
Allah Kullarından Kariyer İster Mi?
Kadriye Doğan
Son günlerde okuduğum bir kitabın kapağında şu cümle yazıyordu “Allah kullarından kariyer ister mi?” ilk okuduğumda elbette istemez sonuçta bizler ancak kulluk edelim diye yaratıldık diye düşündüm.
Ama okudukça yazar beni evet Allah kullarından kariyer ister cevabına ikna etti. Ruh katılmış bir kariyer şöhret, yiyip, içmek, mal, mülk için değil rabbinin ona çizdiği yolu keşfetmek için. Çünkü insanın ruhunun dünyadaki en büyük azabı kendisini ait olmadığı bir yerde hissetmesidir. Oysa Allah Necm Suresi 39’uncu Ayetinde insana ancak çalıştığının karşılığı verilir buyuruyor. İnsanın haricindeki her canlı daha doğduğunda hayattaki rotası bellidir. Arı bal, tavuk yumurta, inek süt verir. Oysa yaratılmışların en üstünü insan dünyaya ne olacağını bilmeden doğar. Azmiyle, çabasıyla ve metanetiyle nerelere gidebileceği kendisini bile şaşırtır. Yeri gelir meleklerden üstün; yeri gelir hayvanlardan aşağı olur. Allah zorlukları yaratmamış olsaydı, bizi sınavlara tabi tutmamış olsaydı erdemlerimizi nasıl keşfedecektik? Kaldıracağımız yük yoksa kollarımızdaki gücü nasıl keşfederiz?
Talep olmadan ekmek vermek hak adetinden olmamıştır. Bizi erdemlerimizle yeteneklerimizle buluşturacak olan yegane kilit gayret kilididir. İnsan olarak kendimizi aşmamız ve nerelere kadar varabileceğimizi görmemiz için sürekli mücadele etmemiz şart. Bunun adı kariyer olmuş veya olmamış fark etmez. Allah (C.C) sonuçlara bakmıyor. O bizden sefer istiyor, zaferin kendisinden olacağını vaat ediyor. Yarın, öbür gün demeden bugün vira bismillah diyerek işe girişmek gerekiyor. Yeteneği olmasına rağmen disiplinli çalışmayı göze alamayan nice insanlar heba olup gitmektedir. Nefsimize çalışmak ağır gelir bahaneleri bitmez. En iyi kariyer gayrettir. Son nefesimizi verirken bile elimizde ektiğimiz gayret tohumlarının kokusu olsun.
Goethe’nin bir sözüyle bitirelim; “Hedefine ulaşmak mı istiyorsun? O halde yolunu kesme”