Hâl Dili ile Anlaşmak
Kadriye Doğan
İnsanda konuşan iki dil vardır biri kâl dili yani konuşmak söz söylemek ikincisi hâl dili yani hali davranışları duruşu ile anlatmak. Âli İmran Suresi 167. ayeti kerimede (O gün onlar kalplerinde olmayanı ağızları ile söylüyorlardı, gizlediklerini Allah onlardan daha iyi bilir) buyruluyor. Kişinin konuştuklarından çok yaşayarak örnek olması daha önemlidir. Mevlana Hazretlerinin anlattığına göre: Hz Osman halife olunca minbere çıktı halk Acaba ne buyuracak diye heyecanla bekliyordu. O sustu ve hiçbir şey söylemedi. Sadece halka baktı. Öyle ki yüzlerce hutbe ve vaaz Orada olanlara bu kadar tesir etmemişti. Hazreti Osman tam minberden İnmek üzere iken (sizin için faal bir imana sahip olmak çok söyleyen bir imana sahip olmaktan daha hayırlıdır) buyurdu.
Nice susanlar konuşanlara göre daha güçlü ve etkilidir. Bülbül doğan kuşuna niçin sesinin çıkmadığını sorar. Doğan kuşu der ki sen bakma benim konuşmadığıma Padişahın av avlama zamanı geldiğinde yüzlerce ere bedelim ben. Sükut etmek de yüzlerce dil yüzlerce anlatış vardır.
Mevlana Hazretlerinin hâl dilinin önemini eserlerinde pek çok güzel örnekle anlatmıştır. Ağaçların dili yoktur, konuşmazlar ama sen onların hallerine bakıp; mevsimin kış mı, bahar mı, yaz mı olduğunu anlarsın. Rüzgâr olup olmadığını, meyvelerinin olgun olup olmadığını yine ağaçlar söyler dururlar. Güller, çiçekler her bahar onları dirilten Allah'a güzel renkleri, mis gibi kokuları ile sonsuz şükürler ederler. Terazinin de dili yoktur ama hep doğruyu söyler. Gönlün sözü ancak susmakla söylenir. Söz söylemek davul çalmak gibidir davul ise düğünü başkalarına doyurmak içindir. Lakin aşık olanların başkalarına doyurmaya ihtiyacı yoktur. Hal ehli yanında Kal dili değil hal dili lazımdır. Konuşmak ocaktaki tencerenin kapağının açılması gibidir kokusu içinde ne piştiğini ortaya döker. Sen daima gülbeşeker yediğini söylesen de nefesinden gelip duran sarımsak kokusu sırrını açığa vurur. Çoğu zaman söz tuzaktır, ateşi alevlendirir, yılan gibi ısırır, ayırıcıdır, gönlü derde tasaya düşürür.
Söz gümüşken sükutun niçin altın olduğu belli oldu değil mi sevgili dostlar.