Hoş Görmek Mi Hor Görmek Mi?

Hoşgörü ne çok duyuyoruz bu kelimeyi değil mi? Günümüzde herkes herkese hoş görmeyi tavsiye ediyor. Ama hiç de hoşgörülü bir dünyada yaşamıyoruz kendimize bile hoşgörülü olduğumuz söylenemez. Ya da hoş gördüğümüz şeyler hiç de bizim hayrımıza olmuyor. 

Biz de yıllarca İslam dini hoşgörü dinidir başlıklı vaazlar yaptık. Evet bir Müslüman yaratılanı Yaratandan ötürü sever merhamet eder ancak peygamberimiz bir hadisinde kişiyi günah işlemekten men etmenin de ona merhamet etmek, iyilik etmek olduğunu söylüyor. Çünkü günah kişinin hem dünyasını hem de ahiretini mahveder. Yani kumar oynayan bir kişiye; ben seni hoş görüyorum hadi sen kumar oynamaya devam et derseniz ona iyilik değil kötülük etmiş olursunuz. Hayatımızda neleri hoş göreceğimizin ve neleri hor göreceğimizin dengesini iyi kurmamız lazım. İslam dininde  bazı şeyleri hoş görmek kadar; buğz etmek, yüz çevirmek, hoşlanmamak da emredilmiştir. Yani hor görmek. Günahkarı severiz ama günahı asla sevmeyiz. İnsanız insan olmamızdan kaynaklı hatalarımızı hoş görürüz; ama bizi dünyaya daha çok bağlayan her türlü prangayı da hor görürüz. Değerli okuyucularım çalışmamıza rağmen başaramadıklarımızı hoş görelim, içimizdeki en üstün ben olayım kibrini hor görelim. Kazanamadığımız imtihanları, bilemediğimiz soruları hoş görelim; her şeyin en iyisini ben bilirim kibrini hor görelim. Yalnız hissettiğimizde kendimizi hoş görelim; herkesin biricik kıymetlisi, en iyi arkadaşı olayım hırsını hor görelim. Parayı hor görelim mesela. Bize lazım olduğu kadar değerli değil mi? Kendimizde yaratılışımızdan kaynaklı özelliklerimizi hoş görelim; burnumuzun büyüklüğünü, boyumuzun kısalığını hoş görelim örneğin. Ama beğendiğimiz nefsimize hoş gelen özelliklerimizi de hor görelim.

Geçici birer emanet olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.

Velhasıl sevgili dostlar neyi hoş göreceğimizi neyi hor göreceğimizi iyi bilelim bu hayatta.