Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi ve Camii
Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ile birlikte Anadolu'nun dört kutbundan biri olan Şeyh Şaban-ı Veli Kastamonu'nun en büyük manevi değeridir. Yıl boyunca Türkiye'nin dört bir tarafından ve Dünya'nın çeşitli yerlerinden on binlerce kişi tarafından ziyaret edilen Şeyh Şa'ban-ı Veli Külliyesi içerisinde bulunan türbe, camii, dergah, müze, kütüphane, asa suyu ve şadırvan...
Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ile birlikte Anadolu’nun dört kutbundan biri olan Şeyh Şaban-ı Veli Kastamonu’nun en büyük manevi değeridir. Yıl boyunca Türkiye’nin dört bir tarafından ve Dünya’nın çeşitli yerlerinden on binlerce kişi tarafından ziyaret edilen Şeyh Şa’ban-ı Veli Külliyesi içerisinde bulunan türbe, camii, dergah, müze, kütüphane, asa suyu ve şadırvan ile dergah evleri ile geniş bir alanı kaplamaktadır. HAZRET-İ PİR ŞEYH ŞABAN-I VELİ (K.S) KİMDİR? Halvetiye tarikatı, Şabaniye kolunun kurucusu, Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli (K.S.) 1481 yılında Kastamonu ili, Taşköprü ilçesinde dünyaya gelmiştir. (Ömer Fuadi Menakıpnamesi) Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli (K.S.), dünyaya gelmeden babasını, henüz 3 yaşlarında annesini kaybetmiştir. Hayırsever bir hanım, Şaban Efendiyi himayesine alarak onun tahsil yapmasına yardımcı olmuştur. İlk tahsilin ardından, devrin eğitim ve ilim merkezi olan İstanbul'daki, Fatih Medreselerinde eğitimini tamamlar. Kastamonu'ya dönerken, methini duyduğu, zamanın büyük ulemalarından Halveti Şeyhi, Hayrettin Tokadi Hazretleri’ni (K.S.), Bolu'daki dergahında ziyaret eder (1508). Bu ziyaret esnasında aralarında oluşan manevi muhabbet sonucu, dergahta tam on iki yıl kalarak hizmet eder ve Hayrettin Tokadi Hazretleri’nden ders alarak tasavvuf ilminde olgunluğa erişir. Hayrettin Tokadi Hazretleri, Şaban-ı Veli Hazretleri’ne (K.S.) icazet verip “Sana hilafet verildi, artık memleketine dön" diyerek, Kastamonu halkını şeriat ve tasavvuf ilimlerinde irşat etmek üzere görevlendirir. Kastamonu’da doğan bu ilim ve irfan güneşi, doğu ve batı düşünce dünyasını, fikir dünyasını aydınlatmıştır. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri (K.S.) irşad usulüne yeni metotlar kazandırarak, Pir makamına ulaşmış ve kırk yılı aşkın bir süre irşad görevini yerine getirdikten sonra 1568 yılında vefat etmiştir. YAŞADIĞI DÖNEMİN KUTBU Yaşadığı dönemin kutbu olan Hazreti Pir Şeyh Şaban-ı Veli (K.S.) insanların yanı sıra, cinleri de irşad yetkisine sahip olduğu için, tasavvuf uleması arasında ‘Mürşidü’s Sakaleyn” unvanı ile anılmıştır. Üç yüz altmış halife yetiştirmiştir. İnsanları aydınlatmak için görevlendirilen Halveti-Şabaniye tarikatı halifeleri, Anadolu, Mısır, Hicaz, Pakistan, Kuzey Afrika, Balkanlar ve pek çok ülkede ilim ve irfan hizmetlerinde bulunmuşlardır. Hazret-i Pir Şeyh Şa’ban-ı Veli (K.S.) yüce yaratandan üç dilekte bulunmuştur. Tarikatına intisap edenlerden, tasavvuf eğitimini tamamlayamadan vefat edenlere, son nefeslerini vermeden önce her şey de Yaratanının tecellisini görmek (tevhid-i zat) zevkinden ihsan buyrulması. Tarikatına mensup olanların, cinlerin tasallutundan, sihir ve büyü yapanların şerrinden muhafaza olunması. Kıyamete kadar, dünya üzerinde ariflerin ve alimlerin eksik olmaması HALVETİLİK NEDİR? Halvet: İbadet, tefekkür ve zikir için; "Ölmeden önce ölünüz.” Hadis-i Şerifi düsturuna dayanarak; küçük, karanlık ve boş bir mekânda yalnız başına kalmak anlamına gelir. Halvetilik: Kimsenin olmadığı bu küçük yerde (yaşarken kabire girmek gibi), ibadet düşünce ve zikir yoluyla Yüce ulaşmayı amaçlayan gönül yoludur. ŞEYH ŞA’BAN-I VELİ KÜLLİYESİ/CAMİ Halk arasında “Hz. Pir Cami" diye bilinen Şeyh Şaban-ı Veli Camii, Seyyid Ahmet Sünneti Efendi (R.A.) (vefatı:1460) tarafından, mescit olarak inşa edilmiştir. Cami, aynı zamanda halveti dergâhı olduğundan, içeride arka tarafta halvethaneler (zikir yapılan küçük boş odalar) bulunmaktadır. Caminin kitabesinde, miladi 1580 