, senin affına biraz daha yaklaşalım.