
Kuşlardan Alınacak Dersler
Kadriye Doğan
Sabah balkonda oturmuş bahçedeki ağaca konup kalkan kuşları seyrediyordum.
Peygamberimizin “Eğer siz gereği gibi Allah’a tevekkül etmiş olsaydınız, tıpkı sabahleyin kursakları boş olarak çıkıp (akşam) dolu olarak dönen kuşların rızıklandırıldığı gibi sizler de rızıklandırılırdınız.” (Tirmizi, Zühd, 33.) hadisi geldi aklıma.
Hakikaten kuşlar ağaçtaki yuvalarından uçup rızık aramaya gidiyorlardı. Sadece gagalarının alabildiği kadar rızıkla dönüyorlardı yuvalarına.
Bizim gibi derin dondurucuları, buzdolapları, kilerleri yoktu onların. Ve hiç aç kalmıyorlardı.
Kocaman dinozorların nesli tükenirken küçücük serçelerin nesli tükenmemişti mesela. Hani zayıf olanlar yok olurdu? Demek ki doğru değildi bu tez.
Hayvanların yaratılmasındaki birçok hikmetten birinin de onlardan insanoğlunun ders alması olduğunu düşünmüşümdür hep. Kuşlardan alınacak ne çok ders var.
Kızım üniversite okumak için büyük bir şehre giderken ondan ayrılmakla yüreğim öyle bir yandı ki kuşları hatırlayarak kendimi teselli edebildim. Kuşlar uçma zamanı gelmiş yavrularını yuvadan aşağı atarlar. Yüksek ağaçtan aşağı düşerken kuş kanatlarını çırpar ve uçmayı öğrenir. Kuş eğer yavrusunu atmayı geciktirirse o kuş hiçbir zaman uçamaz. İşte bu dersti benim de yavrumun uçmasına dayanmam gerektiğini hatırlatan.
Çocukken iki kuş bulmuştuk yaralı, onları iyileştirdik arkadaşımla. Ama yine de güçsüzlerdi.
Arkadaşım dedi ki:
“Hadi onları bağlayalım, böylece dört kanatları olur ve daha güçlü olurlar.”
Babam:
"Kuşlar asla öyle uçamazlar" dedi.
Evet dört kanatlı olurlar ama aralarında iki başlılık olur. Bu yüzden uçamazlar. Halbuki biri lider olunca V şeklini alır ki nice hikmetler vardır bunda, nasıl uçar kuşlar. Kıtaları aşarlar liderlerinin arkasında. Biri yorulunca öbürü geçer yerine, ne o daha önce geçeyim öne diye hırs eder ne lider yorulup arkaya geçerken ar eder.
Kuşlardan daha alınacak ne çok ders var…
Dilerim içinizdeki kuş cıvıltıları hiç susmasın Sevgili okuyucularım...