yılında 3’üncü Murat'ın hocası Şucaettin Efendi tarafından yenilendiği belirtilmektedir. Cami içerisinde oyma kalem işçiliğine sahip ahşap bir minber, fildişi ve sedef kakmalı kapı kanatları ve yine aynı özelliğe sahip vaaz kürsüsü sanatsal değere sahiptir. TÜRBE Kastamonu’nun en çok ziyaret edilen mekanı Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’dir. Yapımına Sultan Ahmet'in sadrazamı Murat Paşa’nın Kethüdası Ömer Bey tarafından başlanılmıştır. Kethüda Ömer Beyin vefatı sonrasında bir müddet yarım kalan türbe inşaatı, Hazret-i Pir'in beşinci halifesi Ömer Fuadi Hazretleri’nin öncülüğünde halkın katkısıyla tamamlanmıştır. Türbenin yarım kaldığı dönemde, Ömer Fuadi Hazretleri (R.A.), yaradana dua edip “Ey Hüda, Peygamberin hürmeti için, Hak yoluna sıdk ile mürşid ve delil olan Pir’imiz Şaban Efendi Sultan hürmeti için, türbemize gayb hazinenden, itmam ve tekmil müyesser eyle” diye niyaz eder. Her defasında duadan sonra elini yüzüne çalıp şu kıtayı okurdu; “Devr-i alemde görünse ferd-î ef’ale sükun Kudret-i Hakk durmayıp tecdid-i halet gösterir, Türbe haline nazar ettikçe derdim daima. Görelim ayine-i devran ne suret gösterir" (Yaşadığımız dünyada her şey durmuş gibi görünse de; Yüce Yaratıcı, yaratmayı her an sürdürmektedir. Türbenin yarım haline baktıkça, görelim gelecek günler neyi gösterecek derdim.) Neticede; Ömer Fuadi Hazretleri’nin bu duası kabul olunmuş ve türbe onun zamanında tamamlanmıştır. Türbe içerisinde Şeyh Şaban-ı ı Veli Hazretleri (K.S.) ile birlikte 13 potnişini, türbedarı ve peşkirdarı meftun bulunmaktadır. KÜTÜPHANE Türbe ile aynı tarihlerde yapılan kütüphane, günümüzde alt katı ibadethane, üst katı ise dernek odası olarak kullanılmaktadır. ASA SUYU "Taşıyla toprağıyla mübarektir bu Kastamonu, Mekke silsilesine bağlıdır. Buradan oraya yol vardır" Mehmet Feyzi Efendi (R.A.). Şeyh Şa'bân-ı Veli Hazretleri’nin (K.S.) asasını yere vurmasıyla çıktığına inanılan, türbe kapısının önünde bulunan asa suyu, halk arasında; Kabe'de çıkan zemzem suyuna tat ve koku olarak benzetilmesi itibarıyla “Ebi Zemzem" olarak adlandırılır. Ziyaretçiler bu sudan içmekle hastalıklarına şifa bulacaklarına inanırlar ve psikolojik olarak rahatlarlar. DERGAH KONAKLARI VE ŞADIRVAN Haremlik ve Selamlık olarak yaptırılan konaklar, 1900 yılında Mahmut Sırrı Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dergah Konaklarının önündeki düzlükte yer alan Şadırvan ise, Mahmut Sırrı Paşa’nın eşi Prenses Fatma Hanım tarafından yaptırılmıştır. Şadırvan ve konakların yaptırılışı şöyle rivayet olunur: Fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Azdavaylı Mahmut, Yüce Yaratıcı’nın izni ile birçok sıkıntısını, Şeyh Şaban-ı Veli Hazretleri’nin ruhaniyetinden yardım alarak halletmiştir. Zamanın şeyhinin de elini öpüp, hayır duasını alan Mahmut Paşa, zamanla Mırı Hidivi İsmail Paşa’nın kızı Prenses Fatma ile evlenerek hem güç kazanmış hem de eşinden dolayı büyük bir servetin sahibi olmuştur. Tüm muvaffakiyetlerini ve aile saadetini, Hazret-i Pir Şeyh Şaban-ı Veli’ye (K.S) olan bağlılığına borçlu olduğuna inanan Mahmut Paşa, eşiyle beraber Kastamonu’ya gelerek dergaha çeşitli yardımlarda bulunmuş, caminin ve türbenin yenilenmesini ve dergah evlerinin yapımını sağlamıştır. Caminin üst tarafında bulunan selamlık konağı, 2007 yılında Vakıf Müzesi’ne dönüştürülmüş olup; Kastamonu’nun en çok ziyaret edilen müzesi konumundadır. ŞEYH ŞABAN-I VELİ VAKIF MÜZESİ Müzede; Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı cami ve mescitlerden elde edilen tarihi eser niteliği kazanmış teberrukat eşyaları ve tekke eşyaları sergilenmektedir. Eser grupları arasında; Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Kırşehir Kayseri ve Tokat yöresine ait halı ve kilim örnekleri yer almaktadır. El yazması Kur'an-ı Kerimler, yazma eserler, hat levhalar şamdanlar, kandiller, sadaka taşları ile binanın birinci katında Hz. Pir şeyh Şaban-ı Veli'nin özel eşyaları, dini tarikat eşyaları ile Kastamonulu hattatlara ait hat eserleri sergilenmektedir.