CHP Milletvekili Adayı Baltacı: Kastamonu'nun bütçeden hakkını almasını istiyoruz'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Adayı Hasan Baltacı, Gündem Medya Haber'de 'Kastamonu'da Siyaset' programına konuk olarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.

CHP Milletvekili Adayı Baltacı: Kastamonu'nun bütçeden hakkını almasını istiyoruz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Adayı Hasan Baltacı, Gündem Medya Haber’de “Kastamonu’da Siyaset” programına konuk olarak gündeme dair açıklamalarda bulundu.

14 Mayıs seçimlerinin hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Hasan Baltacı; “Millet iradesinin tecelli edeceği bir seçim olacağına inanıyorum. 5 senedir sahada görev yapıyoruz. 14 Mayıs’ta doğru mu yaptık, yanlış mı yaptık, eksik mi yaptık, fazla mı yaptık hususunda kendimizi sınayacağımız bir seçime gidiyoruz. Umutluyuz, heyecanlıyız. Sokakta da bir umut, bir heyecan, bir bekleyiş var. İnşallah o umudun sonucunu da alacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE ŞEKER İTHAL EDİYOR”

TOGG aracının ilimize gelişine değinerek sözlerine devam eden Baltacı; “Türkiye’de üretilen her şeyden mutlu oluruz. Bu ülkede üretilen her şeyle gurur duyuyoruz. Fakat bu ülkede üretilen bir şey bir seçim propagandasına, hem de böyle bir seçimin propagandasına dönüştürülünce haliyle sormamız gereken, bazı şeylerde oluyor. Elbette Türkiye araba üretmeli. Fakat Türkiye son 6 aydır büyük bir ilaç krizi yaşıyor. Türkiye yerli ilaç üretmeli. Pandemi döneminde gördük, Türkiye yerli aşı da üretmeli. Türkiye yerli tütün üretiyor ama kendi ürettiği tütünü kendi ülkesinde satamaz konumda. Türkiye şeker üreten bir ülkeydi, son zamanlarda gördük ki, Türkiye şeker ithal ediyor. Türkiye kendi şekerini üretebilsin, kendi ilacını üretebilsin, kendi ürettiği tütünü de satabilsin, kendi arabasını da üretsin” dedi.

“KONUŞMAMIZ GEREKEN NE VARSA ONDAN BAHSEDİYORUZ”

İlimizde yaşanan pankart tartışmaları ile ilgili de konuşan Baltacı; “Biz seçime inanıyoruz. Yurttaşlarımız, vatandaşlarımız seçime inanıyor. Seçimi ve sandığı sakatlayacak her şeyin karşısındayız. Elbette seçim süreci boyunca partiler pankartlar asacak, afişler asacak, reklam kampanyaları yapacaklar. Bizim afişlerimize ve pankartlarımıza bakarsanız, biz afişlerimizde, pankartlarımızda Kastamonu’dan, Türkiye’den, sorunlardan bahsediyoruz. Gençlerimizin sorunlarından bahsediyoruz. Konuşmamız gereken ne varsa ondan bahsediyoruz. Sağlıktan, eğitimden, tarımdan bahsediyoruz. İsteriz ki bütün afişler, pankartlar, bütün söylemler, bütün reklamlar, kampanyalar Türkiye’nin ihtiyacı üzerinden yürüsün. Fakat iktidar Türkiye’nin ihtiyaçları üzerinden siyaset yapmak yerine başka yerden siyaset yapmayı tercih ediyor. Bunun Türkiye’ye hayır sağlayacağını düşünmüyorum. Bunun sonucunu Erzurum’da gördük. Erzurum’da bir gerginlik yaşandı, gerginliğin ötesinde büyük bir provokasyon yaşandı. Bir grup Ekrem İmamoğlu’nun mitingi sırasında Türk Bayraklarıyla mitinge katılan vatandaşları taş yağmuruna tuttu. Erzurumlular elbette ki masumdur. Fakat o taşı atanlar, o taşın atılmasını seyredenler, o taşın atılmasına engel olması gerektiği halde engel olmayanlar, öncesinde ve sonrasında böylesine bir ortamı provoke etmeye çalışanların hiçbirisi masum değil ve bu halk hiçbirisini affetmeyecektir. 14 Mayıs’tan sonra adil ve bağımsız bir yargı düzeni kurulduğunda bu provokasyonunun sorumlularında hesap vereceğine canı gönülden inanıyorum. Kim memleket üzerine, kim bu ülkenin çıkarları üzerine söz söylerse başımız üzerinde yeri var. Her türlü meseleyi oturup konuşabiliriz. Fakat Türkiye’yi bölecek, kutuplaştıracak, kışkırtacak, halkı birbirine düşürecek pankartlardan ve söylemlerden uzak durulması gerektiğini inanıyorum. Bunların ne Türkiye’ye ne de bu pankartları asanlara hiçbir faydası olmadığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“BİZDEN ÖNCE KASTAMONU’NUN SESİ, SOLUĞU ANKARA’DA HİÇ ÇIKMAMIŞ”

