• Haberler
  • Genel
  • Fahri Sönmezoğlu: 'Gal Arısını Yenmek İçin Hep Birlikte Çalışacağız'

Fahri Sönmezoğlu: 'Gal Arısını Yenmek İçin Hep Birlikte Çalışacağız'

Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, İl Genel Meclisi'nin oturumuna konuk olarak Kastamonu'daki kestane ağaçlarında görülen kestane gal arısı hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Ayrıca Orman Bölge Müdürlüğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürü Uğur Şahin, orman zararlıları hakkında İGM üyelerine bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi. 

İl Genel Meclisi üyelerine bilgilendirmede bulunan Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu; “Orman teşkilatı olarak Anayasa’nın bize verdiği ormanların korunması, geliştirilmesi, toplumun çok yönlü istifadesine sunulması noktasında tüm ekip arkadaşlarımızla 17 işletme müdürlüğü, 1 fidanlık müdürlüğü ile görev ve sorumluluğumuzu getirmeye çalışıyoruz. Pandemi döneminde de hizmetlerimizi aksatmadan görevlerimizi yerine getirmeye çalıştık. Bu sektörde çalışmaya ihtiyaç duyan insanlarımızın işsiz kalmaması için her zaman elimizden gelen gayreti gösterdik. Şükürler olsun 2020 yılında, 2021 yılında, 2022 ve 2023 yılında kırsalda çok büyük ölçüde ekonomik sorunlar yaşanmadıysa biz ve ekip arkadaşlarımızın özverili çalışmaları, halkımızın da kurallara uygun bir şekilde orman ekosistemine zarar vermeden yaptıkları çalışmalar sayesinde oldu. Umarım önümüzdeki dönemde de bu çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.Fahri Sönmezoğlu: 'Gal Arısını Yenmek İçin Hep Birlikte Çalışacağız'

‘İş Sağlığı ve Güvenliğine Dair Bir Kültür Oluşturmaya Çalıştık’

Ormanları korumak ve geliştirmenin temel hedefleri olduğunu vurgulayan Sönmezoğlu, “Tüm amacımız, ormanı geliştirmeye dönük yaptığımız kesimlerde, halkımızın gelişi güzel kesim yapmaması sağlamamak. Kurallara uygun bir şekilde ağaçları keserken etrafa zarar vermemek, ormandan çıkarırken ormana zarar vermemek, böylece ormanı geliştirmek hedefimiz. Bu konuda köylerimizi bilinçlendirdik. Devletimizin desteğiyle artık ormanlarda bu işin uzmanı olmayan çalışmıyor. İnsanlar eğitim alıyorlar, sınava giriyorlar, Merkezi Yetkilendirme Kurumu tarafından takip edilen sınavlara girip, ustalık belgesi alıyorlar. Bizlerde onlarla sürekli tatbikatlar yapıyoruz. Hedefimiz bu işi yapanların, işi yaparken zarar görmemeleri. İş sağlığı ve güvenliğine dair bir kültür oluşturmaya çalıştık. Zaten bölge olarak FSC belgesi olan bir bölgeyiz. FSC; uluslararası bir sertifikasyon uygulamasıdır. Kaliteli ormancılık uygulaması yapılan yere veriliyor. Buradaki asıl amaç ormanda çalışan insanın çalışma yaparken, herhangi bir kazaya uğramaması, bu konuda bilinçlenmesi. Koruyucu giyim, kuşan malzemelerini kullanması. Yine ormandan çıkarırken, ormana zarar vermemesi. Kendisine de zarar vermemesi. Tüm bu hedefleri her geçen gün daha iyi bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Umarım önümüzdeki süreçte daha da iyi olacak” ifadelerini kullandı.

‘Maalesef 2014 Yılında Yalova’da Kestane Gal Arısını İlk Olarak Gördük’

