Halime Korkmaz

Allah'ı Anmaktan Sizi Alıkoyan Şey Hangisi?

Halime Korkmaz

İnsanın en temel özelliklerinden biri, unutun vasfına sahip olmasıdır. Vakti zamanında yaşadığı ve yaşarken üzüntüler ve mutluluklar içerisine girdiği neyi/neleri unutur da çoğu aklına gelmez. Unutmak, bazen bir nimet vasfına bürünürken bazen de zulmete dönüşebilir. İnsan her şeyi unutur da kendisini yaratanı ve dünyaya en şerefli varlık “insan” olarak gönderen Allah’ı neden unutur? Asıl soru bu olmakla birlikte tali soru ise Allah’ı unutarak O’nu anmaktan insanı uzaklaştıran ve unutturan şey(ler) ne(ler)dir?

Öncelikle her akıl sahibi Müslüman, nefes aldığı sürece boyunca Allah’ı anmadığı bir anın olmaması gerektiğini aklından çıkarmamalı. Yaptığı veya yapmadığı, söylediği veya söyleyemediği her şeyde Allah’ı hatırda tutmak, hayatını sünnetullah çerçevesinde yaşamasına katkı sağlayacaktır. Ayette, “O akıl sahipleri, ayakta dururken, otururken ve yanları üzerine yatarken daima Allah’ı zikrederler...” (Âl-i İmrân 3/191) buyrulur. Bu durum, bir Müslüman’ın 24 saatlik bir gün ve dahi bir ömür içerisinde riayet etmesi gereken bir ölçüttür. Ve fakat insanoğlu bazen de Allah’ı anmaya yanaşmayarak öyle bir hayat yaşar da farkına varmaz. Diğer taraftan Allah’ı anmak dediğimizde ne kasdetmemiz gerekir sorusunu da düşünmek zorundayız. Çünkü bu şekildeki bir zikretmek sadece ve sadece dil ile Allah lafzını söylemek şeklindeki anlayışa dönüştüğünde eksik bir anlayış olduğu ve hayatın anlamsızlaştığı da görünen bir gerçektir.

Kanaatimce Allah’ı anmak demek, yaptığımız ve söylediğimiz her şeyde Allah’ın o işten ve sözden razı olup olmayacağını düşünerek eylemde bulunarak hayatını yaşamaktır. Allah’ın rızası, hayatın düsturu olmadığı müddetçe Allah’ı anmaktan imtina edildiği anlaşılır. Şu emir, her Müslümanın işte, evde, çarşıda-pazarda hayat nizamını nasıl kuracağına bir delildir: “Ey iman edenler! Allah’ı çok çok zikredin.”(Ahzab 33/41) Çünkü insan, Allah’ı zikretmediğinde yolunu şaşırır, adeta düz yolda sendeleyip düşer. Ve sonuçta Allah’ı unutan kendisini yani dünyada bulunma sebebini ve gayesini de unutarak fani olan dünyaya gönül bağlar. Modern çağın en dikkat çeken özelliğinin bu olduğuna da dikkat çekmek zorundayız.

Bu dünyadaki en önemli şey; hiç şüphesiz Allah’ı anmak, O’nu hatırda tutmaktır. Yüce kitapta cenab-ı Allah, “... Allah’ı anmak her şeyden önemlidir...” (Ankebut 29/45) buyururken bir Müslüman bu “önemli” emri yok sayma hakkına ve özgürlüğüne sahip olamaz.