5 yıllık görev sürecini değerlendiren Hasan Baltacı; “Kastamonu bize milletvekilliği yetkisi verdiğinde biz Kastamonu’nun milletvekili olacağımızı söylemiştik. Bütün Kastamonu’nun milletvekili olacağımızı söylemiştik. Bir 5 yılı geride bıraktık. Performansımızla ilgili takdiri 14 Mayıs’ta Kastamonulular yapacak. O gün ne dediysek, onu yapmaya gayret ettik. Kastamonu ne istediyse, bizde onu istemeye gayret ettik. Kastamonu neyi heves ettiyse, bizde onu heves ettik. Kastamonu neyi hayal ettiyse, bizde onu hayal ettik. Kimi zaman hastanede doktor olmadı, onu konuştuk. Kimi zaman yol meselesini, elektrik meselesini konuştuk. Kimi zaman bu şehirde uyuşturucu satıldı, kimse müdahale etmedi, bunları konuştuk. Keşke o kürsülerde daha fazla söz alma imkanımız olsaydı da, Kastamonu’yu daha fazla anlatsaydık. Bizden önce Kastamonu’nun sesi, soluğu Ankara’da hiç çıkmamış. Unutulmuş bir şehirdi, sahipsiz bir şehirdi. Biz elimizden geldiğince sahip çıkmaya çalıştık. Kastamonu’nun Ankara’da bir kapısı olsun, Kastamonu’nun Ankara’da bir evi olsun, sesi olsun, gözü olsun istedik. İnşallah doğru yapmışızdır diye düşünüyoruz. Artık takdir milletin” diye konuştu.

“ÇOK UZUN SÜRE SONRA TBMM’DE KASTAMONU’NUN SESİNİ DUYDULAR”

Vekillik sürecinde telefonun en fazla neden çaldığıyla ilgili soruyu cevaplayan Baltacı; “Bu süreçte üzülerek söylüyorum, sağlık meselesi ile ilgili telefonum çaldı. Birde en fazla işsizlik meselesi ile ilgili çaldı. Mümkün oldukça hepsine çare olmaya çalıştık. Bize ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza sahip çıkmaya çalıştık. Özellikle sağlık konusunda hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için, bize düşen bir görev varsa, elimizden geldikçe yardım etmeye çalıştık. Kastamonu sağlık konusunda çok geride kalmış bir şehir. Muazzam sorunlar yaşandı. Elimizden geldikçe el uzatmaya çalıştık. Bu şehirde işsiz kalan, iş arayan, iş bulma umuduyla bizi arayan tüm gençlerimize kefil olduk. Hepsi içinde bizim üzerimize düşen bir görev varsa yapmaya çalıştık. Bunun dışında Kastamonu ile ilgili her meseleyle ilgili telefonumuz çaldı. Çünkü çok uzun süre sonra TBMM’de Kastamonu’nun sesini duydular. Gün oldu Cide’nin sesini duydu, Araç’ın sesini duydu, Tosya, Taşköprü, Hanönü’nün sesini duydu. Gün oldu gençlerimizin sesini duydu, gün oldu kadınların sorunları konuşuldu. Böyle olunca da birçok insan kendi sorunlarını, dertlerini anlatmak için de telefon etti. Karşılayabildiklerimiz oldu gücümüz yettiğince, diğer meseleleri de bundan sonra parlamentoya taşıyacağız” dedi. 