Orman zararlılarına da değinen Sönmezoğlu; “Umarım ormanlarımızda zarar yapan çeşitli böcekleri, mantarları daha erken bir şekilde tespit edip, onların zararlarını minimize etmek için, bilimin yol gösterdiği usul ve esaslarını kullanarak, bunların popülasyonunu minimize edeceğiz. Kestane ağacımız malumunuz tüm Karadeniz bölgesinin en önemli meyvesi, aynı zamanda geçmişte inşaatta kullanılan sağlam bir ağaç. Çünkü acı suyunu akıtınca 150-200 yıl çürümüyor. Böyle bir ağaç yok Onun için tarihten günümüze değin, insanlar evlerini yapmak için kestaneyi kesmişler, ahırlarını yapmak için kestaneleri kesmişler. Maalesef 1900’lü yılların başında Kestane Mürekkep Hastalığı denilen, kestane ağacının kökünü çürüterek, kestaneyi öldüren bir hastalık tüm dünyadaki kestane ormanlarında zarar yaptı. 90’lı yıllara kadar bu hastalık devam etti. Yine 1940’lı yıllarda başlayan Kestane Dal Kanseri hastalığı 1980’lerde Türkiye’ye geldi. Şu anda doğada birçok kurumuş halde olan kestane ağaçlarını kurutan bu Kestane Dal Kanseri hastalığı idi. Bu hastalığı şöyle bir hikayesi var; Çin’de 4 yıl görev yapan ABD Büyükelçisi’ne Çin Devleti 2 tane kestane fidanı hediye ediyor. Bu fidanlar ABD’ye getiriliyor, ABD’de Central Park’a teslim ediliyor. Oraya dikilen 2 fidan 2 yıl içerisinde ABD’de yaklaşık 2 milyar adet kestane ağacının ölümüne neden oluyor. Araştırmalar neticesinde fidanların geldiği Çin’de Kestane Dal Kanseri hastalığı had safhada gelişmiş şekilde ancak bu hastalığı orada minimize eden hipovirülent var. Yani zararlı orada etkin bir şekilde varlığını sürdürürken, bu zararlıyı gerileten sebeplerde mevcut. Zararlının kendisi geldi, faydalısı Çin’de kaldı. Sonraki temaslar neticesinde hipovirülent ABD’ye transfer edildi. ABD’de hastalığa çare üretilmeye başladı. Fakat buraya da fidanlar ve aşı kalemleri geldi. Bu hastalık tüm Avrupa’yı perişan etti. 80’li yıllarda Türkiye’ye geldi. 25-26 yıl ülkemizde büyük zararlara neden oldu. Bizde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde laboratuvarlar yaparak, hipovirülent üreterek, ağaçlarımıza enjeksiyon yöntemiyle bu hipovirülentleri yaptık. An itibariyle 5-6 yıldır kestanede Dal Kanseri Hastalığı artık bizim için büyük bir tehdit olmaktan çıktı. Ağaçlarımız hastalansa da hemen hipovirülent sayesinde bu hastalığın önüne geçiyoruz. Tam Dal Kanserini yemişken, maalesef 2014 yılında Yalova’da kestane gal arısını ilk olarak gördük” diye konuştu.

‘Türkiye’ye 10 Yıl Önce Geldi’

Gal arısı hakkında da bilgi veren Sönmezoğlu; “Bu gal arısı yine Çin’de, Japonya’da, Asya’da, daha sonra ABD’de de, en nihayetinde de Avrupa’da büyük zararlar yaptı. Bilinen dünyada 1930’lu yıllardan itibaren Kestane Gal Arısı zararlısı yaşanıyor. Avrupa’ya yaklaşık 30 yıl önce geldi. Türkiye’ye 10 yıl önce geldi. Geldiği yıl İtalya ile ikili anlaşma yaptık. 5 bin adet Padova Üniversitesi’nden torymus sinensis aldık ve Yalova ormanlarına saldık. Yalova ormanlarında geçen 10 yıl sürede bu torymus sinensisler sayesinde Kestane Gal Arısı minimize oldu. Tamamen bitmedi. Fakat geçen sene Yalova’da, Bursa’da, Balıkesir’de, Aydın’da, İzmir’de tekrardan kestane meyve verimini ve çiçekleri iyi seviyeye geldi. En iyi dönemindeki gibi olmasa da, birkaç yıl önce hiç kestane meyvesi olmuyorken, geçen sene daha iyi düzeye geldi. Yani artık o bölgedeki tüm ağaçlarımızda zararlı da var, faydalı da var” dedi.

‘Biyoteknik Mücadele Dünyada İlk Olarak Bizde Yapılıyor’

Kastamonu'daki gal arısı durumu ile ilgili bilgi veren Sönmezoğlu; “Biz ilk olarak 2021 yılında bu hastalığı görünce, Bursa’daki laboratuvardan getirdiğimiz torymus sinensisleri saldık. Bu sene 8 bin torymus sinensisi buraya transfer ettik, saldık. Hemen hemen bu hastalığın olduğu tüm yerlerde bu hastalığı geriletecek, çakmayı çaktık. Önümüzdeki sene sadece Cide’de değil, İnebolu’da da torymus sinensis üretimini yapacağız. Bursa’da tüm ağaçlarda zararlıdan daha çok faydalı olduğu için oraya arkadaşlarımızı gönderip, yaprakları toplatıp, burada önümüzdeki sene Mayıs ayında daha fazla böcek üretip, doğaya salacağız. Biz dünyada yapılanın ötesinde geçen sene bir profesör arkadaşımızın geliştirdiği biyoteknik mücadele dünyada ilk olarak bizde yapılıyor. Sarı tuzak olarak adlandırıyoruz. Gal arısını cezbeden maddeyi bu düzeneğe yerleştiriyoruz. Oradan çıkan buhar ergin hale gelen gal arısını cezbeden bir koku. Bunlar gal arısını çekiyor ve gal arıları buna yapışıyor. Her bir sarı tuzakta geçen yıl 500 ile bin tane gal arısı yakalandı. Geçen sene 2 bin tane asmıştık, bu sene 6-8 bin tane asmayı planlıyoruz. Vatandaşımıza da öğreteceğiz. Hep birlikte kestane ağacımıza zarar veren, bal üretimimizi olumsuz etkileyen, ağaçlarımızın verimini düşüren bu hastalığı, dünyadaki trafikten yenmek için hep birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Özel Haber

Bakmadan Geçme