Zafer Partisi'nden Terör Örgütüne Sert Tepki
Zafer Partisi Kastamonu İl Başkanlığı tarafından Şehit Öğretmenler Parkı'nda terör örgütünün fesih bildirgesine karşı basın açıklaması yapıldı.
Zafer Partisi Kastamonu İl Başkanlığı tarafından Şehit Öğretmenler Parkı’nda terör örgütünün fesih bildirgesine karşı basın açıklaması yapıldı.
Zafer Partisi İl Başkanı Özcan Büyükşen açıklamasında; “Bugün 19 Mayıs. Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak; 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi’yle yurdumuzu işgal eden emperyalist güçlere karşı, Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı kutlu günün 106. yıl dönümünde, neşe ve sevinçten uzak bir duygu haliyle; PKK terör örgütünün katlettiği öğretmenlerimizi ve devlet görevini ifa ederken şehit olan tüm kamu görevlilerimizi; en yaşlısından en küçüğüne kadar hayatını kaybeden tüm sivil şehitlerimizi rahmet ve minnetle anmak için 2018 yılında Kastamonu’da açılan Şehit Öğretmenler Parkı’nda bir araya geldik. Dönemin Kastamonu Valisi Sayın Yaşar Karadeniz her cümlesine katıldığımız şu açıklamayla parkın açılışını yapmış: ‘Ülkemiz büyük bir mücadelenin içindedir ve bu mücadelenin adını doğru koymamız gerekiyor. Bu, ‘Kürt sorunu’ değil; emperyalist ülkelerin bölge haritasını yeniden çizme sorunudur. Bugün yürüttüğümüz mücadele, Sevr Antlaşması’yla çizmeye çalıştıkları haritayı yırtıp attığımız gibi; onların yeni tasarladığı haritayı da yırtıp atma mücadelesidir. Bu gayret, Doğu ve Güneydoğu’da tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca birlikte verilmektedir. Suriye ve Irak’ın kuzeyinde süren mücadele de bu büyük mücadelenin önemli bir parçasıdır’” dedi.
‘Biz Zafer Partisi Olarak Çok Tehlikeli Bir Süreç Yaşadığımızı Görüyoruz’
Açıklamalarına devam eden Büyükşen; “1’inci açılım sürecinin felaketle sonuçlanmasının ardından, hükümet bölücü terör örgütü ve arkasındaki emperyalist odaklarla ‘talepleri tamamen bitene kadar’ mücadele edeceğini açıklamıştı. Ancak bugün, iktidar ve ortağı ‘Terörsüz Türkiye’ ve ‘Barış’ söylemleriyle, 40 yıldır mücadele ettiğimiz yapıyı ‘silah bırakıyor’ diyerek meşrulaştırma çabası içindeler. Biz de bu çelişkiyi ve gerçekleri kamuoyuna anlatmak için buradayız. ‘Barış istemiyor musunuz? Terör bitsin istemiyor musunuz? Kan akmasın, şehitler gelmesin istemiyor musunuz? Terörle mücadelenin finansmanına harcanan paraların ekonomimize geri dönmesini istemiyor musunuz?’ Propagandalarıyla Türk Milleti üzerinde algı faaliyeti yürütülüyor ve halkımızın büyük kısmının kabul etmediği bu süreç, olağanüstü baskı yöntemleriyle hazmettirilmeye çalışılıyor. Ancak bizler gibi Türk halkı da, bu süreci dayatanların çizdiği pembe tablonun, tıpkı birinci açılım sürecinin sonunda olduğu gibi, karanlık ve acı kayıplarla sonuçlanacağını açıkça görmektedir. 12 Mayıs’ ta bölücü terör örgütü PKK’nın ‘Silah Bırakma’adı altında yayınladığı ve bu örgütle anlaşma içinde olanların da sessiz kaldığı manifestoda: ‘Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasını Tanımama’, Lozan Antlaşması ‘uluslararası bir dayatma’ olarak nitelendirilip geçersiz sayılmakta; Cumhuriyet kurulduktan sonraki ilk ve asli anayasamız olan 1924 Anayasası’nı temel alan 1982 Anayasası ise ‘24 Anayasası’ ifadesiyle hukuken tanınmayan bir metin olarak reddedilmektedir . ‘Eşit Vatandaşlık’ Kavramı ile Türk Üst Kimliğine Karşı Çıkış ‘Eşit vatandaşlık’ başlığı altında, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘Türk kimliği’ vurgusuna itiraz edilmekte; anadilde eğitim, ayrı hukuk ve seçim bölgeleri talep edilerek, ‘birlikte yaşama’ zemini bölünme yönünde genişletilmeye çalışılmaktadır. Manifesto, yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini savunmakta; bu anayasanın federasyon esaslı, özerklik tanıyan; farklı coğrafi ve etnik yapılara ayrı yönetim hakları veren bir düzen getirmesini talep etmektedir. Özerklik ve federasyon zemini, eğitim, yargı, güvenlik ve maliye alanlarında tam ayrıcalıklar öngörerek; nihai planda Türkiye’nin üniter yapısını parçalayıp, iç sınırlar yaratma amacını taşımaktadır. Biz Zafer Partisi olarak çok tehlikeli bir süreç yaşadığımızı görüyor ve atılan adımlar PKK terör örgütü varlığına son verecek derken, Türkiye’de milli/üniter devletin varlığına son verilmesiyle karşı karşıya kalabileceğimiz endişesini Türk Halkı’yla birlikte taşıyoruz. ‘Bir devlet ile tarihin en kanlı terör örgütlerinden biri arasında, örgütün elini güçlendiren bir ‘barış süreci’ yaşanamaz” ifadelerini kullandı.