“BİZİMLE BİRLİKTE KASTAMONU KONUŞMAYA BAŞLADI”

Konuşan bir Kastamonu, konuşan bir Türkiye istediklerini vurgulayan Baltacı; “Eğer siyasetçi konuşursa, siyasetin o şehrin önünü açacağına inanıyoruz. Bizimle birlikte Kastamonu konuşmaya başladı. Biz konuşunca, 20 yıldır bekleyen, onlarca canımızı kaybettiğimiz Daday yolunun ihalesi yapıldı. Biz konuştuk Tosya yolunun proje ihalesi yapıldı. Biz her konuştuğumuzda Tosya yoluna kepçe gönderdiler, kamyon gönderdiler, araba gönderdiler. Biz orman şehriyiz. Fakat burada ne yangın söndürme helikopteri, yangın söndürme uçağı vardı. Biz konuşunca yangın söndürme helikopteri geldi. Bu şehirde bir özel hastane var, özel hastanenin SGK anlaşması kör düğüm olmuştu. Bir türlü çözülemiyordu. Biz gittik, diplomatik bir girişimde bulunduk, Sayın Bakanı aradık, Kastamonu’ya sahip çıkmaya çalıştık, Nefes Hastanesi açıldı. Bu şehirde uyuşturucu satılıyordu, bu şehirde uyuşturucu satanları koruyanlar vardı. Biz konuştuk, hepsini ifşa ettik. Çocuklarımızın zehirlenmemesi için elimizden geleni yaptık. Bir kadın darp edilmişti, ön kapıdan alınıp, arka kapıdan bırakılmıştı. Biz konuştuk, tutuklandı. Devrekani’de ayçiçeği yağı üretenler var ama ayçiçeği üretenler devlet desteklerinden yararlanamıyormuş. Bize ulaştılar, biz konuyu TBMM’de dile getirdik. Şimdi Devrekani’de ayçiçeği üretenler, devlet desteğinden yararlanabiliyorlar. Bence bu kıymetli bir şey. Biz konuşunca bunlar yaşandı, daha fazla konuşmaya da gayret edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

“KASTAMONU’DA 800 BİN TON PANCARDA ÜRETİLEBİLİR”

Şeker Fabrikası sürecine de değinen Hasan Baltacı; “Şeker çok kıymetli. Türkiye Cumhuriyeti üretim üzerine, kalkınma üzerine kurulmuş bir cumhuriyettir. Bizim üreten değerlerimiz arasındaki en önemli olanlar fabrikalarımızdır. Biz cumhuriyetin en önemli olan değerlerimizin fabrikalar olduğuna inanıyoruz. Şeker Fabrikası kapatılmasın diye bir yürüyüş yaptık. Çokta iyi oldu. Biz yürüyünce fabrika satılmadı, fabrika kapatılmadı. Kastamonu’da 200 bin ton pancar üretiliyordu, o fabrika kapatılmayınca üretim devam etti. Bugün Kastamonu’da 400 bin ton pancar üretiliyor. Bundan sonraki süreçte de eğer kotayı kaldırırsak, fabrikanın da modernizasyonu yaparsak, üretim kapasitesini, işleme kapasitesini arttırırsak, Kastamonu’da 600 bin ton pancarda üretilebilir, 800 bin ton pancarda üretilebilir. Böylece ABD’nin tatlandırıcısına muhtaç olmayan bir ülke haline gelebiliriz” diye konuştu. 

