Kadriye Doğan

Yalan İle İman Bir Kalpte Olmaz

Kadriye Doğan

Abdullah Bin Amir (R.A )anlatıyor: “Ben küçükken Resulü Ekrem evimize gelmişti, oynamaya giderken, ‘Annem bana Abdullah gel sana bir şey vereceğim’ dedi. 

Resulü Ekrem ona ‘Ne vereceksin’ buyurdu. Annem de ‘Hurma vereceğim’ dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz buyurdu ki; ‘Eğer bir şey vermeyip aldatmak için söyleseydin sana bir yalan günahı yazılırdı.’” 

Bir çocuğa annesinin söylediği sözde bile dosdoğru olmayı emrediyor bizim dinimiz. Dosdoğru olun, doğruluk iyiliğe iyilik de cennete götürür; yalandan sakının yalan kötülüğe kötülük de cehenneme götürür buyuruyor. “Yalan söylemek iftira etmekle çıkarılan fitne kılıçla çıkarılan fitneden kötüdür” diyor Peygamberimiz.

Bir gün bir genç geliyor peygamberimize, 3 günaha yakalandığını bunları bir türlü bırakamadığını söylüyor. “En azından bir tanesini bırakayım önce hangisini bırakayım” diye soruyor. Peygamberimiz “Önce yalanı bırak” diyor. Genç söz verip gidiyor. Yalanından dolayı tövbe edip yalan söylemeyi bırakıyor. Diğer günahları işlerken ya Rasulullah sorarsa ona ne derim, nasıl cevap veririm diye düşündükçe diğer günahları da yapamaz oluyor. Ve hepsini bırakıyor. Yalan söylemek asla tek günah olarak kalmaz zincirleme devam eder. Onu gizlemek için bir yalan, bir yalan daha derken insan artık kendisinden bile şüphe eder. Hangi söylediğinin doğru olduğunu kendisi bile bilemez. Huzuru kaçar, uykuları kaçar öyle bir hal alır ki hiç kimse ona artık doğru söylese bile inanmaz. Malik Bin Dinar ne güzel söylemiş “Doğru ile yalan biri diğerini kovuncaya kadar kalpte boğuşur durur.” Hazreti Ayşe Eshab-ı kiramın yanında yalandan daha kötü bir şey yoktu çünkü onlar yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi” buyuruyor. 

Ne dersiniz tüm günahları birden bırakmak zor geliyorsa biz de önce yalanı bırakalım mı?

En önce de kendimize yalan söylemeyelim.

Yazarın Diğer Yazıları