Peki ama insanı Allah’ı anmaktan alıkoydurup kendi nefsinin, heva ve hevesinin kurbanı yapan önemli(!) şey veya şeyler nelerdir? Mesela; “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münafikûn 63/9) Mallar, insana Allah’ı unutturur mu? Evet, mal sevdasına düşmek veya daha çok mal elde etmek için her şeyi mübah saymak Allah’ı unutturur. O malı elde etme yolunda Allah’ın kurallarını yok saymak Allah’ı unutturur. Allah’a karşı kulluk görevlerini yerine getirmek istemeyen insan, Allah’ı unutmuş demektir. Veya Allah’ın razı olmadığı şekilde mal kazanma dürtüsü de Allah’ı unutturur. Ya çocuklar, insanın yeri geldiğinde ömrünü vermekten çekinmediği çocuklar, insana Allah’ı unutturur mu unutturursa nasıl ve neden unutturur? Özellikle modern çağın ebeveynleri çocuklarını “prens ve prensesler” şeklinde yetiştirilme anlayışına sahipler gibi görünüyor. Anne-babalar, çocuklarının her isteklerini yaparken Allah’ı unutabiliyorlar. Veya onlarla ilgilenirken Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirecek zamanı bulamıyorlar. Bir başka şekli ise evlatlar, hayata atıldıklarında anne-babalarını kendi nefisleri ve egolarının tesiri altına almayı başarabildiklerinde (?) Allah’ın razı olmayacağı işler yaptırtıp sözler söylettirebiliyorlar. En acısı da bu oluyor aslında. Allah’a kulluk için ömrü boyunca çaba gösteren bir birey, evladı için Allah’ın emirlerini ve yasaklarını yok sayabilme konusunda elinden geleni ardına bırakmamayı da tercih etme yolunu seçerek Allah’ı unutabiliyor.

“Şüphesiz şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide 5/91) O zaman insana düşmanlık, kin ve nefret duyguları bulaştıran işler de Allah’ı anmaktan insanı uzak tutmaktadır. Kin duyguları, Allah’ı insana nasıl unutturur ki? Kötü alışkanlıklar, kötü özelliklerin yeşermese sebep olur. Bundan dolayı ki kötü hasletler insanı Allah’ı anmaktan alıkoyar.

Zulüm, kişinin bulunduğu duruma ve şeye göre değişiklik gösterdiği bilinen bir gerçektir. Bu sebeple kişiyi karanlıkta bırakan her şeyin zulüm olduğunu ve bunu yapanların da zalim olduğunu ifade ediyoruz. O zaman zalimler de yaptıkları zulümler sebebiyle Allah’ın haram kıldığı zulmü yapmakla Allah’ı anmaktan öncelikle kendilerini alıkoymaktadırlar. Çünkü zalim, her bir zulmü ile kulu kulluğundan uzaklaştırabilir. Cenab-ı Allah; “Onlar, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.” (A’râf 7/45) buyurur. Ahireti unutarak yaşayan herkes, aldığı her bir nefeste Allah’ı ve O’nu anmayı unuttuğunu hatırdan çıkarmamalıdır. Buna ilaveten yaşadığı hayatta hayatı sadece ve sadece dünyadan ibaret zannedenler de Allah’ı unuturlar. Kendileri unuttukları gibi başkalarının da hatırlamasının önüne geçerler. “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan) uzak bir sapıklık içindedirler.” (İbrahim 14/3)

İnsana kötülüğü emreden ya nefsidir ya da şeytandır. Bu sebeple kişi nefsine ve şeytana uyduğu müddetçe kendisine kötülük yaptığını ve bu suretle sadece kendisini Allah’tan uzaklaştırdığını hatırda tutması gerekir. İnsan için en büyük düşman, hiç şüphesiz şeytandır. O halde ona uymak da Allah’tan uzaklaştırmada en önemli etkendir. Nitekim Cenab-ı Allah; “Şeytan sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.” (Zuhruf 43/62) buyurur. Şeytanın istediği her şeyi yapan kişi, hem kendisine zulmetmiş hem de kendisini Allah’tan uzaklaştırmış olur. Aslında başkasına yaptığını zannettiği en büyük düşmanlığı kendisine yaptığının farkına dahi varmadan ömrünü tüketir.

O zaman, şunu diyebiliriz ki insanı Allah’ı anmaktan alıkoyan sebepler, kişinin sahip olduğu nimetlere göre değişiklik arz eder. Kişinin ne kadar çok nimeti varsa o kadar çok Allah’tan uzaklaşabilir diyebilir miyiz? O zaman okuyucuya şunu soralım: Sizi Allah’ı anmaktan alıkoyan nedir veya nelerdir?

Yazarın Diğer Yazıları