“SİYASET DİLİNİN YUMUŞAMASI LAZIM”

Halil Uluay ile çekindiği fotoğrafla ilgili de konuşan Baltacı; “Halil bey ile İhsangazi pazarında karşılaştık. Halil bey bir fotoğraf çekinmek istedi. Orada bir espri yaptı; ‘Eksi vekil, yeni vekil bir fotoğraf çekinelim’ diye, bizde ‘Tabii eski iktidar, yeni iktidar’ olarak diye bir espri yaptık. Bu fotoğraftan aslında şunu çıkarmamız lazım. Siyaset dilinin yumuşaması lazım. Siyasetin karşılıklı oturup konuşabilmesi lazım. Siyasetin karşılıklı oturup, sorunları çözebiliyor olması lazım. O fotoğraf siyasetin normalleştiği bir zamanda çok önemli bir hale gelmezdi. Çünkü siyaset o kadar kutuplaştı ki, siyasi parti aktörlerinin yan yana gelmesi olağandışı bir meseleymiş gibi görünüyor. Bunu olağanlaştırmak lazım, bunu normalleştirmek lazım. Daha fazla yan yana gelebilmeli. 14 Mayıs’ın bir iktidar değişimi ile birlikte buna vesile olacağına inanıyorum” dedi.

“SOKAKTA İLGİYİ GÖRÜYORUM”

Rakiplerine başarılar dileyen Hasan Baltacı; “CHP’nin 1’inci parti olma iddiası var. İnşallah biz iddiamızı başarıyız. Sokakta ilgiyi görüyorum. Sokakta desteği görüyorum. İnşallah o desteği de sokakta başarıya ulaştırırız. Umarım herkes Kastamonu ile ilgili duygu ve düşüncülerini, Kastamonu ile ilgili yapacaklarını, Kastamonu ile ilgili ürettikleri siyaseti konuşurlar. Eğer bunu konuşabilirse Kastamonu ileriye gider. Onun dışında siyasetin dilini toplumun ihtiyaçlarından öte başka bir yere taşırsanız hiç kimseye faydası olmaz. Her siyasi parti ve her siyasi aktör kendi iddiasını hayata geçirdiği ölçüde var olacaktır. AK Parti, Kastamonu’da 3-0 yapmıştı. O zaman vatandaşlar ‘İktidara en güçlü desteği verelim de, şehrin tüm sorunlarını çözelim’ diye düşündü. Fakat iktidar ‘Bize 3-0 verdiler, demek ki bu şehrin hiçbir sorunu yok her şeyden memnunlar’ diye düşündü. Bu denklemi değiştirmemiz gerekiyor. 3-0 olduğunda Kastamonu en çok o zaman kaybetti. Kastamonu en çok o zaman sessizleşti. Kastamonu en az yatırımı o zaman aldı. Kastamonu iktidardan en az ilgiyi o zaman gördü. Onun için bu tabloyu değiştirmemiz gerekiyor. Tabii bununla birlikte Kastamonu’nun bir iktidar değişimi göreceğine inanıyorum. 3-0 iddiasının sokaklarda da karşılığı yok, matematiksel karşılığı da yok” ifadelerini kullandı.

