Kirlerden Arınmak
Kadriye Doğan
Meczub bir adam bir gün ne kadar kirli olduğunu fark etti. Üstü başı, ayakkabıları, gittiği yerlerin ve yediği şeylerin izlerini taşıyordu adeta. Bu birikmiş izler onu ağır kokan, kirli biri hâline getirmişti. Bir an önce bu kirlerden kurtulmak için bir hamama gitmek istedi. Cebindeki parasına baktı; hamama girmeye yetecek kadardı.
Ne bulduysa-paltosunu, ceketini-sırtına geçirdi ve hamamın yolunu tuttu. Hamamcı onu kapıda karşıladı, bir peştemal ve terlik verdi, soyunup eşyalarını koyabileceği bir yer gösterdi.
Meczub, “Ben üstümdekilerle beraber yıkanmak istiyorum, onları çıkaramam” dedi.
Hamamcı ise, “Gerçekten pürüzsüz, tertemiz biri olmak istiyorsan, üstündekileri çıkarman gerekir. Hatta onları da ayrıca yıkayıp kurutman lazım; başka türlü yılların biriktirdiği kirlerden, lekelerden, kötü kokulardan kurtulamazsın” diye cevap verdi.
Meczub işte o an anladı ki, sadece suya girmek yetmez; kirden kurtulmak için yüklerinden de arınmak gerekir.
Tıpkı bizim gibi…
Yılların biriktirdiği önyargılarımızdan, suizanlarımızdan, kırgınlıklarımızdan, yanlış adımlarımızdan kurtulmadan tertemiz, iyi niyetli, güzelliklerle dolu bir mümin olabileceğimizi sanıyoruz.
Oysa Rabbimiz Hucurât Suresi’nin 6. ayetinden 13. ayetine kadar bize bu konuda ne güzel öğütler verir:
> “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın...” (49/6)
“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin...” (49/10)
“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın...” (49/12)
“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık... Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.” (49/13)
Allah biliyor ki, biz suizanlarımızla, önyargılarımızla, nefsimizin ve egomuzun bize dayattığı düşüncelerle, bazen de kötü niyetli insanların kalbimize attığı fitnelerle kirlendik. İçimiz karardı.
Eğer gerçekten temizlenmek istiyorsak, bütün bunları üzerimizden çıkarmamız gerekiyor. Pişmanlık ateşiyle ısınan sudan, tevbe suyuyla ve gayret gücüyle yıkanmalıyız ki Allah’ın saf ve temiz kullarından olabilelim.
Sevgili okuyucularım, unutmayalım:
Kirden arınmak cesaret ister; ama arındıktan sonra kalbin kokusu cennet gibi olur. Cennete de ancak bu saf gönüller girebilir.