Nefise Köylü

Beceremediğiniz İşte Israrcı Olmayın

Nefise Köylü

Gezi yazılarıma bu haftalık ara vererek, ülkemizin ve özellikle iş hayatının kanayan yarası olan beceriksiz insanların istihdamda gereksiz yer teşkil etmesi hususuna değinmek istiyorum.

Beceri nedir?

Beceri; kişinin, yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak, bir işi başarma, bir işlemi gereğine uygun olarak, gerektiği gibi sonuçlandırma yeteneğidir.

Bu durum kesinlikle teorik bilgi ve teorik donanımla karıştırılmasın!

Zaten ülkemizdeki istihdam yönlendirme ya da istihdam seçim yanılgısı tam burada başlıyor. Bilmem nerenin üniversitesinde okumuş, bilmem çift anadal bitirmiş, bilmem nerenin bölümünde yüksek lisans yapıyormuş… mişler muşlar…

Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, “beceri-maharet” olarak tanımlanmıştır. Beceri; zihinsel ve fiziksel olarak bir şeyi iyi tam anlamı ile yeterlilik ve ahlak çerçevesinde, tabi ki kurallara uygun yapabilmek anlamına da gelir. Dolayısı ile tabi ki yükseköğrenim, sertifikalar, ek eğitimler önemlidir ama asıl önemli olan istihdamda yer teşkil eden kişinin görevi ve pozisyonu gereği gerekli yeterliliğe ve özellikle iş ahlakına sahip olmasıdır.

Ülkemizdeki en büyük problemlerin başında bu beceriksiz insanların yönetimlerde konumlanmış olması gelir. Balık baştan kokar diye bir atasözümüz var ya o tam olarak bu durumu özetler. Yani bizim tarihimizde bu beceriksiz insanların teşkil ettiği yerden dolayı verdikleri zarar durumu çok eskilere dayanır.

Sürekli borçlanarak ticaret yapılır mı? Yapılmaz tabi ki. Sırf patronluk vasfının kendisinde var olduğunu düşünen ama yeterli beceriye sahip olmadığı için sürekli hata yapan ticaret erbabı ısrarla bu hataya devam eder.

Sürekli taviz verilerek müdürlük yapılır mı? Yapılmaz tabi ki. Sırf kazandığı bu vasfı kaybetmek istemeyen ama bu vasıf için gerekli beceriye sahip olmayan yönetici ısrarla bu hataya devam eder.

Sürekli işyeri iş akışını kendi özgüvensizliği nedeniyle bozan, o benim işim değil, bu benim işim değil diyerek, kafasını masasına koyup uyuyan çalışanla iş yapılır mı? Yapılmaz tabi ki. Sırf ben maaşımı alırım, keyfime bakarım zihniyeti ile belki de çok daha işe ihtiyacı olan ve verimli olabilecek başka bir çalışan adayının yerini kaplayan bu beceriksiz zihniyet ısrarla bu hataya devam eder.

Sürekli yaptığı iş bozulan ustayla tekrar iş yapılır mı? Yapılmaz tabi ki. Sırf usta vasfı var diye iş kovalayan ama yaptığı her işte kusur bırakan usta ısrarla bu hataya devam eder.

Sonra oturup sorgularız neden bu işler böyle, neden böyle sıkıntılar var, neden düzelmiyor?

İşinin ehli olmayan kişi işten el çekmeden, işinin ehli olanda işini rahat rahat yapamadan bu sorunların hiçbiri düzelmez.

Ülkedeki kısır düzen, ekonomik yoksunluk, gereksiz efor ve yetersiz verim, faydasız çalışma eğrisine gereksiz yatırım, dolayısı ile kaos devam edip gidiyor. Kafamı nereye çevirsem bu sancıyı görüyorum ve çok üzülüyorum.

Yetkinliği, becerisi yeterli düzeyde olmayan ve BECEREMEDİKLERİ İŞTE ISRARCI OLAN insanlar nedeniyle devam eden kaos beni çok yaralıyor.

Hangi üniversitenin hangi bölümünde okuduğumuz, hangi sertifikalara sahip olduğumuzun hiçbir önemi yok önemli olan Allah Rızası için sahip olduğumuz işi iyi niyet, yüksek gayret ve beceri ile hakkı ile yapabilmekte. Yapamıyorsak da bunu anladığımızda bu büyük bir asalet ile bırakabilmekte.

Bu zihniyet oturmadıkça ülke ekonomisi ve kurumsal hayattaki genel kaos sürekli devam edecektir. 

Bilinçli ve yetkinliği yeterli düzeyde olan, işini ahlak, kurallar ve hakkaniyeti ile yapan insanların sözünün daha çok geçtiği ve beceriksiz insanların ayıklandığı bir düzen diliyorum.
 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları