Matematiksel Düşüncenin İnsan Hayatındaki Yeri
Misafir
Bugün matematiksel düşüncenin ve hayata sistematik bakmanın insan hayatındaki yerini konuşacağız.
Günümüzde hayatın içine karışan, sokağa çıkıp insanlarla iletişim kuran herkes matematikten biraz da olsa haberdardır. Cebirler, problemler ve hesaplamalar... Hepsi temelde bizi bir karışıklıktan kurtarmaya çalışır. Matematik ne kadar karmaşıklaşmış ve zorlaşmış olsa da özünde insan sorunlarını çözmeyi amaçlar. Karmaşık matematik problemleri hayatın içinden gibi hissettirmese de aslında hayatı anlatmanın farklı bir yoludur. Benim de bu yolların içinden tercih etmiş olduğum edebiyat, bu yolların en genel geçer ve gözle görünenidir. Ancak sırf edebiyat ahenkli ve keyifli bir yol diye diğer yolları da yok saymamak, görmezden gelmemek gerekir. Hatta görmezden gelmek bir köşede dursun, onların edebiyat ve hayatla olan ilişkilerini incelememiz gerekir. Bu incelemede de en doğru aktarım yolu edebiyattır. Bahsettiğim alternatif yollardan hayatımıza katkı sağlayanların başını matematik çeker.
Matematik önde göz korkutsa da arka planda gönül ferahlatan bir iştir. Evet, zordur. Evet, uğraştırır. Lakin katkılarıyla insan hayatını oldukça kolaylaştırır. Bu duruma günlük hayattan yüzlerce örnek verilebilir. Navigasyon ve GPS'in bize matematiğin hediyesi olmaları da bu örneklerden yalnızca biridir. Çok uzun yıllardır insanın yaşamını devam ettirebilmesini sağlayan yegâne faktörlerden biri paradır. Para, matematik olmadan yürütülebilecek bir sistem değildir. Yani matematik, sevelim sevmeyelim bir gerekliliktir. İnsan hayatında gündelik olayların çoğunda kendini açık seçik göstermeden hissettirir. Herhalde işimize yarayan ama en az sevilen şeyler sırasında başlardadır matematik. Böyle diyorum ama azımsanamayacak kadar tutkunu da vardır bu işin. Aslında matematik hepimizin hayatında vardır ama ilgi çekmeden bir köşede öylece durur. Peki ya matematiksel düşünme? Acaba farkında olmadan sürekli matematiksel düşünüyor olabilir miyiz? Az önce belirttiğim gibi matematik hayatın içinde her yerde bulunuyor. E bunun neticesinde de matematiksel düşünmek kaçınılmaz oluyor. Market alışverişlerinde, eksik gedik listelerinde ve yemek tariflerinde istemsizce matematiksel düşünüyoruz. Tabii bu gözle görülür ve gündelik hayatta olan kısımdır. Bu işin bir de düşüncelerde ve zihnin içinde dönen boyutu bulunmakta. Yani matematiksel düşünme sadece miktar, ölçü gibi durumlarda ortaya çıkmaz; zihnimizin içinde neden-sonuç ilişkileri kurarken, bağlamlar oluştururken de ondan yararlanırız. Ki matematiğin bir kolu olan analitik içinde durumlar böyledir. Analitik düşünebilmek, matematiğin lafının bile geçmediği sohbetlerde işimize yarar. Bu yüzden matematiksel düşünebilmek tüm yönleriyle oldukça kıymetlidir. Hayata sistematik bakmak da yine matematiğin hayatımızla olan ilişkisiyle bağlantılı bir durumdur. Matematiksel düşünebilme yetilerinin tamamını hayatın dışında tutup ders kitaplarına veya başarı konuşmalarına sığdırmak mümkün değildir. Zira onlar doğrudan hayatın içinde bizlerle birliktedirler. Biz farkında olmadan bize yardımcı olmakla mükelleftirler. Ancak biz nasıl ki kullandığımız kelimeleri her gün durup sorgulamıyorsak, matematiksel düşünce yetilerini de aynı şekilde sorgulamıyoruz. Ancak burada ufak bir fark oluşuyor: Edebiyatın oluşumları doğrudan insanın ağzından döküldüğü için daha çok biliniyor; matematik ise konuşmamıza, düşüncemize ve tavırlarımıza arka plandan destekte bulunduğu için görülmüyor, eksik biliniyor.
Neticede matematiğe karşı ön yargının kırılması ve insanların matematiğin hayatlarında görünmez bir dev gibi durduğunu fark edip ona daha çok değer vermelerini umuyorum. Sayılarla sorunlar yaşamamanız dileğiyle. Esen kalın.
Furkan Kavuş
Göl Anadolu Lisesi