‘Üniter Devlet Yapısının Güçlendirilmesiyle Toplumsal Barış Sağlanır’
Terör örgütü tarafından okunan bildirinin ülke egemenliğine saldırı olduğunu söyleyen Büyükşen; “Zafer Partisi olarak: ‘Devlet ebet müddet, Yaşasın Cumhuriyet’ diyen bir anlayışın temsilcileriyiz ve diyoruz ki; Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası Türkiye Cumhuriyeti’nin temel güvencesidir. Bu metnin reddi, ülkemizin egemenlik haklarına yönelik doğrudan bir saldırıdır. ‘’Eşit vatandaşlık’ kavramının, ülkemizin ortak milli kimliğini zayıflatacak bir araç olarak kullanılmasına asla izin verilemez. Tüm vatandaşların sosyal, ekonomik ve hukuki haklarını korurken; ortak değerler etrafında birleşmek yaşadığımız coğrafyada güçlü bir devlet olarak ayakta kalabilmenin en güvenli ve bu nedenle tek yoludur. Federasyon veya geniş özerklik modelleri, ülkemizin birliğine bir tehdittir. Farklı bölgelere ilişkin ihtiyaçların, merkezi yönetimle uyumlu çözümlerle giderilmesi gerekir; üniter devlet yapısının güçlendirilmesi yoluyla ancak toplumsal barış sağlanır. Türkiye’nin bütünlüğü, kültürel ve coğrafi çeşitlilik zenginliğimizin ortak güvencesidir. Hiçbir talep, milli birlik ve sınır bütünlüğümüzün üzerindeki muteber hakkı zedeleyemez. Dün ‘terör örgütleriyle masaya oturulamaz, pazarlık yapılamaz’ diyenler; bugün PKK’yla anlaşma zemini yaratma niyetini örtbas etmek için, Terörsüz Türkiye, Barış, Kardeşlik sloganlarıyla Türk Halkının gözünü boyayamadıklarını bilsinler. MHP idaresindeki dönemde Kastamonu Belediyesi tarafından yapılan, bu Şehit Öğretmenler Parkı’nda, ismi yazılı şehitlerimizin ve teröre kurban verdiğimiz tüm şehitlerimizin ruhunu incittiklerini, gazilerimizin bu sefer yüreğinden vurulduğunu bilsinler. Devlet yönetiminde aldığı kararlarda çelişen, yerel siyasetin bu duruma sessiz kalan tüm temsilcilerine de buradan hatırlatıyoruz: Şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu topraklarda, terörle uzlaşma hayal eden her tutum, vicdanları yaralar, gelir Türk Milleti'nin göğsüne çarpar. Sonuç olarak; PKK’nın manifestosundaki Lozan ve Anayasa karşıtlığı, ‘eşit vatandaşlık’ söylemi altında, asıl hedef olan federalizm teklifleri ile bölünme çağrılarını kesinlikle reddettiğimizi Kastamonu kamuoyuyla paylaşıyoruz. Türk Milleti kimliğinin bize sağladığı ortak kardeşliğe sadakatimizi ve bütün hatlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz savunucuları olduğumuzu, bu uğurda her fedakarlığı seve seve göze aldığımızı ilan ediyoruz. Ne mutlu Türk’üm diyene! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti” şeklinde konuştu.