Serap Oruç

Hepsinden Daha İhtişamlıdır

Serap Oruç

Oscar Wilde’ın çok sevdiğim bir sözü var, bence bu söz insanın kendisiyle ilgili olumlu-olumsuz her hâlini özetleyebilecek kadar derin:

“Âlemin bana yaptığı ne kadar müthiş olursa olsun, benim bana yaptığım daha müthiştir.”

Hayatın içinde çoğu zaman kendimiz dışındakilerin bize yapıp ettiklerinden yakınırız. İnsanların kırıcı sözleri, kırıcı davranışları, kırıcı suskunlukları, toplumun baskıları, adaletsizlikler… Bunlar acı verir ve ağırdır elbette. Ancak bazen, bütün bunlardan daha acı ve ağır olan şey kendi kendimize ettiğimizdir. İçimizdeki sesin hiç susmayan yargısı, kendi ruhumuza açtığımız savaş ve kendi değerimizi hiçe sayışımızdır.

İnsanız ve hâlden hâle akmak bizim şanımız. Bir gün kendimizi kusursuz görür, yanılmaz olduğumuza inanırız. Ertesi gün, en küçük hatamızda kendi varlığımızı değersiz ilan ederiz. Oysa bu iki uç da yanlıştır. Kusursuzluk iddiası bizi kibre sürükler; sürekli kendimizi kusurlu görmek ise bizi yetersizlik duygusuna gömer. Oysa insanın üstünlüğü, bu iki hâlin arasındaki dengeyi bulabilmesindedir.

Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyor:

“Nefsinin de senin üzerinde hakkı vardır.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu, 27)

Bu hadis bize çok önemli bir hakikati hatırlatıyor: İnsan sadece başkasının hakkını değil, kendi nefsinin hakkını da gözetmelidir. Kendine zulmeden, kendi değerini hiçe sayan, aslında başkasına da adaletle davranamaz. İnsan önce kendi içinde adil olmalı, kendi nefsini tanıyıp ona hakkını vermelidir ki dış dünyasındakilere karşı da adil denge kurabilsin.

Hayat, seçimlerimiz üzerine kurulur. Biz yaptığımız seçimlerimizi inşaa ederiz, Allah ise sonucu yaratır. Doğruyu da seçebiliriz yanlışı da; iyiliği de tercih edebiliriz kötülüğü de. Ancak seçimimizden sonra başımıza gelen sonuçtan kaçamayız. Pasif bir bekleyiş ise, hayata dair en büyük aldanıştır. Çünkü insan, eylemlerinden sorumludur. Sadece oturup bekleyerek, “zaman düzeltsin” diyerek hiçbir şey değişmez.

Peki o halde kendimize adil davranıyor muyuz? Kendi iç sesimize kulak veriyor muyuz?

Hayatımıza anlam katacak seçimler yapıyor muyuz, yoksa başımıza gelenler için sürekli başkalarını mı suçluyoruz.

Unutmayalım: İnsan, dış dünyanın darbeleriyle değil, çoğu zaman kendi kendine yaptığı haksızlıklarla yıkılır. Çünkü dışarıdan gelen yara zamanla kabuk bağlar; ancak hayatımızdaki en büyük yaraları bazen biz kendimize açarız.

Kendi kendimize açtığımız yara ya da yaralar ise ruhumuzun derinliklerinde kapanmayan izler bırakır.

Hasılı kelam âlemin bize ettiği ne kadar ihtişamlı olursa olsun, insanın kendine ettiği hepsinden daha ihtişamlıdır. Saygılar. 
 

Yazarın Diğer Yazıları