Kadriye Doğan

İnşallah

Kadriye Doğan

Bir akşam Nasrettin Hoca karısına, "yarın tarlayı sulayacağım, odun keseceğim" gibi işlerini sayıyormuş.

Karısı 'inşallah de' bey, 'inşallah de' diye uyarmış.

Nasrettin Hoca da "yarın bu işleri yapmam gerekiyor, başka yolu yok, niye 'inşallah' diyeyim ki?" diye çıkışmış.

Ertesi gün tarlaya giderken yolunu bir eşkıya çetesi kesmiş. Şöyle böyle derken, onu bir güzel dövmüşler. Perperişan halde eve dönen Nasrettin Hoca zorla kolunu kaldırıp kapıyı çalmış hanımı "kim o?" demiş.

Nasrettin Hoca seslenmiş:

“İnşallah benim hanım inşallah benim”

Nasrettin Hoca fıkraları güldürürken düşündüren çok değerli nüktelerdir. Burada da çok önemli dersler veriyor.

Günümüzde dilimize şirk içeren o kadar sözcük yerleşti ki duydukça üzülüyorum. Çoğu kişi bu sözlerin hatalı olduğunun bile farkında değil.

Birisi vefat ediyor "Bu defa bizi çok üzdü" diyoruz.

Hastalıktan şifa buluyor "hastalıkla savaşını kazandı" diyoruz.

Yerlerde ve göklerde olan her şeyin sahibi Allah iken "ben kazandım, ben yaptım, bunlar benim ve benden almaya kimsenin gücü yetmez" diyoruz.

Ebedi olan Allah iken "Seni ebediyete kadar seveceğim" diye söz  veriyoruz.

İşlerimiz yolunda gidiyorsa "havada karada artık bana ölüm yok" diyoruz.

Daha neler neler var dilimize yerleşmiş, bizi bilmeden isyana ve haddimizi aşmaya götüren.

Esmaül Hüsna'yı okuyup Allahü Teala'nın isimlerini ve manalarını iyi öğrenerek ve iman ederek dilimizi bu gizli şirk içeren sözlerden temizlememiz lazım değil mi sevgili okuyucularımız?

İnşallah...
 

Yazarın Diğer Yazıları