“KASTAMONU’NUN BÜTÇEDEN HAKKINI ALMASINI İSTİYORUZ”

Yeni dönem hedefleri hakkında da bilgi veren Baltacı; “Yeni dönemde iktidar partisi milletvekilleri olarak Kastamonu’ya hizmet etmek istiyoruz. Bugüne kadar ne söylediysek, bu memleketle ilgili hangi cümleyi kurdursak, onu gerçekleştirmek istiyoruz. En çok adalet istiyoruz. Kastamonu için adalet istiyoruz. Kastamonu’nun bütçeden hakkını almasını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütçesinden Kastamonu’ya ayrılan payın artmasını istiyoruz. Kastamonu’ya daha fazla yatırımcı gelmesini istiyoruz. Kastamonu’ya daha fazla teşvik gelmesini istiyoruz. Kastamonu’ya daha fazla devlet desteği olmasını istiyoruz. Kastamonu için sağlıkta adalet istiyoruz. Kastamonu için eğitimde adalet istiyoruz. Kastamonu için üretimde adalet istiyoruz. Tarımda adalet istiyoruz. Kastamonu’nun hakkını almasını istiyoruz. Bizde CHP’nin iktidar milletvekilleri olarak, Kastamonu’nun hakkını alacağımıza inanıyoruz” dedi.

“EGEMENLİK KAYITSIZ, ŞARTSIZ YENİDEN MİLLETİN OLACAK”

Hasan Baltacı son olarak; “Biz seçildiğimiz günden beri mahalle mahalle, köy köy dolaşıyoruz. Adım atmadığımız hiçbir yer yok diyebilirim. 5 yıldan bugüne kadar sokakta büyük bir değişim var. Sokakta bir değişim beklentisi, arzusu var. Bu değişim beklentisinin sandığa yansıyacağına inanıyorum. Bizde sandığa giren her oyu garanti altına alıp, sandıktan aynı şekilde çıkması için de uğraşıyoruz. Sokaktaki beklenti iktidarın değişimidir. Tüm sandık görevlilerimiz tespit edildi ve YSK’ya teslim edilmiş durumda. Sandık görevlilerimizin eğitimleri birkaç kez tekrarlandı ve herhangi bir eksik kalmadı. Sandıklarda herhangi bir eksiğimiz yok. CHP birkaç koldan çalışıyor. Sesimizin vatandaşa ulaştığına, sesimizin her haneye ulaştığına eminiz. Temas etmediğimiz kimse kalmasın diye uğraşıyoruz. Son ana kadar da ulaşmaya devam edeceğiz. Herkes sandığa gidip oyunu kullansın. Herkes oyunu demokrasi için, adalet için, Kastamonu için, gençler için, kadınlar için kullansın. Elbette ki herkes büyük ölçüde kararını verdi. Verdiğiniz oy bu şehrin, çocuklarınızın çıkarı için olsun. Verdiğiniz oy 5’li çetelere bir ihale olarak daha gitmesin. Verdiğiniz oy pudra şekercilerin porselen tabaklarında pudra şekeri olmasın. Verdiğiniz oy Binali Yıldırım’ın oğlunun kumar masasındaki pulu olmasın. Çocuklarınız için oy kullanın, kendiniz için oy kullanın. Sağduyulu olun. Biz kendimizi Kastamonu’nun vicdanına emanet ediyoruz. Artık takdir Kastamonu’nundur. İsteğimiz iktidar partisi milletvekilleri olarak Kastamonu’ya hizmet edelim. Bu şehirde yarım kalan ne varsa yapalım. Bu şehre gelmeyen ne varsa, getirelim. Bu şehrin hakkı ne varsa onu alalım. İstanbul’da, Ankara’da ne varsa, Kastamonu’da da o olsun istiyoruz. 15 Mayıs’a barış içinde, güven içinde, huzur içinde uyanacağız. 15 Mayıs’ta bir iktidar değişimi olacak. Bundan 100 yıl önce nasıl saraydan yetkiyi alıp millete teslim ettiysek, 100 yıl sonrada yetkiyi saraydan alıp, millete yetkiyi teslim edeceğiz. Milletin iradesi yeniden tecelli edecek. Egemenlik kayıtsız, şartsız yeniden milletin olacak” ifadelerini kullandı.
 

Bakmadan Geçme