
Özgüven Mi Kibir Mi?
Kadriye Doğan
İnsanda bulunan her haslet orta ölçüde ve dengede olduğu zaman güzeldir. Her karakter özelliğinin ifrat ve tefritini yani abartılmış halini söyleyebiliriz. Mesela cömertliğin ifrat ve tefriti israf ve cimriliktir.
Sanırım son zamanlarda özgüven kavramını da abarttık. Özgüven sahibi olmayı kibirli olmakla karıştırır olduk. Oysa gerçek özgüven sahibi, özüne güvenirken kendi sınırlarını bilir ve sonsuz güç ve kudret sahibi olan yaratıcısına güvenir, dayanır.
Çevremde özgüven bağlamında üç grup insan görüyorum:
Birinci gruptaki insanların özgüvenleri mezarlıktan geçerken korkmamak için şarkı söyleyen veya ıslık çalan kişilere benziyor. Aslında kendilerine o kadar güvensizler, zafiyetlerinin altında o kadar eziliyorlar ki; dışarıya bunu hissettirmemek için aşırı özgüvenliymiş gibi görünüyorlar. Onları atıp tutarken görürsünüz. Her şeyi halledeceklerini söyler, daha önce yaptıklarını öve öve bitiremezler. Lakin hep bir komploya uğradıklarını, birilerinin onlara düşman olup başarılarına engel olduğunu söyler dururlar. Bahsettikleri aslında içlerindeki söylediklerini inkar eden sestir.
İkinci grup gerçekten inanıyordur her şeyi başaracağına. Aileleri onları özgüvenli yetiştirebilmek için hep “sen başarırsın, sana inanıyorum, sen dünyanın en akıllı çocuğusun” gibi cümleler kullanmıştır. Bu iyi niyetli sözlerle aileler çocuklarına nasıl bir ağır sorumluluk yüklediklerinin ve ileride çocuk hayata atıldığında nasıl bir hayal kırıklığı yaşayacağının farkında değildir. Oysa en basitinden pikniğe gitmeyi planlayan kişi ertesi gün yağmur yağmayacağını garanti edemez. Bu çocuklar ilk karşılaştıkları başarısızlıkta hayata küsüverir, umutlarını kaybederler.
Üçüncü grupsa özgüvenlerini Allah’a güvenlerinden alırlar. Başarılarının da başarısızlıklarının da Allah’ın takdiri ile olmuş olduğunu bilirler. Tevekkülleri yüklerini hafifletmiştir. Herkesin de kendisi gibi bir kul olduğunu bilir, kendini ne alçak ne de üstün görürler. İşlerine başlamadan besmele çeker, Allah’ın gücü ve kuvvetinden destek alırlar. “İnşallah bu işi de başarırım” der, yeni bir işe atılmaktan çekinmezler.
Özgüvenleri kibir değildir, kimseyi rahatsız etmez.
Maalesef özgüven konusunda ibremiz şaştı, bazı iş mülakatlarında bile kendini dev aynasında görenlerin ve gösterenlerin, gerçekten işi başarabileceklerin önüne geçtiklerini görebiliyoruz. Özgüven kılıfı altında kibir sahiplerini, konuştuğuna dikkat etmeden etrafındakileri kırıp incitenleri veya aslında 'ben neler başarırım' deyip hiçbir şey yapmadan tembellik edenleri görüyoruz. Sevdiklerimizden ayrılırken Allah’a emanet etmek yerine 'kendine iyi bak' diyoruz. Oysa Allah savaşta zafer kazananlara bile ihtarda bulunuyor. (Enfal suresi 17-18. ayetler) Savaşta attığın zaman sen atmadın Allah attı böylece Allah mü'minleri imtihan etti mealindeki bu âyeti okuyalım ve üzerinde çok düşünelim Sevgili okuyucularım…